vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff67e401000000d001000001000800T.C. Yargitay 3. Hukuk Dairesi 2020/849 E. , 2020/2393 K. "Içtihat Metni" MAHKEMESI: ASLIYE HUKUK MAHKEMESI Taraflar arasinda görülen tazminat davasinin mahkemece yapilan yargilamasi sonucunda, davanin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davaci vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kagitlar okunup geregi düsünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davaci; kendisini araç maliki Remzi Obali olarak tanitan sahis ile 10 PN 668 plaka sayili aracin alim satimi hususunda anlastiklarini, bahse konu sahsa araç satis bedeli olarak 17.500,00 TL ödemede bulundugunu, davali ...'nin 30/12/2010 tarihli ve 40949 yevmiye numarali islemi ile araç alim satiminin gerçeklestirildigini, araci teslim alarak kullanmaya basladigini, trafik denetlemesi sirasinda aracin çalinti oldugunu ögrendigini ve aracin emniyet tarafindan baglanarak elinden alindigini, sahte kimlik düzenlenmek suretiyle aracin kendisine satildigini, bu hususta savcilik tarafindan sorusturma baslatildigini; sahte nüfus cüzdani ile islem yapan davali noterin kusurlu oldugunu, gerekli dikkat ve özeni göstermedigini, kendisinin zarara ugramasina sebebiyet verdigini ileri sürerek; fazlaya iliskin haklari sakli kalmak kaydiyla, araç satis bedeli olarak ödenen 17.500,00 TL'nin araç satis tarihi olan 30/12/2010 tarihinden itibaren isleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalidan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmis; 23/02/2016 havale tarihli islah dilekçesi ile talebini 3.217,50 TL artirarak 20.717,50 TL'ye yükseltmistir. Davali; saticinin ibraz ettigi nüfus cüzdanindaki bilgilerin, bilgisayar sistemi üzerinden nüfus kayitlari ile karsilastirildigini, ibraz edilen nüfus cüzdaninin sahte oldugunun çiplak gözle fark edilemedigini,mor isikta yapilan güvenlik kontrolünde de süpheli bir durumun olmadiginin görüldügünü, sahte kimligin igfal kabiliyetinin bulundugunu, üçüncü kisinin agir kusuru ile illliyet baginin kesildigini, kendisine kusur atfedilemeyecegini savunarak; davanin reddini istemistir. Mahkemece; satis sirasinda kullanilan nüfus cüzdani aslinin temin edilemedigi, fotokopi belge üzerinde de igfal kabiliyeti yönünden bilirkisi incelemesi yapilamayacagi, bu nedenle davalinin sorumluluguna gidilemeyecegi gerekçesiyle, davanin reddine karar verilmis, hüküm, Dairemizin 01.12.2014 tarihli ve 2014/7921 E. - 2014/15577 K. Sayili ilami ile, "...Cumhuriyet Bassavciligi tarafindan meçhul süpheli hakkinda yürütülen sorusturma evrakinin incelenerek anilan kisi hakkinda kamu davasi açilip açilmadigi, satis sözlesmesinde kullanilan kimlik belgesinin ele geçip geçmedigi, o sorusturma ya da dava dosyasinda belgenin aldatma yetenegi bulunup bulunmadigi konusunda inceleme yapilip yapilmadigi konulari arastirilarak, kullanilan belgenin aldatma yetenegine sahip olup olmadigi konusunun aydinlatilmasi gerekir iken, eksik inceleme ve yanilgili degerlendirme ile davanin reddine karar verilmesi isabetli bulunmamistir..." gerekçesiyle bozulmustur. Mahkemece bozmaya uyularak yapilan yargilama neticesinde; davaya konu ... plaka sayili aracin sahte nüfus cüzdani kullanilarak davaciya satildigi, satis sirasinda kullanilan nüfus cüzdani aslinin ele geçirilemedigi, bu nedenle nüfus cüzdani üzerinde igfal kabiliyeti yönünden inceleme