Yapılan Haberden dolayı hükmedilen adli para cezasının ifade ve basın özgürlüğünü ihlal etmediği

vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdffe580020000005105000001000200

Basvurucu, Yeni Marmara (gazete) isimli yerel gazetede köse yazarligi yapmaktadir. Müsteki ise olay tarihinde bir siyasi partinin il baskani olarak görev yapmaktadir. Basvurucu, anilan gazetenin 16/3/2017 tarihli nüshasinda "Müthis Kumpas"; 22/3/2017 ve 23/3/2017 tarihli nüshalarinda "FETÖ Bursa'da geçmiste neler yapti, neler" baslikli haberleri yapmistir. "Müthis Kumpas" baslikli haberde müstekiden "FETÖ'cülerin avukati Torun" olarak bahsedilmistir.

Anilan haberler üzerine müsteki, basvurucu hakkinda hakaret suçundan cezalandirilmasi talebiyle sikâyetçi olmustur. Cumhuriyet Bassavciliginin (Bassavcilik) iddianamesi üzerine yargilamayi yapan Asliye Ceza Mahkemesi, basvurucunun bahse konu haberlerde yer alan ifadeleri nedeniyle hakaret suçundan 2.320 TL adli para cezasi ile cezalandirilmasina kesin olarak karar vermistir.

Iddialar

Basvurucu, yaptigi haberden dolayi hakaret suçundan cezalandirilmasi nedeniyle ifade özgürlügü ile basin özgürlügünün ihlal edildigini ileri sürmüstür.

Mahkemenin Degerlendirmesi

Basvurucunun ispat yükümlülügünü yerine getirirken bir beyanin dogrulugunu kanitlayan savci gibi hareket etmesi kendisinden beklenmemektedir. Burada sözü edilen arastirma yükümlülügü somut gerçeklik anlaminda degil yayinin yapildigi andaki olayin ortaya çikma biçimine uygunluk olarak anlasilmalidir. Basvurucunun haber kaynaklarinin söz konusu iddialar bakimindan makul olarak güvenilir olup olmadigi ile dogru ve güvenilir bilgiler sunmak için iyi niyet çerçevesinde çaba gösterip göstermedigini ortaya koymasi yeterlidir.

Basvuruya konu haberlerin bir bütün olarak müstekinin geçmiste Fetullahçi Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapilanmasi (FETÖ/PDY) ile irtibati olan kamu görevlileri ve müvekkillerle olan iliskilerine yönelik oldugu görülmektedir. Bu baglamda ilk derece mahkemesi tarafindan müsteki hakkinda FETÖ/PDY’yle alakali yapilmis bir sorusturma, açilmis bir dava veya herhangi bir sikâyet olup olmadigi yönünde arastirma yapilmistir. Buna göre Bassavcilik tarafindan müsteki hakkinda FETÖ/PDY üyeligi yönünden sorusturma baslatildigi ve anilan sorusturmanin 6/7/2017 tarihinde takipsizlikle sonuçlandigi bilgisi edinilmistir. Basvurucu buradan hareketle müsteki hakkinda benzer nitelikte iddialarin ciddi bulunarak Bassavcilik tarafindan sorusturuldugu bir ortamda kendisinin de bir gazeteci olarak ayni konuda haber yapmasinin olagan disi karsilanamayacagini ifade etmistir.

