Anayasa Mahkemesi'nden FETÖ üyeligi ile ilgili yargilamalar için kritik karar: Sohbetlere katilma ve sendika üyeligi örgüt üyeligi olarak degerlendirilemez. Anayasa Mahkemesi, FETÖ yargilamalariyla ilgili olarak, "Sohbetlere katilma ve sendika üyeligi örgüt üyeligi olarak degerlendirilemez" dedi. Yüksek mahkeme, "Saniklarin örgütün nihai amacini bilip bilmedigi degerlendirilmeli" seklinde karar verdi. Anayasa Mahkemesi (AYM), FETÖ yargilamalariyla ilgili önemli bir karara imza atti. Yüksek Mahkeme, sohbet toplantilarina katilan ve örgüte müzahir sendika üyesi olan bir ögretmenin “silahli terör örgütü” üyeliginden cezalandirilmasini hak ihlali saydi. Kararda yerel mahkemenin, basvurucunun “örgütün nihai amacini bildigini ortaya koyamadigi” vurgulandi. Yüksek Mahkeme, yeniden yargilama ve 30 bin TL tazminata da hükmetti. Anayasa Mahkemesi bu karari; Usak’ta ögretmen olarak görev yaparken, 15 Temmuz darbe girisimin ardindan gözaltina alinip bir süre tutuklanan bir ögretmenin basvurusu üzerine aldi. DAVALI ÖGRETMEN 6 YIL 3 AY HAPIS CEZASI ALDI Söz konusu ögretmen, Usak 2. Agir Ceza Mahkemesi’nde yapilan yargilama neticesinde, “silahli terör örgütü üyeligi” suçlamasindan 6 yil 3 ay hapis cezasina çarptirildi. Yerel mahkeme, ögretmen sanigin 17-25 Aralik 2013 sürecinden önce örgütün sohbet toplantilarina katilmasini, Aktif Egitim Sendikasi’na üyesi olmasini ve bazi FETÖ süphelileri telefon irtibati olmasini cezalandirma nedeni saydi. Bu karar hem Istinaf hem de Yargitay’in onayindan geçerek kesinlesti. ANAYASA MAHKEMESI’NE BASVURDU Bu gelisme üzerine ögretmen basvurucu, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel basvuruda bulundu. Terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün suç ve cezalarin kanuniligi ilkesini, özel hayata saygi hakkini ve sendika hakkini ihlal ettigini belirtti. IHLAL VE YENIDEN YARGILAMAYA HÜKMEDILDI Basvuruyu degerlendiren Anayasa Mahkemesi oybirligiyle hak ihlali karari verdi. Yeniden yargilamaya hükmeden mahkeme, basvurucuya 30 bin TL tazminat ödenmesini de kararlastirdi. AYM’nin ihlal karari sonrasi, yargilama yerel mahkemede yenilecek ve ihlal karari dogrultusunda, basvurucu ögretmenin beraatina karar verilecek. GEREKÇEDE ÖNEMLI TESPITLER Yüksek Mahkeme’nin kararinda; FETÖ yargilamalarina emsal teskil edebilecek tespitlere yer verildi. O tespitler özetle söyle: FETÖ’NÜN NIHAI AMACINI BILIP BILMEDIGI ARASTIRILMALI: Anayasa Mahkemesi’ne göre basvurucunun cezalandirilmasina dayanak yapilan eylemleri gerçeklestirdigi tarihlerde, dinî bir cemaat kisvesi altinda olan yapiya mensup oldugu ya da en azindan sempati duydugu noktasinda bir tereddüt bulunmamaktadir. Buna karsin yargi makamlari basvurucunun FETÖ/PDY'nin nihai amacini ve yöntemlerini bilen ve örgütlenme piramidinin üst katlarinda yer alan örgüt mensuplarindan biri oldugunu ileri sürmemistir. Ayrica FETÖ/PDY'nin devletçe bir terör örgütü kabul edilmeye ve herkesçe öyle bilinmeye baslanmasindan önce dinî bir cemaat zanniyla irtibat ve iltisak hâlinde oldugu söz konusu olusumun bir terör örgütü oldugundan basvurucunun haberdar oldugunu baska herhangi bir sekilde iddia etmemistir. Üyesi olduklarindan bahisle kisilerin cezalandirilmalarina neden olan bir olusum veya yapilanmanin terör örgütü oldugunu bireylerin bildiklerinin ortaya konulmamasi, ceza hukukunun genel ilkelerine aykiri oldugu gibi bireylerin önceden suç olarak tanimlanmayan fiilleri isledikleri gerekçesiyle terör örgütüne üye olma gibi agir suçlardan mahkûm edilmeleri sonucunu da dogurabilir. DINI BIR CEMAAT ZANNIYLA HAREKET ETTI: Ilk derece mahkemesi; örgütsel özellik tasiyip tasimadigi degerlendirilmemis olan sohbet toplantilarinin ve buna iliskin tanik ifadelerinin, örgütle irtibatli sendikaya üyelik ve içerigi belirlenememesi nedeniyle örgütsel oldugu ortaya konulamayan, imam seviyesinde olduklari iddiasiyla yargilanmakta olan kisilerle iletisime iliskin HTS kayitlarinin bir bütün olarak ele alindiginda, basvurucunun bir terör örgütüne üye olma bilinciyle hareket ettigini ortaya koymakta