yapilamadigi, araci davaciya satan kisiye ulasilamamasi nedeniyle kamu davasinin da açilamadigi; nüfus müdürlügüne bagli online sistemden belge sahibinin fotografinin noter ekranina düsmedigi, yine nüfus cüzdanini hazirlayan ve onaylayan nüfus memurlarinin bilgilerinin de sistemden görülemedigi, sahte belge ile sistemde bulunan bilgilerin birebir örtüstügü, davali noterin dikkat ve özen yükümlülügünü yerine getirdigi gerekçesiyle, davanin reddine karar verilmis; hüküm, süresi içinde davaci vekili tarafindan temyiz edilmistir. 1-)Dosyadaki yazilara, kararin bozmaya uygun olmasina ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasina göre; davaci vekilinin sair temyiz itirazlarinin reddi gerekir. Dava; Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine dayali noterin kusursuz sorumluluguna iliskin tazminat davasidir. Noterlik Kanunu’nun 1. maddesinde; noterligin bir kamu hizmeti oldugu ve noterin, hukukî güvenligi saglamak ve anlasmazliklari önlemek için islemleri belgelendirdigi belirtilmistir. Görevi belge ve islemlere resmîyet kazandirmak olan noterlerin, yaptiklari islemler dolayisiyla meydana gelecek zararlardan ötürü sorumlu tutulmasi bir zorunluluktur. Noterler, devlet adina bir takim kamusal yetkileri de kullanmak suretiyle; belgeleri ve beyanlari resmîlestiren ve aksinin kanitlanmasini güçlestiren hatta neredeyse imkânsiz hâle getiren, hukukî sonuçlar doguracak belgelerin düzenlenmesi yetkisiyle donatilmistir. Noterlik Kanunu’nun 82. ve Icra Iflas Kanunu’nun 38. maddeleri geregince; noterlerin düzenlemis olduklari belgelere ispat gücü ve icra edilebilirlik açisindan, özel ve ayricalikli bir konum verilmistir. Bu kadar önemli bir isin yapilmasiyla yetkili kilinan noterlerin sorumluluklarinin da düzenlemeye paralel olmasi gerekir. Noterlerin uzmanligina inanan ve güvenen is sahipleri, yapilan is ve islemlerin tam ve saglikli oldugu konusunda kusku duymamalidirlar. Bir isin yapilmamasindan veya hatali yahut eksik yapilmasindan dolayi zarar dogmussa noterin bundan sorumlu olmasi dogaldir. Noterlerin yaptiklari hizmet dolayisiyla sorumluluklari, hâlen yürürlükte bulunan 1512 sayili Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde hüküm altina alinmis olup; stajyer, katip ve katip adaylari tarafindan yapilmis olsa bile noterlerin, bir isin yapilmamasindan veya hatali yahut eksik yapilmasindan dolayi zarar görmüs olanlara karsi sorumlu olduklari, noterin, ödedigi miktar için, isin yapilmamasi, hatali yahut eksik yapilmasina sebep olan stajyer veya noterlik personeline rücu edebilecegi hükme baglanmistir. Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde kusurdan söz edilmemistir. Bu sebeple, noterlerin sorumlulugunun kusursuz sorumluluk olarak düzenlendigi anlasilmaktadir.Tüm kusursuz sorumluluk hallerinde oldugu gibi zarar gören davaci, davali noterin kusurunu kanitlamak zorunda degildir. Zarar gören davaci, yalnizca, zararla eylem arasindaki uygun illiyet bagini kanitlamak zorundadir. Illiyet baginin kesildigi durumlarda kusursuz sorumlu olan kisi sorumlu tutulmayacaktir. Mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kisinin agir kusuru ile illiyet bagi kesilir ve kusursuz sorumlu olan kisi sorumluluktan kurtulur. Buna göre, noter, gerekli özeni gösterdigini iddia ederek sorumluluktan kurtulamayacaktir. Ancak, gerekli özeni göstermis olsa bile, zararin dogmasina engel