vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff4490020000009e05000001000100Anayasa Mahkemesi Ikinci Bölümü 29/12/2021 tarihinde, I. M. (B. No: 2019/2755) basvurusunda, Anayasa'nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar vermistir. Olaylar 3.799 m² yüz ölçümünde arsa vasfindaki 1813 ada 768 parsel sayili tasinmazin tamami 1/2 oraninda I.M. ile basvurucunun murisi M.M. adina tapuda kayitlidir. Ayni mahalledeki 18.870 m² yüz ölçümünde arsa vasfindaki 1813 ada 769 parsel sayili tasinmazin 14499/18870 hissesi Kooperatif, 4371/37790 hissesi I.M., 4371/37790 hissesi basvurucunun murisi adina tapuda kayitlidir. Belediye Encümen kararina istinaden maliklerin terk talepnamesiyle 768 parsel sayili tasinmazin tamami yesil alan olarak tapu sicilinden terkin edilmistir. 769 parsel sayili tasinmazin maliklerinin talebi üzerine tapu sicil muhafizlarinca resmî senet düzenlenmistir. Anilan tapu senedinde Kooperatif adina müstereken I.M. ve M.K. ile basvurucularin murisi M.M.nin yetkili olduklari, ayrica I.M. ve basvurucunun murisinin kendi adlarina asaleten yetkili olduklari belirtilmistir. Söz konusu senette 16/3/1989 tarihli Encümen kararina istinaden 769 parsel sayili tasinmazin ifrazen on bir ayri parsele ayrilarak malikler arasinda rizai taksim yapildigi ifade edilmistir. Buna göre 18.870 m² yüz ölçümündeki 769 sayili parselin 2.397 m²si yola, 9326 m² ise yesil alan olarak terk edilmis, geri kalan kisimlari malikler arasinda taksim edilmistir. 768 ve 769 parsel sayili tasinmazlarda terk edilen yerlerin bir kisminin dinî tesis alanina çevrilmesine iliskin olarak Belediye Meclisince 23/6/2000 tarihinde onaylanan uygulama imar plani ve nâzim imar planin iptali talebiyle basvurucunun murisi ve I.M. tarafindan açilan dava 20/12/2002 tarihinde kabul edilerek imar planlari iptal edilmistir. Basvurucunun murisi, bedelsiz olarak yesil alan ve yola terk ettigi tasinmazlarin terk amacina uygun kullanilmadigini belirterek tazminat davasi açmistir. Mahkemece Büyüksehir Belediye Baskanligi yönünden pasif husumet yoklugu nedeniyle davanin reddine, Belediye Baskanligi yönünden ise davanin esastan reddine karar verilmistir. Basvurucu tarafindan temyiz edilen karar, Yargitay Dairesince onanmistir. Basvurucunun karar düzeltme talebi de ayni Daire tarafindan reddedilmistir. Iddialar Basvurucu, bedelsiz sekilde yesil alan ve yol olarak terk edilen tasinmazlarin terk amacina aykiri kullanilmasi nedeniyle mülkiyet hakkinin ihlal edildigini ileri sürmüstür. Mahkemenin Degerlendirmesi Somut olayin elverislilik ve gereklilik kriterlerinin tartisilmasini gerektiren bir yönü bulunmamaktadir. Asil tartisilmasi gereken husus, müdahalenin orantili olup olmadigidir. Ölçülülügün üçüncü alt ilkesi olan orantililik, kamu yararinin korunmasi ile bireyin hak ve özgürlükleri arasinda adil bir dengenin saglanmasini gerektirmektedir. Öngörülen tedbirin maliki olagan disi ve asiri bir yük altina sokmasi durumunda müdahalenin orantili ve dolayisiyla ölçülü oldugundan söz edilemez. Bu itibarla uygulanan tedbirle basvuruculara asiri ve orantisiz bir yük yüklenip yüklenmediginin tespiti gerekmektedir. Öncelikle basvurucu ve diger malikler tarafindan yapilan terkin sartsiz olmayip yesil alan ve yol olarak, diger bir deyisle sarta bagli bedelsiz terk/bagislama oldugunu ve derece mahkemesince aldirilan bilirkisi raporlarina göre de tasinmazlarin terk amacina uygun kullanilmadigini vurgulamak gerekir. Bu asamada belirtmek gerekir ki tasinmazin terk amaci disinda kullanilmakla birlikte kamu yararina yönelik baska bir ihtiyaç için tahsis edilmesi hâlinde yine kamu yarari amacinin mevcut oldugu ancak sadece sebebinin degismis oldugu kabul edilmelidir. Diger taraftan Anayasa Mahkemesince daha önce de açiklandigi üzere tasinmazin kamulastirma amacina uygun bir sekilde tahsis edilmesinden sonra bu ihtiyaca lüzum kalmamasi nedeniyle farkli amaçlarla kullanilmasi da somut olayin kosullarina bagli olarak mülkiyet hakkinin gerekliliklerine bir aykirilik teskil etmez. Bu çerçevede basvuru konusu olayda yesil alan ve yola terk edilen alanin bir kismina terk amacina aykiri olarak belediye hizmet binasi ve cami insa edilmesi ile Belediyenin dükkânlardan gelir elde etmesinin farkli bir kamu amacina hizmet edip etmeyecegi hususunda mahkemece degerlendirmede bulunulmadan rizai terk talebinde bulunmasi nedeniyle tapuda söz konusu islemlerin yapildigi açiklanarak imar planlarinda sonradan yapilan degisikliklerin terk islemlerine etkisinin olmayacagi gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmistir. Dolayisiyla somut olayda derece mahkemelerinin kararlarinin basvurucunun davanin sonucuna etkili olabilecek mahiyette olan iddia ve itirazlarina cevap verecek nitelikte yeterli ve ilgili bir gerekçe içermedigi degerlendirilmistir. Buna göre idari ve yargisal sürecin bütününe bakildiginda mülkiyet hakkinin korunmasinda usule iliskin güvencelerin somut olayda yerine getirilmedigi, basvurucunun bu güvencelerden yararlandirilmadigi sonucuna varilmistir. Bu sebeple basvurucunun mülkiyet hakki ile müdahalenin dayandigi kamu yarari arasinda olmasi gereken adil denge, basvurucu aleyhine bozulmus olup mülkiyet hakkina yapilan müdahale ölçüsüzdür. Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar vermistir. --- TÜRKIYE CUMHURIYETI ANAYASA MAHKEMESI IKINCI BÖLÜM KARAR I. M. BASVURUSU (Basvuru Numarasi: 2019/2755) Karar Tarihi: 29/12/2021 R.G. Tarih ve Sayi: 23/5/2022 - 31845 IKINCI BÖLÜM KARAR Baskan : Kadir ÖZKAYA Üyeler : Engin YILDIRIM M. Emin KUZ Ridvan GÜLEÇ Yildiz SEFERINOGLU Raportör : Mahmut ALTIN Basvurucu : I. M. Vekili : Av. Hilal AÇAR I. BASVURUNUN KONUSU 1. Basvuru, bedelsiz sekilde yesil alan ve yol olarak terk edilen tasinmazlarin terk amacina aykiri kullanilmasi nedeniyle mülkiyet hakkinin ihlal edildigi iddiasina iliskindir. II. BASVURU SÜRECI 2. Basvuru 21/1/2019 tarihinde yapilmistir. 3. Basvuru, basvuru formu ve eklerinin idari yönden yapilan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmustur. 4. Komisyonca basvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafindan yapilmasina karar verilmistir. 5. Bölüm Baskani tarafindan basvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapilmasina karar verilmistir. 6. Basvuru belgelerinin bir örnegi bilgi için Adalet Bakanligina gönderilmistir. III. OLAY VE OLGULAR 7. Basvuru formu ve eklerinde ifade edildigi sekliyle olaylar özetle söyledir: A. Terk ve Ifraz Islemi Öncesi Tapu Kayitlarinin Durumu 8. Istanbul'un Zeytinburnu ilçesi Sümer (eski ismi Kazliçesme) Mahallesi'nde bulunan 3.799 m² yüz ölçümünde arsa vasfindaki 1813 ada 768 parsel sayili tasinmazin tamami 1/2 oraninda I.M. ile basvurucunun murisi M.M. adina tapuda kayitlidir. 9. Yine ayni mahalledeki 18.870 m² yüz ölçümünde arsa vasfindaki 1813 ada 769 parsel sayili tasinmazin 14499/18870 hissesi S.S. Öz Göller Kent Konut Yapi Kooperatifi (Kooperatif), 4371/37790 hissesi I.M., 4371/37790 hissesi basvurucunun murisi adina tapuda kayitlidir. B. Terk ve Ifraz Islemi Sonrasi Tapu Kayitlarinin Durumu 10. 16/3/1989 tarihli Zeytinburnu Belediyesi Encümen (Encümen) kararina istinaden maliklerin 23/3/1989 tarihli terk talepnamesiyle 768 parsel sayili tasinmazin tamami yesil alan olarak tapu sicilinden terkin edilmistir. 11. 769 parsel sayili tasinmazin maliklerinin talebi üzerine 22/3/1989 tarihli tapu sicil muhafizlarinca resmî senet düzenlenmistir. Anilan tapu senedinde Kooperatif adina müstereken I.M. ve M.K. ile basvurucularin murisi M.M.nin yetkili olduklari, ayrica I.M. ve basvurucunun murisinin kendi adlarina asaleten yetkili olduklari belirtilmistir. Söz konusu senette 16/3/1989 tarihli Encümen kararina istinaden 769 parsel sayili tasinmazin ifrazen on bir ayri parsele ayrilarak malikler arasinda rizai taksim yapildigi ifade edilmistir. Buna göre 18.870 m² yüz ölçümündeki 769 sayili parselin 2.397 m²si yola, 9326 m² ise yesil alan olarak terk edilmis, geri kalan kisimlari malikler arasinda taksim edilmistir. C. Imar Plani Degisikliginin Iptali Davasi 12. Basvuru konusu 768 ve 769 parsel sayili tasinmazlarda terk edilen yerlerin bir kisminin dinî tesis alanina çevrilmesine iliskin olarak Zeytinburnu Belediye Meclisince 23/6/2000 tarihinde onaylanan uygulama imar plani ve nâzim imar planinin iptali talebiyle basvurucunun murisi ve I.M. tarafindan açilan dava 20/12/2002 tarihinde kabul edilerek imar planlari iptal edilmistir. D. Basvuru Konusu Tazminat Davasi Süreci 13. Basvurucunun murisi, bedelsiz sekilde yesil alan ve yol olarak terk ettigi tasinmazlarin terk amacina uygun kullanilmadigini belirtmis; 19/2/2014 tarihinde Bakirköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) tazminat davasi açmistir. 14. Mahkemece yapilan kesif sonrasi dosyaya sunulan 2/4/2015 tarihli fen bilirkisi raporunda tasinmazlarin hâlihazir durumlari tespit edilmistir. Raporda 768 parsel sayili tasinmazin 718,42 m²sinin yol ve kaldirim, 2.039,84 m²sinin park ve yesil alan, 224,75 m²sinin Sümer Semt Konagi (basvurucunun ifadesiyle belediye hizmet binasi), 340,31 m²sinin Imam-i Caferi Sadik Camisi (cami) alani oldugu beyan edilmistir. 769 parsel sayili tasinmazin ise 1.167,30 m²sinin cami alani, 240,92 m²sinin park ve yesil alan, 3.709,99 m²sinin ara arter yol ve kaldirim, 6.630,96 m²sinin Öz Göller Sitesi içinde yol, otopark ve yesil alan olarak kullanildigi izah edilmistir. 