AYM Bankasya'da hesabı bulunan aile üyeleri sebebiyle atanamayan memuru haklı buldu.

vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdffa98002000000d504000001000100

AYM

'Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksizin yalnizca Anayasanin ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bagli olarak ve ancak kanunla sinirlanabilir. Bu sinirlamalar, Anayasanin sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykiri olamaz."

 

TÜRKIYE CUMHURIYETI

ANAYASA MAHKEMESI

 

 

BIRINCI BÖLÜM

 

KARAR

 

S. N. BASVURUSU

(Basvuru Numarasi: 2018/31982)

 

Karar Tarihi: 15/6/2021

 

BIRINCI BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Baskan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Sevki HAKYEMEZ

 

 

Irfan FIDAN

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Basvurucu

:

S. N.

Vekili

:

Av. Hanifi ASLANER

 

I. BASVURUNUN KONUSU

1. Basvuru, kisisel verilerin idari makamlara açiklanmasi ve güvenlik sorusturmasina esas alinmasi nedeniyle özel hayata saygi hakkinin ihlal edildigi iddiasina iliskindir.

II. BASVURU SÜRECI

2. Basvuru 5/11/2018 tarihinde yapilmistir.

3. Basvuru, basvuru formu ve eklerinin idari yönden yapilan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmustur.

4. Komisyonca basvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafindan yapilmasina karar verilmistir.

5. Bölüm Baskani tarafindan basvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapilmasina karar verilmistir.

6. Basvuru belgelerinin bir örnegi bilgi için Adalet Bakanligina gönderilmistir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Basvuru formu ve eklerinde ifade edildigi sekliyle olaylar özetle söyledir:

8. Basvurucu 10/5/1990 tarihinde dogmustur. Anadolu Üniversitesi Isletme Fakültesinden 6/6/2016 tarihinde mezun olmustur. 19/7/2017 tarihli Kamu Personeli Seçme Sinavi'na katilarak KPSS P3 türünde 87,68 puan almistir. Basvurucunun KPSS'den almis oldugu puan ile Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlügüne memur olarak yerlestirilmesi yapilmistir. Basvurucu hakkinda Ankara Valiligi Emniyet Müdürlügünce güvenlik sorusturmasi ve arsiv arastirmasi yapilmis ve sonuca iliskin veriler 4/10/2017 tarihli yazi ile Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlügü Degerlendirme Komisyonuna gönderilmistir. Komisyonca basvurucunun ailesi ile ilgili elde edilen kimi veriler gözetilerek atamasinin yapilmamasina karar verilmistir. Söz konusu karar 3/11/2017 tarihinde basvurucuya teblig edilmistir.

9. Basvurucu 22/11/2017 tarihinde, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlügüne basvurarak hakkinda gerçeklestirilen güvenlik sorusturmasi ve arsiv arastirmasinin sonuçlarinin kendisine verilmesini istemistir.

10. Basvurucunun talebi, güvenlik sorusturmasi ve arsiv arastirmasina iliskin elde edilen verilerin paylasilamayacak nitelikte olmasi gerekçe gösterilerek reddedilmistir.

11. Basvurucu tarafindan Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlügüne memur olarak atamasinin yapilmamasina dair isleminin iptali istemiyle 20/12/2017 tarihinde dava açilmistir. Basvurucu anilan dava dilekçesinde; güvenlik sorusturmasinin sonucunun kendisi ile paylasilmamasi nedeniyle savunma hakkinin kisitlandigini, güvenlik sorusturmasinin olumsuz sonuçlanmasina neden olabilecek herhangi bir durumunun olmadigini, tesis edilen hukuka aykiri islem nedeniyle kamu hizmetine girme hakkinin engellendigini ve ayrimciliga maruz kaldigini ileri sürmüstür.

12. Idarenin 6/2/2018 tarihli savunma dilekçesinde; dilekçe ekinde yer alan gizlilik derecesine sahip bilgi ve belgelerin degerlendirilmesi neticesinde basvurucunun güvenlik sorusturmasinin olumsuz sonuçlandigi belirtilmistir.

