vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff6de401000000bc01000001000700Olaylar Basvurucu, Icra Müdürlügünden satin aldigi aracin çalinti çikmasi nedeniyle ugradigi zararlarin tazmini ve aracin maliki olarak kaydinin silinmesi talebiyle Adalet Bakanligi ve Defterdarlik Muhakemat Müdürlügü aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmistir. Mahkeme davanin kabulüne ve basvurucunun ödemis oldugu araç bedeli ve yaptigi masraflarin davalilardan alinarak basvurucuya verilmesine hükmetmistir. Taraflar anilan karara karsi istinaf yoluna basvurmustur. Istinaf taleplerini inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi karari ile dava konusu araçta yapilan sasi numarasi degisikliginin ancak alaninda uzman kisilerce anlasilabilecek nitelikte oldugu ve Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurunun bulunmadigi gerekçesiyle hükmün kaldirilmasina ve davanin reddine kesin olarak karar vermistir. Iddialar Basvurucu, icra müdürlügü tarafindan yapilan açik ihaleyle satin alinan aracin ihale öncesi islenen bir suçla baglantili olarak herhangi bir bedel ödenmeden geri alinmasi nedeniyle mülkiyet hakkinin ihlal edildigini ileri sürmüstür. Mahkemenin Degerlendirmesi Rizaen ödenmeyen alacaklarin tahsili amaciyla olusturulan ve bu çerçevede kamu gücü yetkileriyle donatilan cebri icra organlarinin, bu görevini yerine getirirken alacakli, borçlu ve hacizli mali satin alan tüm taraflarin menfaatlerinin ve icra islemine konu mülkün korunmasina yönelik birtakim tedbirler almasi gerekebilir. Resmî ihale ile satilan aracin satisi sirasinda araçta hukuki ve maddi ayibin varliginin devlete yüklenen pozitif yükümlülüklerle iliskili olmadigi söylenemez. Bu kapsamda trafik sicilinin gerçege uygun tutulmamasi nedeniyle olusan kayit ve maddi vaka uygunsuzlugu ve bu uygunsuzluk nedeniyle sicile güven ilkesinin islevsiz kilinmasi gibi icra ve ihale sürecinin öncesine yönelik ve idareye izafe edilebilecek islem, eylem ve eylemsizliklerin de idarenin pozitif yükümlülügüyle ilintili oldugu açiktir. Öte yandan iyi yönetisim ilkesi geregi uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket etmeleri gerekmekte olan kamu görevlilerinin, bu ilkenin dikte ettigi bir gerçeklik olarak ihalenin taraflarinin magduriyetlerini önleyebilme noktasinda kullanabilecekleri çesitli enstrümanlar mevcuttur. Bu kapsamda aracin trafige tescili, muayenesi ve ihale asamalarinda yer alan kamu görevlilerinin iyi yönetisim ilkesi uyarinca hareket ederek araçtaki usulsüzlügü ortaya çikarma yükümlülügü ve buna bagli olarak ihalenin bu sekilde sonuçlanmasina engel olma imkânlari bulunmaktadir. Somut olayda idari mercilerin kullanisli idari ve hukuki enstrümanlarindan yararlanamamalari nedeniyle basvurucunun zarar görmesine engel olunamamistir. Buna göre de olayda devlet yetkililerinin basvurucunun mülkiyet hakkini korumak için ellerinden geleni yapmadiklari ortaya çikmakta ve idarenin "denetim ve kontrol yükümlülügü"nü ihmal ettigi de anlasilmaktadir. Sonuç olarak Bölge Adliye Mahkemesinin, dava konusu araçta yapilan sasi numarasi degisikliginin ancak alaninda uzman kisilerce anlasilabilecek nitelikte oldugu ve Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurlu eylemi bulunmadigi gerekçesiyle idarenin tazmin sorumlulugunun bulunmadigi yolundaki yorumu dolayisiyla basvurucu, ugradigi zarari ve idarenin islem ve eylemleriyle zarar arasindaki illiyet baginin varligini ispatlayarak tazminat elde etme ve bu suretle yüklendigi külfeti dengeleme imkânindan mahrum kalmistir. Dolayisiyla müdahale ile basvurucuya sahsi olarak asiri bir külfetin yüklendigi, kamu yarari amaci ile mülkiyet hakkinin korunmasi arasinda olmasi gereken adil dengenin basvurucu aleyhine bozuldugu ve müdahalenin ölçülü olmadigi sonucuna varilmistir. Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar vermistir. TÜRKIYE CUMHURIYETI ANAYASA MAHKEMESI BIRINCI BÖLÜM KARAR V. O. BASVURUSU (Basvuru Numarasi: 2018/35120) Karar Tarihi: 15/9/2021 R.G. Tarih ve Sayi: 9/12/2021-31684 BIRINCI BÖLÜM KARAR Baskan : Hasan Tahsin GÖKCAN Üyeler : Muammer TOPAL Recai AKYEL Yusuf Sevki HAKYEMEZ Selahaddin MENTES Raportör : M. Emin SAHINER Basvurucu : Vedat OGUZ I. BASVURUNUN KONUSU 1. Basvuru, icra müdürlügü tarafindan yapilan açik ihaleyle satin alinan aracin ihale öncesi islenen bir suçla baglantili olarak herhangi bir bedel ödenmeden geri alinmasi nedeniyle mülkiyet hakkinin ihlal edildigi iddiasina iliskindir. II. BASVURU SÜRECI 2. Basvuru 22/11/2018 tarihinde yapilmistir. 