15. Mahkemece rizai taksim disinda basvurucunun tasinmazlarina el atilan yerler olup olmadiginin bildirilmesinin talep edilmesi üzerine 30/6/2015 tarihli ek rapor sunulmustur. Ek fen bilirkisi raporu ve ekindeki krokide 768 parsel sayili tasinmaz üzerinde Sümer Mahalle Muhtarligi, Sümer Aile Sagligi Merkezi, Semt Konagi, PTT subesi, çocuk parki ve caminin bir kisminin oldugu görülmüstür. 769 parsel sayili tasinmaz üzerinde ise caminin kalan kismi, yol ve kaldirimlar, trafo ve Öz Göller Sitesi'ne ait on adet binanin oldugu anlasilmistir. Raporda ayrica basvuru konusu tasinmazlarda yesil alan ve yol olarak terk edilen alanlar disinda davacilara kalan kisimlara fiilen yesil alan ve yol olarak el atilmadigi ifade edilmistir. 16. Öte yandan 27/4/2014 tarihli bilirkisi heyeti raporunda kamulastirmasiz el atma nedeniyle basvurucunun hissesine düsen el atma bedeli 5.634.325 TL olarak hesaplanmistir. 17. Mahkemece 1/10/2015 tarihinde Istanbul Büyüksehir Belediye Baskanligi yönünden pasif husumet yoklugu nedeniyle davanin reddine, Zeytinburnu Belediye Baskanligi yönünden ise davanin esastan reddine karar verilmistir. Kararin gerekçesi özetle söyledir: i. Basvurucunun murisinin Yönetim Kurulu baskani olarak katildigi Kooperatifin 20/3/1989 tarihli toplantisinda basvuru konusu tasinmazlarin yesil alan ve yola terklerinin yapilmasi ve ifrazdan meydana gelen parsellerin Kooperatif ve diger malikler ile rizai taksimlerinin ve tescillerinin yapilmasi konusunda karar alindigi belirtilmistir. ii. Bu kapsamda basvurucunun hissedari bulundugu 768 parsel sayili tasinmazin tamaminin yesil alan olarak terkin edilmesi için terk talepnamesi imzaladigi ve neticede bu dogrultuda islem tesis edildigi, 769 sayili parselin de yesil alan ve yola terkler sonucu bir kisminin terkini ile tasinmazin 7.147 m² olarak tapuya tescil edildigi ifade edilmistir. iii. Belediye tarafindan söz konusu terk edilen tasinmaz bölümünün imar planlarinda dinî alan olarak ayrilmasi nedeniyle idare mahkemesince imar planlarinin iptallerine karar verildigi ancak 769 parsel sayili tasinmazda kamuya terk edilen alanlarin bir kisminda kamu yarari nedeni ile belediye hizmet alani yapilmasi öngörülen planlarin 2007 yilinda onanarak kesinlestigi açiklanmistir. iv. Basvurucunun 20/3/1989 tarihli Kooperatif Toplanti Tutanagi'nda ve 23/3/1989 tarihli yesil alan terk talepnamesinde 768 ve 769 sayili parsellerle ilgili rizai terk talebinde bulunmasi nedeniyle tapuda söz konusu islemlerin yapildigi açiklanarak imar planlarinda sonradan yapilan degisikliklerin terk islemlerine etkisinin olmayacagi izah edilmistir. v. Mahkeme ayrica rizai terk disinda kalan alanlara el atmanin söz konusu olmadigini vurgulamistir. 18. Basvurucu tarafindan temyiz edilen karar, Yargitay 5. Hukuk Dairesince (Daire) 31/10/2017 tarihinde onanmistir. Basvurucunun karar düzeltme talebi de ayni Daire tarafindan 20/11/2018 tarihinde reddedilmistir. 19. Nihai karar, basvurucu vekiline 21/12/2018 tarihinde teblig edilmistir. 20. Basvurucu 21/1/2019 tarihinde bireysel basvuruda bulunmustur. IV. ILGILI HUKUK A. Ulusal Hukuk 21. Konu hakkinda ilgili ulusal hukuk için bkz. Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras B. No: 2014/11994, 9/3/2017, §§ 26-32. B. Uluslararasi Hukuk 22. Konu hakkinda ilgili uluslararasi hukuk için bkz. Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S. B. No: 2016/3592, 29/5/2019, §§ 19-25. V. INCELEME VE GEREKÇE 23. Anayasa Mahkemesinin 29/12/2021 tarihinde yapmis oldugu toplantida basvuru incelenip geregi düsünüldü: A. Basvurucunun Iddialari 24. Basvurucu, yesil alan ve yol olarak terk edilen tasinmazlarin dinî tesis alanina çevrilmesine iliskin imar planlarinin idare mahkemesince iptal edilmesine ragmen terk amacina aykiri sekilde Belediye tarafindan cami ve belediye hizmet binasi yapilarak tasinmazlara el atildigini, caminin altinda bulunan dükkânlardan Belediyenin kira geliri elde ettigini belirterek mülkiyet ve adil yargilanma haklarinin ihlal edildigini ileri sürmüstür. B. Degerlendirme 25. Anayasa'nin iddianin degerlendirilmesinde dayanak alinacak "Mülkiyet hakki" kenar baslikli 35. maddesi söyledir: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarina sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yarari amaciyla, kanunla sinirlanabilir. Mülkiyet hakkinin kullanilmasi toplum yararina aykiri olamaz." 26. Anayasa Mahkemesi, olaylarin basvurucu tarafindan yapilan hukuki nitelendirmesi ile bagli olmayip olay ve olgularin hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Basvurucu, mülkiyet hakkinin ihlali iddiasi yaninda adil yargilanma hakkinin da ihlal edildigini ileri sürmektedir. Bununla birlikte basvurucunun sikâyetinin -özü itibariyla- ilgili oldugu mülkiyet hakkinin ihlali iddiasi kapsaminda incelenmesi uygun görülmüstür. 1. Kabul Edilebilirlik Yönünden 27. Açikça dayanaktan yoksun olmadigi ve kabul edilemezligine karar verilmesini gerektirecek baska bir neden de bulunmadigi anlasilan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin kabul edilebilir olduguna karar verilmesi gerekir. 2. Esas Yönünden a. Mülkün Varligi 28. Mülkün varligiyla ilgili genel ilkeler Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras ve Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S. kararlarinda belirtilmistir. 29. Somut olaya konu tasinmazlarin bir kismi, basvurucunun murisi ve diger hissedarlar tarafindan 1989 yilinda bedelsiz sekilde yesil alan ve yol olarak terk edilmis, terk edilen kisimlar yönünden basvurucu ve diger hissedarlar adina olan sicil kaydi terkin edilmistir. 30. Anayasa Mahkemesi norm denetime iliskin bir kararinda köy ve belediye sinirlari içinde kapanmis yollarla yol fazlalarinin köy veya belediye namina tescil olunmasini öngören 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayili Tapu Kanunu'nun 21. maddesinin Anayasa'ya aykiri olmadigi tespitini yaparken riza gösterilerek yola terk edilen tasinmazlarin durumunu da degerlendirmistir (AYM, E.2011/23, K.2012/3, 12/1/2012). Anayasa Mahkemesi, hukukumuzda bagislamanin sarta bagli olarak yapilmasinin da mümkün oldugunu hatirlatmis ve malikin bagisladigi tasinmazin yol disinda baska bir amaç için kullanilmamasini istemesi durumunda sarta bagli bagislama yapma imkânina sahip oldugunu ifade etmistir. Gerekçede dolayli olarak hibeye iliskin borçlar hukuku hükümlerine atif yapilmistir. Gerekçede yapilan açiklamalarin aksi ile yorumundan yol sarti ile bagislanan tasinmazlarin yol disindaki bir amaçla kullanilmasi durumunda bagislayanin iade hakkinin dogacagi sonucuna ulasilmistir (benzer yöndeki kararlar için bkz. Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, § 50; Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S., § 41). 31. Somut olayda ihtilaf konusu tasinmazlar, yesil alan ve yol yapilmasi için Belediyeye terk edilmis ancak Belediye tarafindan yesil alan ve yol disinda ayrica cami ve belediye hizmet binasi yapilmistir. Yesil alan ve yol olarak terk edilen tasinmazlarin dayandigi terk amacina uygun kullanilmamasi tasinmazlarin basvurucuya iadesi ve tazminat yönünden en azindan bir mesru beklenti olusturmaktadir. Buna göre basvuru konusu olayda Anayasa'nin 35. maddesi kapsaminda mülkiyet hakkinin varligi konusunda süphe bulunmamaktadir. b. Müdahalenin Varligi ve Türü 32. Somut olayda, yesil alan ve yol olarak kullanilmasi amaciyla Belediyeye terk edilen tasinmazlarin kisa bir süre kismen terk amacina uygun kullanilmasindan sonra tasinmazlar üzerine belediye hizmet binasi ve cami yapilmasinin mülkiyet hakkina müdahale teskil ettigi kuskusuzdur. 33. Basvurucunun terk ettigi tasinmazlarin Belediye tarafindan yesil alan ve yol olarak kullanilmasi disinda ayrica tasinmazlar üzerine cami ve belediye hizmet binasi insa edilmesinin mülkten yoksun birakma olarak degil mülkiyetten barisçil yararlanma hakkina müdahale kapsaminda degerlendirilmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir (benzer yöndeki kararlar için bkz. Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, § 63; Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S., § 44). c. Müdahalenin Ihlal Olusturup Olusturmadigi 34. Anayasa'nin "Temel hak ve hürriyetlerin sinirlanmasi" kenar baslikli 13. maddesi söyledir: "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksizin yalnizca Anayasanin ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bagli olarak ve ancak kanunla sinirlanabilir. Bu sinirlamalar, Anayasanin sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykiri olamaz." 35. Anayasa’nin 35. maddesinde mülkiyet hakki sinirsiz bir hak olarak düzenlenmemis, bu hakkin kamu yarari amaciyla ve kanunla sinirlandirilabilecegi öngörülmüstür. Mülkiyet hakkina müdahalede bulunulurken temel hak ve özgürlüklerin sinirlandirilmasina iliskin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa'nin 13. maddesinin de gözönünde bulundurulmasi gerekmektedir. Dolayisiyla mülkiyet hakkina yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için kanuna dayanmasi, kamu yarari amaci tasimasi ve ayrica ölçülülük ilkesi gözetilerek yapilmasi gerekmektedir (Recep Tarhan ve Afife Tarhan, B. No: 2014/1546, 2/2/2017, § 62). i. Kanunilik 36. Mülkiyet hakkina yönelik müdahalelerde ilk incelenmesi gereken ölçüt kanuna dayali olma ölçütüdür. Bu ölçütün saglanmadigi tespit edildiginde diger ölçütler bakimindan inceleme yapilmaksizin mülkiyet hakkinin ihlal edildigi sonucuna varilacaktir. Müdahalenin kanuna dayali olmasi, iç hukukta müdahaleye iliskin yeterince ulasilabilir, belirli ve öngörülebilir kurallarin bulunmasini gerektirmektedir (Türkiye Is Bankasi A.S. [GK], B. No: 2014/6192, 12/11/2014, § 44; Ford Motor Company, B. No: 2014/13518, 26/10/2017, § 49; Necmiye Çiftçi ve digerleri, B. No: 2013/1301, 30/12/2014, § 55). 