Sigorta poliçesinden kaynaklanan Rücuen tazminat, Hukuki yarar, belirsiz alacak davası

vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff027701000000e802000001000200

Dava; sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine iliskindir.Baska bir anlatimla alacagi oldugunu iddia eden davacinin alacaginin tahsili amaci ile ister kismi, ister tam eda veya belirsiz alacak davasi açmasinda her zaman hukuki yarari vardir. 

T.C.
ANKARA BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI
23. HUKUK DAIRESI
E. 2018/2558
K. 2021/944
T. 17.6.2021

SIGORTA POLIÇESINDEN KAYNAKLANAN RÜCUEN TAZMINAT ( Davacinin Davasini Açikça Belirsiz Alacak Davasi Olarak Nitelendirdigi Dava Belirsiz Alacak Davasi Olarak Açilmasina Ragmen Ilk Derece Mahkemesince Alacaklarin Belirli Oldugu Belirsiz Alacak Davasinin Kosullarinin Bulunmadigi Sonucuna Ulasildigi/Davacinin Mevcut Yasal Düzenlemeler Karsisinda Dava Açmaktan Baska Bir Yolla Alacagina Kavusma Imkâni Olmayip Bir Mahkeme Kararina Ihtiyaç Bulunmasi Karsisinda Eldeki Davayi Açmakta Hukuki Yararinin Bulunmadiginin Söyleneneyecegi )

HUKUKI YARAR ( Rücuan Tazminat - Alacagi Oldugunu Iddia Eden Davacinin Alacaginin Tahsili Amaci Ile Ister Kismi Ister Tam Eda veya Belirsiz Alacak Davasi Açmasinda Her Zaman Hukuki Yarari Oldugu/Zira Davaci Davalidan Olan Alacagini Istemekle HMK 109/2 Md.sinin Yürürlükten Kaldirilmasindan Dolayi Belirli Alacaklar Için de Artik Kismi Dava Açilmasi Mümkün Hâle Geldigine ve Davacinin Alacaklarinin Bir Kismini Dava Ettiginin Dava Dilekçesi Içeriginden Anlasilmasina Göre Davanin Hukuki Yarar Yoklugundan Reddedilmeyerek Bir Ara Karari Ile Kismi Dava Olarak Görülüp Sonuçlandirilacagi )

BELIRSIZ ALACAK DAVASI ( Rücuan Tazminat - Davacinin Davasini Açikça Belirsiz Alacak Davasi Olarak Nitelendirdigi Dava Belirsiz Alacak Davasi Olarak Açilmasina Ragmen Ilk Derece Mahkemesince Alacaklarin Belirli Oldugu Belirsiz Alacak Davasinin Kosullarinin Bulunmadigi Sonucuna Ulasildigi/Davacinin Mevcut Yasal Düzenlemeler Karsisinda Dava Açmaktan Baska Bir Yolla Alacagina Kavusma Imkâni Olmayip Bir Mahkeme Kararina Ihtiyaç Bulunmasi Karsisinda Eldeki Davayi Açmakta Hukuki Yararinin Bulunmadiginin Söyleneneyecegi )

6100/m.30,31,33,107,119

ÖZET : Dava; sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine iliskindir.

Davaci vekili, ödenen tutarin 28.500.000 Euro oldugunu belirterek, fazlaya iliskin haklarini sakli tutmak sureti ile 1.000.000 Euro sunun tahsilini istemis olup, davasini açikça belirsiz alacak davasi olarak nitelendirmistir. Dava belirsiz alacak davasi olarak açilmasina ragmen Ilk derece Mahkemesince isabetli olarak alacaklarin belirli oldugu, belirsiz alacak davasinin kosullarinin bulunmadigi sonucuna ulasilmistir. Davacinin, mevcut yasal düzenlemeler karsisinda dava açmaktan baska bir yolla alacagina kavusma imkâni olmayip, bir mahkeme kararina ihtiyaç bulunmasi karsisinda eldeki davayi açmakta hukuki yararinin bulunmadigini söylemek mümkün degildir.

