vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdffa480020000007104000001000400Fesih bildiriminde belirtilen sahsi gerekçe ibaresinin ücretlerinin sigortaya eksik bildirilmesini, eksik ya da hiç ödenmeyen isçilik alacaklarini kapsadigi düsünülemez. T.C. Yargitay 9. Hukuk Dairesi 2021/8399 E., 2021/15269 K. "Içtihat Metni" MAHKEMESI :Is Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasinda görülen dava sonucunda verilen kararin, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi ve davali avukatinca da durusma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek isin durusmaya tabi oldugu anlasilmis ve durusma için 02/11/2021 Sali günü tayin edilerek taraflara çagri kagidi gönderilmisti. Durusma günü davali adina vekili Avukat ... ile karsi taraf adina vekili Avukat ... geldiler. Durusmaya baslanarak hazir bulunan avukatlarin sözlü açiklamalari dinlendikten sonra durusmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafindan düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, geregi konusulup düsünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davaci vekili, müvekkilinin davali sirkete ait isyerinde 01.07.2005 tarihinde ise basladigini ve 28.01.2014 tarihinde is sözlesmesini hakli nedenle feshettigini, aldigi ücretin Sosyal Güvenlik Kurumuna tam olarak bildirilmedigini ögrendiginden bu konuda isverenlige 07.05.2014 tarihinde ihtarname keside ettigini ve bu ihtarname sonrasi isyerinde çalisanlarin maaslarinin Sosyal Güvenlik Kurumuna tam olarak bildirilmeye baslandigini, müvekkilinin son ücretinin net 3.595,69 TL oldugunu, Ocak 2014 ayi ücretinin hiç ödenmedigini, yillik izinlerinin kullandirilmadigini ve 1 Mayis da dahil olmak üzere tüm resmi bayramlarda çalistigini belirterek kidem tazminati ile birlikte bir kisim alacaklarin davalidan tahsilini talep etmistir. Davali vekili, davacinin 28.01.2014 tarihinde müvekkili sirkete verdigi istifa dilekçesi ile is sözlesmesini baska bir isyerinde çalismak üzere feshettigini, nitekim müvekkili sirketten 28.01.2014 tarihinde çikisindan kisa bir süre sonra 15.02.2014 tarihinde yeni isyerinde sigorta girisinin yapildigini, bu nedenle istifa suretiyle isyerinden ayrilan ve yeni isyerinde çalismaya baslayan davacinin tek tarafli istifa beyani ile is sözlesmesini sona erdirmis olmasi karsisinda kidem tazminati talep etmesinin söz konusu olamayacagini, nitekim davacinin 28.01.2014 tarihinde imzalayarak verdigi istifa dilekçesinde tüm hak ve alacaklarinin kendisine ödendigini ve kendi istegi ile isten ayrildigini beyan ettigini, davacinin asgari ücretle çalistigini, davali sirkete ait mallari sehir disina tasimakla görevli soför olan davacinin hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalismadigini, isyerinde çalisanlara yillik izinlerin kullandirildigini, davacinin Ocak 2014 ayi ücretinin ödenmedigi iddiasinin gerçegi yansitmadigini ve müvekkili sirketten hiçbir alacagi olmadigini savunarak davanin reddine karar verilmesini talep etmistir. Mahkemece, yapilan yargilama sonucunda toplanan deliller ve bilirkisi raporuna dayanilarak, yazili gerekçe ile davanin kismen kabulüne karar verilmistir. Karar davaci ve davali vekilleri tarafindan temyiz edilmistir. 1-Dosyadaki yazilara toplanan delillerle kararin dayandigi kanuni gerektirici sebeplere göre, taraflarin asagidaki bentlerin kapsami disinda kalan temyiz itirazlari yerinde degildir. 