3. Basvuru, basvuru formu ve eklerinin idari yönden yapilan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmustur. 4. Komisyonca basvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafindan yapilmasina karar verilmistir. 5. Bölüm Baskani tarafindan basvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapilmasina karar verilmistir. 6. Basvuru belgelerinin bir örnegi bilgi için Adalet Bakanligina (Bakanlik) gönderilmistir. III. OLAY VE OLGULAR A. Uyusmazligin Arka Plani 7. Basvuru formu ve eklerinde ifade edildigi sekliyle olaylar özetle söyledir: 8. Basvurucu, Batman 1. Icra Müdürlügünün (Icra Müdürlügü) 11/10/2015 tarihli ihalesine katilarak 4.200 TL bedelle 1994 model bir otomobil satin almistir. 9. Müteakiben ihale islemi 18/10/2015 tarihinde kesinlesmek suretiyle tamamlandiktan ve basvurucu adina tescil islemleri yapildiktan sonra araç basvurucuya 2/11/2015 tarihinde teslim edilmistir. Basvurucu bu araç için ihale bedeli ve masrafi disinda yedieminlik, nakliye ve sigorta ücreti ile bakim ve masraf giderleri ödedigini ifade etmektedir. 10. Basvurucu, araci muayene için araç muayene istasyonuna götürdügünde sase numarasinin bulundugu yerde oynanma oldugu gerekçesiyle Muratpasa Trafik Sube Müdürlügüne yönlendirilmistir. Müdürlükçe yapilan incelemede de aracin sasi numarasinin araç ruhsatinda yer alan numaradan farkli oldugu tespit edilmistir. 11. Müdürlükçe aracin teslimi için Türk Mühendis ve Mimar Odalari Birligi Makina Mühendisleri Odasi Antalya Subesinden rapor edinilmesi sart kosuldugundan basvurucu bu defa 4/12/2015 tarihinde anilan Odaya bu hususta rapor temini için müracaat etmistir. Makina Mühendisleri Odasi, sasi numarasi okunamadigi için araci 9/12/2015 tarihinde Antalya Kriminal Polis Laboratuvari Müdürlügüne sevk etmistir. Laboratuvar Müdürlügü de araci inceleme sonucunda rapor temin edilene kadar basvurucuya teslim etmistir. 12. Kriminal incelemeden geçen aracin orjinal sasi ve motor numaralarina göre 13/9/2012 tarihinde Diyarbakir'dan çalinan 21 EN ... plakali 1996 model otomobile ait oldugunu tespit eden Antalya Emniyet Müdürlügü Asayis Subesi Hirsizlik Büro Amirligi 24/12/2015 tarihinde yasal sahibine teslim edilmek üzere araci muhafaza altina almistir. B. Bireysel Basvuruya Konu Tazminat Davasi Süreci 13. Basvurucu, Icra Müdürlügünden satin aldigi 72 AY ... plakali aracin çalinti çikmasi nedeniyle ugradigi zararlarin tazmini ve aracin maliki olarak kaydinin silinmesi talebiyle 14/10/2016 tarihinde Bakanlik ve Defterdarlik Muhakemat Müdürlügü aleyhine Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmistir. 14. Mahkeme 13/2/2018 tarihli karari ile davanin kabulüne ve 10.735,73 TL'nin davalilardan alinarak basvurucuya verilmesine hükmetmistir. Karar gerekçesinde; basvurucunun aracin plaka ve sasi numaralarini bir ekspere kontrol ettirme yükümlügünün bulunmadigina ve devletin kusursuz sorumluluk ilkesi geregince tazmin yükümlülügünün bulunduguna isaret edilmistir. Diger yandan mahkeme kararinda basvurucunun aracin maliki olarak kaydinin silinmesine yönelik talebine iliskin herhangi bir hükme yer verilmemistir. 15. Taraflar anilan karara karsi istinaf yoluna basvurmustur. Istinaf taleplerini inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi (Daire) 2/10/2018 tarihli karari ile dava konusu araçta yapilan sasi numarasi degisikliginin ancak alaninda uzman kisilerce anlasilabilecek nitelikte oldugu ve Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurunun bulunmadigi gerekçesiyle hükmün kaldirilmasina ve davanin reddine kesin olarak karar vermistir. 16. Nihai karar 9/11/2018 tarihinde basvurucuya teblig edilmistir. 17. Basvurucu 22/11/2018 tarihinde bireysel basvuruda bulunmustur. IV. ILGILI HUKUK A. Ulusal Hukuk 18. 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayili Icra ve Iflas Kanunu’nun "Sorumluluk" kenar baslikli 5. maddesi söyledir: "Icra ve Iflas Dairesi görevlilerinin kusurlarindan dogan tazminat davalari, ancak idare aleyhine açilabilir. Devletin, zararin meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakki saklidir. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakilir." 19. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayili Türk Medeni Kanunu’nun "Resmî belgelerle ispat" kenar baslikli 7. maddesi söyledir: “Resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olgularin dogruluguna kanit olusturur. Bunlarin içeriginin dogru olmadiginin ispati, kanunlarda baska bir hüküm bulunmadikça herhangi bir sekle bagli degildir.” 