37. Somut olayda mahkeme gerekçesinde açikça belirtilmemis ise de gerekçede belirtilen açiklamalardan basvurucu tarafindan açilan tazminat davasinin 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayili Kamulastirma Kanunu'nun 35. maddesine dayanilarak reddedildigi anlasilmistir. Dolayisiyla basvurucunun mülkiyet hakkina yapilan müdahalenin 2942 sayili Kanun'un 35. maddesine dayandigi anlasildigindan müdahalenin kanuni bir dayanaginin bulundugu kuskusuzdur. ii. Mesru Amaç 38. Anayasa'nin 13. ve 35. maddeleri uyarinca mülkiyet hakki ancak kamu yarari amaciyla sinirlandirilabilmektedir. Kamu yarari kavrami, mülkiyet hakkinin kamu yararinin gerektirdigi durumlarda sinirlandirilmasi imkâni vermekle bir sinirlandirma amaci olmasinin yani sira mülkiyet hakkinin kamu yarari amaci disinda sinirlanamayacagini öngörerek ve bu anlamda bir sinirlama siniri olusturarak mülkiyet hakkini etkin bir sekilde korumaktadir. Kamu yarari kavrami, devlet organlarinin takdir yetkisini de beraberinde getiren bir kavram olup objektif bir tanima elverisli olmayan bu ölçütün her somut olay temelinde ayrica degerlendirilmesi gerekir (Nusrat Külah, B. No: 2013/6151, 21/4/2016, §§ 53, 56; Yunis Aglar, B. No: 2013/1239, 20/3/2014, §§ 28, 29). 39. Yesil alan ve yola terk edilen tasinmazlarin yesil alan ve yol olarak tahsis edilmesinin kamu yararina yönelik oldugunda kusku bulunmamaktadir. Ancak terk edilen alanlarin bir kismi üzerinde insa edilen cami ve belediye hizmet binasi nedeniyle müdahalenin niteligini ve olayin kosullarini dikkate alan Anayasa Mahkemesi, mesru amaç unsurunu müdahalenin ölçülülügü ile birlikte sorgulayarak sonuca varacaktir (benzer yöndeki kararlar için bkz. Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, § 75; Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S., § 50). iii. Ölçülülük (1) Genel Ilkeler 40. Son olarak kamu makamlarinca basvurucunun mülkiyet hakkina yapilan müdahaleyle gerçeklestirilmek istenen amaç ile bu amaci gerçeklestirmek için kullanilan araçlar arasinda makul bir ölçülülük iliskisinin olup olmadigi degerlendirilmelidir. 41. Ölçülülük ilkesi elverislilik, gereklilik ve orantililik olmak üzere üç alt ilkeden olusmaktadir. Elverislilik öngörülen müdahalenin ulasilmak istenen amaci gerçeklestirmeye elverisli olmasini, gereklilik ulasilmak istenen amaç bakimindan müdahalenin zorunlu olmasini yani ayni amaca daha hafif bir müdahale ile ulasilmasinin mümkün olmamasini, orantililik ise bireyin hakkina yapilan müdahale ile ulasilmak istenen amaç arasinda makul bir dengenin gözetilmesi gerekliligini ifade etmektedir (AYM, E.2011/111, K.2012/56, 11/4/2012; E.2014/176, K.2015/53, 27/5/2015; E.2016/13, K.2016/127, 22/6/2016, § 18; Mehmet Akdogan ve digerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, § 38). 42. Orantililik ilkesi geregi kisilerin mülkiyet hakkinin sinirlandirilmasi hâlinde elde edilmek istenen kamu yarari ile bireyin haklari arasinda adil bir dengenin kurulmasi gerekmektedir. Bu adil denge, basvurucunun sahsi olarak asiri bir yüke katlandiginin tespit edilmesi durumunda bozulmus olacaktir. Müdahalenin orantililigini degerlendirirken Anayasa Mahkemesi bir taraftan ulasilmak istenen mesru amacin önemini, diger taraftan da müdahalenin niteligini, basvurucunun ve kamu otoritelerinin davranislarini gözönünde bulundurarak basvurucuya yüklenen külfeti dikkate alacaktir (Arif Güven, B. No: 2014/13966, 15/2/2017, §§ 58, 60; Osman Ukav, B. No: 2014/12501, 6/7/2017, § 71). 43. Anayasa’nin kamulastirmayi düzenleyen 46. maddesine göre devlet ve kamu tüzel kisileri tarafindan yapilabilmesi, kamu yararinin bulunmasi, kamulastirma kararinin kanunda gösterilen esas ve usullerine uyulmasi, gerçek karsiligin kural olarak pesin ve nakden ödenmesi kamulastirmanin anayasal ögeleridir. Temel unsurunun kamu yarari oldugu kabul edilen kamulastirma, özel mülkiyet alanina devletin bir müdahalesidir. Kamulastirma islemi, tasinmaza el koymaya zorunlu kalindiginda kamu yararinin özel mülkiyet hakkindan üstün tutuldugu durumlarla sinirli olarak ve Anayasa'da belirlenen usul güvenceleri izlenerek yapildiginda hukuka uygun sayilir (AYM, E.2017/110, K.2017/133, 26/7/2017, § 11). 44. Mülkiyet hakkinin korunmasinin söz konusu oldugu durumlarda usule iliskin güvencelerin somut olayda yerine getirildiginden söz edilebilmesi için derece mahkemelerinin kararlarinda konu ile ilgili ve yeterli gerekçe bulunmalidir. Bu zorunluluk davacinin bütün iddialarina cevap verilmesi anlamina gelmemekle birlikte mülkiyet hakkini ilgilendiren davanin sonucuna etki eden esasa iliskin temel iddia ve itirazlarin yargilama makamlarinca özenli bir sekilde degerlendirilerek karsilanmasi gerekmektedir (Kamil Darbaz ve GMO Yapi Grup End. San. Tic. Ltd. Sti., B. No: 2015/12563, 24/5/2018, § 53). (2) Ilkelerin Olaya Uygulanmasi 45. Somut olayin elverislilik ve gereklilik kriterlerinin tartisilmasini gerektiren bir yönü bulunmamaktadir. Asil tartisilmasi gereken husus, müdahalenin orantili olup olmadigidir. 46. Ölçülülügün üçüncü alt ilkesi olan orantililik, kamu yararinin korunmasi ile bireyin hak ve özgürlükleri arasinda adil bir dengenin saglanmasini gerektirmektedir. Öngörülen tedbirin maliki olagan disi ve asiri bir yük altina sokmasi durumunda müdahalenin orantili ve dolayisiyla ölçülü oldugundan söz edilemez. Bu itibarla uygulanan tedbirle basvuruculara asiri ve orantisiz bir yük yüklenip yüklenmediginin tespiti gerekmektedir. 47. Anayasa Mahkemesi Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras kararinda sartli bagislarda bagislananin hakli bir sebep olmaksizin sartin geregini yerine getirmemesi durumunda bagislayanin hibe edilen seyi geri isteyebilecegine iliskin borçlar hukuku kuralini (22/4/1926 tarihli ve 818 sayili mülga Borçlar Kanunu'nun 244. maddesinin birinci fikrasi hükmünü) dikkate alarak bagislanan tasinmazlarin bagislama sarti disindaki bir amaçla kullanilmasi durumunda bagislayanin iade hakkinin dogacagini kabul etmistir (Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, § 50). Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras kararinda yol olarak kullanilmak sartiyla kamuya terk edilen tasinmazin konut alanina dönüstürülerek özel kisiye satilmasinin mülkiyet hakkina ölçüsüz bir müdahale teskil ettigine karar verilmistir. Anayasa Mahkemesi anilan kararinda yol sartiyla bagislanan tasinmazin konut alanina dönüstürülerek bundan elde edilecek ekonomik menfaatin Belediyeye ait olmasinin devlete güven ilkesini zedeleyici sonuçlar dogurdugunu ve konut alanina dönüstürülen tasinmazin eski malikine iade edilmeyerek belediyenin özel mülkü hâline getirilmesinin amme menfaatlerinin gözetilmesindeki kamusal yarar ile bireyin mülkiyet hakkinin korunmasindaki bireysel yarar arasinda kurulmasi gereken makul dengenin malik aleyhine orantisiz bir biçimde zedelenmesine yol açtigini ifade etmistir (Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, §§ 79-81). 48. Buna karsilik Anayasa Mahkemesi sarta bagli bagislamanin söz konusu olmadigi Sahin Tosun (B. No: 2014/10857, 11/1/2017) ve Buket Baran ve digerleri (B. No: 2017/14999, 3/12/2020) kararlarinda farkli sonuca ulasmistir. Sahin Tosun kararinda kamu hizmetine tahsis edilmesi sarti kosulmaksizin bagislanan tasinmazlarin belediye tarafindan üçüncü kisilere devredilmesinin önünde herhangi bir kanuni engelin bulunmadigini vurgulamistir. Anayasa Mahkemesi kamu hizmetine tahsis sarti bulunmaksizin bagislanan ve belediyece üçüncü kisiye devredilen tasinmaz hissesinin basvurucuya iade edilmemesinin -bu bagisla elde etmeyi amaçladigi tüm yararlara kavustugu da dikkate alindiginda- basvurucuya olagan disi, asiri ve ölçüsüz bir külfet yüklemedigi sonucuna ulasmistir (Sahin Tosun, §§ 49, 50). Buket Baran ve digerleri kararina konu olayda ise basvurucularin murisi imar planinda yesil alan vasfiyla yer alan tasinmaza iliskin olarak belediye ile yapmis oldugu anlasma uyarinca tasinmazinin bir kismini bedelsiz olarak kamuya terk etmistir. Belediye söz konusu tasinmazi bir vakfa devretmistir. Anayasa Mahkemesi tasinmazin sartli olarak bagislandiginin ortaya konulamadigini vurgulayarak mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddiayi açikça dayanaktan yoksun bulmustur (Buket Baran ve digerleri, §§ 47, 48). 49. Somut olayda 768 parsel sayili tasinmazin tamami maliklerce yesil alan olarak terk edilmis ancak daha sonra bu alanda yesil alan disinda terk amacina aykiri olarak belediye hizmet binasi ve asil bitisik parselde bulunan caminin küçük bir kismi insa edilmistir. Bu minvalde 30/6/2015 tarihli ek fen bilirkisi raporu ve ekindeki krokide 768 parsel sayili tasinmaz üzerinde Sümer Mahalle Muhtarligi, Sümer Aile Sagligi Merkezi, Semt Konagi, PTT subesi, çocuk parki ve caminin bir kisminin oldugu ifade edilmistir. 