Somut olayda basvurucunun resmî sorusturmaya konu edilen bir husus hakkinda haber yaptigi açik olmakla birlikte anilan durumun haber içeriginde yer alan iddialari bir bütün hâlinde ve otomatik olarak olgusal bir temele kavusturmayacagi tartismasizdir. Bu baglamda haber konusundan ziyade içerikte yer alan iddialarin irdelenmesi gerekmektedir. Anilan takipsizlik kararinda, Bassavcilik sorusturmasinin müstekinin FETÖ/PDY ile iliskili oldugunu isaret eden yerel basin haberlerinin ihbarlara konu edilmesi üzerine baslatildigina ve buna göre müstekinin "FETÖ ile iliskili bir kisim süphelilerle telefon irtibati olduguna" iliskin tespitlere yer verildigi görülmüstür. Bunun haricinde iddialarin asil dayanagi olan "müstekiye vekalet verilmesi sartiyla FETÖ'ye bagis yapanlarin islerinin adli yönden kapatildigi" iddiasini karsilayan veya müsteki aleyhine sayilabilecek nitelikte herhangi bir tespite rastlanilamamistir. Bu anlamda basvurucunun müstekinin iliskilerine yönelik iddiasini ilk bakista konu baglaminda temellendirdigi söylenebilirse de anilan tespitin "FETÖ'ye bagis-müstekiye vekalet" iliskisine temel teskil edecek sekilde genisletilmesi mümkün degildir.   

Siyasetçilerin haklarinda yapilan haberlere siradan insanlara göre daha fazla hosgörü göstermeleri gerektigi kuskusuz olmakla birlikte, somut olaydaki gibi kamuoyu nezdinde gerçekmis gibi algilanmasini saglayacak sekilde yapilan ancak söylentiden öteye gittigi ortaya konulamayan iddialara müstekinin tolerans göstermesi de beklenmemelidir. Anayasa Mahkemesi kanaatine göre basvurucu, olgusal isnat niteligindeki iddiasini yeterince desteklemeden söz konusu haberi yapmistir. Dolayisiyla dogru ve güvenilir bilgi verecek sekilde hareket etmek için çabaladigini ortaya koyamayan basvurucunun ifade ve basin özgürlüklerine yönelik müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karsilik geldigi ve ilk derece mahkemesinin farkli çikarlari dengelerken sahip oldugu takdir payini asmadigi sonucuna ulasilmistir.

Basvurucu aleyhine hükmedilen adli para cezasinin gözetilen amaç ile makul bir orantililik iliskisi içinde olup olmadigi da degerlendirilmelidir. Bu baglamda basvurucu aleyhine derece mahkemesince hükmedilen adli para cezasinin basvurucunun sahip oldugu ekonomik imkânlari zora sokacak veya ortadan kaldiracak miktarda olmadigi, ayrica -bu tür davalarda genellikle hükmedilen tutarlar ve söz konusu haberin agirligiyla karsilastirildiginda- ulasilmak istenen amaç ile orantisiz olmadigi degerlendirilmistir.

Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle ifade ve basin özgürlüklerinin ihlal edilmedigine karar vermistir.

-------

TÜRKIYE CUMHURIYETI

ANAYASA MAHKEMESI

 

 

BIRINCI BÖLÜM

 

KARAR

 

M. A. Y.  BASVURUSU

(Basvuru Numarasi: 2019/21052)

 

Karar Tarihi: 15/3/2022

R.G. Tarih ve Sayi: 10/5/2022-31831

 

BIRINCI BÖLÜM

 

KARAR

 

Baskan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Sevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTES

Raportör

:

Ali Erdem SAHIN

Basvurucu

:

M. A. Y. 

Vekili

:

Av. Müjde KAYA

 

I. BASVURUNUN KONUSU

1. Basvuru, gazeteci olan basvurucunun yaptigi haber nedeniyle hakaret suçundan cezalandirilmasinin ifade özgürlügü ile basin özgürlügünü ihlal ettigi iddiasina iliskindir.

II. BASVURU SÜRECI

2. Basvuru 31/5/2019 tarihinde yapilmistir.

3. Komisyonca, basvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafindan yapilmasina karar verilmistir.

4. Basvuru belgelerinin bir örnegi bilgi için Adalet Bakanligina (Bakanlik) gönderilmistir. Bakanlik, görüsünü bildirmistir.

5. Basvurucu, Bakanligin görüsüne karsi beyanda bulunmustur.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Basvuru formu ve eklerinde ifade edildigi sekliyle olaylar özetle söyledir:

7. Basvurucu, Bursa'da yayin yapan Yeni Marmara (gazete) isimli yerel gazetede köse yazarligi yapmaktadir. Müsteki ise olay tarihinde Adalet ve Kalkinma Partisi (AK Parti) Bursa il baskani olarak görev yapmaktadir.