20. 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayili Karayollari Trafik Kanunu'nun "Tescil belgesi alma zorunlulugu" kenar baslikli 19. maddesinin ilk fikrasi söyledir: "Araç sahipleri araçlarini yönetmelikte belirtilen esaslara göre yetkili kurulusa tescil ettirmek ve tescil belgesi almak zorundadirlar." 21. 2918 sayili Kanun’un "Araçlarin satis, devir ve tescili ile bu islemlerle ilgili yetki ve sorumluluk" kenar baslikli 20. maddesinin birinci fikrasinin (d) bendi söyledir: “Tescil edilmis araçlarin her çesit satis ve devirleri .... araç sahibi adina düzenlenmis tescil belgesi… esas alinarak noterlerce yapilir...” 22. 31/1/2018 tarihli ve 30318 sayili Resmî Gazete'de yayimlanan Araçlarin Satis, Devir ve Tescil Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkinda Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Tanimlar" kenar baslikli 3. maddesinin ilgili kismi söyledir: "(1) Bu Yönetmelige göre; ... 6) Muayene istasyonu: Araçlarin niteliklerini tespit ve kontrol edebilecek cihaz ve personeli bulunan ve teknik kontrolü yapilan yerdir. ..." 23. Yönetmelik'in "Tescile yetkili kuruluslar" kenar baslikli 9. maddesinin ilgili kismi söyledir: "Cumhurbaskanligi ve Basbakanlik araçlarindan kendilerince belirlenenler ile Milli Istihbarat Teskilati, Emniyet Genel Müdürlügü, Jandarma Genel Komutanligi, Sahil Güvenlik Komutanligi, diplomatik ve konsüler misyonlar ile uluslararasi kuruluslar ve bunlarin diplomatik ve konsüler muafiyeti bulunan mensuplarinin ve güvenlik gerekçesiyle Içisleri Bakaninin onayiyla kapsama alinacak araçlara dair her türlü tescil islemi ile belge ve plakalarini verme islemi, araçlarin özel tahsisli plaka islemleri ve tüm sivil plaka islemleri Emniyet Genel Müdürlügü ve bagli trafik tescil kuruluslarinca yapilir, araç tescil belgesi ve plaka basim talep belgesi verilir." B. Uluslararasi Hukuk 24. Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'ne (Sözlesme) ek 1 No.lu Protokol'ün "Mülkiyetin korunmasi" kenar baslikli 1. maddesi söyledir: "Her gerçek ve tüzel kisinin mal ve mülk dokunulmazligina saygi gösterilmesini isteme hakki vardir. Bir kimse, ancak kamu yarari sebebiyle ve yasada öngörülen kosullara ve uluslararasi hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun birakilabilir. Yukaridaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararina uygun olarak kullanilmasini düzenlemek veya vergilerin ya da baska katkilarin veya para cezalarinin ödenmesini saglamak için gerekli gördükleri yasalari uygulama konusunda sahip olduklari hakka halel getirmez." 25. Avrupa Insan Haklari Mahkemesi (AIHM) Sözlesme'ye ek (1) No.lu Protokol'ün 1. maddesinde güvenceye baglanan mülkiyet hakkinin pozitif yükümlülükleri de içerdigini kabul etmektedir (Kotov/Rusya, [BD] B. No: 54522/00, 3/4/2012, §§ 109-115; Öneryildiz/Türkiye [BD], B. No: 48939/99, 30/11/2004, § 134; Broniowski/Polonya [BD], B. No: 31443/96, 22/6/2004, § 143; Dzugayeva/Rusya, B. No: 44971/04, 12/2/2013, § 26). AIHM, bu hükümle koruma altina alinan mülkiyet hakkinin gerçek ve etkili kullaniminin sadece devletin müdahale etmeme ödevine bagli olmadigini fakat ayni zamanda özellikle basvurucunun kamu otoritelerinden mesru olarak alinmasini bekledigi önlemler ile mülkünden etkin bir biçimde yararlanmasi arasinda dogrudan bir baglantinin bulundugu durumlarda koruyucu pozitif önlemler alinmasini da gerektirdigini ifade etmektedir. Öte yandan AIHM'e göre özel kisiler arasindaki iliskilerde bile devlete pozitif yükümlülük yükleyen kamusal menfaatler söz konusu olabilir (Kotov/Rusya, § 109). 26. AIHM, bu baglamda mülkiyetten barisçil yararlanma hakkina kamu otoriteleri disindaki kisilerce müdahale edilmesi durumunda devletin pozitif yükümlülügünün koruyucu/önleyici ve düzeltici ödevler biçiminde ikiye ayrilacagini ifade etmektedir. AIHM'e göre bu durumda Sözlesme'ye taraf devletler, iç hukuk sisteminde mülkiyet hakkinin yasalar tarafindan tatmin edici bir sekilde korunmasinin güvence altina alinmasi ve hakkina müdahale edilen kisinin -gerekmesi durumunda- meydana gelen zararinin giderilmesine yönelik talepler dâhil olmak üzere hakkini arayabilecegi düzeltici mekanizmalarin temin edilmesi yükümlülügü altindadirlar (Blumberga/Litvanya, B. No: 70930/01, 14/10/2008, § 67). 