basarili olamamistir. FETÖ/PDY'nin yasal zeminde faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütü, dinî bir cemaat oldugu zanni ile hareket ederek örgüte sempati duydugu ve örgütle irtibat kurdugu anlasilan basvurucunun mahkûmiyetinde delil olarak kullanilan fiillerinin kendisini cezai yönden sorumluluk altina sokacagini makul olarak öngördügü gösterilememistir. Sonuç olarak basvurucunun bu sekilde terör örgütüne üye olma suçundan mahkûm edilmesi anilan suçun basvurucunun aleyhine öngörülemez biçimde genisletici bir yoruma tabi tutulmasi ile mümkün olmustur. Ortaya çikan bu sonuç Anayasa’nin 38. maddesinin birinci fikrasi ile bagdasmamaktadir. Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle suç ve cezalarin kanuniligi ilkesinin ihlal edildigine karar vermistir. SENDIKA HAKKINA MÜDAHALE: Örgütün nihai amacini bildigi ortaya konamayan basvurucunun bir sivil toplum hareketi oldugu zanni ile irtibat ve iltisak hâlinde oldugu örgütün düzenledigi sohbetlere katilmasinin terör örgütüne üye olma suçundan cezalandirilmasinda delil olarak kullanilmasi nedeniyle basvurucunun özel hayata saygi hakkina yine iltisak boyutunu asarak örgütle organik bir bag kurup hiyerarsisine dâhil oldugunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetlerin varligi ile desteklenmeden FETÖ/PDY'ye müzahir bir sendikaya üye olmasinin terör örgütüne üye olma suçundan cezalandirilmasinda delil olarak kullanilmasi nedeniyle sendika hakkina müdahalede bulunulmustur. ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKI IHLAL EDILDI: Ilk derece mahkemesi, örgütün nihai amacini bildigi ortaya konamayan basvurucunun temel haklari kapsaminda bulunan faaliyetlerinin terör örgütü hiyerarsisi içinde gerçeklestirilmis örgütsel faaliyetler oldugunu gösterememis; böylece özel hayata saygi hakki ile sendika hakki üzerinde haksiz bir caydirici etki olusturmustur. Bu baglamda mahkeme, basvurucunun sikâyete konu eylemlerinin mahkûmiyet hükmünde delil olarak kullanilmasinin zorunlu bir toplumsal ihtiyaci karsiladigini ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterememistir. Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle özel hayata saygi ve sendika haklarinin ihlal edildigine karar vermistir. FETÖ/PDY davalari ile ilgili Yargitay kararlari ve Anayasa mahkemesi kararlarina EMSAL KARARLAR sayfamizdan ulasabilirsiniz. adaletbiz.com
Anayasa Mahkemesi, FETÖ yargilamalariyla ilgili olarak, "Sohbetlere katilma ve sendika üyeligi örgüt üyeligi olarak degerlendirilemez" dedi. Yüksek mahkeme, "Saniklarin örgütün nihai amacini bilip bilmedigi degerlendirilmeli" seklinde karar verdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), FETÖ yargilamalariyla ilgili önemli bir karara imza atti. Yüksek Mahkeme, sohbet toplantilarina katilan ve örgüte müzahir sendika üyesi olan bir ögretmenin “silahli terör örgütü” üyeliginden cezalandirilmasini hak ihlali saydi. Kararda yerel mahkemenin, basvurucunun “örgütün nihai amacini bildigini ortaya koyamadigi” vurgulandi. Yüksek Mahkeme, yeniden yargilama ve 30 bin TL tazminata da hükmetti.
Anayasa Mahkemesi bu karari; Usak’ta ögretmen olarak görev yaparken, 15 Temmuz darbe girisimin ardindan gözaltina alinip bir süre tutuklanan bir ögretmenin basvurusu üzerine aldi.
Söz konusu ögretmen, Usak 2. Agir Ceza Mahkemesi’nde yapilan yargilama neticesinde, “silahli terör örgütü üyeligi” suçlamasindan 6 yil 3 ay hapis cezasina çarptirildi. Yerel mahkeme, ögretmen sanigin 17-25 Aralik 2013 sürecinden önce örgütün sohbet toplantilarina katilmasini, Aktif Egitim Sendikasi’na üyesi olmasini ve bazi FETÖ süphelileri telefon irtibati olmasini cezalandirma nedeni saydi. Bu karar hem Istinaf hem de Yargitay’in onayindan geçerek kesinlesti.
ANAYASA MAHKEMESI’NE BASVURDU
Bu gelisme üzerine ögretmen basvurucu, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel basvuruda bulundu. Terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün suç ve cezalarin kanuniligi ilkesini, özel hayata saygi hakkini ve sendika hakkini ihlal ettigini belirtti.