13. Ankara 5. Idare Mahkemesi 5/6/2018 tarihinde davayi reddetmistir. Kararin ilgili kismi su sekildedir:

"Bakilan davada; Mahkememizin ara kararina cevaben davali idarece gönderilen belgeler ile dosya kapsami bir bütün olarak degerlendirildiginde, davacinin güvenlik sorusturmasi sonucunun olumsuz kabul edilerek atamasinin yapilmamasina iliskin dava konusu islemde hukuka aykirilik bulunmadigi sonucuna varilmistir."

14. Basvurucu 10/7/2018 tarihinde istinaf yoluna basvurmustur. Istinaf dilekçesinde özetle güvenlik sorusturmasi içeriginin gizli oldugundan bahisle kendisiyle paylasilmamasi neticesinde savunma hakkinin ihlal edildigini, güvenlik sorusturmasina iliskin bilgilerin mahkeme tarafindan Ulusal Yargi Agi Bilisim Sistemi'ne kisa bir süre yüklendigini ve sonradan kaldirildigini, bu sekilde güvenlik sorusturmasinda elde edilen bilgileri ögrenmis oldugunu, kendisi hakkinda herhangi bir bilginin bulunmadigini, annesinin ve erkek kardesinin Bank Asyada hesabinin bulunmasinin, kiz kardesinin kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatilan egitim kurumunda kaydinin bulunmasinin ve ablasinin KHK ile kapatilan kurumda Sosyal Güvenlik Kurumu kaydinin bulunmasinin güvenlik sorusturmasini olumsuz sonuçlandirmayacagini, tesis edilen islemin haksiz ve hukuka aykiri oldugunu, kamu hizmetine girme hakkinin önüne geçildigini ve ayrimciliga maruz kaldigini ileri sürmüstür.

15. Karara karsi yapilan istinaf basvurusu, Ankara Bölge Idare Mahkemesi 1. Idari Dava Dairesinin 7/9/2018 tarihli karari ile kesin olarak reddedilmistir.

16. Nihai karar 5/11/2018 tarihinde teblig edilmistir.

17. Basvurucu 5/11/2018 tarihinde bireysel basvuruda bulunmustur.

IV. ILGILI HUKUK

18. Ilgili hukuk için bkz. Fatih Saraman [GK], B. No: 2014/7256, 27/2/2019, §§ 26-48.

V. INCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 15/6/2021 tarihinde yapmis oldugu toplantida basvuru incelenip geregi düsünüldü:

A. Basvurucunun Iddialari

20. Basvurucu, hakkinda yapilan güvenlik sorusturmasi ve arsiv arastirmasi neticesinde elde edilen bilgilerin kendisiyle paylasilmadigi gibi mahkeme kararinin gerekçesinde de yer verilmedigini belirtmistir. Basvurucu, güvenlik sorusturmasi neticesinde kendisiyle ilgili olumsuz herhangi bir bilgi edinilmemesine ragmen ailesiyle ilgili elde edilen bilgiler sebebiyle atamasinin gerçeklestirilmedigini ifade etmistir. Basvurucu, haksiz ve hukuka aykiri olarak atamasinin gerçeklestirilmemesi nedeniyle çalisma hakkinin önüne geçildigini ve bu durumun aile hayatini etkiledigini söylemistir. Bu nedenlerle basvurucu; gerekçeli karar hakkinin, suçlarin ve cezalarin kanuniligi ilkesinin, çalisma hakkinin, özel hayata saygi hakkinin ve esitlik ilkesinin ihlal edildigini ileri sürmüstür.

B. Degerlendirme

21. Anayasa'nin "Özel hayatin gizliligi" kenar baslikli 20. maddesinin ilgili kisimlari söyledir:

"Herkes, özel hayatina ve aile hayatina saygi gösterilmesini isteme hakkina sahiptir. Özel hayatin ve aile hayatinin gizliligine dokunulamaz.