769 parsel sayili tasinmazda ise yesil alan ve yol olarak terk edilen alanda terk amacina aykiri olarak caminin kalan kismi, yol ve kaldirimlar, trafo ve Öz Göller Sitesi'ne ait on adet binanin oldugu belirtilmistir (bkz. § 15). 50. Buna göre öncelikle basvurucu ve diger malikler tarafindan yapilan terkin sartsiz olmayip yesil alan ve yol olarak yani sarta bagli bedelsiz terk/bagislama oldugunu ve derece mahkemesince aldirilan bilirkisi raporlarina göre de tasinmazlarin terk amacina uygun kullanilmadigini vurgulamak gerekir. 51. Bu asamada belirtmek gerekir ki tasinmazin terk amaci disinda kullanilmakla birlikte kamu yararina yönelik baska bir ihtiyaç için tahsis edilmesi hâlinde yine kamu yarari amacinin mevcut oldugu ancak sadece sebebinin degismis oldugu kabul edilmelidir. Diger taraftan Anayasa Mahkemesinin daha önce Habibe Kalender ve digerleri (B. No: 2013/3845, 1/12/2015) kararinda açiklandigi üzere tasinmazin kamulastirma amacina uygun bir sekilde tahsis edilmesinden sonra bu ihtiyaca lüzum kalmamasi nedeniyle farkli amaçlarla kullanilmasi da somut olayin kosullarina bagli olarak mülkiyet hakkinin gerekliliklerine bir aykirilik teskil etmez (Habibe Kalender ve digerleri, §§ 45, 48). 52. Yukarida da deginildigi üzere ifraz için yesil alan ve yola terke sebebiyet verilen tarihte kamu yararinin soyut olarak bulunmasi yeterli olmayip ayrica bu dogrultuda amacin somut olarak gerçeklestirilmesi de beklenmektedir (benzer yöndeki kararlar için bkz. Derya Alpdogan ve digerleri, B. No: 2015/6845, 31/10/2018, § 51; Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S., § 58). 53. Bu çerçevede basvuru konusu olayda yesil alan ve yola terk edilen alanin bir kismina terk amacina aykiri olarak belediye hizmet binasi ve cami insa edilmesi ile Belediyenin dükkânlardan gelir elde etmesinin farkli bir kamu yarari amacina hizmet edip etmeyecegi hususunda Mahkemece herhangi bir degerlendirmede bulunulmamistir. Mahkeme rizai terk talebinde bulunulmasi nedeniyle tapuda söz konusu islemlerin yapildigini belirterek imar planlarinda sonradan yapilan degisikliklerin terk islemlerine etkisinin olmayacagi gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar vermistir. Hâlbuki somut olayin kosullari altinda terk amacina uygun bir kullanim olup olmadiginin belirlenmesi Anayasa'nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin gerekliliklerindendir. 54. Dolayisiyla somut olayda, derece mahkemelerinin kararlarinin basvurucunun davanin sonucuna etkili olabilecek mahiyette olan iddia ve itirazlarina cevap verecek nitelikte yeterli ve ilgili bir gerekçe içermedigi anlasilmistir. 55. Buna göre idari ve yargisal sürecin bütününe bakildiginda mülkiyet hakkinin korunmasinda usule iliskin güvencelerin somut olayda yerine getirilmedigi, basvurucunun bu güvencelerden yararlandirilmadigi sonucuna varilmistir. Bu sebeple basvurucunun mülkiyet hakki ile müdahalenin dayandigi kamu yarari arasinda olmasi gereken adil denge, basvurucu aleyhine bozulmus olup mülkiyet hakkina yapilan müdahale ölçüsüzdür. 56. Açiklanan gerekçelerle Anayasa’nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi gerekir. 3. 6216 Sayili Kanun'un 50. Maddesi Yönünden 57. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayili Anayasa Mahkemesinin Kurulusu ve Yargilama Usulleri Hakkinda Kanun'un 50. maddesinin ilgili kismi söyledir: “(1) Esas inceleme sonunda, basvurucunun hakkinin ihlal edildigine ya da edilmedigine karar verilir. Ihlal karari verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yapilmasi gerekenlere hükmedilir… (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararindan kaynaklanmissa, ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldirmak için yeniden yargilama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmayan hâllerde basvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açilmasi yolu gösterilebilir. Yeniden yargilama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararinda açikladigi ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldiracak sekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.” 58. Basvurucu, ihlalin tespit edilmesi ile tazminat ödenmesi talebinde bulunmustur. 59. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Dogan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararinda ihlal sonucuna varildiginda ihlalin nasil ortadan kaldirilacagi hususunda genel ilkeler belirlenmistir. Anayasa Mahkemesi diger bir kararinda ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararinin yerine getirilmemesinin sonuçlarina da deginmis ve bu durumun ihlalin devami anlamina gelecegi gibi ilgili hakkin ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacagina isaret etmistir (Aligül Alkaya ve digerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019). 60. Bireysel basvuru kapsaminda bir temel hakkin ihlal edildigine karar verildigi takdirde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirildigindan söz edilebilmesi için temel kural, mümkün oldugunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin saglanmasidir. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynagi belirlenerek devam eden ihlalin durdurulmasi, ihlale neden olan karar veya islemin ve bunlarin yol açtigi sonuçlarin ortadan kaldirilmasi, varsa ihlalin sebep oldugu maddi ve manevi zararlarin giderilmesi, ayrica bu baglamda uygun görülen diger tedbirlerin alinmasi gerekmektedir (Mehmet Dogan, §§ 55-57). 61. Ihlalin mahkeme kararindan kaynaklandigi veya mahkemenin ihlali gideremedigi durumlarda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayili Kanun’un 50. maddesinin (2) numarali fikrasi ile Anayasa Mahkemesi Içtüzügü'nün 79. maddesinin (1) numarali fikrasinin (a) bendi uyarinca ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere kararin bir örneginin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder. Anilan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farkli olarak ihlali ortadan kaldirmak amaciyla yeniden yargilama sonucunu doguran ve bireysel basvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi tarafindan ihlal kararina bagli olarak yeniden yargilama karari verildiginde usul hukukundaki yargilamanin yenilenmesi kurumundan farkli olarak ilgili mahkemenin yeniden yargilama sebebinin varligini kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadir. Dolayisiyla böyle bir kararin kendisine ulastigi mahkemenin yasal yükümlülügü, ilgilinin talebini beklemeksizin Anayasa Mahkemesinin ihlal karari nedeniyle yeniden yargilama karari vererek devam eden ihlalin sonuçlarini gidermek üzere gereken islemleri yerine getirmektir (Mehmet Dogan, §§ 58, 59; Aligül Alkaya ve digerleri (2), §§ 57-59, 66, 67). 62. Sartli olarak terk edilen/bagislanan tasinmazlarin terk amacina uygun olarak kullanilip kullanilmadigi hususunda ilgili ve yeterli gerekçe belirtilmeden karar verilmesi nedeniyle basvurucunun mülkiyet hakkinin ihlal edildigi sonucuna varilmistir (§§ 53-56). Dolayisiyla somut basvuruda ihlalin mahkeme kararindan kaynaklandigi anlasilmaktadir. 63. Bu durumda mülkiyet hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmaktadir. Yapilacak yeniden yargilama ise bireysel basvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayili Kanun'un 50. maddesinin (2) numarali fikrasina göre ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasina yöneliktir. Bu kapsamda yapilmasi gereken is, yeniden yargilama karari verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulastiran nedenleri gideren, ihlal kararinda belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararin bir örneginin yeniden yargilama yapilmak üzere Bakirköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir. Diger taraftan ihlal karariyla davanin esasi yönünden herhangi bir tespitte bulunulmadigini vurgulamak gerekir. Buna göre yapilacak yeniden yargilamada Anayasa'nin 35. maddesinde güvence altina mülkiyet hakkinin gerekliliklerine uygun olmak kaydiyla davanin esasi yönünden yapilacak degerlendirme ilgili mahkemenin takdirindedir. 64. Ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilamanin yeterli bir giderim saglayacagi anlasildigindan tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir. 65. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harç ve 4.500 TL vekâlet ücretinden olusan toplam 4.864,60 TL yargilama giderinin basvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir. VI. HÜKÜM Açiklanan gerekçelerle; A. Mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin KABUL EDILEBILIR OLDUGUNA, B. Anayasa’nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin IHLAL EDILDIGINE, C. Kararin bir örneginin mülkiyet hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere Bakirköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2014/96, K.2015/443) GÖNDERILMESINE, D. Basvurucunun tazminat talebinin REDDINE, E. 364,60 TL harç ve 4.500 TL vekâlet ücretinden olusan toplam 4.864,60 TL yargilama giderinin basvurucuya ÖDENMESINE, F. Ödemenin, kararin tebligini takiben basvurucunun Hazine ve Maliye Bakanligina basvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapilmasina, ödemede gecikme olmasi hâlinde bu sürenin sona erdigi tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAIZ UYGULANMASINA, G. Kararin bir örneginin Adalet Bakanligina GÖNDERILMESINE 29/12/2021 tarihinde OYBIRLIGIYLE karar verildi.
