vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff2171020000008f04000001000200T.C. Yargitay 3. Hukuk Dairesi 2020/6788 E., 2021/9639 K. "Içtihat Metni" MAHKEMESI :... BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI 19.HUKUK DAIRESI Taraflar arasinda ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasinin kismen kabulüne dair verilen karar hakkinda bölge adliye mahkemesi tarafindan yapilan istinaf incelemesi sonucunda; davacilarin istinaf basvurusunun esastan reddine, davali tarafin istinaf basvurusunun kismen kabulüne, ilk derece mahkemesi karari kaldirilarak davanin kismen kabulüne yönelik olarak verilen kararin, süresi içinde davacilar vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kagitlar okunup geregi düsünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacilar; tasinmaz satis vaadiyle satin aldiklari tasinmazlari davalinin sözlesmede vadedilen nitelikte teslim etmedigini, tasinmazlarin brüt ve net alan ölçülerinin küçültülmüs oldugunu, parkelerde kusurlar bulundugunu, sözlesmede kararlastirilan bir çok kaliteli marka yerine daha ucuz markalarin tercih edildigini, Fransiz balkonlarin teknik sartnameye uygun yapilmadigini ve daha bir çok eksik is ile ayip bulundugunu, bu hususta teslim öncesi davaliya ihtar çekildigini, tasinmazin teslimi sirasinda teslim tutanagina bu ayiplarin serh düsüldügünü ileri sürerek; 14, 17 ve 21 numarali dairelerde bilirkisi incelemesi yapilarak sözlesmeye ve teknik sartnameye aykiri olan eksikliklerin ve ayipli ifalarin saptanmasini, onarimi mümkün olanlarin aynen ifa suretiyle giderilmesini, onarimi mümkün olmayan ayiplar nedeniyle ugranilan ekonomik kayiplarin (kira bedeli kaybi, satis ve devir durumundaki kazanç kaybi) tespiti ile tahsiline karar verilmesini talep etmislerdir. Davali; davacilardan ... ve ... ile arasinda herhangi bir sözlesme bulunmadigini, ayrica davanin süresinde açilmadigi gibi davacilarin süresinde ayip ihbarinda da bulunmadiklarini, tasinmazlarda kullanilan malzemelerin sözlesmede kararlastirilmis olan malzemelerden daha kaliteli ve pahali malzemeler oldugunu savunarak, davanin reddini istemistir. Ilk derece mahkemesince; açik ayiplarin 30 gün içinde usulüne uygun olarak davaliya ihbarinin yapilmadigi, açik ayiplarla ilgili olarak bes yillik zamanasimi süresinin geçmis olmasi nedeniyle, açik ayip bedelinin davalidan tahsiline karar verilemeyecegi, bununla birlikte gizli ayip ve eksik ise iliskin talebin zamanasimina ugramadigi gerekçesiyle, davanin kismen kabulüne, davaci ... yönünden 12.234,91 TL'nin, davaci ... yönünden 20.292,67 TL'nin, davaci ... yönünden 20.264,84 TL'nin davalidan tahsiline karar verilmistir. Ilk derece mahkemesi kararina karsi taraflarca istinaf yoluna basvurulmustur. Bölge adliye mahkemesince; açik ayiba yönelik taleplerin zamanasimina ugramadigi, ancak davacilar tarafindan usulüne uygun ihbarda bulunulmadigi gibi teslim sirasinda da herhangi bir çekince ileri sürülmedigi, yargilama giderlerinin haklilik oranina göre paylastirilmadigi, davali tarafin bu yöne iliskin istinaf basvurusunun yerinde oldugu gerekçesiyle davacilarin istinaf basvurusunun reddine, davalinin istinaf basvurusunun kismen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararinin kaldirilmasina ve davanin kismen kabulüne karar verilmis; karar, davacilar tarafindan temyiz edilmistir. Dava ve sözlesme tarihi itibariyle yürürlükte olan 4077 sayili Tüketicinin Korunmasi Hakkinda Kanun'un (TKHK) 4. maddesinde; malin ayipli olmasi halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret oldugu düzenlenmis, ayibin gizli ya da açik olmasi halleri için ayri ihbar süreleri getirilmis, hatta ayibin agir kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanasimi süresinden yararlanilamayacagi açikça ifade edilmistir. Buna göre; satilan maldaki ayip açik ayip niteliginde ise 4077 sayili Kanun’un 4. maddesi uyarinca malin teslim tarihinden itibaren otuz gün içinde; gizli ayip niteliginde ise dava zamanasimi süresi içinde ve