Herkes, kendisiyle ilgili kisisel verilerin korunmasini isteme hakkina sahiptir. Bu hak; kisinin kendisiyle ilgili kisisel veriler hakkinda bilgilendirilme, bu verilere erisme, bunlarin düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçlari dogrultusunda kullanilip kullanilmadigini ögrenmeyi de kapsar. Kisisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kisinin açik rizasiyla islenebilir. Kisisel verilerin korunmasina iliskin esas ve usuller kanunla düzenlenir."

22. Özel hayata saygi hakki kapsaminda korunan hukuki menfaatlerden biri de bireyin mahremiyet hakkidir. Mahremiyet hakki bireyin kendisi hakkindaki bilgileri kontrol edebilme hukuksal çikarini da kapsamaktadir. Kendisine iliskin herhangi bir bilginin rizasi olmaksizin açiklanmamasi, yayilmamasi, bu bilgilere baskalari tarafindan ulasilamamasi ve rizasi hilafina kullanilamamasi, kisaca bu bilgilerin mahrem kalmasi konusunda bireyin menfaati bulunmaktadir. Bu husus, bireyin kendisi hakkindaki bilgilerin gelecegini belirleme hakkina isaret etmektedir (Serap Tortuk, B. No: 2013/9660, 21/1/2015, § 32; Fatih Saraman, § 54).

23. Anayasa'nin özel hayata saygi hakkini düzenleyen 20. maddesinin üçüncü fikrasinda herkesin kendisiyle ilgili kisisel verilerin korunmasini isteme, bu veriler hakkinda bilgilendirilme, verilere erisme, bunlarin düzeltilmesini veya silinmesini talep etme, verilerin amaçlari dogrultusunda kullanilip kullanilmadigini ögrenme hakkina sahip oldugu, kisisel verilerin ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kisinin açik rizasiyla islenebilecegi, kisisel verilerin korunmasina iliskin esas ve usullerin kanunla düzenlenecegi hükmüne yer verilerek anayasal sinirlar belirlenmistir (Fatih Saraman, § 55).

24. Söz konusu Anayasa hükmünde kisilerin kendileri hakkindaki verilerin amaçlari dogrultusunda kullanilip kullanilmadigini ögrenme hakkina sahip oldugu özellikle vurgulanmistir (Fatih Saraman, § 56).

25. Anayasa Mahkemesi tarafindan kisisel veri kavraminin -belirli veya kimligi belirlenebilir olmak sartiyla- bir kisiye iliskin bütün bilgileri ifade ettigi kabul edilmektedir (AYM, E.2014/74, K.2014/201, 25/12/2014; E.2013/122, K.2014/74, 9/4/2014; E.2014/149, K.2014/151, 2/10/2014; E.2013/84, K.2014/183, 4/12/2014; E.2014/180, K.2015/30, 19/3/2015; Bülent Kaya [GK], B. No. 2013/2941, 11/5/2016, § 49; Fatih Saraman, § 57). Bu baglamda kisilerin ailesi ile ilgili verilerin kisisel veri oldugu açiktir. Basvurucu, devlet memuru olarak atanamadigini belirterek çalisma hakkinin da ihlal edildigini ileri sürmüsse de atama isleminin yapilmamasinin temelinde basvurucunun ailesiyle ilgili elde edilen verilerin kamu makamlarina verilmesi yani kisisel verisinin açiklanmasi hususu bulunmaktadir. Kisisel verilerin tutulmasi, saklanmasi veya aktarilmasinin ise Anayasa'nin 20. maddesinde düzenlenen özel hayata saygi hakki kapsamindaki kisisel verilerin korunmasini isteme hakki çerçevesinde incelenmesi gerekir. Bu nedenle basvurunun Anayasa’nin 20. maddesinde yer alan özel hayata saygi hakki kapsaminda degerlendirilmesi gerekmektedir (Fatih Saraman, § 57).