Olaylar
3.799 m² yüz ölçümünde arsa vasfindaki 1813 ada 768 parsel sayili tasinmazin tamami 1/2 oraninda I.M. ile basvurucunun murisi M.M. adina tapuda kayitlidir. Ayni mahalledeki 18.870 m² yüz ölçümünde arsa vasfindaki 1813 ada 769 parsel sayili tasinmazin 14499/18870 hissesi Kooperatif, 4371/37790 hissesi I.M., 4371/37790 hissesi basvurucunun murisi adina tapuda kayitlidir.
Belediye Encümen kararina istinaden maliklerin terk talepnamesiyle 768 parsel sayili tasinmazin tamami yesil alan olarak tapu sicilinden terkin edilmistir. 769 parsel sayili tasinmazin maliklerinin talebi üzerine tapu sicil muhafizlarinca resmî senet düzenlenmistir. Anilan tapu senedinde Kooperatif adina müstereken I.M. ve M.K. ile basvurucularin murisi M.M.nin yetkili olduklari, ayrica I.M. ve basvurucunun murisinin kendi adlarina asaleten yetkili olduklari belirtilmistir. Söz konusu senette 16/3/1989 tarihli Encümen kararina istinaden 769 parsel sayili tasinmazin ifrazen on bir ayri parsele ayrilarak malikler arasinda rizai taksim yapildigi ifade edilmistir. Buna göre 18.870 m² yüz ölçümündeki 769 sayili parselin 2.397 m²si yola, 9326 m² ise yesil alan olarak terk edilmis, geri kalan kisimlari malikler arasinda taksim edilmistir.
768 ve 769 parsel sayili tasinmazlarda terk edilen yerlerin bir kisminin dinî tesis alanina çevrilmesine iliskin olarak Belediye Meclisince 23/6/2000 tarihinde onaylanan uygulama imar plani ve nâzim imar planin iptali talebiyle basvurucunun murisi ve I.M. tarafindan açilan dava 20/12/2002 tarihinde kabul edilerek imar planlari iptal edilmistir.
Basvurucunun murisi, bedelsiz olarak yesil alan ve yola terk ettigi tasinmazlarin terk amacina uygun kullanilmadigini belirterek tazminat davasi açmistir. Mahkemece Büyüksehir Belediye Baskanligi yönünden pasif husumet yoklugu nedeniyle davanin reddine, Belediye Baskanligi yönünden ise davanin esastan reddine karar verilmistir. Basvurucu tarafindan temyiz edilen karar, Yargitay Dairesince onanmistir. Basvurucunun karar düzeltme talebi de ayni Daire tarafindan reddedilmistir.
Iddialar
Basvurucu, bedelsiz sekilde yesil alan ve yol olarak terk edilen tasinmazlarin terk amacina aykiri kullanilmasi nedeniyle mülkiyet hakkinin ihlal edildigini ileri sürmüstür.
Mahkemenin Degerlendirmesi
Somut olayin elverislilik ve gereklilik kriterlerinin tartisilmasini gerektiren bir yönü bulunmamaktadir. Asil tartisilmasi gereken husus, müdahalenin orantili olup olmadigidir.
Ölçülülügün üçüncü alt ilkesi olan orantililik, kamu yararinin korunmasi ile bireyin hak ve özgürlükleri arasinda adil bir dengenin saglanmasini gerektirmektedir. Öngörülen tedbirin maliki olagan disi ve asiri bir yük altina sokmasi durumunda müdahalenin orantili ve dolayisiyla ölçülü oldugundan söz edilemez. Bu itibarla uygulanan tedbirle basvuruculara asiri ve orantisiz bir yük yüklenip yüklenmediginin tespiti gerekmektedir.
Öncelikle basvurucu ve diger malikler tarafindan yapilan terkin sartsiz olmayip yesil alan ve yol olarak, diger bir deyisle sarta bagli bedelsiz terk/bagislama oldugunu ve derece mahkemesince aldirilan bilirkisi raporlarina göre de tasinmazlarin terk amacina uygun kullanilmadigini vurgulamak gerekir.
Bu asamada belirtmek gerekir ki tasinmazin terk amaci disinda kullanilmakla birlikte kamu yararina yönelik baska bir ihtiyaç için tahsis edilmesi hâlinde yine kamu yarari amacinin mevcut oldugu ancak sadece sebebinin degismis oldugu kabul edilmelidir. Diger taraftan Anayasa Mahkemesince daha önce de açiklandigi üzere tasinmazin kamulastirma amacina uygun bir sekilde tahsis edilmesinden sonra bu ihtiyaca lüzum kalmamasi nedeniyle farkli amaçlarla kullanilmasi da somut olayin kosullarina bagli olarak mülkiyet hakkinin gerekliliklerine bir aykirilik teskil etmez.
Bu çerçevede basvuru konusu olayda yesil alan ve yola terk edilen alanin bir kismina terk amacina aykiri olarak belediye hizmet binasi ve cami insa edilmesi ile Belediyenin dükkânlardan gelir elde etmesinin farkli bir kamu amacina hizmet edip etmeyecegi hususunda mahkemece degerlendirmede bulunulmadan rizai terk talebinde bulunmasi nedeniyle tapuda söz konusu islemlerin yapildigi açiklanarak imar planlarinda sonradan yapilan degisikliklerin terk islemlerine etkisinin olmayacagi gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmistir.
Dolayisiyla somut olayda derece mahkemelerinin kararlarinin basvurucunun davanin sonucuna etkili olabilecek mahiyette olan iddia ve itirazlarina cevap verecek nitelikte yeterli ve ilgili bir gerekçe içermedigi degerlendirilmistir.
Buna göre idari ve yargisal sürecin bütününe bakildiginda mülkiyet hakkinin korunmasinda usule iliskin güvencelerin somut olayda yerine getirilmedigi, basvurucunun bu güvencelerden yararlandirilmadigi sonucuna varilmistir. Bu sebeple basvurucunun mülkiyet hakki ile müdahalenin dayandigi kamu yarari arasinda olmasi gereken adil denge, basvurucu aleyhine bozulmus olup mülkiyet hakkina yapilan müdahale ölçüsüzdür.
Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar vermistir.
---
TÜRKIYE CUMHURIYETI
ANAYASA MAHKEMESI
IKINCI BÖLÜM
KARAR
I. M. BASVURUSU
(Basvuru Numarasi: 2019/2755)
Karar Tarihi: 29/12/2021
R.G. Tarih ve Sayi: 23/5/2022 - 31845
Baskan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Ridvan GÜLEÇ
Yildiz SEFERINOGLU
Raportör
Mahmut ALTIN
Basvurucu
I. M.
Vekili
Av. Hilal AÇAR
I. BASVURUNUN KONUSU
1. Basvuru, bedelsiz sekilde yesil alan ve yol olarak terk edilen tasinmazlarin terk amacina aykiri kullanilmasi nedeniyle mülkiyet hakkinin ihlal edildigi iddiasina iliskindir.
II. BASVURU SÜRECI
2. Basvuru 21/1/2019 tarihinde yapilmistir.
3. Basvuru, basvuru formu ve eklerinin idari yönden yapilan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmustur.
4. Komisyonca basvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafindan yapilmasina karar verilmistir.
5. Bölüm Baskani tarafindan basvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapilmasina karar verilmistir.
6. Basvuru belgelerinin bir örnegi bilgi için Adalet Bakanligina gönderilmistir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Basvuru formu ve eklerinde ifade edildigi sekliyle olaylar özetle söyledir:
A. Terk ve Ifraz Islemi Öncesi Tapu Kayitlarinin Durumu
8. Istanbul'un Zeytinburnu ilçesi Sümer (eski ismi Kazliçesme) Mahallesi'nde bulunan 3.799 m² yüz ölçümünde arsa vasfindaki 1813 ada 768 parsel sayili tasinmazin tamami 1/2 oraninda I.M. ile basvurucunun murisi M.M. adina tapuda kayitlidir.
9. Yine ayni mahalledeki 18.870 m² yüz ölçümünde arsa vasfindaki 1813 ada 769 parsel sayili tasinmazin 14499/18870 hissesi S.S. Öz Göller Kent Konut Yapi Kooperatifi (Kooperatif), 4371/37790 hissesi I.M., 4371/37790 hissesi basvurucunun murisi adina tapuda kayitlidir.
B. Terk ve Ifraz Islemi Sonrasi Tapu Kayitlarinin Durumu
10. 16/3/1989 tarihli Zeytinburnu Belediyesi Encümen (Encümen) kararina istinaden maliklerin 23/3/1989 tarihli terk talepnamesiyle 768 parsel sayili tasinmazin tamami yesil alan olarak tapu sicilinden terkin edilmistir.
11. 769 parsel sayili tasinmazin maliklerinin talebi üzerine 22/3/1989 tarihli tapu sicil muhafizlarinca resmî senet düzenlenmistir. Anilan tapu senedinde Kooperatif adina müstereken I.M. ve M.K. ile basvurucularin murisi M.M.nin yetkili olduklari, ayrica I.M. ve basvurucunun murisinin kendi adlarina asaleten yetkili olduklari belirtilmistir. Söz konusu senette 16/3/1989 tarihli Encümen kararina istinaden 769 parsel sayili tasinmazin ifrazen on bir ayri parsele ayrilarak malikler arasinda rizai taksim yapildigi ifade edilmistir. Buna göre 18.870 m² yüz ölçümündeki 769 sayili parselin 2.397 m²si yola, 9326 m² ise yesil alan olarak terk edilmis, geri kalan kisimlari malikler arasinda taksim edilmistir.
C. Imar Plani Degisikliginin Iptali Davasi
12. Basvuru konusu 768 ve 769 parsel sayili tasinmazlarda terk edilen yerlerin bir kisminin dinî tesis alanina çevrilmesine iliskin olarak Zeytinburnu Belediye Meclisince 23/6/2000 tarihinde onaylanan uygulama imar plani ve nâzim imar planinin iptali talebiyle basvurucunun murisi ve I.M. tarafindan açilan dava 20/12/2002 tarihinde kabul edilerek imar planlari iptal edilmistir.
D. Basvuru Konusu Tazminat Davasi Süreci
13. Basvurucunun murisi, bedelsiz sekilde yesil alan ve yol olarak terk ettigi tasinmazlarin terk amacina uygun kullanilmadigini belirtmis; 19/2/2014 tarihinde Bakirköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) tazminat davasi açmistir.
