Karşılıklı Boşanma Davası- Af niteliğinde barışma girişimi, ortak hayatın yeniden kurulamaması

vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff4719010000008501000001000200

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2020/2-244
K. 2020/881
T. 11.11.2020

KARSILIKLI BOSANMA DAVASI ( Kadin Esin Ilk Davanin Kesinlesmesinden Sonraki Fiili Ayrilik Süresi Içinde Evlilik Birligini Kurtarmak Amaciyla Sunmus Oldugu Barisma Önerisinin Ortak Hayatin Yeniden Kurulmasi Için Iyi Niyetli Bir Girisim Oldugu ve Erkek Es Tarafindan Kabul Edilmedigi - Kadin Esin Iyi Niyetli Teklifi Sonrasinda Taraflar Arasinda Barisma Gerçekleserek Ortak Hayat Yeniden Kurulmadigi Gibi Erkek Es Tarafindan Böyle Bir Iddianin Ileri Sürülmemis Oldugu Gözetildiginde Kadin Esin Bu Eyleminin Af Olarak Nitelendirilmesinin Somut Olayin Özelligine Uygun Düsmedigi )

BARISMA GIRISIMI KABUL ILE SONUÇLANMADIGINDAN AFFETMENIN SÖZ KONUSU OLMAMASI ( Erkek Esin Kadin Ese Karsi Evlilik Birliginin Sarsilmasi Nedenine Dayali Bosanma Açtigi Bosanma Davasinin Reddedilmesi Üzerine Eldeki Karsilikli Bosanma Davalarindan Ilkinin Eylemli Ayrilik Sebebiyle Erkek Es Karsi Davanin ise Evlilik Birliginin Sarsilmasi Sebebiyle Kadin Es Tarafindan Açildigi - Fiili Ayrilik Döneminde Barisma Önerisi Sunan Kadin Esin Kusurlu Davranislari Affettigi Gerekçesiyle Karsi Davanin Reddine Karar Verilmesinin Hatali Oldugu )

ORTAK HAYATIN YENIDEN KURULMAMASI ( TMK 166/4. Maddesine Dayanarak Bosanma Davasini Açmak ve Reddinden Sonra Ortak Hayatin Yeniden Kurulmasi Yönünde Girisimde Bulunmamakla Zaten Kusurlu Durumda Olan Erkek Esin Ayrica Esini Haksiz Olarak Baskalariyla Iliski Kurmakla Suçladigi Hakaret Ettigi ve Son Olarak Ortak Konutu Terk Ettiginin Görüldügü - Kadin Esin Ilk Davanin Kesinlesmesinden Sonraki Fiili Ayrilik Süresi Içinde Evlilik Birligini Kurtarmak Amaciyla Sunmus Oldugu Barisma Önerisinin Iyi Niyetli Bir Girisim Oldugu )

AF NITELIGINDE BARISMA GIRISIMI ( Bosanmaya Sebep Olan Olaylarin Hosgörü ile Karsilanmasi Nedeniyle Af Girisiminin Gerçeklesmesi ve Bunun Sonucunda Taraflarin Yeniden Birlikte Olmalari veya Birbirlerine Karsiliksiz Kazandirmalarda Bulunmalari Eger Varsa Aralarinda Devam Eden Hukuki Süreci Sonlandirmalari Gibi Ortak Hayatin Yeniden Kurulduguna Dair Önemli Emareleri Ispatlar Deliller Karsisinda Af Niteligindeki Davranislardan Söz Edilebilecegi )

4721/m.166

27.11.2015 T. 2014/2-5871 E. 2015/2704 K. Yargitay HGK Karari

03.06.2020 T. 2017/2-2651 E. 2020/333 K. Yargitay HGK Karari

ÖZET : Dava, karsilikli bosanma istemlerine iliskindir. Uyusmazlik, davali-karsi davaci kadinin fiili ayrilik sirasinda barisma girisiminde bulunmasinin af niteliginde olup olmadigi, burada varilacak sonuca göre davali-karsi davaci kadinin bosanma davasinin kabulünün gerekip gerekmedigi noktasindadir.