Baska bir anlatimla alacagi oldugunu iddia eden davacinin alacaginin tahsili amaci ile ister kismi, ister tam eda veya belirsiz alacak davasi açmasinda her zaman hukuki yarari vardir. Zira davaci davalidan olan alacagini istemektedir.6100 Sayili HMK'nin 109. maddesinin ikinci fikrasinin yürürlükten kaldirilmis olmasindan dolayi belirli alacaklar için de artik kismi dava açilmasi mümkün hâle geldigine ve davacinin alacaklarinin bir kismini dava ettiginin dava dilekçesi içeriginden anlasilmasina göre, mahkemece dava hukuki yarar yoklugundan reddedilmeyerek bir ara karari ile kismi dava olarak görülüp sonuçlandirilmalidir.

DAVA : Davaci vekili tarafindan yukarida belirtilen karara karsi istinaf yasa yoluna basvurulmasi üzerine 6100 Sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarinca yapilan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadigi anlasildigindan inceleme asamasina geçildi. Incelemenin dosya üzerinde yapilmasina karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREGI GÖRÜSÜLDÜ :

KARAR : IDDIA VE SAVUNMALARIN ÖZETI :

Davaci vekili, müvekkilinin, Adana ili, ... ....24.02.2012 tarihinde meydana gelen kaza sonucu sigortalisi “.....”nin ugradigi bütün zarar ve giderleri tazmin ettigini, kazanin meydana geldigi köprü baraji insaati ve isletmesinin “... ... Üretim A.S.” tarafindan müvekkiline .... nolu...... Poliçesi ile sigortalattirildigini, 28.500.000 Euro zararin sigortaliya ödendigini, “... ... Üretim A.S.”nin her türlü dava ve talep haklarini müvekkiline devrettigini,barajin insasi sirasinda, derivasyon tüneli batardo kapaklarinin kopmasi ve suyun derivasyon tüneli vasitasiyla kontrolsüz sekilde bosalmasi sonucu müteahhit firma çalisanlarindan 10 isçinin hayatini kaybettigini, kaza sonucu meydana gelen toprak kaymasinin baraj insaatindaki çalismayi sekteye ugrattigini, emtia ve is makinelerinde hasara yol açtigini, üçüncü sahis arazilerinin kullanilmaz hale geldigini, toplam zararin isçiler için ödenen tazminatlarla birlikte yaklasik 28.500.000 Euro oldugunu, davali sirketlerin kusurlu olduklarini ileri sürerek, simdilik 1.000.000 Euro alacagin ödeme tarihlerinden itibaren 3095 Sayili Kanun'un 4/a maddesi geregince kamu bankalarinin uyguladigi en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte davalilardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmistir.

Davalilar “...” ve “....” vekili; açilan belirsiz alacak davasinin hukukî yarar yoklugundan reddi gerektigini, esasa iliskin olarak da müvekkillerinin sorumlu olmadigini savunmustur.

Davali "... AS." vekili; davanin belirsiz alacak olarak açilamayacagini, ayrica taleplerin zamanasimina ugradigini, müvekkilinin kusursuz oldugunu savunmustur.

ILK DERECE MAHKEMESI KARAR ÖZETI :

Ilk derece mahkemesince; "... Somut olayda, davacinin, kismî dava yerine belirsiz alacak davasi açtigi, buna karsin davaci sigorta sirketinin tazmin ettigi zarari kusurlari nedeniyle davalilardan rücuen tazminini istemesi sebebiyle HMK'nin 107/(1). maddesine göre belirsiz alacak davasinin kosullarinin bulunmadigi belirlendiginden ve HMK'nin 114/1-h bendi geregince hukukî yararin dava sarti oldugu anlasildigindan, HMK'nin 115/2.maddesi geregince dava sarti yoklugunda davanin usulden reddi..." seklinde karar verilmistir.