2-Taraflar arasinda davacinin is sözlesmesinin sona erme sekli konusunda uyusmazlik bulunmaktadir. Genel olarak is sözlesmesini fesih hakki hak sahibine karsi tarafa yöneltilmesi gereken tek tarafli bir irade beyani ile is sözlesmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldirabilme yetkisi veren bozucu yenilik doguran bir haktir. Isçinin hakli nedenle derhal fesih hakki 4857 sayili Is Kanunu'nun 24. maddesinde düzenlenmistir. Isçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise ayni Yasanin 17. maddesinde ele alinmistir. Bunun disinda Is Kanunu'nda isçinin istifasi özel olarak düzenlenmis degildir. Isçinin hakli bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanimaksizin is sözlesmesini feshi, istifa olarak degerlendirilmelidir. Istifa iradesinin karsi tarafa ulasmasiyla birlikte is iliskisi sona erer. Istifanin isverence kabulü zorunlu degilse de, isverence dilekçenin isleme konulmamis olmasi ve isçinin de isyerinde çalismaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya ragmen taraflarin belirli bir süre daha çalisma yönünde iradelerinin birlesmesi halinde kararlastirilan sürenin sonunda is sözlesmesinin ikale yoluyla sona erdigi kabul edilmelidir. Isçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada ugratilmasi da sikça karsilasilan bir durumdur. Isverence tazminatlarin derhal ödenmesi ve benzeri baskilarla isçiden yazili istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve isçinin buna uymasi halinde gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin isverence gerçeklestirildigi kabul edilmelidir. Somut olayda, davaci 28.01.2014 tarihli dilekçe ile ; "… Isyerinizden sahsi gerekçelerimle, kendi istek ve rizamla herhangi bir baski olmadan 28.01.2014 tarihinde ayrilmak istiyorum. Gerekli islemlerin yapilmasini arz ederim.” seklindeki dilekçesi ile is sözlesmesine son vermistir. Davaci “sahsi gerekçelerden” is sözlesmesini feshetmis oldugundan, fesih gerekçesi ile bagli oldugu gözetilerek hakli sebebi kanitlamasi gerekmektedir. Fesih bildiriminde belirtilen “sahsi gerekçe” ibaresinin ücretlerinin sigortaya eksik bildirilmesini, eksik ya da hiç ödenmeyen isçilik alacaklarini kapsadigi düsünülemez. Diger taraftan, istifa dilekçesinin iradenin fesada ugratilarak düzenlendigi de ispatlanamamistir. Hal böyle olunca, açik fesih gerekçesi karsisinda, mahkeme kararinda, davacinin sigorta primlerinin eksik yatirilmasi veya düsük ücretten yatirilmasi nedeniyle davacinin hakli nedenle is sözlesmesini feshettigi gerekçesi de kabul edilemez. Davacinin kendi iradesi ile hakli bir neden olmaksizin is sözlesmesini feshettigi anlasildigindan, kidem tazminatina yönelik alacaginin reddi yerine, yazili sekilde kabulü hatali olup, bozmayi gerektirmistir. 3-Taraflar arasindaki diger uyusmazlik davacinin ulusal bayram genel tatil alacaginin bulunup bulunmadigi noktasindadir. Hükme esas alinan bilirkisi raporunda, tanik beyanlarina göre davacinin dini bayramlar disinda kalan ulusal bayram genel tatil günlerinde çalistigi kabul edilerek hesaplama yapilmistir ancak davacinin sundugu siparis irsaliyeleri degerlendirilmemistir. Bu delil durumu karsisinda, davacinin sundugu kayitlar degerlendirilerek kayit bulunan dönem için bu kayitlarin esas alinmasi,kayit bulunmayan dönemler içinse tanik beyanlarina göre hesap yapilmasi için hükmün bozulmasi gerekmistir. Ayrica tanik beyanlarina göre hesaplanan ulusal bayram genel tatil alacaginin hüküm altina alinmasinda, davacinin çalisma sekli, isin düzenlenmesi ve ulusal bayram genel tatil miktari gibi hususlar göz önünde bulundurularak dosya kapsamina uygun makul bir oranda indirim yapilmasi gerekirken %50 gibi yüksek nispette indirime gidilmesi hatalidir. Mahkemece yapilmasi gereken davacinin yazili kayitlar dogrultusunda ispat ettigi dönem yönünden hesaplanan ulusal bayram genel tatil alacagindan indirim yapilmamasi, tanik anlatimina göre hesaplanan dönem bakimindan ise Mahkemece kabul edilen %50 oranindaki indirimden daha uygun makul bir oranda indirim yapilmasidir. SONUÇ: Temyiz olanan hükmün yukarida açiklanan sebepten BOZULMASINA, davaci yararina takdir edilen 3.050,00 TL durusma vekalet ücretinin davaliya, davali yararina takdir edilen 3.050,00 TL durusma vekalet ücretinin davaciya yükletilmesine, pesin alinan temyiz harcinin istek halinde ilgililere iadesine, 02.11.2021 tarihinde oybirligi ile karar verildi.