27. AIHM, devletin pozitif yükümlülüklerinin mahiyeti ve kapsaminin olayin somut kosullarina göre farklilasabilecegini düsünmektedir (Kotov/Rusya, § 111). AIHM'e göre devletin olayin somut kosullarina göre saglama yükümlülügü altina girdigi düzeltici önlemler, zarar gören tarafin hakkini savunabilmesi imkâni taniyan uygun yasal mekanizmalarin olusturulmasini içermektedir. (1) No.lu Protokol'ün 1. maddesi açik bir biçimde usule iliskin yükümlülükler içermemekte ise de bu hüküm, gerek devletin müdahil oldugu uyusmazliklarda gerekse iki özel kisi arasindaki uyusmazliklarda devlete usule iliskin yükümlülükler yüklemektedir (Kotov/Rusya, § 114). 28. Öte yandan AIHM ölçülülük baglaminda dile getirdigi iyi yönetisim ilkesinin kamu yarari kapsaminda bir mesele söz konusu oldugunda, kamu makamlarinin uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket etmesini gerektirdigini vurgulamistir (Bogdel/Litvanya, B. No: 41248/06, 26/11/2013, § 65; Krstic/Sirbistan, B. No: 45394/06, 10/12/2013, § 78). Ancak AIHM'e göre eski bir yanlisin düzeltilmesi geregi, mesruiyeti kamu otoritesinin eylemine dayali olarak birey tarafindan iyi niyetle kazanilmis yeni bir hakka orantisiz bir sekilde müdahale etmemelidir. Baska bir ifadeyle kendi prosedürlerine uymayan ya da onlara bagli kalmayan devlet makamlarinin, yanlis davranislarindan fayda elde etmelerine ya da yükümlülüklerinden kaçmalarina izin verilmemelidir (Bogdel/Litvanya, § 66). AIHM, mülkiyetin hatali olarak baskasina devredilmesi suretiyle yoksun birakmaya yol açilan müdahaleler yönünden iyi yönetisim ilkesinin kamu makamlarina hatalarini uygun bir biçimde düzeltme yükümlülügü getirdigi gibi ayrica iyi niyetli mülk sahibine yeterli bir tazminat ödenmesini veya uygun bir baska giderim saglanmasini da gerektirebilecegini kabul etmistir (Bogdel/Litvanya, § 66; benzer yöndeki degerlendirmeler için bkz. Moskal/Polonya, B. No: 10373/05, 15/9/2009, § 69; Pincová ve Pinc/Çek Cumhuriyeti, B. No: 36548/97, 5/11/2002, § 53; Toscuta ve digerleri/Romanya, B. No: 36900/03, 25/11/2008, § 38). 29. AIHM, kontrol tedbiri söz konusu oldugunda tazminat ödenmemesinin her durumda ihlal anlamina gelmedigini, buna karsin müdahale yoksun birakma olarak belirlenirse tazminat ödenmemesinin dogrudan ihlal sonucuna ulasilabilecegini kabul etmektedir. Nitekim AIHM Borisov/Ukrayna (B. No: 2371/11, 4/3/2021) kararinda basvurusu konusu olayda kontrol tipi bir müdahale oldugu tespit edildigi için iyi yönetisim ilkeleri çerçevesinde basvurucunun kusur durumu ile kamu makamlarinin tutum ve davranislarini ayrintili biçimde inceleyerek ihlal sonucuna ulasmistir. Kararin içeriginde müdahalenin ölçülülügü yönünden iyi yönetisim ilkelerine atif yapilmistir. Buna göre kamu makamlarinca yapilan bir hatanin düzeltilmesi gerektiginde risklere hatayi yapan devlet tarafindan katlanilmasi ve bireylere karsilastiklari giderlerin yükletilmemesi gerektigi açiklanmistir. Mevcut davada basvurucunun mülkü insaat düzenlemelerine uygun olmadigi gerekçesiyle bir mahkeme kararina dayali olarak yiktirilmistir. AIHM’e göre olaydaki kontrol tedbiri, ciddi ve basvurucunun mülkünün yok olmasina sebep olacak derecede agir bir tedbirdir. Kamu makamlarinin davranisi ile ilgili olarak ise Yüksek Mahkemenin ihtilaf konusu yikim kararini askiya aldigi ancak kararin gecikmeli olarak verildigi ve verildigi tarihte ise mülkün zaten icra görevlilerince yiktirilmis oldugu belirtilmistir. Daha sonra da yikim karari kanuna aykiri ve temelsiz oldugu için iptal edilmistir. Yüksek Mahkemenin bu gecikmis tepkisi, icra görevlilerinin yikim emrini uygulamaktaki çabukluguyla belirgin bir tezat olusturmaktadir. Hâlbuki yikim eyleminin geri döndürülemez niteligini anlamis olmalari gerekirdi. Üstelik basvurucunun açikça ileri sürdügü gerekçelerle yikim kararinin askiya alinabilmesi konusunda takdir yetkileri de bulunmaktaydi. Bu kosullar kontrol tedbirinin agirligina ragmen kamu makamlarinin vaktinde, uygun ve tutarli davranmadiklarini göstermektedir. Ayrica herhangi bir kusuru oldugu tespit edilemeyen basvurucuya mülkünün hatali olarak yiktirilmasi nedeniyle bir tazminat da teklif edilmemistir (Borisov/Ukrayna, §§ 43-69). V. INCELEME VE GEREKÇE 30. Mahkemenin 15/9/2021 tarihinde yapmis oldugu toplantida basvuru incelenip geregi düsünüldü: A. Basvurucunun Iddialari 31. Basvurucu, hiçbir hile ve kusurunun bulunmadigi ve tamamen devlet kurumlarina güvenerek katildigi ihale sonucu prosedüre uygun