olamayacagini ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Bu husus nedensellik baginin kesilmesidir. Bunun ispati da davali notere aittir. Yargitay uygulamasinda da; noterlerin hukukî sorumlulugunun kusursuz sorumluluk oldugu genel bir ilke ve prensip olarak benimsenmistir. Noterin hukukî sorumlulugunun söz konusu olabilmesi için ortada; noterin veya noter çalisaninin bir eyleminin bulunmasi ve bu eylemden dolayi bir zararin dogmasi, bu zararla birlikte eylem ile zarar arasinda illiyet baginin bulunmasi gerekmektedir. Bu sartlardan birisinin gerçeklesmemesi hâlinde noterin hukukî sorumlulugunun dogmayacagi kabul edilmektedir. Noterin bir kamu hizmeti ifa ettigi de dikkate alinarak sorumlulugun belirlenmesinde normal bir insanin gösterecegi özenli davranis degil, ayni isi üstlenen noterlik mesleginde çalisan bir kisinin göstermesi gereken objektif davranis esas alinacaktir. Buradaki tazminat yükümlülügü; sorumlu kisinin somut olaydaki bireysel davranisindan ziyade, daha çok onun toplum ve ekonomi içindeki durumu ile kanunun ona yükledigi ihtimam ve özen görevine baglanmaktadir. Noterlerin yaptigi islemler bakimindan söz konusu islemin geregi gibi yani, özen yükümlülügüne uygun sekilde yerine getirmis olsaydi, zarar olusmayacakti denilebiliyorsa noter sorumlu olacaktir. Zira; noter islemi yaparken gözle görülebilecek bir sahtelige ragmen islemi devam ettirmisse ve bu islemden bir zarar dogmussa noter dogal olarak sorumlu olacaktir. Noterin, ilgililerin hukukî menfaatlerini korumak için arastirma ve aydinlatma görevi vardir. Noterlik Kanunu’nun 72. maddesine göre noter, is yaptiracak kimselerin kimlik, adres ve yetenegini ve gerçek isteklerinin tamamini ögrenmekle yükümlüdür. Noterin veya çalisaninin her zaman belgenin sahte olup olmadigini anlamasi ve tetkik etmesi yani grafolojik bir inceleme yapmasi beklenemez. Ancak; belgenin veya kimligin ilk bakista sahte olup olmadigi veya kimlikte sekli anlamda var olmasi gereken bir bilginin olmamasi yahut olmamasi gereken bir ibarenin bulunmasi noter veya çalisan tarafindan dikkat edilmesi gereken hususlardandir. Bu gibi hâllerde noterin veya çalisaninin gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranis özen yükümlülügünün ihlâlidir. Belgenin sahteligi hususundaki en önemli kistas belgenin veya kimligin aldatma yetenegine (igfal) sahip olup olmamasidir. Zarar doguran islem veya eylemde aldatma (igfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanilmasi hâlinde noterin sorumlulugunun dogmayacaginin kabul edilmesi gerekir. Ancak, detayli bir incelemeyle ortaya çikacak sahteligin fark edilmesi noter veya çalisanindan beklenemeyecek bir durumdur. Nüfus cüzdanindaki seri ve T.C kimlik numarasinin bulunmamasi, numaranin on bir haneli olmamasi, eksik veya fazla olmasi, dogum yerinin ilçe veya merkez ilçe olarak yazilmamasi, soguk damganin veya motorlu araç tescil belgesinde mühür bulunmamasi, tescil belgesindeki bilgilerin kullanilan kimlik ile veya motor sicil numarasi veya sasi numarasinin birbirine uymamasi gibi hâller “somut sorumluluk nedenleri” olup, noterlerin ve çalisanlarinin yapmis olduklari islemlerde, sorumluluk sebepleri, her somut olayin özelligine göre ayri ayri degerlendirilmelidir. Somut olayda; dava disi üçüncü kisinin kimlik bilgileri kullanilarak sahte kimlik düzenlendigi, bahse konu sahte kimlik esas alinarak, ... tarafindan 