A. Basvuru Konusu Olay

8. Basvurucu, anilan gazetenin 16/3/2017 tarihli nüshasinda "Müthis Kumpas" ve 22/3/2017 ve 23/3/2017 tarihli nüshalarinda "FETÖ Bursa'da geçmiste neler yapti, neler" baslikli haberleri yapmistir.

9. 16/3/2017 tarihli gazetedeki "Müthis Kumpas" baslikli haberde müstekiden "FETÖ'cülerin avukati Torun" olarak bahsedilmistir. Haberin orijinal hâli Anayasa Mahkemesine sunulmamistir. Dosyaya sunulan belgelerden anlasildigi kadariyla 22/3/2017 ve 23/3/2017 tarihli ve "FETÖ Bursa'da geçmiste neler yapti, neler" baslikli haberlerin ise ilgili kismi söyledir:

"Birileri eger FETÖ'ye külliyetli miktarlarda bagis yaparlarsa bu isin adli yönden kapatilabilecegini fisildamisti kulaklarina ve suan Bursa Il Baskani görevini yürütülen Avukat [C.T.] yine suan Bursa milletvekili olan Avukat [Z.B.ye] mutlaka vekalet vermeleri gerektigini de elbette, o gün bugündür.",

"Su ara kaçkin durumda olan FETÖ'cü eski savci [Z.Ö.] bürosundan çikmiyordu [C.T.nin] o vakitler; Hep birlikte sürekli tavla oynuyorlar, kahkahalarla gülüyorlardi, dönemin valisi [S.H.nin] makam araci asagida yolun kiyisinda parketmis vaziyette duruyordu, kendisi de yine Cemo Aga'nin bürosundaydi vali her gün"

10. Anilan haberler üzerine müsteki, basvurucu hakkinda hakaret suçundan cezalandirilmasi talebiyle sikâyetçi olmustur. Bursa Cumhuriyet Bassavciligi (Bassavcilik) tarafindan 19/7/2017 tarihinde iddianame düzenlenmistir.

11. Yargilamayi yapan Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/5/2019 tarihli karariyla basvurucunun bahse konu haberlerde yer alan ifadeleri nedeniyle hakaret suçundan 2.320 TL adli para cezasi ile cezalandirilmasina kesin olarak karar verilmistir. Gerekçeli kararin ilgili kismi söyledir:

"...olay tarihinde sanik Mehmet Ali Yilmaz'in Yeni Marmara Gazetesinde köse yazarligi yaptigi, sanik [O.G.nin] ise yayin yönetmeni oldugu, sanik Mehmet Ali Yilmaz'in bizatihi kaleme aldigi 16/03/2017 tarihli 'Müthis Kumpas', 22/03/2017 ve 23/03/2017 tarihli 'FETÖ Bursa'da geçmiste neler yapti, neler' baslikli yazilarinda özetle, Fetö'ye yüklü miktarda bagis yapanlarin islerinin adli yönden kapatilacagini, ancak vekaletlerini müsteki Av. [C.T.] ve Av. [Z.B.ye] vermeleri gerektigini, kaçak durumunda olan [Z.Ö.nün] ise müsteki [C.T.nin] bürosundan çikmadigini, eski vali [S.H.nin] de Cemo Aga olarak tanimladigi müstekinin bürosundan çikmadigini yazarak müstekiye yönelik FETÖ'cü olduguna iliskin elestiri sinirlarini asan açik suç isnadinda bulunan ve bu ifadelerle müstekinin toplum nezdinde onur ve sayginligini zedeleyen ifadelerde bulunan sanik Mehmet Ali Yilmaz'in üzerine atili hakaret suçunu isledigi sabit olmakla eylemine uyan TCK 125/1, 125/4, 62/1, 52/1-4 maddeleri geregince cezalandirilmasina..."