14. Mahkemece yapilan kesif sonrasi dosyaya sunulan 2/4/2015 tarihli fen bilirkisi raporunda tasinmazlarin hâlihazir durumlari tespit edilmistir. Raporda 768 parsel sayili tasinmazin 718,42 m²sinin yol ve kaldirim, 2.039,84 m²sinin park ve yesil alan, 224,75 m²sinin Sümer Semt Konagi (basvurucunun ifadesiyle belediye hizmet binasi), 340,31 m²sinin Imam-i Caferi Sadik Camisi (cami) alani oldugu beyan edilmistir. 769 parsel sayili tasinmazin ise 1.167,30 m²sinin cami alani, 240,92 m²sinin park ve yesil alan, 3.709,99 m²sinin ara arter yol ve kaldirim, 6.630,96 m²sinin Öz Göller Sitesi içinde yol, otopark ve yesil alan olarak kullanildigi izah edilmistir.
15. Mahkemece rizai taksim disinda basvurucunun tasinmazlarina el atilan yerler olup olmadiginin bildirilmesinin talep edilmesi üzerine 30/6/2015 tarihli ek rapor sunulmustur. Ek fen bilirkisi raporu ve ekindeki krokide 768 parsel sayili tasinmaz üzerinde Sümer Mahalle Muhtarligi, Sümer Aile Sagligi Merkezi, Semt Konagi, PTT subesi, çocuk parki ve caminin bir kisminin oldugu görülmüstür. 769 parsel sayili tasinmaz üzerinde ise caminin kalan kismi, yol ve kaldirimlar, trafo ve Öz Göller Sitesi'ne ait on adet binanin oldugu anlasilmistir. Raporda ayrica basvuru konusu tasinmazlarda yesil alan ve yol olarak terk edilen alanlar disinda davacilara kalan kisimlara fiilen yesil alan ve yol olarak el atilmadigi ifade edilmistir.
16. Öte yandan 27/4/2014 tarihli bilirkisi heyeti raporunda kamulastirmasiz el atma nedeniyle basvurucunun hissesine düsen el atma bedeli 5.634.325 TL olarak hesaplanmistir.
17. Mahkemece 1/10/2015 tarihinde Istanbul Büyüksehir Belediye Baskanligi yönünden pasif husumet yoklugu nedeniyle davanin reddine, Zeytinburnu Belediye Baskanligi yönünden ise davanin esastan reddine karar verilmistir. Kararin gerekçesi özetle söyledir:
i. Basvurucunun murisinin Yönetim Kurulu baskani olarak katildigi Kooperatifin 20/3/1989 tarihli toplantisinda basvuru konusu tasinmazlarin yesil alan ve yola terklerinin yapilmasi ve ifrazdan meydana gelen parsellerin Kooperatif ve diger malikler ile rizai taksimlerinin ve tescillerinin yapilmasi konusunda karar alindigi belirtilmistir.
ii. Bu kapsamda basvurucunun hissedari bulundugu 768 parsel sayili tasinmazin tamaminin yesil alan olarak terkin edilmesi için terk talepnamesi imzaladigi ve neticede bu dogrultuda islem tesis edildigi, 769 sayili parselin de yesil alan ve yola terkler sonucu bir kisminin terkini ile tasinmazin 7.147 m² olarak tapuya tescil edildigi ifade edilmistir.
iii. Belediye tarafindan söz konusu terk edilen tasinmaz bölümünün imar planlarinda dinî alan olarak ayrilmasi nedeniyle idare mahkemesince imar planlarinin iptallerine karar verildigi ancak 769 parsel sayili tasinmazda kamuya terk edilen alanlarin bir kisminda kamu yarari nedeni ile belediye hizmet alani yapilmasi öngörülen planlarin 2007 yilinda onanarak kesinlestigi açiklanmistir.
iv. Basvurucunun 20/3/1989 tarihli Kooperatif Toplanti Tutanagi'nda ve 23/3/1989 tarihli yesil alan terk talepnamesinde 768 ve 769 sayili parsellerle ilgili rizai terk talebinde bulunmasi nedeniyle tapuda söz konusu islemlerin yapildigi açiklanarak imar planlarinda sonradan yapilan degisikliklerin terk islemlerine etkisinin olmayacagi izah edilmistir.
v. Mahkeme ayrica rizai terk disinda kalan alanlara el atmanin söz konusu olmadigini vurgulamistir.
18. Basvurucu tarafindan temyiz edilen karar, Yargitay 5. Hukuk Dairesince (Daire) 31/10/2017 tarihinde onanmistir. Basvurucunun karar düzeltme talebi de ayni Daire tarafindan 20/11/2018 tarihinde reddedilmistir.
19. Nihai karar, basvurucu vekiline 21/12/2018 tarihinde teblig edilmistir.
20. Basvurucu 21/1/2019 tarihinde bireysel basvuruda bulunmustur.
IV. ILGILI HUKUK
A. Ulusal Hukuk
21. Konu hakkinda ilgili ulusal hukuk için bkz. Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras B. No: 2014/11994, 9/3/2017, §§ 26-32.
B. Uluslararasi Hukuk
22. Konu hakkinda ilgili uluslararasi hukuk için bkz. Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S. B. No: 2016/3592, 29/5/2019, §§ 19-25.
V. INCELEME VE GEREKÇE
23. Anayasa Mahkemesinin 29/12/2021 tarihinde yapmis oldugu toplantida basvuru incelenip geregi düsünüldü:
A. Basvurucunun Iddialari
24. Basvurucu, yesil alan ve yol olarak terk edilen tasinmazlarin dinî tesis alanina çevrilmesine iliskin imar planlarinin idare mahkemesince iptal edilmesine ragmen terk amacina aykiri sekilde Belediye tarafindan cami ve belediye hizmet binasi yapilarak tasinmazlara el atildigini, caminin altinda bulunan dükkânlardan Belediyenin kira geliri elde ettigini belirterek mülkiyet ve adil yargilanma haklarinin ihlal edildigini ileri sürmüstür.
B. Degerlendirme
25. Anayasa'nin iddianin degerlendirilmesinde dayanak alinacak "Mülkiyet hakki" kenar baslikli 35. maddesi söyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarina sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yarari amaciyla, kanunla sinirlanabilir.
Mülkiyet hakkinin kullanilmasi toplum yararina aykiri olamaz."
26. Anayasa Mahkemesi, olaylarin basvurucu tarafindan yapilan hukuki nitelendirmesi ile bagli olmayip olay ve olgularin hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Basvurucu, mülkiyet hakkinin ihlali iddiasi yaninda adil yargilanma hakkinin da ihlal edildigini ileri sürmektedir. Bununla birlikte basvurucunun sikâyetinin -özü itibariyla- ilgili oldugu mülkiyet hakkinin ihlali iddiasi kapsaminda incelenmesi uygun görülmüstür.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
27. Açikça dayanaktan yoksun olmadigi ve kabul edilemezligine karar verilmesini gerektirecek baska bir neden de bulunmadigi anlasilan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin kabul edilebilir olduguna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Mülkün Varligi
28. Mülkün varligiyla ilgili genel ilkeler Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras ve Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S. kararlarinda belirtilmistir.
29. Somut olaya konu tasinmazlarin bir kismi, basvurucunun murisi ve diger hissedarlar tarafindan 1989 yilinda bedelsiz sekilde yesil alan ve yol olarak terk edilmis, terk edilen kisimlar yönünden basvurucu ve diger hissedarlar adina olan sicil kaydi terkin edilmistir.
30. Anayasa Mahkemesi norm denetime iliskin bir kararinda köy ve belediye sinirlari içinde kapanmis yollarla yol fazlalarinin köy veya belediye namina tescil olunmasini öngören 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayili Tapu Kanunu'nun 21. maddesinin Anayasa'ya aykiri olmadigi tespitini yaparken riza gösterilerek yola terk edilen tasinmazlarin durumunu da degerlendirmistir (AYM, E.2011/23, K.2012/3, 12/1/2012). Anayasa Mahkemesi, hukukumuzda bagislamanin sarta bagli olarak yapilmasinin da mümkün oldugunu hatirlatmis ve malikin bagisladigi tasinmazin yol disinda baska bir amaç için kullanilmamasini istemesi durumunda sarta bagli bagislama yapma imkânina sahip oldugunu ifade etmistir. Gerekçede dolayli olarak hibeye iliskin borçlar hukuku hükümlerine atif yapilmistir. Gerekçede yapilan açiklamalarin aksi ile yorumundan yol sarti ile bagislanan tasinmazlarin yol disindaki bir amaçla kullanilmasi durumunda bagislayanin iade hakkinin dogacagi sonucuna ulasilmistir (benzer yöndeki kararlar için bkz. Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, § 50; Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S., § 41).
31. Somut olayda ihtilaf konusu tasinmazlar, yesil alan ve yol yapilmasi için Belediyeye terk edilmis ancak Belediye tarafindan yesil alan ve yol disinda ayrica cami ve belediye hizmet binasi yapilmistir. Yesil alan ve yol olarak terk edilen tasinmazlarin dayandigi terk amacina uygun kullanilmamasi tasinmazlarin basvurucuya iadesi ve tazminat yönünden en azindan bir mesru beklenti olusturmaktadir. Buna göre basvuru konusu olayda Anayasa'nin 35. maddesi kapsaminda mülkiyet hakkinin varligi konusunda süphe bulunmamaktadir.
b. Müdahalenin Varligi ve Türü
32. Somut olayda, yesil alan ve yol olarak kullanilmasi amaciyla Belediyeye terk edilen tasinmazlarin kisa bir süre kismen terk amacina uygun kullanilmasindan sonra tasinmazlar üzerine belediye hizmet binasi ve cami yapilmasinin mülkiyet hakkina müdahale teskil ettigi kuskusuzdur.
33. Basvurucunun terk ettigi tasinmazlarin Belediye tarafindan yesil alan ve yol olarak kullanilmasi disinda ayrica tasinmazlar üzerine cami ve belediye hizmet binasi insa edilmesinin mülkten yoksun birakma olarak degil mülkiyetten barisçil yararlanma hakkina müdahale kapsaminda degerlendirilmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir (benzer yöndeki kararlar için bkz. Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, § 63; Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S., § 44).
c. Müdahalenin Ihlal Olusturup Olusturmadigi
34. Anayasa'nin "Temel hak ve hürriyetlerin sinirlanmasi" kenar baslikli 13. maddesi söyledir:
"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksizin yalnizca Anayasanin ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bagli olarak ve ancak kanunla sinirlanabilir. Bu sinirlamalar, Anayasanin sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykiri olamaz."