ILERI SÜRÜLEN ISTINAF SEBEPLERI :

Davaci vekili istinaf dilekçesinde özetle: Belirsiz alacak davasi açmakta hukuki menfaatin bulunmadigina karar verilmesinin hatali oldugunu, davacinin ...'ya yapmis oldugu sigorta tazminatinin tamamindan ... ve Su Yapi Sirketlerinin mesul olmadigini, bu davalilarin söz konusu sigorta tazminatinin ne kadarindan sorumlu olacaginin kanunun gerekçesinde de ifade edildigi sekilde ancak yargilama sirasinda yapilacak tahkikat ve bilirkisi incelemesi neticesinde belirlenebilecegini, davacinin kendine özgü niteliklerden bagimsiz olarak müterafik kusurunun oldugunu bilmesine ragmen bu kusurunun zararin gerçeklesmesinde veya boyutunda oymadigi rolü tespit edecek durumda olamayacagini, bu tespitin mutlak suretle hakimin takdir alanina giren bir husus oldugunu, davacidan alacak miktari konusunda bir tahminde bulunmasinin beklenemeyecegini, bu kosullar altinda ve yerlesik içtihat uyarinca isbu davanin belirsiz alacak olarak açilmasinda duraksamamak gerektigini, bir an için isbu davanin belirsiz alacak davasi olarak açilamayacagin kabul edilse dahi ya bu eksiklikgin tamamlanabilir bir dava sarti oldugundan bahisle ... Sigorta'ya davalilardan talep etmek istedigi nihai tutarin gerektirdigi harci yatirmasi için süre verilmesinin ya da dava ilk basta belirtilmis asgari ve geçici tutar olan 1.000.000 € için kismi dava olarak nitelenerek ... Sigorta'ya davasini islah etmesi için firsat verilmesi gerektigini belirterek yerel mahkeme kararinin kaldirilarak dosyanin karari veren mahkemeye gönderilmesini istemistir.

DELILLERIN DEGERLENDIRILMESI, HUKUKI SEBEP VE GEREKÇE :

Davaci tarafindan, dava disi sigortaliya ödenen 28.500.000 Euro nun davalilardan rücuen tahsili talebiyle belirsiz alacak davasi açilmistir.

Ilk derece Mahkemesince, HMK'nin 107. maddesindeki belirsiz alacak davasi kosullarinin bulunmadigi, davacinin alacagi belirleyebilecek durumda oldugu gerekçesiyle, hukuki yarar dava sarti yoklugundan davanin reddine karar verilmistir.

01.10.2011 tarihinde yürürlüge giren 6100 Sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesi; "(1) Davanin açildigi tarihte alacagin miktarini yahut degerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyecegi veya bunun imkânsiz oldugu hâllerde, alacakli, hukuki iliskiyi ve asgari bir miktar ya da degeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davasi açabilir. (2) Karsi tarafin verdigi bilgi veya tahkikat sonucu alacagin miktari veya degerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün oldugu anda davaci, iddianin genisletilmesi yasagina tabi olmaksizin davanin basinda belirtmis oldugu talebini artirabilir. (3) Ayrica, kismi eda davasinin açilabildigi hâllerde, tespit davasi da açilabilir ve bu durumda hukuki yararin var oldugu kabul edilir." hükmünü haizdir.

Yasal düzenlemeye göre bu tür davalarda davacinin dava konusu yaptigi miktari, davayi açtigi tarihte tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin ya imkânsiz olmasi ya da kendisinden beklenemeyecek nitelik tasimasi gerekir.

Öte yandan, 6100 Sayili HMK'nin 30'uncu maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi, anayasal dayanagi olan bir ilke olup 2709 Sayili Türkiye Cumhuriyeti Anayasasi'nin 141'inci maddesinin dördüncü bendinde, davalarin en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandirilmasinin yarginin görevi olduguna açikça isaret edilmistir.

6100 Sayili HMK'nin “Hâkimin davayi aydinlatma görevi” baslikli 31. maddesine göre, "Hâkim, uyusmazligin aydinlatilmasinin zorunlu oldugu durumlarda, maddi veya hukuki açidan belirsiz yahut çeliskili gördügü hususlar hakkinda, taraflara açiklama yaptirabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir."

HMK'nin 33. maddesi uyarinca hâkim, Türk hukukunu re'sen uygular. Bu nedenledir ki dava dilekçesinde davacinin talebini dayandirdigi vakialara uygun hukuki sebepleri dava dilekçesinin zorunlu unsurlari arasinda sayilmamistir. Zira davacinin dayandigi vakialara uygun hukuki sebepleri hâkim kendiliginden bulup uygulamakla yükümlüdür.