olarak satin aldigi aracin -ancak uzman bir kisi tarafindan anlasilacak sasi degisikligi nedeniyle kendisine herhangi bir bedel ödemeden- geri alinmasindan yakinmaktadir. Basvurucu, yargilama sonucunda hiçbir kusurunun bulunmadigi kabul edilmesine karsin idarenin de kusurunun bulunmadigi gerekçesiyle tazminat talebinin reddedilmesinin haksizlik oldugunu iddia etmektedir. Basvurucu sonuç olarak araci devlet dairesinin düzenlemis oldugu ihalede satin aldigini ve aracin sasi numarasi üzerinde degisiklik yapilmis olmasinin devletin sorumlulugunu gerektirdigi hâlde aracin bu nedenle elinden alinmasi ve zararinin tazmin edilmemesi dolayisiyla adil yargilanma ve mülkiyet haklarinin ihlal edildigini ileri sürmüstür. B. Degerlendirme 32. Anayasa’nin "Mülkiyet hakki" kenar baslikli 35. maddesi söyledir: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarina sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yarari amaciyla, kanunla sinirlanabilir. Mülkiyet hakkinin kullanilmasi toplum yararina aykiri olamaz.” 33. Anayasa Mahkemesi, olaylarin basvurucu tarafindan yapilan hukuki nitelendirmesi ile bagli olmayip olay ve olgularin hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). 34. Basvurucu, adil yargilanma hakkinin da ihlal edildigini ileri sürmekte ise de ihaleyle satin alinan aracin herhangi bir bedel ödenmeden geri alindigi yönündeki sikâyetin esas itibariyla mülkiyet hakkini ilgilendirdigi anlasildigindan basvurucunun sikâyetinin mülkiyet hakkinin ihlali iddiasi kapsaminda incelenmesi gerektigi degerlendirilmistir. 1. Kabul Edilebilirlik Yönünden 35. Anayasa'nin 148. maddesinin üçüncü fikrasi ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayili Anayasa Mahkemesinin Kurulusu ve Yargilama Usulleri Hakkinda Kanun'un 45. maddesinin (2) numarali fikrasinda bireysel basvuruda bulunulmadan önce ihlal iddiasinin dayanagi olan islem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüs olan idari ve yargisal basvuru yollarinin tamaminin tüketilmis olmasi gerektigi belirtilmistir. Temel hak ihlallerini öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olmasi, kanun yollarinin tüketilmesi kosulunu zorunlu kilar (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, §§ 19, 20; Güher Ergun ve digerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 26). 36. Basvuru yollarinin tüketilmesi gereginden söz edilebilmesi için öncelikle hukuk sisteminde, hakkinin ihlal edildigini iddia eden kisinin basvurabilecegi idari veya yargisal bir hukuki yolun öngörülmüs olmasi gerekmektedir. Ayrica bu hukuki yolun iddia edilen ihlalin sonuçlarini giderici, etkili ve basvurucu açisindan makul bir çabayla ulasilabilir nitelikte olmasi ve sadece kâgit üzerinde kalmayip fiilen de islerlige sahip bulunmasi gerekmektedir. Olmayan bir hukuki yolun tüketilmesi basvurucudan beklenemeyecegi gibi hukuken veya fiilen etkili bulunmayan, ihlalin sonuçlarini düzeltici bir vasif tasimayan veya asiri ve olagan olmayan birtakim seklî kosullarin öngörülmesi nedeniyle fiilen erisilebilir ve kullanilabilir olmaktan uzaklasan basvuru yollarinin tüketilmesi zorunlulugu bulunmamaktadir (Fatma Yildirim, B. No: 2014/6577, 16/2/2017, § 39). 37. Somut olayda basvurucu, devlet dairesinin düzenlemis oldugu ihalede satin aldigi aracin ihale öncesinde suça konu edilmis olmasinin idarenin sorumlulugunu gerektirdigini ileri sürmekte; buna karsin yargilama sonunda idareye herhangi bir sorumluluk izafe edilmemesinden sikâyet etmektedir. Bu durumda, bireysel basvuru konusu yargilama disinda basvurucunun bu sikâyetinin incelenebilecegi etkili ve objektif olarak sonuç alici bir basvuru yolunun bulunup bulunmadiginin tespiti gerekmektedir. 38. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayili Idari Yargilama Usulü Kanunu'nun 12. maddesiyle, ilgililere haklarini ihlal eden somut olay örneginde hukuki ayipli malin satisina iliskin ihale karari ya da yaniltici trafik tescil islem gibi idari islemler dolayisiyla idari mahkemelere dogrudan dogruya tam yargi davasi imkâni getirilmistir. 39. Bu durumda basvurucuya suçla baglantili bir aracin icra yoluyla satisi nedeniyle meydana geldigi iddia edilen zararin tazmini istemiyle idare aleyhine tam yargi davasinin açilmasinin teorik olarak mümkün oldugu söylenebilir. Ancak hâlihazirda konuyla ilintili yargi içtihatlari incelendiginde 2577 sayili Kanun'un 12. maddesi uyarinca açilacak tam yargi davasinin basarili olacagini gösteren somut bir veri tespit edilememistir. Bu nedenle basvuruya konu iddiaya iliskin olarak 2577 sayili Kanun'un 12. maddesinde öngörülen tam yargi davasi açma yolunun tüketilmesi zorunlulugundan söz edilemez. 