35. Anayasa’nin 35. maddesinde mülkiyet hakki sinirsiz bir hak olarak düzenlenmemis, bu hakkin kamu yarari amaciyla ve kanunla sinirlandirilabilecegi öngörülmüstür. Mülkiyet hakkina müdahalede bulunulurken temel hak ve özgürlüklerin sinirlandirilmasina iliskin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa'nin 13. maddesinin de gözönünde bulundurulmasi gerekmektedir. Dolayisiyla mülkiyet hakkina yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için kanuna dayanmasi, kamu yarari amaci tasimasi ve ayrica ölçülülük ilkesi gözetilerek yapilmasi gerekmektedir (Recep Tarhan ve Afife Tarhan, B. No: 2014/1546, 2/2/2017, § 62).
i. Kanunilik
36. Mülkiyet hakkina yönelik müdahalelerde ilk incelenmesi gereken ölçüt kanuna dayali olma ölçütüdür. Bu ölçütün saglanmadigi tespit edildiginde diger ölçütler bakimindan inceleme yapilmaksizin mülkiyet hakkinin ihlal edildigi sonucuna varilacaktir. Müdahalenin kanuna dayali olmasi, iç hukukta müdahaleye iliskin yeterince ulasilabilir, belirli ve öngörülebilir kurallarin bulunmasini gerektirmektedir (Türkiye Is Bankasi A.S. [GK], B. No: 2014/6192, 12/11/2014, § 44; Ford Motor Company, B. No: 2014/13518, 26/10/2017, § 49; Necmiye Çiftçi ve digerleri, B. No: 2013/1301, 30/12/2014, § 55).
37. Somut olayda mahkeme gerekçesinde açikça belirtilmemis ise de gerekçede belirtilen açiklamalardan basvurucu tarafindan açilan tazminat davasinin 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayili Kamulastirma Kanunu'nun 35. maddesine dayanilarak reddedildigi anlasilmistir. Dolayisiyla basvurucunun mülkiyet hakkina yapilan müdahalenin 2942 sayili Kanun'un 35. maddesine dayandigi anlasildigindan müdahalenin kanuni bir dayanaginin bulundugu kuskusuzdur.
ii. Mesru Amaç
38. Anayasa'nin 13. ve 35. maddeleri uyarinca mülkiyet hakki ancak kamu yarari amaciyla sinirlandirilabilmektedir. Kamu yarari kavrami, mülkiyet hakkinin kamu yararinin gerektirdigi durumlarda sinirlandirilmasi imkâni vermekle bir sinirlandirma amaci olmasinin yani sira mülkiyet hakkinin kamu yarari amaci disinda sinirlanamayacagini öngörerek ve bu anlamda bir sinirlama siniri olusturarak mülkiyet hakkini etkin bir sekilde korumaktadir. Kamu yarari kavrami, devlet organlarinin takdir yetkisini de beraberinde getiren bir kavram olup objektif bir tanima elverisli olmayan bu ölçütün her somut olay temelinde ayrica degerlendirilmesi gerekir (Nusrat Külah, B. No: 2013/6151, 21/4/2016, §§ 53, 56; Yunis Aglar, B. No: 2013/1239, 20/3/2014, §§ 28, 29).
39. Yesil alan ve yola terk edilen tasinmazlarin yesil alan ve yol olarak tahsis edilmesinin kamu yararina yönelik oldugunda kusku bulunmamaktadir. Ancak terk edilen alanlarin bir kismi üzerinde insa edilen cami ve belediye hizmet binasi nedeniyle müdahalenin niteligini ve olayin kosullarini dikkate alan Anayasa Mahkemesi, mesru amaç unsurunu müdahalenin ölçülülügü ile birlikte sorgulayarak sonuca varacaktir (benzer yöndeki kararlar için bkz. Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, § 75; Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S., § 50).
iii. Ölçülülük
(1) Genel Ilkeler
40. Son olarak kamu makamlarinca basvurucunun mülkiyet hakkina yapilan müdahaleyle gerçeklestirilmek istenen amaç ile bu amaci gerçeklestirmek için kullanilan araçlar arasinda makul bir ölçülülük iliskisinin olup olmadigi degerlendirilmelidir.
41. Ölçülülük ilkesi elverislilik, gereklilik ve orantililik olmak üzere üç alt ilkeden olusmaktadir. Elverislilik öngörülen müdahalenin ulasilmak istenen amaci gerçeklestirmeye elverisli olmasini, gereklilik ulasilmak istenen amaç bakimindan müdahalenin zorunlu olmasini yani ayni amaca daha hafif bir müdahale ile ulasilmasinin mümkün olmamasini, orantililik ise bireyin hakkina yapilan müdahale ile ulasilmak istenen amaç arasinda makul bir dengenin gözetilmesi gerekliligini ifade etmektedir (AYM, E.2011/111, K.2012/56, 11/4/2012; E.2014/176, K.2015/53, 27/5/2015; E.2016/13, K.2016/127, 22/6/2016, § 18; Mehmet Akdogan ve digerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, § 38).
42. Orantililik ilkesi geregi kisilerin mülkiyet hakkinin sinirlandirilmasi hâlinde elde edilmek istenen kamu yarari ile bireyin haklari arasinda adil bir dengenin kurulmasi gerekmektedir. Bu adil denge, basvurucunun sahsi olarak asiri bir yüke katlandiginin tespit edilmesi durumunda bozulmus olacaktir. Müdahalenin orantililigini degerlendirirken Anayasa Mahkemesi bir taraftan ulasilmak istenen mesru amacin önemini, diger taraftan da müdahalenin niteligini, basvurucunun ve kamu otoritelerinin davranislarini gözönünde bulundurarak basvurucuya yüklenen külfeti dikkate alacaktir (Arif Güven, B. No: 2014/13966, 15/2/2017, §§ 58, 60; Osman Ukav, B. No: 2014/12501, 6/7/2017, § 71).
43. Anayasa’nin kamulastirmayi düzenleyen 46. maddesine göre devlet ve kamu tüzel kisileri tarafindan yapilabilmesi, kamu yararinin bulunmasi, kamulastirma kararinin kanunda gösterilen esas ve usullerine uyulmasi, gerçek karsiligin kural olarak pesin ve nakden ödenmesi kamulastirmanin anayasal ögeleridir. Temel unsurunun kamu yarari oldugu kabul edilen kamulastirma, özel mülkiyet alanina devletin bir müdahalesidir. Kamulastirma islemi, tasinmaza el koymaya zorunlu kalindiginda kamu yararinin özel mülkiyet hakkindan üstün tutuldugu durumlarla sinirli olarak ve Anayasa'da belirlenen usul güvenceleri izlenerek yapildiginda hukuka uygun sayilir (AYM, E.2017/110, K.2017/133, 26/7/2017, § 11).
44. Mülkiyet hakkinin korunmasinin söz konusu oldugu durumlarda usule iliskin güvencelerin somut olayda yerine getirildiginden söz edilebilmesi için derece mahkemelerinin kararlarinda konu ile ilgili ve yeterli gerekçe bulunmalidir. Bu zorunluluk davacinin bütün iddialarina cevap verilmesi anlamina gelmemekle birlikte mülkiyet hakkini ilgilendiren davanin sonucuna etki eden esasa iliskin temel iddia ve itirazlarin yargilama makamlarinca özenli bir sekilde degerlendirilerek karsilanmasi gerekmektedir (Kamil Darbaz ve GMO Yapi Grup End. San. Tic. Ltd. Sti., B. No: 2015/12563, 24/5/2018, § 53).
(2) Ilkelerin Olaya Uygulanmasi
45. Somut olayin elverislilik ve gereklilik kriterlerinin tartisilmasini gerektiren bir yönü bulunmamaktadir. Asil tartisilmasi gereken husus, müdahalenin orantili olup olmadigidir.
46. Ölçülülügün üçüncü alt ilkesi olan orantililik, kamu yararinin korunmasi ile bireyin hak ve özgürlükleri arasinda adil bir dengenin saglanmasini gerektirmektedir. Öngörülen tedbirin maliki olagan disi ve asiri bir yük altina sokmasi durumunda müdahalenin orantili ve dolayisiyla ölçülü oldugundan söz edilemez. Bu itibarla uygulanan tedbirle basvuruculara asiri ve orantisiz bir yük yüklenip yüklenmediginin tespiti gerekmektedir.
47. Anayasa Mahkemesi Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras kararinda sartli bagislarda bagislananin hakli bir sebep olmaksizin sartin geregini yerine getirmemesi durumunda bagislayanin hibe edilen seyi geri isteyebilecegine iliskin borçlar hukuku kuralini (22/4/1926 tarihli ve 818 sayili mülga Borçlar Kanunu'nun 244. maddesinin birinci fikrasi hükmünü) dikkate alarak bagislanan tasinmazlarin bagislama sarti disindaki bir amaçla kullanilmasi durumunda bagislayanin iade hakkinin dogacagini kabul etmistir (Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, § 50). Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras kararinda yol olarak kullanilmak sartiyla kamuya terk edilen tasinmazin konut alanina dönüstürülerek özel kisiye satilmasinin mülkiyet hakkina ölçüsüz bir müdahale teskil ettigine karar verilmistir. Anayasa Mahkemesi anilan kararinda yol sartiyla bagislanan tasinmazin konut alanina dönüstürülerek bundan elde edilecek ekonomik menfaatin Belediyeye ait olmasinin devlete güven ilkesini zedeleyici sonuçlar dogurdugunu ve konut alanina dönüstürülen tasinmazin eski malikine iade edilmeyerek belediyenin özel mülkü hâline getirilmesinin amme menfaatlerinin gözetilmesindeki kamusal yarar ile bireyin mülkiyet hakkinin korunmasindaki bireysel yarar arasinda kurulmasi gereken makul dengenin malik aleyhine orantisiz bir biçimde zedelenmesine yol açtigini ifade etmistir (Süleyman Oktay Uras ve Sevtap Uras, §§ 79-81).