Erkek esin, kadin ese karsi evlilik birliginin sarsilmasi nedenine dayali bosanma davasi açtigi, davanin reddine karar verildigi ve kararin kesinlestigi, bunun üzerine eldeki karsilikli bosanma davalarindan ilkinin "eylemli ayrilik" sebebiyle TMK'nin 166/4. maddesine dayali olarak erkek es, karsi davanin ise "evlilik birliginin sarsilmasi" sebebiyle 166/1. maddesine dayali olarak kadin es tarafindan açildigi, sartlari olustugu gerekçesiyle asil davanin kabulüne, fiili ayrilik döneminde barisma önerisi sunan kadin esin ise kusurlu davranislari affettigi gerekçesiyle karsi davanin reddine karar verildigi anlasilmistir.

TMK'nin 166/4. maddesine dayanak bosanma davasini açmak ve reddinden sonra ortak hayatin yeniden kurulmasi yönünde girisimde bulunmamakla zaten kusurlu durumda olan erkek esin, ayrica esini haksiz olarak baskalariyla iliski kurmakla suçladigi, hakaret ettigi ve son olarak ortak konutu terk ettigi görülmüstür.

Kadin esin ilk davanin kesinlesmesinden sonraki fiili ayrilik süresi içinde evlilik birligini kurtarmak amaciyla sunmus oldugu barisma önerisi, ortak hayatin yeniden kurulmasi için iyi niyetli bir girisim olup, erkek es tarafindan kabul edilmemistir. Kadin esin iyi niyetli teklifi sonrasinda taraflar arasinda barisma gerçekleserek ortak hayat yeniden kurulmadigi gibi erkek es tarafindan böyle bir iddianin ileri sürülmemis oldugu gözetildiginde kadin esin bu eyleminin "af" olarak nitelendirilmesi somut olayin özelligine uygun düsmemektedir. Barisma girisimi kabul ile sonuçlanmadigindan, bir aftan söz etme olanagi bulunmamaktadir. Direnme karari bozulmalidir.

DAVA : 1. Taraflar arasindaki "karsilikli bosanma" davasindan dolayi yapilan yargilama sonunda, Adana 3. Aile Mahkemesince verilen asil davanin kabulüne, karsi davanin reddine iliskin karar, davali-karsi davaci vekilinin temyizi üzerine Yargitay 2. Hukuk Dairesince yapilan inceleme sonunda bozulmus, Mahkemece Özel Daire bozma kararina karsi direnilmistir.

2. Direnme karari davali-karsi davaci vekili tarafindan temyiz edilmistir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra geregi görüsüldü:

KARAR : I. YARGILAMA SÜRECI

Davaci-Karsi Davali Istemi:

4. Davaci-karsi davali vekili 30.09.2011 tarihli dava dilekçesinde; taraflarin geçimsizlik nedeniyle fiilen ayri olduklarini, davaci tarafindan Adana 1. Aile Mahkemesi'nin 2007/721 E. ve 2008/10 K. sayili dosyasi ile bosanma davasi açildigini ve davanin reddedildigini, kararin 15.09.2008 tarihinde kesinlestigini, kesinlesme tarihinden itibaren aradan üç yil geçmis olmasina ragmen ortak hayatin kurulmadigini ve halen ayri yasadiklarini ileri sürerek taraflarin bosanmalarina karar verilmesini talep etmistir.

Davali-Karsi Davaci Cevabi:

5. Davali-karsi davaci asil 21.10.2011 tarihli cevap ve karsi dava dilekçesinde; tüm iddialari inkârla, davacinin ruh sagliginin bozuk oldugunu, kiskançlik ve öfke krizleri geçirdigini, psikolojik ilaçlar kullandigini, sürekli aldatmayla suçlandigini, onur kirici, seref ve haysiyetini incitici söz ve davranislariyla kendisine kötü muamelede bulunan davacidan bosanmak istedigini ileri sürerek öncelikle asil davanin reddine, karsi davanin kabulüyle bosanmaya, ergin olmayan ortak çocugun velayetinin kendisine verilmesine, çocuk yararina 1.000,00TL tedbir-istirak nafakasi ile kendi yararina da 150.000,00TL maddi ve 150.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmistir.

Ilk Derece Mahkemesi Karari:

6. Adana 3. Aile Mahkemesi'nin 13.11.2012 tarihli ve 2011/1105 E., 2012/955 K. sayili karari ile; dinlenen tanik ve müsterek çocuklarin beyanlari uyarinca taraflarin ayrilmasindan sonra davali- karsi davaci ...'nun birkaç kez esi ... ile barismak istedigi ancak ...'in kabul etmedigi, bu durum karsisinda davali karsi davaci kadinin esi ...'in varsa kusurlu davranislarini affettigi gerekçesiyle kadinin davasinin reddine, ret ile sonuçlanan bosanma kararinin kesinlesmesinden itibaren üç yillik sürenin geçmesine ragmen taraflarin bir araya gelmedikleri gerekçesiyle erkegin davasinin TMK'nin 166/son maddesi uyarinca kabulüne karar verilmistir.