Fesih bildiriminde belirtilen sahsi gerekçe ibaresinin ücretlerinin sigortaya eksik bildirilmesini, eksik ya da hiç ödenmeyen isçilik alacaklarini kapsadigi düsünülemez.
T.C.
Yargitay
9. Hukuk Dairesi
2021/8399 E., 2021/15269 K.
"Içtihat Metni"
MAHKEMESI :Is Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasinda görülen dava sonucunda verilen kararin, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi ve davali avukatinca da durusma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek isin durusmaya tabi oldugu anlasilmis ve durusma için 02/11/2021 Sali günü tayin edilerek taraflara çagri kagidi gönderilmisti. Durusma günü davali adina vekili Avukat ... ile karsi taraf adina vekili Avukat ... geldiler. Durusmaya baslanarak hazir bulunan avukatlarin sözlü açiklamalari dinlendikten sonra durusmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafindan düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, geregi konusulup düsünüldü:
Davaci vekili, müvekkilinin davali sirkete ait isyerinde 01.07.2005 tarihinde ise basladigini ve 28.01.2014 tarihinde is sözlesmesini hakli nedenle feshettigini, aldigi ücretin Sosyal Güvenlik Kurumuna tam olarak bildirilmedigini ögrendiginden bu konuda isverenlige 07.05.2014 tarihinde ihtarname keside ettigini ve bu ihtarname sonrasi isyerinde çalisanlarin maaslarinin Sosyal Güvenlik Kurumuna tam olarak bildirilmeye baslandigini, müvekkilinin son ücretinin net 3.595,69 TL oldugunu, Ocak 2014 ayi ücretinin hiç ödenmedigini, yillik izinlerinin kullandirilmadigini ve 1 Mayis da dahil olmak üzere tüm resmi bayramlarda çalistigini belirterek kidem tazminati ile birlikte bir kisim alacaklarin davalidan tahsilini talep etmistir.
Davali vekili, davacinin 28.01.2014 tarihinde müvekkili sirkete verdigi istifa dilekçesi ile is sözlesmesini baska bir isyerinde çalismak üzere feshettigini, nitekim müvekkili sirketten 28.01.2014 tarihinde çikisindan kisa bir süre sonra 15.02.2014 tarihinde yeni isyerinde sigorta girisinin yapildigini, bu nedenle istifa suretiyle isyerinden ayrilan ve yeni isyerinde çalismaya baslayan davacinin tek tarafli istifa beyani ile is sözlesmesini sona erdirmis olmasi karsisinda kidem tazminati talep etmesinin söz konusu olamayacagini, nitekim davacinin 28.01.2014 tarihinde imzalayarak verdigi istifa dilekçesinde tüm hak ve alacaklarinin kendisine ödendigini ve kendi istegi ile isten ayrildigini beyan ettigini, davacinin asgari ücretle çalistigini, davali sirkete ait mallari sehir disina tasimakla görevli soför olan davacinin hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalismadigini, isyerinde çalisanlara yillik izinlerin kullandirildigini, davacinin Ocak 2014 ayi ücretinin ödenmedigi iddiasinin gerçegi yansitmadigini ve müvekkili sirketten hiçbir alacagi olmadigini savunarak davanin reddine karar verilmesini talep etmistir.
Mahkemece, yapilan yargilama sonucunda toplanan deliller ve bilirkisi raporuna dayanilarak, yazili gerekçe ile davanin kismen kabulüne karar verilmistir.
Karar davaci ve davali vekilleri tarafindan temyiz edilmistir.
1-Dosyadaki yazilara toplanan delillerle kararin dayandigi kanuni gerektirici sebeplere göre, taraflarin asagidaki bentlerin kapsami disinda kalan temyiz itirazlari yerinde degildir.
2-Taraflar arasinda davacinin is sözlesmesinin sona erme sekli konusunda uyusmazlik bulunmaktadir.
Genel olarak is sözlesmesini fesih hakki hak sahibine karsi tarafa yöneltilmesi gereken tek tarafli bir irade beyani ile is sözlesmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldirabilme yetkisi veren bozucu yenilik doguran bir haktir. Isçinin hakli nedenle derhal fesih hakki 4857 sayili Is Kanunu'nun 24. maddesinde düzenlenmistir. Isçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise ayni Yasanin 17. maddesinde ele alinmistir. Bunun disinda Is Kanunu'nda isçinin istifasi özel olarak düzenlenmis degildir.