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

26. Açikça dayanaktan yoksun olmadigi ve kabul edilemezligine karar verilmesini gerektirecek baska bir neden de bulunmadigi anlasilan özel hayata saygi hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin kabul edilebilir olduguna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Müdahalenin Varligi

27. Kamu mercileri tarafindan özel yasami ile ilgili sorular sorulmasi da dâhil olmak üzere bir bireyin özel hayati, is ve sosyal yasamiyla ilgili bilgilerinin alinmasi, kaydedilmesi, saklanmasi ve kullanilmasi özel hayata saygi hakkina müdahale olusturur (Bülent Kaya, § 51; Güzide Defne Samyeli, B. No: 2014/4399, 21/9/2016, § 67; Fatih Saraman, § 59).

28. Somut olayda basvurucunun ailesiyle ilgili elde edilen verilerin Ankara Valiligi Emniyet Müdürlügü tarafindan Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlügü Komisyonuna verildigi, bu kaydin dikkate alinmak suretiyle güvenlik sorusturmasinin olumsuz sonuçlandigi, basvurucunun Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlügüne memur olarak atamasinin yapilmadigi anlasilmaktadir.

29. Resmî makamlar tarafindan muhafaza edilmekte olan, basvurucunun ailesi hakkindaki bilgilerin özel hayata saygi hakki kapsaminda kisisel nitelikli veriler oldugu açiktir. Söz konusu kisisel verinin kamu kurumlariyla paylasilmasi ve güvenlik sorusturmalarinda kullanilmasinin Anayasa’nin 20. maddesinde güvence altina alinan özel hayata saygi hakkina bir müdahale olusturdugu sonucuna varilmistir.

b. Müdahalenin Ihlal Olusturup Olusturmadigi

30. Anayasa’nin 13. maddesi söyledir:

"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksizin yalnizca Anayasanin ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bagli olarak ve ancak kanunla sinirlanabilir. Bu sinirlamalar, Anayasanin sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykiri olamaz."

31. Yukarida anilan müdahalenin ihlal olusturup olusturmadiginin Anayasa’nin 13. maddesinde öngörülen ve somut basvuruya uygun düsen, kanunlar tarafindan öngörülme, Anayasa’nin ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykiri olmama kosullari yönünden incelenmesi gerekir. Bu baglamda somut basvuruda öncelikle müdahalenin kanuni dayanaginin bulunup bulunmadigi incelenmelidir.

i. Genel Ilkeler

32. Kisisel verilerin toplanmasi ve kullanilmasi suretiyle özel hayata saygi hakkina yapilan müdahalenin kanuniligine iliskin genel ilkeler Fatih Saraman (ayni kararda bkz. §§ 36-42) kararinda su sekilde toparlanmistir:

"Anayasa uyarinca temel hak ve özgürlüklere getirilen sinirlamalarin öncelikle kanunla öngörülmüs olmasi gerekmektedir. Kanun ile sinirlama ölçütü veya kanunilik ilkesi Sözlesme'nin 8. maddesinde de bir sinirlama ve güvence ölçütü olarak yer almaktadir. Buna karsin Sözlesme'de yer alan kanunla öngörülmüs olma kavrami ile Anayasa'da yer alan kanunilik ilkesi tam olarak ayni degildir (Bülent Polat, s 73).

AIHM, kanunda öngörülen kosullari, bir diger ifadeyle hukukiligi genis yorumlayarak istikrar kazanmis yargi kararlarina dayanan içtihat yoluyla gelistirilmis ilkelerin de hukukilik sartini karsilayabildigini kabul ederken (bkz. Malone/Ingiltere, B. No: 8691/79, 2/8/1984, ss 66-68; Sunday Times/Birlesik Krallik (No. 1), B. No: 6538/74, 26/04/1979, s 47) Anayasa, tüm sinirlandirmalarin mutlaka kanun ile yapilacagini öngörerek Sözlesme'den daha genis bir koruma saglamistir (Mehmet Akdogan ve digerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, s 31; Bülent Polat s 75).