B. Basvuruya Konu Olmayan Süreç

12. Mahkeme, müsteki hakkinda Fetullahçi Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapilanmasi (FETÖ/PYD) sorusturmasi bulunup bulunmadigi ara karariyla Bassavciliktan sormus ve müsteki hakkinda yürütülen sorusturmanin 6/7/2017 tarihinde takipsizlikle sonuçlandigi bilgisine ulasmistir. Anilan takipsizlik kararinin ilgili kismi söyledir:

"[I.C.] adli sahsin,... atmis oldugu ve Sehir Medya Gazetesinde yayinlanan haber metnini içerik yaptigi e-postada özetle; 'Bursa AKP Il Baskani [C.T.nin], ... paralelci olduguna yönelik yerel gazete Sehir Medya adli gazetede [N.A.] isimli gazetecinin sürekli yazdigini, ... bu kisiler hakkinda islem yapilmadigini, ...' belirtmesi üzerine, yine bir takim yayin kuruluslarinda avukat olan [C.T.nin] Fetullahçi bir kisim sirket ya da kisilerin avukatligini yaptigi yönündeki haberlerin degisik ihbarlara eklenerek Cumhuriyet Bassavciligimiza gönderilmesi üzerine, ... çesitli Cumhuriyet Bassavciliklarinca, Sehir Gazetesinde yer alan 'Ulusal Basinin Diline Düstünüz', 'Paralel Yapi AK Parti Teskilatina da sizmis.' baslikli haberlerin de ihbar kabul edildigi ve evraklarin yetkisizlik karari verilerek Cumhuriyet Bassavciligimiza gönderildigi, sorusturma defterine kaydi yapilan evraklarin 2016/53736 sayili sorusturma evrakimiza birlestirildigi"

"Cumhuriyet Bassavciligimizin 2015/83712 sayili sorusturmasi kapsaminda FETÖ/PDY Silahli Terör Örgütü Üyeligi ya da yöneticiligi suçundan islem yapilan 100 süpheli hakkinda temin edilen HTS kayitlarina göre, bir kisim süphelilerle telefon irtibati oldugunun tespit edildigi"

"...yalnizca haklarinda FETÖ/PDY Silahli Terör Örgütüne üye ya da yönetici olmak suçundan sorusturma yapilan bir kisim süpheliler ile telefon irtibati olmasi ile avukat olan süphelinin bir dönem FETÖ/PDY Terör Örgütüyle irtibatli sirket ya da kisilerin avukatligini yapmasinin da tek basina örgüt üyeligi suçuna karine teskil etmeyecegi, dolayisiyla [C.T.nin] FETÖ/PDY Terör Örgütüne üye olduguna dair suan için herhangi bir tespite ulasilamadigi, bu nedenle süphelinin TCK'nin 314/2 maddesi anlaminda silahli terör örgütüne üye olma suçunu isledigine dair hakkinda kamu davasi açmaya yeterli delil elde edilemedigi anlasildigi..."

IV. ILGILI HUKUK

A. Ulusal Hukuk

13. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayili Türk Ceza Kanunu’nun “Hakaret” kenar baslikli 125. maddesinin ilgili kismi söyledir:

"(1) Bir kimseye onur, seref ve sayginligini rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... kisi, üç aydan iki yila kadar hapis veya adlî para cezasi ile cezalandirilir...

 (2) Fiilin, magduru muhatap alan sesli, yazili veya görüntülü bir iletiyle islenmesi hâlinde, yukaridaki fikrada belirtilen cezaya hükmolunur.

..."

B. Uluslararasi Hukuk

14. Uluslararasi hukuk kaynaklarinin derli toplu verildigi karar için bkz. Ugurlu Gazetecilik Basin Yayin Matbaacilik Reklamcilik Ltd. Sti. (2) [GK], B. No: 2016/12313, 26/12/2019, §§ 19-28.