Ayrica belirtilmelidir ki, Anayasa'nin 36. maddesinin birinci fikrasinda, herkesin yargi mercileri önünde davaci veya davali olarak iddiada bulunma ve savunma hakkina sahip oldugu belirtilmistir. Dolayisiyla mahkemeye erisim hakki, Anayasa'nin 36. maddesinde güvence altina alinan hak arama özgürlügünün bir unsurudur.

Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin (Sözlesme) 6. maddesinin (1) numarali fikrasinda da; "Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyusmazliklar ...konusunda karar verecek olan,...bir mahkeme tarafindan davasinin ...görülmesini istemek hakkina sahiptir..." yönünde düzenleme bulundugu görülmektedir.

Dava dilekçesinde hiç gösterilmemis veya yanlis gösterilmis olsa bile HMK 33. madde kapsaminda dogru hukuki sebebi bulmak ve uygulamak hâkimin görevi ise, HMK 32. madde çerçevesinde yargilamayi sevk ve idare ile dava türü tanimlarina ve talep sonucuna göre dava türünü dogru belirleyip buna göre yargilamayi sürdürüp davayi sonuçlandirmak da hâkimin görevidir. Bu konuda hâkim, davacinin dilekçesinde yaptigi isimlendirmeyle bagli olmaksizin açilan davanin eda davasi, tespit davasi, belirsiz alacak ve tespit davasi, insai dava, kismi dava, terditli dava, seçimlik dava ve topluluk davasi çesitlerinden hangisi oldugunu belirleyerek yargilamayi sürdürüp davayi sonuçlandiracaktir. Davaci dava dilekçesinde davanin belirsiz alacak davasi oldugundan söz etmis olsa bile belirsiz alacak davasi unsurlari bulunmuyorsa bu davanin açilmasinda hukuki yarar olmadigindan söz edilemeyecek, alacagin istenmesinde hukuki yarar oldugundan mevcut unsurlari itibariyla kismi dava açilmis oldugu kabul edilerek davacinin talep sonucu hakkinda karar verilebilecektir.

Ancak dava dilekçesinde talep edilen asgari tutar somut olayin özelliklerine göre talep edilebilecek toplam alacak miktari kadar degilse ve kismî davanin kosullari da bulunmuyorsa, bu durumda mahkemece alacak miktarini netlestirmesi ve bildirecegi dava degerine göre eksik harci tamamlamasi için davaciya HMK'nin 119. maddesinin ikinci fikrasi uyarinca bir haftalik kesin süre verilmeli ve verilen kesin süre içinde belirtilen eksikligin tamamlanmasi hâlinde davaya tam eda davasi olarak devam edilmeli, aksi durumda ise davanin usulden reddine karar verilmelidir.

Buna karsilik, dava dilekçesinde asgari bir tutar gösterilmis olup bunun, alacagin belirli bir kesimi oldugu anlasilmakla birlikte, açilan davanin belirsiz alacak davasi mi yoksa kismi dava mi oldugu hususunda açiklik bulunmuyorsa hâkim, taleple bagli oldugu için (6100 Sayili HMK m. 26) öncelikle, HMK'nin 119. maddesinin ikinci fikrasi uyarinca, davaci tarafa bir haftalik kesin bir süre vermeli ve onun beyani dogrultusunda açilmis olan davanin belirsiz alacak davasi mi, yoksa kismi dava mi oldugunu belirlemelidir. Bu da esasen hâkimin davayi aydinlatma ödevi kapsamindadir. Davaci verilen bir haftalik kesin süre içinde davanin belirsiz alacak davasi oldugunu beyan etmis ve belirsiz alacak davasi açilabilmesi için gerekli kosullar mevcut ise dava belirsiz alacak davasi olarak görülüp sonuçlandirilmalidir. Belirsiz alacak davasi açilabilmesi için gerekli sartlar bulunmakla birlikte davaci açmis oldugu davanin kismi dava oldugunu belirtmis ise bu hâlde mahkeme davayi, kismi dava olarak kabul edip yargilamayi sürdürmelidir. Üçüncü bir ihtimal olarak davaci davasinin belirsiz alacak davasi oldugunu mahkemeye bildirmis olmakla birlikte belirsiz alacak davasinin kosullari bulunmuyor ve fakat kismi dava açilabilmesi mümkün ise, bu durumda, mahkemece, açilmis olan dava, dogrudan bir ara karariyla bir kismi dava olarak nitelendirilmek suretiyle görülüp karara baglanmalidir. (HGK'nin 16.05.2019 gün ve.... K. sayili kararinda da ayni hususlar vurgulanmistir.)