Bununla birlikte temel hak ve hürriyetlerin sinirlandirilmasina iliskin kanunlarin seklen var olmasi yeterli degildir. Kanunilik ölçütü ayni zamanda maddi bir içerigi de gerektirmekte olup bu noktada kanunun niteligi önem kazanmaktadir. Kanunla sinirlama ölçütü sinirlamanin erisilebilirligini, öngörülebilirligini ve kesinligini ifade etmekte; böylece uygulayicinin keyfî davranislarinin önüne geçtigi gibi kisinin hukuku bilmesine de yardimci olmakta; bu yönüyle hukuk güvenligi teminati saglamaktadir (Halime Sare Aysal [GK], B. No: 2013/1789, 11/11/2015, s 62).

Kanunun bu gerekliliklere uygun oldugunun söylenebilmesi için yeterince ulasilabilir olmasi, vatandaslarin belirli bir olaya uygulanabilir nitelikteki hukuk kurallarinin varligi hakkinda yeterli bilgiye sahip olabilmesi, ayrica ilgili normun keyfîlige karsi uygun bir koruma saglamasi, yetkili makamlara verilen yetkinin genisligini ve icra edilme biçimlerini yeterli bir netlikte tanimlamasi gerekmektedir (Halime Sare Aysal, § 63).

Hukukun kendisi -beraberinde getirecegi idari pratigin disinda- söz konusu islemin mesru amacini da gözönünde tutarak keyfî müdahalelere karsi bireyi korumak için yetkili makamlara birakilan takdir yetkisinin kapsamini yeterince açik bir sekilde göstermelidir. Hukuk sistemi vatandaslara, kamu makamlarina hangi kosullarda ve hangi sinirlar içinde müdahalelerde bulunma yetkisi verdigini yeterince açik ifadelerle gösterecek nitelikte olmali ve bu baglamda ilgili müdahalenin muhataplarinin müdahaleye zemin hazirlayan kosullar ile müdahalenin sonuçlari açisindan bir öngörüde bulunabilmeleri imkâni tanimalidir (Halime Sare Aysal, § 64).

Bununla birlikte her ihtimale çözüm getiremeyecek olan yasal mevzuatin sagladigi koruma seviyesi büyük ölçüde ilgili metnin düzenledigi alan ve içerigiyle birlikte muhataplarinin niteligi ve sayisiyla yakindan baglantilidir. Bu nedenle kuralin karmasik olmasi ya da belirli ölçülerde soyutluk içermesi ve buna bagli olarak hukuki yardim ile tam olarak anlasilabilir hâle gelmesi tek basina hukuken öngörülebilirlik ilkesine aykiri görülemez. Bu kapsamda hak ya da özgürlüge müdahale eden kural belirli ölçülerdeki takdir alanini elbette uygulayiciya birakabilir. Fakat bu takdir alaninin sinirlarinin da yeterli açiklikta belirlenmesi ve kuralin asgari bir kesinlik içermesi zaruridir (Halime Sare Aysal, s 65).

Bu kapsamda ilgili kanuni düzenlemenin söz konusu sinirlamaya iliskin temel çerçeveyi ortaya koymakla birlikte özellikle uygulama kosullari ve usule iliskin ayrintilari düzenleyici islemlere birakmasi mümkündür. Ancak bu ihtimalde de söz konusu düzenleyici islemin yine muhataplarinca ulasilabilir olmasi ve içerigi hakkinda ilgilileri yeterince aydinlatacak nitelik ve açiklikta olmasi gerekmektedir (Halime Sare Aysal, s 66)."

ii. Ilkelerin Olaya Uygulanmasi

33. Anayasa Mahkemesi mevcut güvenlik sorusturmasi ve arsiv arastirmasi yönteminin kanunilik kosulunu saglamadigini Fatih Saraman kararinda kabul etmistir. Kararda 26/10/1994 tarihli ve 4045 sayili Kanun'un sadece hangi kamu görevleri bakimindan güvenlik sorusturmasi yaptirilacagini düzenledigini ancak konuyla ilgili temel esaslari, ilkeleri ve çerçeveyi belirlemedigi belirtilmis; Kanun'un ve ilgili Yönetmelik'in kisisel verilerin kayit, muhafaza ve kullanimini içeren tedbirlerin kapsamini, uygulanmasini düzenleyen ve özellikle, süre, stoklama, kullanim, üçüncü kisilerin erisimi, verilerin gizliligi, bütünlügü ve imhasi konusundaki usullere iliskin, muhataplarinin yetki asimi ve keyfîlige karsi yeteri kadar güvenceye sahip olmalarini saglayacak açik ve detayli kurallari içermemesi nedeniyle kanunilik sartini saglamadigi sonucuna varilmistir (Fatih Saraman, ss 88-90).