V. INCELEME VE GEREKÇE

15. Anayasa Mahkemesinin 15/3/2022 tarihinde yapmis oldugu toplantida basvuru incelenip geregi düsünüldü:

A. Basvurucunun Iddialari ve Bakanlik Görüsü

16. Basvurucu, dava konusu haberleri müstekinin FETÖ/PDY'ye yakin oldugu bilenen sahislarla olan iliskileri nedeniyle hazirladigini ve benzer haberlerin ulusal basinda da yapildigini belirtmistir. Bununla birlikte yazisinda dile getirdigi iddialar ile ayni nitelikteki iddialarin ciddi bulunarak müstekinin Savcilik tarafindan sorusturuldugunu ve bu konuda haber yapmasinin dogal oldugunu vurgulamistir. Basvurucu, kendisinin bir gazeteci olarak siyasetçi kimligi nedeniyle müstekiyi yakin gözlem altinda tutmasinin normal oldugunu ve siyasetçi olan müstekinin elestirilere karsi daha toleransli olmasi gerektigini belirterek ifade ve basin özgürlüklerinin ihlal edildigini ileri sürmüstür.

17. Bakanlik görüsünde; basvurucunun ifade ve basin özgürlüklerinin ihlal edilip edilmedigi konusunda Anayasa Mahkemesince yapilacak incelemede, ilgili Anayasa hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa Insan Haklari Mahkemesi içtihatlarinin ve diger tespit ve degerlendirmelerin dikkate alinarak bir karar verilmesi gerektigi belirtilmistir.

18. Basvurucu, Bakanlik görüsüne karsi beyaninda daha önceki iddialarini yinelemistir.

B. Degerlendirme

19. Anayasa’nin “Düsünceyi açiklama ve yayma hürriyeti kenar baslikli 26. maddesinin ilgili kismi söyledir:

 “Herkes, düsünce ve kanaatlerini söz, yazi, resim veya baska yollarla tek basina veya toplu olarak açiklama ve yayma hakkina sahiptir. Bu hürriyet resmi makamlarin müdahalesi olmaksizin haber veya fikir almak ya da vermek serbestligini de kapsar...

Bu hürriyetlerin kullanilmasi,... baskalarinin söhret veya haklarinin,... korunmasi ... amaçlariyla sinirlanabilir…

Düsünceyi açiklama ve yayma hürriyetinin kullanilmasinda uygulanacak sekil, sart ve usuller kanunla düzenlenir.”

20. Anayasa’nin “Basin hürriyeti kenar baslikli 28. maddesinin ilgili kismi söyledir:

 “Basin hürdür, sansür edilemez…

Devlet, basin ve haber alma hürriyetlerini saglayacak tedbirleri alir.

Basin hürriyetinin sinirlanmasinda, Anayasanin 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanir…”

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

21. Açikça dayanaktan yoksun olmadigi ve kabul edilemezligine karar verilmesini gerektirecek baska bir neden de bulunmadigi anlasildigindan ifade ve basin özgürlüklerinin ihlal edildigine iliskin iddianin kabul edilebilir oldugu degerlendirilmistir.

2. Esas Yönünden

a. Müdahalenin Varligi

22. Gazetede yayimlanan haber nedeniyle basvurucunun adli para cezasi ile cezalandirilmasina karar verilmistir. Söz konusu mahkeme karari ile basvurucunun ifade ve basin özgürlüklerine yönelik bir müdahalede bulunulmustur.

b. Müdahalenin Ihlal Olusturup Olusturmadigi

23. Anilan müdahale, Anayasa’nin 13. maddesinde belirtilen kosullara uygun olmadigi müddetçe Anayasa’nin 26. ve 28. maddelerinin ihlalini teskil edecektir. Anayasa’nin 13. maddesinin ilgili kismi söyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, ... yalnizca Anayasanin ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bagli olarak ve ancak kanunla sinirlanabilir. Bu sinirlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykiri olamaz.