Özel Daire Bozma Karari:

7. Yargitay 2. Hukuk Dairesinin 14.05.2013 tarihli ve 2013/1267 E., 2013/13712 K. sayili karari ile;

"...Hüküm davali-karsi davaci (kadin) tarafindan her iki bosanma davasi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup geregi görüsülüp düsünüldü:

KARAR : Mahkemece; davali kadin tarafindan açilan “evlilik birliginin temelinden sarsilmasi (TMK.md.166/1) sebebine dayanan karsi bosanma davasi, “taraflarin fiilen ayrilmalarindan sonra davalinin birkaç kez esiyle barismak istedigi, bu sebeple kocasinin kusurlarini affettigi” gerekçesiyle reddedilmistir. Davaci-karsi davali koca tarafindan daha önce açilan bosanma davasi “davalidan kaynaklanan bir geçimsizligin ispat edilmedigi” gerekçesiyle reddedilmis ve karar kesinlesmistir. Yapilan sorusturma ve toplanan delillerden, davaci-karsi davali kocanin esine hakaret ettigi, onu haksiz olarak baskalariyla iliski kurmakla itham ettigi ve evi terk ettigi anlasilmaktadir. Davali-karsi davaci kadinin, önceki bosanma davasinin reddine iliskin kararin kesinlesmesinden sonra ki fiili ayrilik süresi içinde barisma önerisinde bulunmus olmasi, ortak hayatin yeniden kurulmasi için bir girisim olup, kocadan karsilik görmedigine ve kabul edilmedigine göre, girisimden öteye ulasmamistir. Kadinin bu iyiniyetli davranisinin diger tarafi af olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadir. Öyleyse davali tarafindan açilan karsi bosanma davasinin da kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi dogru bulunmamistir..." gerekçesiyle karar bozulmustur.

8. Adana 3. Aile Mahkemesi'nin 25.09.2013 tarihli, 2013/571 E., 2013/839 K. sayili direnme karari davali karsi davaci vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine Yargitay Hukuk Genel Kurulunun 07.03.2018 tarihli ve 2017/2-1929 E., 2018/447 K. sayili karari ile usulden bozulmustur.

Direnme Karari:

9. Adana 3. Aile Mahkemesi'nin 05.11.2019 tarihli ve 2019/493 E., 2019/659 K. sayili karari ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçelerle direnme karari verilmistir.

Direnme Kararinin Temyizi:

10. Direnme karari yasal süresi içinde davali-karsi davaci vekilince temyiz edilmistir.

II. UYUSMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik; davali-karsi davaci kadinin fiili ayrilik sirasinda barisma girisiminde bulunmasinin af niteliginde olup olmadigi, burada varilacak sonuca göre davali-karsi davaci kadinin bosanma davasinin kabulünün gerekip gerekmedigi noktasinda toplanmaktadir.

III. GEREKÇE

12. Uyusmazligin çözümü bakimindan ilgili yasal düzenleme ve kavramlarin açiklanmasinda yarar görülmektedir.

13. Bilindigi üzere 4721 Sayili Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) “Evlilik birliginin sarsilmasi” baslikli 166. maddenin bir ve ikinci fikralari;

"Evlilik birligi, ortak hayati sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsilmis olursa, eslerden her biri bosanma davasi açabilir.

Yukaridaki fikrada belirtilen hâllerde, davacinin kusuru daha agir ise, davalinin açilan davaya itiraz hakki vardir. Bununla beraber bu itiraz, hakkin kötüye kullanilmasi niteliginde ise ve evlilik birliginin devaminda davali ve çocuklar bakimindan korunmaya deger bir yarar kalmamissa bosanmaya karar verilebilir.” hükmünü tasimaktadir.

14. Genel bosanma sebeplerini düzenleyen ve yukariya alinan madde hükmü, somutlastirilmamis veya ayrintilari ile belirtilmemis olmasi nedeniyle evlilik birliginin sarsilip sarsilmadigi noktasinda hâkime çok genis takdir hakki tanimistir.