ayip ortaya çiktiktan sonra derhal (dürüstlük kuralina uygun olan en kisa sürede) ihbar edilmesi; ayibin açik mi yoksa gizli mi oldugunun tayininde ise ortalama bir tüketicinin bilgisinin dikkate alinmasi gerekmektedir. Her ne kadar, 4. maddede konut satislarinda zamanasimi süresi bes yil olarak öngörülmüs ise de, konutu satin alan davaci, açik ayip halinde mali teslim aldigi tarihten itibaren otuz gün içerisinde satici veya malike ayip ihbarinda bulunur ise bu durumda mali teslim aldigi tarihten itibaren bes yil içerisinde 4077 sayili Kanun’a dayanarak dava açabilecektir. Bu açiklamalara ek olarak ayip nedeniyle satis bedelinden indirilecek miktarin tespitinde, doktrinde; "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adiyla bilinen degisik görüsler mevcutsa da, gerek Daire, gerekse Yargitay tarafindan öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandirilan hesaplama yönteminin benimsendigini belirtmek gerekir. Bu metoda göre; satis tarihi itibariyle satilanin, ayipsiz ve ayipli degerleri arasindaki oranin, satis bedeline yansima miktari belirlenmektedir. Baska bir ifade ile satilanin, taraflarin kararlastirdiklari satis bedeli gözetilmeksizin, satis tarihi itibariyle gerçek ayipsiz rayiç degeriyle, ayipli haldeki rayiç degeri ayri ayri belirlenerek, bu iki degerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satis bedeline uygulanmaktadir. Somut olayda; davacilarin uyusmazlik konusu daireleri 09/04/2013 tarihinde fiilen teslim aldiklari, teslim tutanaginda "Eksikliklerle ilgili ihtarname ektedir. Ayrica; sivalar kara kum siva olacakti, sadece alçi siva yapilmis, pencerelerde anti pas boyali kör kasa olacakti yapilmamis, Fransiz balkonlarda paslanmaz üründen yapilacakti, normal demir boyanarak yapilmis. Ihtarda ileri sürülen hususlari tekrar ediyor; her türlü dava ve haklarim sakli kalmak üzere itirazi kayitla daireyi teslim aliyorum" ifadelerinin bulundugu ve davacinin davaliya hitaben keside etmis oldugu 26/03/2013 tarihli ihtarnamenin de teslim tutanagina eklenmis oldugu anlasilmaktadir. Bu durumda; davacilarin satin almis olduklari tasinmazlarla ilgili ayip ihbari sartini, dava tarihinden önce teslim tutanagina serh düsmek ve ayip listesini içerir ihtarnameyi de teslim tutanagina eklemek suretiyle, bu ihtarname ve teslim tutanaginda sayilan ayiplar açisindan yerine getirmis olduklarinin buna bagli olarak davanin da zamanasimi süresi içerisinde açildiginin kabulü gerekir. Bundan ayri davacilar onarimi mümkün olan ayiplarin öncelikle giderilmesini, onarimi mümkün olmayan ayiplarin ise tasinmazin degerinde meydana getirdigi eksikligin hesaplanmasini talep etmislerdir. Hükme esas bilirkisi raporunda ise bu taleplere iliskin ayrintili bir degerlendirme yapilmadigi anlasilmaktadir. Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davacinin süresinde ayip ihbarinda bulundugu gözetilerek, 26/03/2013 tarihli ihtarnamede ve 09/04/2013 tarihli teslim tutanaginda bildirilen ayiplarin, dava dilekçesinde belirtilen ayiplar içerisinde yer alip almadiginin belirlenmesi, bu ayiplarin davacilara teslim edilen tasinmazlarda mevcut olup olmadigi hususu da açikliga kavusturularak ayiplardan giderilebilecek olanlarin tespit edilmesi; giderilemeyecek olanlar açisindan ise yukarida belirtilen yol ve yöntem uyarinca tasinmazda meydana getirdikleri deger kaybinin tespit edilmesi amaciyla yeniden bilirkisi raporu alinmak suretiyle hasil olacak sonuca uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yanilgili degerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi dogru görülmemis, bozmayi gerektirmistir. SONUÇ: Yukarida açiklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararinin 6100 sayili HMK'nin 371. maddesi uyarinca davacilar yararina BOZULMASINA, pesin alinan temyiz harcinin istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanin HMK'nin 373/2 maddesi uyarinca karari veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 06/10/2021 tarihinde oy birligi ile karar verildi.