24. Yukarida belirtilen müdahalenin Anayasa’nin 13. maddesinde öngörülen ve somut basvuruya uygun düsen, kanunlar tarafindan öngörülme, Anayasa’nin ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk kosullarini saglayip saglamadiginin belirlenmesi gerekir.

i. Kanunilik

25. Yapilan degerlendirmeler neticesinde 5237 sayili Kanun’un 125. maddesinin kanunla sinirlama ölçütünü karsiladigi sonucuna varilmistir.

ii. Mesru Amaç

26. Basvurucunun adli para cezasi ile cezalandirilmasina karar verilmesinin baskalarinin söhret veya haklarinin korunmasina yönelik önlemlerin bir parçasi oldugu ve mesru bir amaç tasidigi sonucuna varilmistir.

iii. Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygunluk

 (a) Genel Ilkeler

 (1) Demokratik Toplumda Basin Özgürlügünün Önemi

27. Anayasa Mahkemesi; Anayasa'nin 26. maddesinde yer alan ifade özgürlügü ile onun özel güvencelere baglanmis sekli olan ve Anayasa'nin 28. maddesinde yer alan basin özgürlügünün demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden oldugunu, toplumun ilerlemesi ve her bireyin gelismesi için gerekli temel sartlardan birini olusturdugunu daha önce pek çok kez ifade etmistir. Bu baglamda ifade özgürlügü ile basin özgürlügü herkes için geçerli ve demokrasinin isleyisi için yasamsal önemdedir (Mehmet Ali Aydin [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 69; Bekir Coskun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 34-36). Basin özgürlügünün kamuoyuna çesitli fikir ve tutumlarin iletilmesi ile bunlara iliskin bir kanaat olusturulmasi için en iyi araçlardan birini sagladigi açiktir (Ilhan Cihaner (2), B. No: 2013/5574, 30/6/2014, § 63; Haci Bogatekin (2), B. No: 2014/12162, 21/11/2017, § 38).

(2) Müdahalenin Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olmasi

28. Ifade özgürlügüne yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyaci karsilamasi ve orantili olmasi gerekir (Bekir Coskun, §§ 53-55; Mehmet Ali Aydin, §§ 70-72; AYM, E.2007/4, K.2007/81, 18/10/2007).

29. Anilan denetim sirasinda Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgürlüklere yapilan müdahalenin gerekçesine odaklanir. Kamu makamlarinin temel hak ve özgürlüklere -zorunlu bir ihtiyaca karsilik geldigini ve orantili oldugunu- ilgili ve yeterli bir gerekçe ile ortaya koymadan yaptiklari müdahalelerin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak kabul edilebilmesi mümkün degildir. Dolayisiyla ifade özgürlügüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karsilamayan bir gerekçe ile yapilan müdahaleler Anayasa'nin 26. maddesini ihlal edecektir (Kemal Kiliçdaroglu, B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Bekir Coskun, § 56; Tansel Çölasan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 56; Zübeyde Füsun Üstel ve digerleri, B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120).

 (b) Somut Olayin Degerlendirilmesi

30. Somut basvuruda ilk derece mahkemesi, basvurucunun "Birileri eger FETÖ'ye külliyetli miktarlarda bagis yaparlarsa bu isin adli yönden kapatilabilecegini fisildamisti kulaklarina ve suan Bursa Il Baskani görevini yürütülen Avukat C.T. yine suan Bursa milletvekili olan Avukat Z.B.'a mutlaka vekalet vermeleri gerektigini de elbette" biçimindeki sözlerinin "Fetö'ye yüklü miktarda bagis yapanlarin islerinin adli yönden kapatilacagini, ancak vekaletlerini müsteki Av. C.T. ve Av. Z.B.'ye vermeleri gerektigi" seklinde yorumlamis ve söz konusu ifadeleri olgusal isnat olarak nitelendirmistir (bkz. §§ 9, 11). Ilk derece mahkemesi ifadelerin hakaret suçunu olusturdugunu kabul ederek basvurucunun adli para cezasi ile cezalandirilmasina karar vermistir.