40. Açikça dayanaktan yoksun olmadigi ve kabul edilemezligine karar verilmesini gerektirecek baska bir neden de bulunmadigi anlasilan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin kabul edilebilir olduguna karar verilmesi gerekir. 2. Esas Yönünden 41. Somut olayda basvurucu, Icra Müdürlügünün ihalesine katilarak 4.200 TL bedelle bir otomobil satin almistir. Basvurucu bu araç için ihale bedeli ve birtakim giderler (bkz. § 9) yaptigini iddia etmistir. Emniyet birimlerince aracin sasi numarasinin degistirildiginin ve çalinti oldugunun ortaya çikarilmasi sonucu araç basvurucudan alinmistir. Bunun üzerine basvurucu, aracin çalinti çikmasi nedeniyle ugradigi zararin tazmini ve aracin maliki olarak kaydinin silinmesi için idareye karsi dava açmistir. Ilk derece mahkemesi devletin kusursuz sorumlulugu ilkesi geregi basvurucunun tazminat davasinin kabulüne karar vermistir. Anilan karara karsi istinaf yoluna basvurulmasi üzerine Daire ise dava konusu araçtaki sasi numarasi degisikliginin ancak uzman bir kisi tarafindan anlasilabileceginden Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurunun bulunmadigina iliskin degerlendirmeyle ilk derece mahkemesinin kararinin kaldirilmasina ve davanin reddine karar vermistir. 42. Basvurucunun sikâyetinin temelini ihale yoluyla satin aldigi ve sonradan çalinti oldugu anlasilan araç nedeniyle ödedigi ihale bedeli ve masraflar iade edilmeden aracin geri alinmasi olusturmaktadir. Basvurucu; Icra Müdürlügünün ilgili Trafik Tescil Müdürlügü ile gerekli yazismalari yaparak araçta hukuki ve maddi ayip bulunup bulunmadigini tespit ettirmesi gerekirken görevini geregi gibi ifa etmemesi nedeniyle ugradigi zararin giderilmesini teminen dava açmak suretiyle kamu gücüne müracaat etmistir. Yargi mercilerinin bu tür davalardaki rolü, idarenin uygulamalarinin kusur ya da kusursuz sorumluluk ilkeleri çerçevesinde durumunu saptayarak mevcut ihtilafi çözüme baglamaktir. Dolayisiyla idarenin iyi yönetisim ilkesi çerçevesinde sistem kurgusu ile is, islem ve eylemlerinin bireylerin hukuki durumlari üzerinde olusturdugu olumsuz etkilere yönelik hukuk ihtilaflarinin çözümlenmesi amacina yönelik yargisal süreçlerdeki faaliyetler ile bizatihi idarenin uygulamalarina yönelik sikâyetlerin devletin pozitif yükümlülükleri kapsaminda incelenmesi gerekmektedir. a. Mülkün Varligi 43. Anayasa'nin 35. maddesi kapsaminda inceleme yapilabilmesi için öncelikle somut olayda mülkün var oldugunun tespit edilmesi gerekmektedir. Anayasa'nin 35. maddesiyle güvenceye baglanan mülkiyet hakki, ekonomik deger ifade eden ve parayla degerlendirilebilen her türlü mal varligi hakkini kapsamaktadir (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). 44. Tasinir esyada mülkiyetin devri için borçlandirici islemin yapilmasindan sonra zilyetligin naklinin (tasarruf islemi) gerçeklestirilmesi gerekir. Bu tasarruf islemi dogrudan dogruya esyanin veya aracin teslimi yahut esyanin alicinin fiilî hâkimiyetine girmesi ile gerçeklesir. Tasinir esya olan motorlu araçlar, tasidiklari önem ve risk nedeniyle hukuk düzeni tarafindan diger tasinir esyalarin tabi oldugu mülkiyetin devir seklinden farkli olarak daha siki sekil sartlarina tabi tutulmustur (Bekir Yazici [GK], B. No: 2013/3044, 17/1/2012, §§ 43, 44). 45. Trafik sicili; devlet eliyle resen tutulan, motorlu araçlarin teknik ve fiziki özellikleri ile üzerilerinde yer alan, basta mülkiyet hakki olmak üzere ayni haklari ve çesitli kisitlamalari gösteren resmî bir kayit sistemidir. Trafik sicili, 4721 sayili Kanun’un 7. maddesinde belirtilen resmî sicillerden sayilirken bu sicile dayanilarak olusturulan araç tescil belgeleri de (ruhsatname) ayni madde geregince resmî senetlerden sayilir. Dolayisiyla belgeledikleri olgularin dogruluguna kanit olusturur. Trafik sicili, içerdigi hususlarin dogruluguna iliskin karine teskil eder (Bekir Yazici, §§ 45, 46). 46. Somut olayda basvurucunun Icra Müdürlügünün 11/10/2015 tarihli ihalesiyle satin aldigi aracin mülkiyeti, ihalenin 18/10/2015 tarihinde kesinlesmesiyle basvurucuya geçmistir. 47. Anayasa'nin 35. maddesinde yer verilen mülkiyet kavrami, kapsam itibariyla 4721 sayili Kanun'da yer alan mülkiyet kavrami ile sinirli olmadigi gibi trafik siciline tescilli araç mülkiyetinin Anayasa'nin 35. maddesindeki güvence kapsamina girdigine kusku yoktur. 