Bu açiklamalar kapsaminda somut olaya bakildiginda; davaci vekili, ödenen tutarin 28.500.000 Euro oldugunu belirterek, fazlaya iliskin haklarini sakli tutmak sureti ile 1.000.000 Euro sunun tahsilini istemis olup, davasini açikça belirsiz alacak davasi olarak nitelendirmistir. Dava belirsiz alacak davasi olarak açilmasina ragmen Ilk derece Mahkemesince isabetli olarak alacaklarin belirli oldugu, belirsiz alacak davasinin kosullarinin bulunmadigi sonucuna ulasilmistir. Davacinin, mevcut yasal düzenlemeler karsisinda dava açmaktan baska bir yolla alacagina kavusma imkâni olmayip, bir mahkeme kararina ihtiyaç bulunmasi karsisinda eldeki davayi açmakta hukuki yararinin bulunmadigini söylemek mümkün degildir.

Baska bir anlatimla alacagi oldugunu iddia eden davacinin alacaginin tahsili amaci ile ister kismi, ister tam eda veya belirsiz alacak davasi açmasinda her zaman hukuki yarari vardir. Zira davaci davalidan olan alacagini istemektedir.

6100 Sayili HMK'nin 109. maddesinin ikinci fikrasinin yürürlükten kaldirilmis olmasindan dolayi belirli alacaklar için de artik kismi dava açilmasi mümkün hâle geldigine ve davacinin alacaklarinin bir kismini dava ettiginin dava dilekçesi içeriginden anlasilmasina göre, mahkemece dava hukuki yarar yoklugundan reddedilmeyerek bir ara karari ile kismi dava olarak görülüp sonuçlandirilmalidir.

Bu yöndeki kabulün Anayasa'nin 141. ve 6100 Sayili HMK'nin 30. maddelerinde düzenlenen davalarin en az giderle ve mümkün olan en kisa sürede sonuçlandirilmasini öngören "usul ekonomisi" ilkesine de uygun olacagi, Anayasa ve uluslararasi sözlesmelerle güvence altina alinan hak arama özgürlügüne ve mahkemeye erisim hakkina da uygun olacaktir.

Bu durumda Dairemizce, davaci vekilinin istinaf basvurusunun kabulüyle, HMK'nin 353/(1)-a.4. maddesi uyarinca, esasi incelenmeksizin kararin kaldirilmasina, yukarida açiklanan esaslar dairesinde inceleme yapilarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanin karari veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmistir.

SONUÇ : Gerekçesi yukarida açiklandigi üzere:

1-)Davaci vekilinin istinaf basvurusunun kabulü ile:

HMK m. 353/1,a.4 geregince, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce . sayili dava dosyasinda verilen 19/06/2018 tarihli kararin, ESASI INCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanin yeniden görülmesi için dosyanin karari veren mahkemeye GÖNDERILMESINE,

2-)Pesin alinan istinaf karar harcinin iadesine,

3-)Davaci tarafindan istinaf asamasinda yapilan yargilama giderlerinin Ilk Derece Mahkemesi tarafindan hükümle birlikte degerlendirilmesine,

4-)HMK m. 359/4 geregince kararin tebligi, harç tahsil müzekkeresi yazilmasi ve gider avansi iadesi islemleri ile m. 302/5 geregince kesinlesme kaydi ve kesinlesme kaydi yapilan kararlarin yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin Ilk Derece Mahkemesi tarafindan yapilmasina,17.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapilan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g geregince KESIN olmak üzere, OYBIRLIGIYLE karar verildi.

 

 

 

 

 

 

kazanci.com.tr



Şimdi Ara
Hemen Sor