30/12/2010 tarihinde davaya konu araç satisinin gerçeklestirildigi, araç satis sözlesmesinde satis bedelinin 17.500,00 TL olarak gösterildigi, noter islemi sirasinda kullanilan sahte nüfus cüzdan suretinin asli temin edilemediginden, sahte nüfus cüzdaninin igfal kabiliyetinin bulunup bulunmadigi yönünde bilirkisi incelemesi yapilamadigi anlasilmaktadir. Davali noterin sorumlulugu, Noterlik Kanunu'nun 162. maddesine dayali kusursuz sorumluluk olup, olusan zarar ile davali noter islemi arasinda uygun illiyet baginin kuruldugunun kabulü gerekir. Davali noterin kusursuz sorumlulugunu ortadan kaldiracak sekilde nedensellik baginin kesildigini ispat külfeti ise, davali notere düsmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece; asli temin edilemeyen, bu nedenle igfal kabiliyetinin bulunup bulunmadigi tespit edilemeyen sahte nüfus cüzdanina istinaden, söz konusu araç satis isleminin yapildigi, davali noterin sorumlulugunun kusursuz sorumluluk oldugu, illiyet baginin kesildiginin davali noter tarafindan ispat edilemedigi, bozma sonrasi islahin söz konusu olamayacagi dikkate alinarak, davanin 17.500,00 TL üzerinden kismen kabulüne karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanilgili degerlendirme ile davanin tümden reddine karar verilmis olmasi dogru görülmemis, bozmayi gerektirmistir. SONUÇ: Yukarida birinci bentte açiklanan nedenlerle davaci vekilinin sair temyiz itirazlarinin REDDINE, ikinci bentte açiklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi geregince davaci yararina BOZULMASINA, pesin alinan temyiz harcinin istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayili HMK'nin Geçici Madde 3 atfiyla 1086 sayili HUMK'nun 440.maddesi geregince karar düzeltme yolu kapali olmak üzere, 16.03.2020 tarihinde oy birligiyle karar verildi. hukukihaber.net
T.C.
Yargitay
3. Hukuk Dairesi
2020/849 E. , 2020/2393 K.
"Içtihat Metni"
MAHKEMESI: ASLIYE HUKUK MAHKEMESI
Taraflar arasinda görülen tazminat davasinin mahkemece yapilan yargilamasi sonucunda, davanin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davaci vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kagitlar okunup geregi düsünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davaci; kendisini araç maliki Remzi Obali olarak tanitan sahis ile 10 PN 668 plaka sayili aracin alim satimi hususunda anlastiklarini, bahse konu sahsa araç satis bedeli olarak 17.500,00 TL ödemede bulundugunu,
davali ...'nin 30/12/2010 tarihli ve 40949 yevmiye numarali islemi ile araç alim satiminin gerçeklestirildigini, araci teslim alarak kullanmaya basladigini, trafik denetlemesi sirasinda aracin çalinti oldugunu ögrendigini ve aracin emniyet tarafindan baglanarak elinden alindigini, sahte kimlik düzenlenmek suretiyle aracin kendisine satildigini, bu hususta savcilik tarafindan sorusturma baslatildigini; sahte nüfus cüzdani ile islem yapan davali noterin kusurlu oldugunu, gerekli dikkat ve özeni göstermedigini, kendisinin zarara ugramasina sebebiyet verdigini ileri sürerek; fazlaya iliskin haklari sakli kalmak kaydiyla, araç satis bedeli olarak ödenen 17.500,00 TL'nin araç satis tarihi olan 30/12/2010 tarihinden itibaren isleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalidan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmis; 23/02/2016 havale tarihli islah dilekçesi ile talebini 3.217,50 TL artirarak 20.717,50 TL'ye yükseltmistir.