31. Deger yargisi ifade eden görüs ve yorumlar kanitlanmaya elverisli degilken kisilik haklarina saldiri niteligi tasiyan olgulara dayanan iddialarin desteklenmesi için güvenilir delil sunulmasi gerekir (benzer degerlendirmeler için bkz. Nihat Durmus ve Durmus Ofset Gaz. Bas. Yay. Mat. Kül. ve Spor Etk. ve Tic. Ltd. Sti., B. No: 2014/5761, 10/5/2018, § 54).

32. O hâlde basvurucunun ileri sürdügü olgusal isnatlar konusunda bir gazeteci olarak üzerine düsen ödev ve sorumluluklari yerine getirip getirmedigi meselesinin aydinliga kavusturulmasi gerekir. Dolayisiyla somut olayda basinin gazetecilik etik ve ilkelerine uygun olarak iyi niyetle topluma dogru ve güvenilir bilgi saglama ödev ve sorumlulugunu yerine getirip getirmedigi degerlendirilmelidir. Bu baglamda anilan degerlendirme için gazetenin ileri sürdügü olgusal iddialarin dogrulugu konusunda yeterli arastirmayi yapip yapmadigi denetlenecektir (benzer degerlendirmeler için bkz. Çetin Dogan (2) [GK], B. No: 2014/3494, 27/2/2019, § 63; Mehmet Dogan Ugurlu ve digerleri, B. No: 2015/954, 12/9/2018, § 54; Ugurlu Gazetecilik Basin Yayin Matbaacilik Reklamcilik Ltd. Sti. (2), § 51).

33. Basvurucunun ispat yükümlülügünü yerine getirirken bir beyanin dogrulugunu kanitlayan savci gibi hareket etmesi kendisinden beklenmemektedir. Burada sözü edilen arastirma yükümlülügü somut gerçeklik anlaminda degil yayinin yapildigi andaki olayin ortaya çikma biçimine uygunluk olarak anlasilmalidir. Basvurucunun haber kaynaklarinin söz konusu iddialar bakimindan makul olarak güvenilir olup olmadigi ile dogru ve güvenilir bilgiler sunmak için iyi niyet çerçevesinde çaba gösterip göstermedigini ortaya koymasi yeterlidir (benzer degerlendirmeler için bkz. Orhan Pala, B. No: 2014/2983, 15/2/2017, § 51; Ugurlu Gazetecilik Basin Yayin Matbaacilik Reklamcilik Ltd. Sti. (2), § 52).

34. Basvuruya konu haberlerin bir bütün olarak müstekinin geçmiste FETÖ/PDY ile irtibati olan kamu görevlileri ve müvekkillerle olan iliskilerine yönelik oldugu görülmektedir. Bu baglamda ilk derece mahkemesi tarafindan müsteki hakkinda FETÖ/PDY'yle alakali yapilmis bir sorusturma, açilmis bir dava veya herhangi bir sikâyet olup olmadigi yönünde arastirma yapilmistir (bkz. § 12). Buna göre Bassavcilik tarafindan müsteki hakkinda FETÖ üyeligi yönünden sorusturma baslatildigi ve anilan sorusturmanin 6/7/2017 tarihinde takipsizlikle sonuçlandigi bilgisi edinilmistir. Basvurucu buradan hareketle müsteki hakkinda benzer nitelikte iddialarin ciddi bulunarak Savcilik tarafindan sorusturuldugu bir ortamda kendisinin de bir gazeteci olarak ayni konuda haber yapmasinin olagan disi karsilanamayacagini ifade etmistir.