34. Öte yandan 7070 sayili Kanun'un 60. maddesiyle 14/7/1965 tarihi ve 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu’nun 48. maddesinin birinci fikrasinin (A) bendine eklenen (8) numarali alt bendin iptali istemiyle 114 milletvekili tarafindan 3/5/2018 tarihinde Anayasa Mahkemesinde dava açilmistir. Anayasa Mahkemesi 24/7/2019 tarihli ve E.2018/73, K.2019/65 sayili karariyla kurali, Anayasa’nin 13., 20. ve 128. maddelerine aykiri görerek iptal etmistir. Kararin gerekçesinde; güvenlik sorusturmasi ve arsiv arastirmasiyla elde edilen verilerin kisisel veri niteliginde oldugu, bu alanda düzenleme getiren kurallarin kamu makamlarina hangi kosullarda ve hangi sinirlar içinde tedbirler uygulama ve özel hayatin gizliligine yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildigini yeterince açik olarak göstermesi ve olasi kötüye kullanmalara karsi yeterli güvenceleri saglanmasi gerektigi, kuralda ise güvenlik sorusturmasi ve/veya arsiv arastirmasi yapilmasi memurluga alimlarda genel sartlar arasinda sayilmasina karsin güvenlik sorusturmasina ve arsiv arastirmasina konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduguna, bu bilgilerin ne sekilde kullanilacagina, hangi mercilerin sorusturma ve arastirmayi yapacagina iliskin herhangi bir düzenleme yapilmadigi belirtilmistir. Anayasa Mahkemesi Fatih Saraman kararinda benimsedigi bu yaklasimi norm denetiminde verdigi iptal karariyla da sürdürmüstür.

35. Somut olayda da anilan ilkelerden ayrilmayi gerektirir bir durum bulunmamaktadir. Sonuç olarak basvuruya konu müdahalenin kanunilik sartini saglamadigi anlasildigindan söz konusu müdahale açisindan diger güvence ölçütlerine riayet edilip edilmediginin ayrica degerlendirilmesine gerek görülmemistir.

36. Açiklanan gerekçelerle basvurucunun Anayasa’nin 20. maddesinde güvence altina alinan özel hayata saygi hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayili Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

37. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayili Anayasa Mahkemesinin Kurulusu ve Yargilama Usulleri Hakkinda Kanun’un 50. maddesinin ilgili kismi söyledir:

"(1) Esas inceleme sonunda, basvurucunun hakkinin ihlal edildigine ya da edilmedigine karar verilir. Ihlal karari verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yapilmasi gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararindan kaynaklanmissa, ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldirmak için yeniden yargilama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmayan hâllerde basvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açilmasi yolu gösterilebilir. Yeniden yargilama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararinda açikladigi ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldiracak sekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."

38. Basvurucu, ihlalin tespiti ile 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmustur.

39. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Dogan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararinda ihlal sonucuna varildiginda ihlalin nasil ortadan kaldirilacagi hususunda genel ilkeler belirlenmistir. Anayasa Mahkemesi diger bir kararinda ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararinin yerine getirilmemesinin sonuçlarina da deginmis ve bu durumun ihlalin devami anlamina gelecegi gibi ilgili hakkin ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacagina da isaret etmistir (Aligül Alkaya ve digerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).