48. Diger yandan basvurucu, ihale kapsaminda satin aldigi araç için ödedigi ihale bedeli disinda birtakim giderler yaptigini iddia etmistir. Bu gider kalemlerinin de mülkiyet hakki kapsaminda degerlendirilmesi gerektigi açiktir. b. Genel Ilkeler 49. Anayasa'nin 35. maddesinde bir temel hak olarak güvence altina alinmis olan mülkiyet hakkinin gerçekten ve etkili bir sekilde korunabilmesi yalnizca devletin müdahaleden kaçinmasina bagli degildir. Anayasa'nin 5. ve 35. maddeleri uyarinca devletin mülkiyet hakkinin korunmasina iliskin pozitif yükümlülükleri de bulunmaktadir. Bu pozitif yükümlülükler kimi durumlarda özel kisiler arasindaki uyusmazliklar da dâhil olmak üzere mülkiyet hakkinin korunmasi için belirli tedbirlerin alinmasini gerektirmektedir (Eyyüp Boynukara, B. No: 2013/7842, 17/2/2016, §§ 39-41; Osmanoglu Insaat Egitim Gida Temizlik Hizmetleri Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Sirketi, B. No: 2014/8649, 15/2/2017, § 44). 50. Ancak hemen belirtmek gerekir ki bazi durumlarda devletin pozitif ve negatif yükümlülüklerinin birbirinden ayrilmasi da mümkün olamamaktadir. Üstelik devletin ister pozitif isterse de negatif yükümlülükleri söz konusu olsun uygulanacak ilkeler de çogunlukla önemli ölçüde benzesmektedir (Hesna Funda Baltali ve Baltali Gida Hayvancilik San. ve Tic. Ltd. Sti. [GK], B. No: 2014/17196, 25/10/2018, § 70). 51. Mülkiyet hakkinin devlete tahmil ettigi pozitif yükümlülükler, devletin koruyucu ve düzeltici önlemler almasini gerektirebilmektedir. Koruyucu önlemler mülkiyete müdahale edilmesini önleyici; düzeltici önlemler ise müdahalenin etkilerini giderici, diger bir ifadeyle telafi edici yasal, idari ve fiilî tedbirleri kapsamaktadir. Pozitif yükümlülükler mutlak olmayip bunlarin ne tür koruyucu ve düzeltici edimleri kapsadigi ve bu edimlerin derecesi, her somut olayin kendi kosullari içinde belirlenebilir (Osmanoglu Insaat Egitim Gida Temizlik Hizmetleri Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Sirketi, § 47). 52. Koruma yükümlülügünün kapsami somut olayin öznel ve nesnel kosullari çerçevesinde belirlenmesi gerekmekle birlikte bunun devlete, idare aygitinin insan ve mali kaynaklariyla karsilamasina imkân bulunmayan birtakim ödevler yükledigi biçiminde anlasilmasi mümkün degildir. Bu baglamda koruma yükümlülügü, kamunun insan ve mali kaynaklarindan soyut bir biçimde her türlü müdahalenin önlenmesi gerektigi seklinde yorumlanamaz. Koruma tedbiri almakla ödevli idarenin olagan isleyisi çerçevesinde alabilecegi tedbirleri almak suretiyle üçüncü kisiler tarafindan gerçeklestirilen müdahalenin önlenmesinin mümkün oldugu istisnai durumlarda koruma yükümlülügünün ihlalinden söz edilebilir. Bunun disinda, yetkili makamlardan olaganin ötesinde bir tedbir almasi beklenmemelidir. Bu itibarla özellikle ani ve öngörülemeyen müdahalelerde oldugu gibi somut olayin kosullarinin -devletin özel bir önlem almasini gerektirmedigi durumlarda- soyut olarak devletin koruma yükümlülügünün varligindan bahisle pozitif yükümlülügün ihlal edildigi sonucuna ulasilamaz (Osmanoglu Insaat Egitim Gida Temizlik Hizmetleri Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limitet Sirketi, § 48). 53. Devletin pozitif yükümlülükleri kapsaminda almasi gereken koruyucu önlemler arasinda idarenin iyi yönetisim ilkesine uygun hareket etme yükümlülügü de bulunmaktadir. Iyi yönetisim ilkesi, kamu yarari kapsaminda bir mesele söz konusu oldugunda kamu otoritelerinin uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket etmelerini gerektirir (Kenan Yildirim ve Turan Yildirim, B. No: 2013/711, 3/4/2014, § 68). Bu baglamda idarelerin kendi hatalarinin sonuçlarini gidermeleri ve bireylere yüklememeleri gerekir (Reis Otomotiv Ticaret ve Sanayi A.S. [GK], B. No: 2015/6728, 1/2/2018, § 100). c. Ilkelerin Olaya Uygulanmasi 54. Basvurucunun yakindigi husus, hiçbir hile ve kusurunun bulunmadigi ve tamamen devlet kurumlarina güvenerek katildigi ihale sonucu satin aldigi aracin ancak uzman bir kisinin yardimiyla anlasilacak sasi degisikligi nedeniyle kendisine herhangi bir bedel ödenmeden geri alinmasi ve bu araç için yaptigi masraflarin da üzerinde birakilmasidir. 