Davali; saticinin ibraz ettigi nüfus cüzdanindaki bilgilerin, bilgisayar sistemi üzerinden nüfus kayitlari ile karsilastirildigini, ibraz edilen nüfus cüzdaninin sahte oldugunun çiplak gözle fark edilemedigini,mor isikta yapilan güvenlik kontrolünde de süpheli bir durumun olmadiginin görüldügünü, sahte kimligin igfal kabiliyetinin bulundugunu, üçüncü kisinin agir kusuru ile illliyet baginin kesildigini, kendisine kusur atfedilemeyecegini savunarak; davanin reddini istemistir.
Mahkemece; satis sirasinda kullanilan nüfus cüzdani aslinin temin edilemedigi, fotokopi belge üzerinde de igfal kabiliyeti yönünden bilirkisi incelemesi yapilamayacagi, bu nedenle davalinin sorumluluguna gidilemeyecegi gerekçesiyle, davanin reddine karar verilmis, hüküm, Dairemizin 01.12.2014 tarihli ve 2014/7921 E. - 2014/15577 K. Sayili ilami ile, "...Cumhuriyet Bassavciligi tarafindan meçhul süpheli hakkinda yürütülen sorusturma evrakinin incelenerek anilan kisi hakkinda kamu davasi açilip açilmadigi, satis sözlesmesinde kullanilan kimlik belgesinin ele geçip geçmedigi, o sorusturma ya da dava dosyasinda belgenin aldatma yetenegi bulunup bulunmadigi konusunda inceleme yapilip yapilmadigi konulari arastirilarak, kullanilan belgenin aldatma yetenegine sahip olup olmadigi konusunun aydinlatilmasi gerekir iken, eksik inceleme ve yanilgili degerlendirme ile davanin reddine karar verilmesi isabetli bulunmamistir..." gerekçesiyle bozulmustur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapilan yargilama neticesinde; davaya konu ... plaka sayili aracin sahte nüfus cüzdani kullanilarak davaciya satildigi, satis sirasinda kullanilan nüfus cüzdani aslinin ele geçirilemedigi, bu nedenle nüfus cüzdani üzerinde igfal kabiliyeti yönünden inceleme yapilamadigi, araci davaciya satan kisiye ulasilamamasi nedeniyle kamu davasinin da açilamadigi; nüfus müdürlügüne bagli online sistemden belge sahibinin fotografinin noter ekranina düsmedigi, yine nüfus cüzdanini hazirlayan ve onaylayan nüfus memurlarinin bilgilerinin de sistemden görülemedigi, sahte belge ile sistemde bulunan bilgilerin birebir örtüstügü, davali noterin dikkat ve özen yükümlülügünü yerine getirdigi gerekçesiyle, davanin reddine karar verilmis; hüküm, süresi içinde davaci vekili tarafindan temyiz edilmistir.
1-)Dosyadaki yazilara, kararin bozmaya uygun olmasina ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasina göre; davaci vekilinin sair temyiz itirazlarinin reddi gerekir.
Dava; Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine dayali noterin kusursuz sorumluluguna iliskin tazminat davasidir.
Noterlik Kanunu’nun 1. maddesinde; noterligin bir kamu hizmeti oldugu ve noterin, hukukî güvenligi saglamak ve anlasmazliklari önlemek için islemleri belgelendirdigi belirtilmistir. Görevi belge ve islemlere resmîyet kazandirmak olan noterlerin, yaptiklari islemler dolayisiyla meydana gelecek zararlardan ötürü sorumlu tutulmasi bir zorunluluktur.
Noterler, devlet adina bir takim kamusal yetkileri de kullanmak suretiyle; belgeleri ve beyanlari resmîlestiren ve aksinin kanitlanmasini güçlestiren hatta neredeyse imkânsiz hâle getiren, hukukî sonuçlar doguracak belgelerin düzenlenmesi yetkisiyle donatilmistir.