T.C.
Yargitay
3. Hukuk Dairesi
2020/6788 E., 2021/9639 K.
"Içtihat Metni"
MAHKEMESI :... BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI 19.HUKUK DAIRESI
Taraflar arasinda ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasinin kismen kabulüne dair verilen karar hakkinda bölge adliye mahkemesi tarafindan yapilan istinaf incelemesi sonucunda; davacilarin istinaf basvurusunun esastan reddine, davali tarafin istinaf basvurusunun kismen kabulüne, ilk derece mahkemesi karari kaldirilarak davanin kismen kabulüne yönelik olarak verilen kararin, süresi içinde davacilar vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kagitlar okunup geregi düsünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacilar; tasinmaz satis vaadiyle satin aldiklari tasinmazlari davalinin sözlesmede vadedilen nitelikte teslim etmedigini, tasinmazlarin brüt ve net alan ölçülerinin küçültülmüs oldugunu, parkelerde kusurlar bulundugunu, sözlesmede kararlastirilan bir çok kaliteli marka yerine daha ucuz markalarin tercih edildigini, Fransiz balkonlarin teknik sartnameye uygun yapilmadigini ve daha bir çok eksik is ile ayip bulundugunu, bu hususta teslim öncesi davaliya ihtar çekildigini, tasinmazin teslimi sirasinda teslim tutanagina bu ayiplarin serh düsüldügünü ileri sürerek; 14, 17 ve 21 numarali dairelerde bilirkisi incelemesi yapilarak sözlesmeye ve teknik sartnameye aykiri olan eksikliklerin ve ayipli ifalarin saptanmasini, onarimi mümkün olanlarin aynen ifa suretiyle giderilmesini, onarimi mümkün olmayan ayiplar nedeniyle ugranilan ekonomik kayiplarin (kira bedeli kaybi, satis ve devir durumundaki kazanç kaybi) tespiti ile tahsiline karar verilmesini talep etmislerdir.
Davali; davacilardan ... ve ... ile arasinda herhangi bir sözlesme bulunmadigini, ayrica davanin süresinde açilmadigi gibi davacilarin süresinde ayip ihbarinda da bulunmadiklarini, tasinmazlarda kullanilan malzemelerin sözlesmede kararlastirilmis olan malzemelerden daha kaliteli ve pahali malzemeler oldugunu savunarak, davanin reddini istemistir.
Ilk derece mahkemesince; açik ayiplarin 30 gün içinde usulüne uygun olarak davaliya ihbarinin yapilmadigi, açik ayiplarla ilgili olarak bes yillik zamanasimi süresinin geçmis olmasi nedeniyle, açik ayip bedelinin davalidan tahsiline karar verilemeyecegi, bununla birlikte gizli ayip ve eksik ise iliskin talebin zamanasimina ugramadigi gerekçesiyle, davanin kismen kabulüne, davaci ... yönünden 12.234,91 TL'nin, davaci ... yönünden 20.292,67 TL'nin, davaci ... yönünden 20.264,84 TL'nin davalidan tahsiline karar verilmistir.
Ilk derece mahkemesi kararina karsi taraflarca istinaf yoluna basvurulmustur.
Bölge adliye mahkemesince; açik ayiba yönelik taleplerin zamanasimina ugramadigi, ancak davacilar tarafindan usulüne uygun ihbarda bulunulmadigi gibi teslim sirasinda da herhangi bir çekince ileri sürülmedigi, yargilama giderlerinin haklilik oranina göre paylastirilmadigi, davali tarafin bu yöne iliskin istinaf basvurusunun yerinde oldugu gerekçesiyle davacilarin istinaf basvurusunun reddine, davalinin istinaf basvurusunun kismen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararinin kaldirilmasina ve davanin kismen kabulüne karar verilmis; karar, davacilar tarafindan temyiz edilmistir.