Isçinin hakli bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanimaksizin is sözlesmesini feshi, istifa olarak degerlendirilmelidir. Istifa iradesinin karsi tarafa ulasmasiyla birlikte is iliskisi sona erer. Istifanin isverence kabulü zorunlu degilse de, isverence dilekçenin isleme konulmamis olmasi ve isçinin de isyerinde çalismaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya ragmen taraflarin belirli bir süre daha çalisma yönünde iradelerinin birlesmesi halinde kararlastirilan sürenin sonunda is sözlesmesinin ikale yoluyla sona erdigi kabul edilmelidir.
Isçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada ugratilmasi da sikça karsilasilan bir durumdur.
Isverence tazminatlarin derhal ödenmesi ve benzeri baskilarla isçiden yazili istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve isçinin buna uymasi halinde gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin isverence gerçeklestirildigi kabul edilmelidir.
Somut olayda, davaci 28.01.2014 tarihli dilekçe ile ; "… Isyerinizden sahsi gerekçelerimle, kendi istek ve rizamla herhangi bir baski olmadan 28.01.2014 tarihinde ayrilmak istiyorum. Gerekli islemlerin yapilmasini arz ederim.” seklindeki dilekçesi ile is sözlesmesine son vermistir.
Davaci “sahsi gerekçelerden” is sözlesmesini feshetmis oldugundan, fesih gerekçesi ile bagli oldugu gözetilerek hakli sebebi kanitlamasi gerekmektedir. Fesih bildiriminde belirtilen “sahsi gerekçe” ibaresinin ücretlerinin sigortaya eksik bildirilmesini, eksik ya da hiç ödenmeyen isçilik alacaklarini kapsadigi düsünülemez. Diger taraftan, istifa dilekçesinin iradenin fesada ugratilarak düzenlendigi de ispatlanamamistir. Hal böyle olunca, açik fesih gerekçesi karsisinda, mahkeme kararinda, davacinin sigorta primlerinin eksik yatirilmasi veya düsük ücretten yatirilmasi nedeniyle davacinin hakli nedenle is sözlesmesini feshettigi gerekçesi de kabul edilemez. Davacinin kendi iradesi ile hakli bir neden olmaksizin is sözlesmesini feshettigi anlasildigindan, kidem tazminatina yönelik alacaginin reddi yerine, yazili sekilde kabulü hatali olup, bozmayi gerektirmistir.
3-Taraflar arasindaki diger uyusmazlik davacinin ulusal bayram genel tatil alacaginin bulunup bulunmadigi noktasindadir. Hükme esas alinan bilirkisi raporunda, tanik beyanlarina göre davacinin dini bayramlar disinda kalan ulusal bayram genel tatil günlerinde çalistigi kabul edilerek hesaplama yapilmistir ancak davacinin sundugu siparis irsaliyeleri degerlendirilmemistir. Bu delil durumu karsisinda, davacinin sundugu kayitlar degerlendirilerek kayit bulunan dönem için bu kayitlarin esas alinmasi,kayit bulunmayan dönemler içinse tanik beyanlarina göre hesap yapilmasi için hükmün bozulmasi gerekmistir.
Ayrica tanik beyanlarina göre hesaplanan ulusal bayram genel tatil alacaginin hüküm altina alinmasinda, davacinin çalisma sekli, isin düzenlenmesi ve ulusal bayram genel tatil miktari gibi hususlar göz önünde bulundurularak dosya kapsamina uygun makul bir oranda indirim yapilmasi gerekirken %50 gibi yüksek nispette indirime gidilmesi hatalidir. Mahkemece yapilmasi gereken davacinin yazili kayitlar dogrultusunda ispat ettigi dönem yönünden hesaplanan ulusal bayram genel tatil alacagindan indirim yapilmamasi, tanik anlatimina göre hesaplanan dönem bakimindan ise Mahkemece kabul edilen %50 oranindaki indirimden daha uygun makul bir oranda indirim yapilmasidir.
SONUÇ: Temyiz olanan hükmün yukarida açiklanan sebepten BOZULMASINA, davaci yararina takdir edilen 3.050,00 TL durusma vekalet ücretinin davaliya, davali yararina takdir edilen 3.050,00 TL durusma vekalet ücretinin davaciya yükletilmesine, pesin alinan temyiz harcinin istek halinde ilgililere iadesine, 02.11.2021 tarihinde oybirligi ile karar verildi.