Down Sendromlu doğan bebek için Tazminat davası, Yargıtay kararı

Down Sendromlu doğan bebek için Tazminat davası, Yargıtay kararı

Bebeği down sendromlu doğan annenin, hamilelik sürecinde kendisini uyarmadığı ve down sendromu ile ilgili gerekli testleri yapmadığı gerekçesiyle doktoruna açtığı 400 bin TL'lik tazminat davasını kazandı. Karar Yargıtay tarafından oyçokluğuyla onandı.

İzmir'de yaşayan ev kadını T.N., dava dosyasına göre 2013 yılında ikinci çocuğunu down sendromlu olarak dünyaya getirdi. T.N., hamilelik sürecini takip eden doktorun ihmalinden kaynaklanarak down sendromunun hamilelikte tespit edilmediğini ve bu nedenle oğlunun down sendromlu olarak doğduğunu iddia ederek avukatı E. Bora aracılığıyla maddi ve manevi tazminat davası açtı. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, doktorun sigorta şirketi tarafından açılan davayı inceledi ve anne, baba ve çocuğa 400 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.

Kararın gerekçesine göre, sağlık hizmeti sunumunda doktorun gerekli ve uygun teşhis ve tedaviyi yerine getirme sorumluluğunu tam olarak yerine getirmediği belirtilmiştir. Özellikle doktorun anne adayının yaşı göz önünde bulundurularak, hamileliğin potansiyel faydaları ve riskleri konusunda gerekli bilgilendirmeyi eksik veya yetersiz yaptığı vurgulanmıştır. Ayrıca doktorun gerekli testleri yapma ve aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini kanıtlamadığı ifade edilmiştir.

Hekimin sağlık hizmeti verirken gereken özeni göstermediği, anne adayını down sendromu riski hakkında yeterince bilgilendirmediği ve gerekli testleri yapmadığı belirtildi. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, davalı sigorta şirketinin itirazını inceledi ve yerel mahkemenin kararını onadı.

Davalı sigorta şirketi, mahkemenin kararına itiraz etti ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından incelenen itiraz sonucunda yerel mahkemenin kararı oy çokluğuyla onaylandı. Davalı sigorta şirketi, karar düzeltme talebinde bulunmuş olup geçtiğimiz haftalarda karar taraflara tebliğ edilmiştir.

MAHKEME KARARI

Kararın gerekçesinde yer alan karşı oy yazıları dikkat çekmektedir. Daire başkanı, somut vakada "Anne karnındayken haberdar olsaydık, çocuğun hayatına son verirdik" gibi bir iddianın dile getirilmediğini belirterek, anne-babanın psikolojik açıdan haklı nedenlerle engelli bir çocukla yaşama zorunluluğu olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca "ötenazi" hakkının Türk hukukunda tam ehliyetli kişilere dahi tanınmadığını vurgulamıştır.

Karara muhalif olan diğer üye ise yaşam hakkının vazgeçilmez olduğunu belirtmiş ve down sendromu tanısının gebeliği sonlandırmak için tıbbi bir zorunluluk olmadığını ifade etmiştir. Üye, çocuğun öldürülmesi sonucunu doğuracak bildirimin yapılmamasının hukuki bir değere sahip olmadığını savunmuştur.

Bu dava sonucunda, down sendromu teşhisi konulmadığı için down sendromlu doğan çocukların ebeveynlerinin yaşadığı maddi ve manevi zorlukları gözler önüne sermektedir. Mahkeme kararıyla birlikte, doktorun ihmalinin sonuçlarıyla yüzleşen aile maddi tazminat taleplerini karşılamış oldu.

Down sendromu, gebeliğin her haftasında yapılan "Kordosentez" adlı tanı testiyle yüzde 99.5 oranında tespit edilebilmektedir. Ayrıca anneden alınan bir damla kanla yapılan "Nifty" adlı tarama testiyle de düşük riskle yüzde 99.5 oranında down sendromu tespit edilebilmektedir. Bu tanı testleri sayesinde gebeliğin herhangi bir aşamasında down sendromu teşhisi konulabilir. Down sendromu tespit edildiğinde anne-baba isteği ve heyet raporuyla gebeliğin sonlandırılması yasal olarak mümkündür. Karar, anne ve baba tarafından verilmektedir.

 

 

 

Down Sendromlu doğan çocuklar ile ilgili,Tazminat davaları ve  Mahkeme Kararları için TIKLAYINIZ..

Şimdi Ara
Hemen Sor