Dava ve sözlesme tarihi itibariyle yürürlükte olan 4077 sayili Tüketicinin Korunmasi Hakkinda Kanun'un (TKHK) 4. maddesinde; malin ayipli olmasi halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret oldugu düzenlenmis, ayibin gizli ya da açik olmasi halleri için ayri ihbar süreleri getirilmis, hatta ayibin agir kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanasimi süresinden yararlanilamayacagi açikça ifade edilmistir. Buna göre; satilan maldaki ayip açik ayip niteliginde ise 4077 sayili Kanun’un 4. maddesi uyarinca malin teslim tarihinden itibaren otuz gün içinde; gizli ayip niteliginde ise dava zamanasimi süresi içinde ve ayip ortaya çiktiktan sonra derhal (dürüstlük kuralina uygun olan en kisa sürede) ihbar edilmesi; ayibin açik mi yoksa gizli mi oldugunun tayininde ise ortalama bir tüketicinin bilgisinin dikkate alinmasi gerekmektedir. Her ne kadar, 4. maddede konut satislarinda zamanasimi süresi bes yil olarak öngörülmüs ise de, konutu satin alan davaci, açik ayip halinde mali teslim aldigi tarihten itibaren otuz gün içerisinde satici veya malike ayip ihbarinda bulunur ise bu durumda mali teslim aldigi tarihten itibaren bes yil içerisinde 4077 sayili Kanun’a dayanarak dava açabilecektir.
Bu açiklamalara ek olarak ayip nedeniyle satis bedelinden indirilecek miktarin tespitinde, doktrinde; "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adiyla bilinen degisik görüsler mevcutsa da, gerek Daire, gerekse Yargitay tarafindan öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandirilan hesaplama yönteminin benimsendigini belirtmek gerekir. Bu metoda göre; satis tarihi itibariyle satilanin, ayipsiz ve ayipli degerleri arasindaki oranin, satis bedeline yansima miktari belirlenmektedir. Baska bir ifade ile satilanin, taraflarin kararlastirdiklari satis bedeli gözetilmeksizin, satis tarihi itibariyle gerçek ayipsiz rayiç degeriyle, ayipli haldeki rayiç degeri ayri ayri belirlenerek, bu iki degerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satis bedeline uygulanmaktadir.
Somut olayda; davacilarin uyusmazlik konusu daireleri 09/04/2013 tarihinde fiilen teslim aldiklari, teslim tutanaginda "Eksikliklerle ilgili ihtarname ektedir. Ayrica; sivalar kara kum siva olacakti, sadece alçi siva yapilmis, pencerelerde anti pas boyali kör kasa olacakti yapilmamis, Fransiz balkonlarda paslanmaz üründen yapilacakti, normal demir boyanarak yapilmis. Ihtarda ileri sürülen hususlari tekrar ediyor; her türlü dava ve haklarim sakli kalmak üzere itirazi kayitla daireyi teslim aliyorum" ifadelerinin bulundugu ve davacinin davaliya hitaben keside etmis oldugu 26/03/2013 tarihli ihtarnamenin de teslim tutanagina eklenmis oldugu anlasilmaktadir.
Bu durumda; davacilarin satin almis olduklari tasinmazlarla ilgili ayip ihbari sartini, dava tarihinden önce teslim tutanagina serh düsmek ve ayip listesini içerir ihtarnameyi de teslim tutanagina eklemek suretiyle, bu ihtarname ve teslim tutanaginda sayilan ayiplar açisindan yerine getirmis olduklarinin buna bagli olarak davanin da zamanasimi süresi içerisinde açildiginin kabulü gerekir.
Bundan ayri davacilar onarimi mümkün olan ayiplarin öncelikle giderilmesini, onarimi mümkün olmayan ayiplarin ise tasinmazin degerinde meydana getirdigi eksikligin hesaplanmasini talep etmislerdir. Hükme esas bilirkisi raporunda ise bu taleplere iliskin ayrintili bir degerlendirme yapilmadigi anlasilmaktadir.
Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davacinin süresinde ayip ihbarinda bulundugu gözetilerek, 26/03/2013 tarihli ihtarnamede ve 09/04/2013 tarihli teslim tutanaginda bildirilen ayiplarin, dava dilekçesinde belirtilen ayiplar içerisinde yer alip almadiginin belirlenmesi, bu ayiplarin davacilara teslim edilen tasinmazlarda mevcut olup olmadigi hususu da açikliga kavusturularak ayiplardan giderilebilecek olanlarin tespit edilmesi; giderilemeyecek olanlar açisindan ise yukarida belirtilen yol ve yöntem uyarinca tasinmazda meydana getirdikleri deger kaybinin tespit edilmesi amaciyla yeniden bilirkisi raporu alinmak suretiyle hasil olacak sonuca uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yanilgili degerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi dogru görülmemis, bozmayi gerektirmistir.
SONUÇ: Yukarida açiklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararinin 6100 sayili HMK'nin 371. maddesi uyarinca davacilar yararina BOZULMASINA, pesin alinan temyiz harcinin istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanin HMK'nin 373/2 maddesi uyarinca karari veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 06/10/2021 tarihinde oy birligi ile karar verildi.