48. Buna karsilik Anayasa Mahkemesi sarta bagli bagislamanin söz konusu olmadigi Sahin Tosun (B. No: 2014/10857, 11/1/2017) ve Buket Baran ve digerleri (B. No: 2017/14999, 3/12/2020) kararlarinda farkli sonuca ulasmistir. Sahin Tosun kararinda kamu hizmetine tahsis edilmesi sarti kosulmaksizin bagislanan tasinmazlarin belediye tarafindan üçüncü kisilere devredilmesinin önünde herhangi bir kanuni engelin bulunmadigini vurgulamistir. Anayasa Mahkemesi kamu hizmetine tahsis sarti bulunmaksizin bagislanan ve belediyece üçüncü kisiye devredilen tasinmaz hissesinin basvurucuya iade edilmemesinin -bu bagisla elde etmeyi amaçladigi tüm yararlara kavustugu da dikkate alindiginda- basvurucuya olagan disi, asiri ve ölçüsüz bir külfet yüklemedigi sonucuna ulasmistir (Sahin Tosun, §§ 49, 50). Buket Baran ve digerleri kararina konu olayda ise basvurucularin murisi imar planinda yesil alan vasfiyla yer alan tasinmaza iliskin olarak belediye ile yapmis oldugu anlasma uyarinca tasinmazinin bir kismini bedelsiz olarak kamuya terk etmistir. Belediye söz konusu tasinmazi bir vakfa devretmistir. Anayasa Mahkemesi tasinmazin sartli olarak bagislandiginin ortaya konulamadigini vurgulayarak mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddiayi açikça dayanaktan yoksun bulmustur (Buket Baran ve digerleri, §§ 47, 48).
49. Somut olayda 768 parsel sayili tasinmazin tamami maliklerce yesil alan olarak terk edilmis ancak daha sonra bu alanda yesil alan disinda terk amacina aykiri olarak belediye hizmet binasi ve asil bitisik parselde bulunan caminin küçük bir kismi insa edilmistir. Bu minvalde 30/6/2015 tarihli ek fen bilirkisi raporu ve ekindeki krokide 768 parsel sayili tasinmaz üzerinde Sümer Mahalle Muhtarligi, Sümer Aile Sagligi Merkezi, Semt Konagi, PTT subesi, çocuk parki ve caminin bir kisminin oldugu ifade edilmistir. 769 parsel sayili tasinmazda ise yesil alan ve yol olarak terk edilen alanda terk amacina aykiri olarak caminin kalan kismi, yol ve kaldirimlar, trafo ve Öz Göller Sitesi'ne ait on adet binanin oldugu belirtilmistir (bkz. § 15).
50. Buna göre öncelikle basvurucu ve diger malikler tarafindan yapilan terkin sartsiz olmayip yesil alan ve yol olarak yani sarta bagli bedelsiz terk/bagislama oldugunu ve derece mahkemesince aldirilan bilirkisi raporlarina göre de tasinmazlarin terk amacina uygun kullanilmadigini vurgulamak gerekir.
51. Bu asamada belirtmek gerekir ki tasinmazin terk amaci disinda kullanilmakla birlikte kamu yararina yönelik baska bir ihtiyaç için tahsis edilmesi hâlinde yine kamu yarari amacinin mevcut oldugu ancak sadece sebebinin degismis oldugu kabul edilmelidir. Diger taraftan Anayasa Mahkemesinin daha önce Habibe Kalender ve digerleri (B. No: 2013/3845, 1/12/2015) kararinda açiklandigi üzere tasinmazin kamulastirma amacina uygun bir sekilde tahsis edilmesinden sonra bu ihtiyaca lüzum kalmamasi nedeniyle farkli amaçlarla kullanilmasi da somut olayin kosullarina bagli olarak mülkiyet hakkinin gerekliliklerine bir aykirilik teskil etmez (Habibe Kalender ve digerleri, §§ 45, 48).
52. Yukarida da deginildigi üzere ifraz için yesil alan ve yola terke sebebiyet verilen tarihte kamu yararinin soyut olarak bulunmasi yeterli olmayip ayrica bu dogrultuda amacin somut olarak gerçeklestirilmesi de beklenmektedir (benzer yöndeki kararlar için bkz. Derya Alpdogan ve digerleri, B. No: 2015/6845, 31/10/2018, § 51; Özel Istanbul Arel Egitim Kurumlari A.S., § 58).
53. Bu çerçevede basvuru konusu olayda yesil alan ve yola terk edilen alanin bir kismina terk amacina aykiri olarak belediye hizmet binasi ve cami insa edilmesi ile Belediyenin dükkânlardan gelir elde etmesinin farkli bir kamu yarari amacina hizmet edip etmeyecegi hususunda Mahkemece herhangi bir degerlendirmede bulunulmamistir. Mahkeme rizai terk talebinde bulunulmasi nedeniyle tapuda söz konusu islemlerin yapildigini belirterek imar planlarinda sonradan yapilan degisikliklerin terk islemlerine etkisinin olmayacagi gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar vermistir. Hâlbuki somut olayin kosullari altinda terk amacina uygun bir kullanim olup olmadiginin belirlenmesi Anayasa'nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin gerekliliklerindendir.
54. Dolayisiyla somut olayda, derece mahkemelerinin kararlarinin basvurucunun davanin sonucuna etkili olabilecek mahiyette olan iddia ve itirazlarina cevap verecek nitelikte yeterli ve ilgili bir gerekçe içermedigi anlasilmistir.
55. Buna göre idari ve yargisal sürecin bütününe bakildiginda mülkiyet hakkinin korunmasinda usule iliskin güvencelerin somut olayda yerine getirilmedigi, basvurucunun bu güvencelerden yararlandirilmadigi sonucuna varilmistir. Bu sebeple basvurucunun mülkiyet hakki ile müdahalenin dayandigi kamu yarari arasinda olmasi gereken adil denge, basvurucu aleyhine bozulmus olup mülkiyet hakkina yapilan müdahale ölçüsüzdür.
56. Açiklanan gerekçelerle Anayasa’nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayili Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
57. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayili Anayasa Mahkemesinin Kurulusu ve Yargilama Usulleri Hakkinda Kanun'un 50. maddesinin ilgili kismi söyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, basvurucunun hakkinin ihlal edildigine ya da edilmedigine karar verilir. Ihlal karari verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yapilmasi gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararindan kaynaklanmissa, ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldirmak için yeniden yargilama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmayan hâllerde basvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açilmasi yolu gösterilebilir. Yeniden yargilama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararinda açikladigi ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldiracak sekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
58. Basvurucu, ihlalin tespit edilmesi ile tazminat ödenmesi talebinde bulunmustur.
59. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Dogan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararinda ihlal sonucuna varildiginda ihlalin nasil ortadan kaldirilacagi hususunda genel ilkeler belirlenmistir. Anayasa Mahkemesi diger bir kararinda ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararinin yerine getirilmemesinin sonuçlarina da deginmis ve bu durumun ihlalin devami anlamina gelecegi gibi ilgili hakkin ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacagina isaret etmistir (Aligül Alkaya ve digerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).
60. Bireysel basvuru kapsaminda bir temel hakkin ihlal edildigine karar verildigi takdirde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirildigindan söz edilebilmesi için temel kural, mümkün oldugunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin saglanmasidir. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynagi belirlenerek devam eden ihlalin durdurulmasi, ihlale neden olan karar veya islemin ve bunlarin yol açtigi sonuçlarin ortadan kaldirilmasi, varsa ihlalin sebep oldugu maddi ve manevi zararlarin giderilmesi, ayrica bu baglamda uygun görülen diger tedbirlerin alinmasi gerekmektedir (Mehmet Dogan, §§ 55-57).
61. Ihlalin mahkeme kararindan kaynaklandigi veya mahkemenin ihlali gideremedigi durumlarda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayili Kanun’un 50. maddesinin (2) numarali fikrasi ile Anayasa Mahkemesi Içtüzügü'nün 79. maddesinin (1) numarali fikrasinin (a) bendi uyarinca ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere kararin bir örneginin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder. Anilan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farkli olarak ihlali ortadan kaldirmak amaciyla yeniden yargilama sonucunu doguran ve bireysel basvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi tarafindan ihlal kararina bagli olarak yeniden yargilama karari verildiginde usul hukukundaki yargilamanin yenilenmesi kurumundan farkli olarak ilgili mahkemenin yeniden yargilama sebebinin varligini kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadir. Dolayisiyla böyle bir kararin kendisine ulastigi mahkemenin yasal yükümlülügü, ilgilinin talebini beklemeksizin Anayasa Mahkemesinin ihlal karari nedeniyle yeniden yargilama karari vererek devam eden ihlalin sonuçlarini gidermek üzere gereken islemleri yerine getirmektir (Mehmet Dogan, §§ 58, 59; Aligül Alkaya ve digerleri (2), §§ 57-59, 66, 67).
62. Sartli olarak terk edilen/bagislanan tasinmazlarin terk amacina uygun olarak kullanilip kullanilmadigi hususunda ilgili ve yeterli gerekçe belirtilmeden karar verilmesi nedeniyle basvurucunun mülkiyet hakkinin ihlal edildigi sonucuna varilmistir (§§ 53-56). Dolayisiyla somut basvuruda ihlalin mahkeme kararindan kaynaklandigi anlasilmaktadir.
63. Bu durumda mülkiyet hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmaktadir. Yapilacak yeniden yargilama ise bireysel basvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayili Kanun'un 50. maddesinin (2) numarali fikrasina göre ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasina yöneliktir. Bu kapsamda yapilmasi gereken is, yeniden yargilama karari verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulastiran nedenleri gideren, ihlal kararinda belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararin bir örneginin yeniden yargilama yapilmak üzere Bakirköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir. Diger taraftan ihlal karariyla davanin esasi yönünden herhangi bir tespitte bulunulmadigini vurgulamak gerekir. Buna göre yapilacak yeniden yargilamada Anayasa'nin 35. maddesinde güvence altina mülkiyet hakkinin gerekliliklerine uygun olmak kaydiyla davanin esasi yönünden yapilacak degerlendirme ilgili mahkemenin takdirindedir.
64. Ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilamanin yeterli bir giderim saglayacagi anlasildigindan tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir.
65. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harç ve 4.500 TL vekâlet ücretinden olusan toplam 4.864,60 TL yargilama giderinin basvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açiklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin KABUL EDILEBILIR OLDUGUNA,
B. Anayasa’nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin IHLAL EDILDIGINE,
C. Kararin bir örneginin mülkiyet hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere Bakirköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2014/96, K.2015/443) GÖNDERILMESINE,
D. Basvurucunun tazminat talebinin REDDINE,
E. 364,60 TL harç ve 4.500 TL vekâlet ücretinden olusan toplam 4.864,60 TL yargilama giderinin basvurucuya ÖDENMESINE,
F. Ödemenin, kararin tebligini takiben basvurucunun Hazine ve Maliye Bakanligina basvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapilmasina, ödemede gecikme olmasi hâlinde bu sürenin sona erdigi tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAIZ UYGULANMASINA,
G. Kararin bir örneginin Adalet Bakanligina GÖNDERILMESINE 29/12/2021 tarihinde OYBIRLIGIYLE karar verildi.