Basvuruyu degerlendiren Anayasa Mahkemesi oybirligiyle hak ihlali karari verdi. Yeniden yargilamaya hükmeden mahkeme, basvurucuya 30 bin TL tazminat ödenmesini de kararlastirdi. AYM’nin ihlal karari sonrasi, yargilama yerel mahkemede yenilecek ve ihlal karari dogrultusunda, basvurucu ögretmenin beraatina karar verilecek.
Yüksek Mahkeme’nin kararinda; FETÖ yargilamalarina emsal teskil edebilecek tespitlere yer verildi. O tespitler özetle söyle:
Anayasa Mahkemesi’ne göre basvurucunun cezalandirilmasina dayanak yapilan eylemleri gerçeklestirdigi tarihlerde, dinî bir cemaat kisvesi altinda olan yapiya mensup oldugu ya da en azindan sempati duydugu noktasinda bir tereddüt bulunmamaktadir. Buna karsin yargi makamlari basvurucunun FETÖ/PDY'nin nihai amacini ve yöntemlerini bilen ve örgütlenme piramidinin üst katlarinda yer alan örgüt mensuplarindan biri oldugunu ileri sürmemistir. Ayrica FETÖ/PDY'nin devletçe bir terör örgütü kabul edilmeye ve herkesçe öyle bilinmeye baslanmasindan önce dinî bir cemaat zanniyla irtibat ve iltisak hâlinde oldugu söz konusu olusumun bir terör örgütü oldugundan basvurucunun haberdar oldugunu baska herhangi bir sekilde iddia etmemistir. Üyesi olduklarindan bahisle kisilerin cezalandirilmalarina neden olan bir olusum veya yapilanmanin terör örgütü oldugunu bireylerin bildiklerinin ortaya konulmamasi, ceza hukukunun genel ilkelerine aykiri oldugu gibi bireylerin önceden suç olarak tanimlanmayan fiilleri isledikleri gerekçesiyle terör örgütüne üye olma gibi agir suçlardan mahkûm edilmeleri sonucunu da dogurabilir.
Ilk derece mahkemesi; örgütsel özellik tasiyip tasimadigi degerlendirilmemis olan sohbet toplantilarinin ve buna iliskin tanik ifadelerinin, örgütle irtibatli sendikaya üyelik ve içerigi belirlenememesi nedeniyle örgütsel oldugu ortaya konulamayan, imam seviyesinde olduklari iddiasiyla yargilanmakta olan kisilerle iletisime iliskin HTS kayitlarinin bir bütün olarak ele alindiginda, basvurucunun bir terör örgütüne üye olma bilinciyle hareket ettigini ortaya koymakta basarili olamamistir. FETÖ/PDY'nin yasal zeminde faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütü, dinî bir cemaat oldugu zanni ile hareket ederek örgüte sempati duydugu ve örgütle irtibat kurdugu anlasilan basvurucunun mahkûmiyetinde delil olarak kullanilan fiillerinin kendisini cezai yönden sorumluluk altina sokacagini makul olarak öngördügü gösterilememistir. Sonuç olarak basvurucunun bu sekilde terör örgütüne üye olma suçundan mahkûm edilmesi anilan suçun basvurucunun aleyhine öngörülemez biçimde genisletici bir yoruma tabi tutulmasi ile mümkün olmustur. Ortaya çikan bu sonuç Anayasa’nin 38. maddesinin birinci fikrasi ile bagdasmamaktadir. Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle suç ve cezalarin kanuniligi ilkesinin ihlal edildigine karar vermistir.
SENDIKA HAKKINA MÜDAHALE:
Örgütün nihai amacini bildigi ortaya konamayan basvurucunun bir sivil toplum hareketi oldugu zanni ile irtibat ve iltisak hâlinde oldugu örgütün düzenledigi sohbetlere katilmasinin terör örgütüne üye olma suçundan cezalandirilmasinda delil olarak kullanilmasi nedeniyle basvurucunun özel hayata saygi hakkina yine iltisak boyutunu asarak örgütle organik bir bag kurup hiyerarsisine dâhil oldugunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetlerin varligi ile desteklenmeden FETÖ/PDY'ye müzahir bir sendikaya üye olmasinin terör örgütüne üye olma suçundan cezalandirilmasinda delil olarak kullanilmasi nedeniyle sendika hakkina müdahalede bulunulmustur.
Ilk derece mahkemesi, örgütün nihai amacini bildigi ortaya konamayan basvurucunun temel haklari kapsaminda bulunan faaliyetlerinin terör örgütü hiyerarsisi içinde gerçeklestirilmis örgütsel faaliyetler oldugunu gösterememis; böylece özel hayata saygi hakki ile sendika hakki üzerinde haksiz bir caydirici etki olusturmustur. Bu baglamda mahkeme, basvurucunun sikâyete konu eylemlerinin mahkûmiyet hükmünde delil olarak kullanilmasinin zorunlu bir toplumsal ihtiyaci karsiladigini ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterememistir. Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle özel hayata saygi ve sendika haklarinin ihlal edildigine karar vermistir.
FETÖ/PDY davalari ile ilgili Yargitay kararlari ve Anayasa mahkemesi kararlarina EMSAL KARARLAR sayfamizdan ulasabilirsiniz.
adaletbiz.com