15. Söz konusu hüküm uyarinca evlilik birligi, esler arasinda ortak hayati çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsilmis oldugu takdirde, eslerden her biri kural olarak bosanma davasi açabilir ise de, Yargitay bu hükmü tam kusurlu esin dava açamayacagi seklinde yorumlamaktadir. Çünkü tam kusurlu esin bosanma davasi açmasi tek tarafli irade ile sistemimize aykiri bir bosanma olgusunu ortaya çikarir. Bosanmayi elde etmek isteyen kisi karsi tarafin hiçbir eylem ve davranisi söz konusu olmadan, evlilik birligini, devami beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki “birlik artik sarsilmistir” diyerek bosanma dogrultusunda hüküm kurulmasini talep edebilir. Böyle bir düsünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyecegi yönündeki temel hukuk ilkesine aykiri düser (TMK m.2). Nitekim benzer ilkeye HGK'nin 04.12.2015 tarihli ve 2014/2-594 E., 2015/2795 K. sayili kararinda da deginilmistir. Bu durumda kusur ilkesine göre genel sebeple (TMK m. 166/1) bosanmaya karar verebilmek için davalinin az da olsa kusurlu olmasi gerekir.

16. Yargitay bosanma davalarinda temyiz incelemesi asamasinin daha saglikli yürütülebilmesi amaciyla; her bir davada verilecek olan bosanma karari, ferileri ve bosanmanin mali sonuçlari yönünden yapilacak denetlemeye uygun sekilde, taraflarin bosanmaya sebep olan olaylarda gerçeklesen kusurlu davranislari belirtildikten sonra eslerin kusurluluk durumlarini ise “kusursuz, az kusurlu, esit kusurlu, agir kusurlu veya tam kusurlu es” seklinde belirlenmesi gerektigini belirtmistir. Yine Yargitay, 03.07.1978 tarihli, 5/6 Sayili Içtihadi Birlestirme Karariyla da “kimin daha fazla kusurlu oldugunu tayin hususunda önceden bir ölçü konulamayacagina ve bu hususta bir içtihadi birlestirmeye gidilemeyecegine” karar vererek her bir bosanma davasinda taraflarin kusurluluk durumlarinin kendine özgü ve o evlilige münhasir oldugunu kabul etmistir.

17. Evlilik birliginin temelinden sarsildigi iddiasiyla bosanmayi isteyebilmek için tamamen kusursuz, az kusurlu veya esit kusurlu (TMK m.166/1) olmaya gerek olmayip, agir kusurlu tarafin dahi (TMK m.166/2) dava hakki vardir. Maddenin ikinci fikrasi uyarinca bosanmaya karar verilebilmesi için davalinin az da olsa kusurunun varligi ve bunun belirlenmesi kaçinilmazdir. Taraflarin TMK'nin 166/2. maddesine göre bosanmalarina karar verilirken dikkat edilmesi gereken husus; az kusurlu durumda olan davali esin açilan davaya itiraz hakki oldugudur. Böyle bir durumda hâkim “ileri sürülen itirazin, hakkin kötüye kullanilmasi niteliginde olduguna ve ayrica evlilik birliginin devaminda davali ve çocuklar bakimindan korunmaya deger bir yarar kalmadigi” kanaatine vardigi takdirde bosanmaya karar verilebilecektir.

18. Uyusmazligin çözüme kavusturulabilmesi için üzerinde durulmasi gereken diger olgu “af” hususudur. "Af" sözlük anlami ile bir suçu, bir kusuru veya bir hatayi bagislama olarak tanimlanmis olup, ceza hukukunda yer verildigi gibi özel hukuk bakimindan da kanunlarimizda düzenleme yeri bulan, esasen bir haktan vazgeçmeyi içeren bir his açiklamasi veya bir davranis seklidir (YHGK, 14.03.2019 tarih, 2017/2-2067 E. ve 2019/296 K.).