40. Bireysel basvuru kapsaminda bir temel hakkin ihlal edildigine karar verildigi takdirde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirildigindan söz edilebilmesi için temel kural mümkün oldugunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin saglanmasidir. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynagi belirlenerek devam eden ihlalin durdurulmasi, ihlale neden olan karar veya islemin ve bunlarin yol açtigi sonuçlarin ortadan kaldirilmasi, varsa ihlalin sebep oldugu maddi ve manevi zararlarin giderilmesi, ayrica bu baglamda uygun görülen diger tedbirlerin alinmasi gerekmektedir (Mehmet Dogan, ss 55, 57).

41. Ihlalin mahkeme kararindan kaynaklandigi veya mahkemenin ihlali gideremedigi durumlarda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayili Kanun’un 50. maddesinin (2) numarali fikrasi ile Anayasa Mahkemesi Içtüzügü'nün 79. maddesinin (1) numarali fikrasinin (a) bendi uyarinca ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere kararin bir örneginin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder. Anilan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farkli olarak ihlali ortadan kaldirmak amaciyla yeniden yargilama sonucunu doguran ve bireysel basvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi tarafindan ihlal kararina bagli olarak yeniden yargilama karari verildiginde usul hukukundaki yargilamanin yenilenmesi kurumundan farkli olarak ilgili mahkemenin yeniden yargilama sebebinin varligini kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadir. Dolayisiyla böyle bir kararin kendisine ulastigi mahkemenin yasal yükümlülügü, ilgilinin talebini beklemeksizin Anayasa Mahkemesinin ihlal karari nedeniyle yeniden yargilama karari vererek devam eden ihlalin sonuçlarini gidermek üzere gereken islemleri yerine getirmektir (Mehmet Dogan, ss 58, 59; Aligül Alkaya ve digerleri (2), ss 57-59, 66, 67).

42. Mevcut basvuruda kisisel verilerin idari makamlara açiklanmasi ve güvenlik sorusturmasina esas alinmasi seklindeki müdahalenin kanunilik sartini saglamamasi nedeniyle Anayasa'nin 20. maddesinde düzenlenen özel hayata saygi hakkinin ihlal edildigi sonucuna varilmistir. Dolayisiyla ihlalin idarenin isleminden kaynaklandigi anlasilmaktadir. Bununla birlikte derece mahkemeleri de ihlali giderememislerdir. Bu açidan ihlal ayni zamanda mahkeme kararindan da kaynaklanmistir.

43. Bu durumda özel hayata saygi hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmaktadir. Yapilacak yeniden yargilama ise bireysel basvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayili Kanun'un 50. maddesinin (2) numarali fikrasina göre ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasina yöneliktir. Bu kapsamda yapilmasi gereken is yeniden yargilama karari verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulastiran nedenleri gideren, ihlal kararinda belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararin bir örneginin yeniden yargilama yapilmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

44. Yeniden yargilama yapilmak üzere dosyanin yetkili yargi merciine gönderilmesine karar verilmesinin ihlal iddiasi açisindan yeterli bir giderim olusturdugu anlasildigindan basvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

45. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden olusan toplam 3.894,70 TL yargilama giderinin basvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açiklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata saygi hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin KABUL EDILEBILIR OLDUGUNA,

B. Anayasa’nin 20. maddesinde güvence altina alinan özel hayata saygi hakkinin IHLAL EDILDIGINE,

C. Kararin bir örneginin özel hayata saygi hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere Ankara 5. Idare Mahkemesine (E.2017/3423, K.2018/1370 sayili kararla ilgilidir.) GÖNDERILMESINE,

D. Basvurucunun tazminat talebinin REDDINE,

E. 294,70 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden olusan toplam 3.894,70 TL yargilama giderinin basvurucuya ÖDENMESINE,

F. Ödemenin, kararin tebligini takiben basvurucunun Hazine ve Maliye Bakanligina basvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapilmasina, ödemede gecikme olmasi hâlinde bu sürenin sona erdigi tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAIZ UYGULANMASINA,

G. Kararin bir örneginin Adalet Bakanligina GÖNDERILMESINE 15/6/2021 tarihinde OYBIRLIGIYLE karar verildi.



Şimdi Ara
Hemen Sor