35. Somut olayda, basvurucunun resmî sorusturmaya konu edilen bir husus hakkinda haber yaptigi açik olmakla birlikte anilan durumun haber içeriginde yer alan iddialari bir bütün hâlinde ve otomatik olarak olgusal bir temele kavusturmayacagi tartismasizdir. Bu baglamda haber konusundan ziyade içerikte yer alan iddialarin irdelenmesi gerekmektedir. Anilan takipsizlik kararinda, Savcilik sorusturmasinin müstekinin FETÖ/PDY ile iliskili oldugunu isaret eden yerel basin haberlerinin ihbarlara konu edilmesi üzerine baslatildigina ve buna göre müstekinin "FETÖ ile iliskili bir kisim süphelilerle telefon irtibati olduguna" (bkz. § 12) iliskin tespitlere yer verildigi görülmüstür. Bunun haricinde iddialarin asil dayanagi olan "müstekiye vekalet verilmesi sartiyla FETÖ'ye bagis yapanlarin islerinin adli yönden kapatildigi" iddiasini (bkz. § 9) karsilayan veya müsteki aleyhine sayilabilecek nitelikte herhangi bir tespite rastlanilamamistir. Bu anlamda basvurucunun müstekinin iliskilerine yönelik iddiasini ilk bakista konu baglaminda temellendirdigi söylenebilirse de anilan tespitin "FETÖ'ye bagis-müstekiye vekalet" iliskisine temel teskil edecek sekilde genisletilmesi mümkün degildir.

36. Bununla birlikte basvurucu yaptigi habere konu iddialar ile ilgili farkli basin organlari tarafindan da haberler yapildigini ileri sürmüsse de iddiasina dayanak olusturabilecek nitelikte baskaca bir bilgi ve belgeye basvuru formunda yer vermemistir. Bu anlamda basvurucunun "FETÖ'ye bagis-müstekiye vekalet" konusunun baskalari tarafindan da haberlestirildigi iddiasini temellendirebildigi söylenemez.

37. Siyasetçilerin haklarinda yapilan haberlere siradan insanlara göre daha fazla hosgörü göstermeleri gerektigi kuskusuz olmakla birlikte (benzer degerlendirmeler için bkz. Kemal Kiliçdaroglu, § 61, Nihat Zeybekçi, B. No: 2015/5633, 8/5/2019, § 38), somut olaydaki gibi kamuoyu nezdinde gerçekmis gibi algilanmasini saglayacak sekilde yapilan ancak söylentiden öteye gittigi ortaya konulamayan iddialara müstekinin tolerans göstermesi de beklenmemelidir. Anayasa Mahkemesi kanaatine göre basvurucu, olgusal isnat niteligindeki iddiasini yeterince desteklemeden söz konusu haberi yapmistir. Dolayisiyla dogru ve güvenilir bilgi verecek sekilde hareket etmek için çabaladigini ortaya koyamayan basvurucunun ifade ve basin özgürlüklerine yönelik müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karsilik geldigi ve ilk derece mahkemesinin farkli çikarlari dengelerken sahip oldugu takdir payini asmadigi sonucuna ulasilmistir.

38. Basvurucu aleyhine hükmedilen adli para cezasinin gözetilen amaç ile makul bir orantililik iliskisi içinde olup olmadigi da degerlendirilmelidir. Bu baglamda basvurucu aleyhine derece mahkemesince hükmedilen 2.320 TL’lik adli para cezasinin basvurucunun sahip oldugu ekonomik imkânlari zora sokacak veya ortadan kaldiracak miktarda olmadigi, ayrica -bu tür davalarda genellikle hükmedilen tutarlar ve söz konusu haberin agirligiyla karsilastirildiginda- ulasilmak istenen amaç ile orantisiz olmadigi degerlendirilmistir.

39. Açiklanan gerekçelerle basvurucunun Anayasa’nin 26. ve 28. maddelerinin birinci fikralarinda güvence altina alinan ifade ve basin özgürlüklerinin ihlal edilmedigine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açiklanan gerekçelerle;

A. Ifade ve basin özgürlüklerinin ihlal edildigine iliskin iddianin KABUL EDILEBILIR OLDUGUNA,

B. Anayasa’nin 26. ve 28. maddelerinde güvence altina alinan ifade ve basin özgürlüklerinin IHLAL EDILMEDIGINE,

C. Yargilama giderlerinin basvurucu üzerinde BIRAKILMASINA

D. Kararin bir örneginin Adalet Bakanligina GÖNDERILMESINE 15/3/2022 tarihinde OYBIRLIGIYLE karar verildi.



Şimdi Ara
Hemen Sor