19. Evlilik birliginin sarsilmasi sebebiyle bosanma davasinda af niteliginde davranislar gerçeklesmisse, artik bu davranislar, bosanma davasinin reddine gerekçe olusturur. Bosanma davalarinda af olgusunun gerçeklestiginin kabul edilebilmesi için öncelikle bu yönde bir iddia ve bu iddianin; kayitsiz sartsiz bir irade beyani, eger yoksa en azindan affi gösterir nitelikte tutum ve davranis ile ispatlanmis olmasi gerekmektedir. Genel bir ifadeyle af niteliginde sayilabilecek davranislar; barismis olmak, af iradesini göstermek, hosgörü ile karsilamak ve olaylara ragmen birligi sürdürmek seklinde ifade edilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta “barisma girisiminin” af niteliginde olup olmadigi hususudur. Eslerin evlilik birligini kurtarmak maksadiyla birligin devami yönünde iyi niyetli girisim ve baris müzakerelerinin bosanma davalarinda af niteliginde sayilamayacagi kuskusuzdur. Buradan hareketle “af niteliginde bir barisma girisiminden” söz edilebilmek için; bu girisimin, bosanma sebebi olarak kabul edilen olaylarin hosgörü ile karsilandigini gösterir sekilde gerçeklesmesi gerekir. Diger bir ifadeyle, bosanmaya sebep olan olaylarin hosgörü ile karsilanmasi nedeniyle af girisimi gerçeklesmeli ve bunun sonucunda da; taraflarin yeniden birlikte olmalari veya birbirlerine karsiliksiz kazandirmalarda bulunmalari, eger varsa aralarinda devam eden hukuki süreci sonlandirmalari gibi ortak hayatin yeniden kurulduguna dair önemli emareleri ispatlar deliller karsisinda "af" niteligindeki davranislardan söz edilebilecektir.

20. Somut olayda; erkek esin, kadin ese karsi “evlilik birliginin sarsilmasi” nedenine dayali bosanma davasi açtigi, davanin reddine karar verildigi ve kararin 15.09.2008 tarihinde kesinlestigi, bunun üzerine eldeki karsilikli bosanma davalarindan ilkinin “eylemli ayrilik” sebebiyle TMK'nin 166/4. maddesine dayali olarak erkek es, karsi davanin ise “evlilik birliginin sarsilmasi” sebebiyle 166/1. maddesine dayali olarak kadin es tarafindan açildigi, sartlari olustugu gerekçesiyle asil davanin kabulüne, fiili ayrilik döneminde barisma önerisi sunan kadin esin ise kusurlu davranislari affettigi gerekçesiyle karsi davanin reddine karar verildigi anlasilmistir. Dosya kapsami bir bütün olarak degerlendirildiginde; TMK'nin 166/4. maddesine dayanak bosanma davasini açmak ve reddinden sonra ortak hayatin yeniden kurulmasi yönünde girisimde bulunmamakla zaten kusurlu durumda olan erkek esin, ayrica esini haksiz olarak baskalariyla iliski kurmakla suçladigi, hakaret ettigi ve son olarak ortak konutu terk ettigi görülmüstür. Tüm bu hususlar birlikte degerlendirildiginde; kadin esin ilk davanin kesinlesmesinden sonraki fiili ayrilik süresi içinde evlilik birligini kurtarmak amaciyla sunmus oldugu barisma önerisi, ortak hayatin yeniden kurulmasi için iyi niyetli bir girisim olup, erkek es tarafindan kabul edilmemistir. Kadin esin iyi niyetli teklifi sonrasinda taraflar arasinda barisma gerçekleserek ortak hayat yeniden kurulmadigi gibi erkek es tarafindan böyle bir iddianin ileri sürülmemis oldugu gözetildiginde kadin esin bu eyleminin “af” olarak nitelendirilmesi somut olayin özelligine uygun düsmemektedir. Es anlatimla barisma girisimi kabul ile sonuçlanmadigindan, bir aftan söz etme olanagi bulunmamaktadir. Nitekim ayni ilkeler HGK'nin 27.11.2015 tarihli ve 2014/2-5871 E., 2015/2704 K. ve 03.06.2020 tarihli ve 2017/2-2651 E., 2020/333 K. sayili kararlari ile de benimsenmistir.

21. O hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararina uyulmasi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykiri olup direnme karari bozulmalidir.

SONUÇ : Açiklanan nedenlerle;

Davali-karsi davaci vekilinin temyiz itirazinin kabulüyle direnme kararinin Özel Daire bozma kararinda gösterilen nedenlerden dolayi 6100 Sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “geçici madde 3” atfiyla uygulanmakta olan 1086 Sayili Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi geregince BOZULMASINA,

Istek hâlinde temyiz pesin harcinin yatirana geri verilmesine,

Ayni Kanun'un 440. maddesi uyarinca kararin teblig tarihinden itibaren on bes gün içerisinde karar düzeltme yolu açik olmak üzere, 11.11.2020 tarihinde oybirligi ile karar verildi.

 

kazanci.com.tr



Şimdi Ara
Hemen Sor