Noterlik Kanunu’nun 82. ve Icra Iflas Kanunu’nun 38. maddeleri geregince; noterlerin düzenlemis olduklari belgelere ispat gücü ve icra edilebilirlik açisindan, özel ve ayricalikli bir konum verilmistir. Bu kadar önemli bir isin yapilmasiyla yetkili kilinan noterlerin sorumluluklarinin da düzenlemeye paralel olmasi gerekir. Noterlerin uzmanligina inanan ve güvenen is sahipleri, yapilan is ve islemlerin tam ve saglikli oldugu konusunda kusku duymamalidirlar. Bir isin yapilmamasindan veya hatali yahut eksik yapilmasindan dolayi zarar dogmussa noterin bundan sorumlu olmasi dogaldir.
Noterlerin yaptiklari hizmet dolayisiyla sorumluluklari, hâlen yürürlükte bulunan 1512 sayili Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde hüküm altina alinmis olup; stajyer, katip ve katip adaylari tarafindan yapilmis olsa bile noterlerin, bir isin yapilmamasindan veya hatali yahut eksik yapilmasindan dolayi zarar görmüs olanlara karsi sorumlu olduklari, noterin, ödedigi miktar için, isin yapilmamasi, hatali yahut eksik yapilmasina sebep olan stajyer veya noterlik personeline rücu edebilecegi hükme baglanmistir.
Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde kusurdan söz edilmemistir. Bu sebeple, noterlerin sorumlulugunun kusursuz sorumluluk olarak düzenlendigi anlasilmaktadir.Tüm kusursuz sorumluluk hallerinde oldugu gibi zarar gören davaci, davali noterin kusurunu kanitlamak zorunda degildir. Zarar gören davaci, yalnizca, zararla eylem arasindaki uygun illiyet bagini kanitlamak zorundadir. Illiyet baginin kesildigi durumlarda kusursuz sorumlu olan kisi sorumlu tutulmayacaktir. Mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kisinin agir kusuru ile illiyet bagi kesilir ve kusursuz sorumlu olan kisi sorumluluktan kurtulur.
Buna göre, noter, gerekli özeni gösterdigini iddia ederek sorumluluktan kurtulamayacaktir. Ancak, gerekli özeni göstermis olsa bile, zararin dogmasina engel olamayacagini ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Bu husus nedensellik baginin kesilmesidir. Bunun ispati da davali notere aittir.
Yargitay uygulamasinda da; noterlerin hukukî sorumlulugunun kusursuz sorumluluk oldugu genel bir ilke ve prensip olarak benimsenmistir. Noterin hukukî sorumlulugunun söz konusu olabilmesi için ortada; noterin veya noter çalisaninin bir eyleminin bulunmasi ve bu eylemden dolayi bir zararin dogmasi, bu zararla birlikte eylem ile zarar arasinda illiyet baginin bulunmasi gerekmektedir. Bu sartlardan birisinin gerçeklesmemesi hâlinde noterin hukukî sorumlulugunun dogmayacagi kabul edilmektedir. Noterin bir kamu hizmeti ifa ettigi de dikkate alinarak sorumlulugun belirlenmesinde normal bir insanin gösterecegi özenli davranis degil, ayni isi üstlenen noterlik mesleginde çalisan bir kisinin göstermesi gereken objektif davranis esas alinacaktir. Buradaki tazminat yükümlülügü; sorumlu kisinin somut olaydaki bireysel davranisindan ziyade, daha çok onun toplum ve ekonomi içindeki durumu ile kanunun ona yükledigi ihtimam ve özen görevine baglanmaktadir.
Noterlerin yaptigi islemler bakimindan söz konusu islemin geregi gibi yani, özen yükümlülügüne uygun sekilde yerine getirmis olsaydi, zarar olusmayacakti denilebiliyorsa noter sorumlu olacaktir. Zira; noter islemi yaparken gözle görülebilecek bir sahtelige ragmen islemi devam ettirmisse ve bu islemden bir zarar dogmussa noter dogal olarak sorumlu olacaktir.
Noterin, ilgililerin hukukî menfaatlerini korumak için arastirma ve aydinlatma görevi vardir. Noterlik Kanunu’nun 72. maddesine göre noter, is yaptiracak kimselerin kimlik, adres ve yetenegini ve gerçek isteklerinin tamamini ögrenmekle yükümlüdür. Noterin veya çalisaninin her zaman belgenin sahte olup olmadigini anlamasi ve tetkik etmesi yani grafolojik bir inceleme yapmasi beklenemez. Ancak; belgenin veya kimligin ilk bakista sahte olup olmadigi veya kimlikte sekli anlamda var olmasi gereken bir bilginin olmamasi yahut olmamasi gereken bir ibarenin bulunmasi noter veya çalisan tarafindan dikkat edilmesi gereken hususlardandir. Bu gibi hâllerde noterin veya çalisaninin gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranis özen yükümlülügünün ihlâlidir.
Belgenin sahteligi hususundaki en önemli kistas belgenin veya kimligin aldatma yetenegine (igfal) sahip olup olmamasidir. Zarar doguran islem veya eylemde aldatma (igfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanilmasi hâlinde noterin sorumlulugunun dogmayacaginin kabul edilmesi gerekir. Ancak, detayli bir incelemeyle ortaya çikacak sahteligin fark edilmesi noter veya çalisanindan beklenemeyecek bir durumdur. Nüfus cüzdanindaki seri ve T.C kimlik numarasinin bulunmamasi, numaranin on bir haneli olmamasi, eksik veya fazla olmasi, dogum yerinin ilçe veya merkez ilçe olarak yazilmamasi, soguk damganin veya motorlu araç tescil belgesinde mühür bulunmamasi, tescil belgesindeki bilgilerin kullanilan kimlik ile veya motor sicil numarasi veya sasi numarasinin birbirine uymamasi gibi hâller “somut sorumluluk nedenleri” olup, noterlerin ve çalisanlarinin yapmis olduklari islemlerde, sorumluluk sebepleri, her somut olayin özelligine göre ayri ayri degerlendirilmelidir.
Somut olayda; dava disi üçüncü kisinin kimlik bilgileri kullanilarak sahte kimlik düzenlendigi, bahse konu sahte kimlik esas alinarak, ... tarafindan 30/12/2010 tarihinde davaya konu araç satisinin gerçeklestirildigi, araç satis sözlesmesinde satis bedelinin 17.500,00 TL olarak gösterildigi, noter islemi sirasinda kullanilan sahte nüfus cüzdan suretinin asli temin edilemediginden, sahte nüfus cüzdaninin igfal kabiliyetinin bulunup bulunmadigi yönünde bilirkisi incelemesi yapilamadigi anlasilmaktadir. Davali noterin sorumlulugu, Noterlik Kanunu'nun 162. maddesine dayali kusursuz sorumluluk olup, olusan zarar ile davali noter islemi arasinda uygun illiyet baginin kuruldugunun kabulü gerekir. Davali noterin kusursuz sorumlulugunu ortadan kaldiracak sekilde nedensellik baginin kesildigini ispat külfeti ise, davali notere düsmektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; asli temin edilemeyen, bu nedenle igfal kabiliyetinin bulunup bulunmadigi tespit edilemeyen sahte nüfus cüzdanina istinaden, söz konusu araç satis isleminin yapildigi, davali noterin sorumlulugunun kusursuz sorumluluk oldugu, illiyet baginin kesildiginin davali noter tarafindan ispat edilemedigi, bozma sonrasi islahin söz konusu olamayacagi dikkate alinarak, davanin 17.500,00 TL üzerinden kismen kabulüne karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanilgili degerlendirme ile davanin tümden reddine karar verilmis olmasi dogru görülmemis, bozmayi gerektirmistir.
SONUÇ: Yukarida birinci bentte açiklanan nedenlerle davaci vekilinin sair temyiz itirazlarinin REDDINE, ikinci bentte açiklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi geregince davaci yararina BOZULMASINA, pesin alinan temyiz harcinin istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayili HMK'nin Geçici Madde 3 atfiyla 1086 sayili HUMK'nun 440.maddesi geregince karar düzeltme yolu kapali olmak üzere, 16.03.2020 tarihinde oy birligiyle karar verildi.
hukukihaber.net