55. Icra müdürlükleri, mülkiyet hakkinin devlete yükledigi pozitif yükümlülükler geregince olusturulan ve özel kisilerin ödenmeyen alacaklarini kanunda öngörülen usullere uygun olarak gerektiginde zor kullanmak suretiyle tahsil ederek alacaklilara ödeyen kamu kuruluslaridir. Icra müdürlüklerinin bu görevlerinin ifasi sirasinda tesis ettigi islem ve eylemler kamu gücü islem ve eylemleri niteliginde olup bu islem ve eylemler veya eylemsizlikler nedeniyle hak ve özgürlüklerin ihlal edildigi iddialarinin icra takibinin temelindeki borç iliskisinden bagimsiz olarak degerlendirilmesi gerekmektedir (Fatma Yildirim, § 55). 56. Rizaen ödenmeyen alacaklarin tahsili amaciyla olusturulan ve bu çerçevede kamu gücü yetkileriyle donatilan cebri icra organlarinin bu görevini yerine getirirken alacakli, borçlu ve hacizli mali satin alan tüm taraflarin menfaatlerinin ve icra islemine konu mülkün korunmasina yönelik birtakim tedbirler almasi gerekebilir. Alinmasi gereken tedbirlerin neler oldugu, her somut olayin kendi kosullari içinde degisebilmektedir (benzer degerlendirmeler için bkz. Fatma Yildirim, §§ 57, 58). 57. Bununla birlikte pozitif yükümlülükler kapsaminda inceleme yapilabilmesi için öncelikle somut olayin kosullari da dikkate alinmak suretiyle basta Icra Müdürlügü olmak üzere ilgili devlet kurumlarinin ihale yoluyla satis islemine konu edilen hacizli aracin hukuki ve maddi ayiptan ari olmasinin saglanmasi seklinde pozitif bir yükümlülügünün bulunup bulunmadiginin tespiti gerekmektedir. 58. Resmî ihale ile satilan aracin satisi sirasinda araçta hukuki ve maddi ayibin varliginin devlete yüklenen pozitif yükümlülüklerle iliskili olmadigi söylenemez. Bu kapsamda trafik sicilinin gerçege uygun tutulmamasi nedeniyle olusan kayit ve maddi vaka uygunsuzlugu ve bu uygunsuzluk nedeniyle sicile güven ilkesinin islevsiz kilinmasi gibi icra ve ihale sürecinin öncesine yönelik ve idareye izafe edilebilecek islem, eylem ve eylemsizliklerin de idarenin pozitif yükümlülügüyle ilintili oldugu açiktir. Diger bir ifade ile bir aracin trafik tescil kaydinin dogru tutulmasi ve bu kayda güvenerek hareket eden iyi niyetli kisilerin mülkiyet hakkinin korunmasi devletin pozitif yükümlülügünün geregidir. 59. Bu baglamda somut olayda ihaleyi yapan Icra Müdürlügü görevlilerinin hacizli araci ihaleye çikarirken aracin niteliklerini tespit ederek satis sartnamesinde göstermesi gerektigine iliskin olarak ihaleye katilanlar yönünden hakli bir beklentinin mevcut oldugu açiktir. Nitekim icra ve ihale sürecinin tüm taraflarda yeteri kadar güven olusturmasi ve bizatihi icra ve iflas mekanizmasinin kendisinden beklenen islevi etkin olarak yerine getirebilmesi için bu beklentinin karsilanmasi elzemdir. 60. Öte yandan iyi yönetisim ilkesi geregi uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket etmeleri gerekmekte olan kamu görevlilerinin bu ilkenin dikte ettigi bir gerçeklik olarak ihalenin taraflarinin magduriyetlerini önleyebilme noktasinda kullanabilecekleri çesitli enstrümanlar mevcuttur. Bu kapsamda aracin trafige tescili, muayenesi ve ihale asamalarinda yer alan kamu görevlilerinin iyi yönetisim ilkesi uyarinca hareket ederek araçtaki usulsüzlügü ortaya çikarma yükümlülügü ve buna bagli olarak ihalenin bu sekilde sonuçlanmasina engel olma imkânlari bulunmaktadir. Buna mukabil benzeri inceleme ve tespit islemlerini yapma imkânindan önemli derecede yoksun bulunan basvurucunun kamu görevlilerinin yükümlülüklerine uygun hareket ettiklerine güvenerek ihaleye katildigi da unutulmamalidir. 61. Nitekim 2918 sayili Kanun'a göre araç sahipleri araçlarini Yönetmelik'te belirtilen esaslara göre yetkili kurulusa tescil ettirmek ve tescil belgesi almak zorundadir. Söz konusu yetkili kuruluslarin Emniyet Genel Müdürlügü ve bagli trafik tescil kuruluslari oldugu gerçegi de dikkate alinmalidir. Buna göre idarenin sicile güven ilkesinin gerekleri dogrultusunda çalinti aracin bu asamada tesciline engel olabilme yetki ve kudretine sahip oldugu açiktir. Sonuç olarak idari mercilerin kullanisli idari ve hukuki enstrümanlardan yararlanamamalari nedeniyle basvurucunun zarar görmesine engel olunamamistir. Buna göre de olayda devlet yetkililerinin basvurucunun mülkiyet hakkini korumak için ellerinden geleni yapmadiklari ortaya çikmakta ve idarenin denetim ve kontrol yükümlülügünü ihmal ettigi de anlasilmaktadir. 62. Anayasa'nin 35. maddesinde güvenceye baglanan mülkiyet hakki, kanuni dayanagi bulunan ve hukuka uygun olan müdahalelerde dahi mülk sahibinin menfaatini dengeleyici birtakim imkânlarin getirilmesini zorunlu kilmaktadir. Tazminat ödenmesi de bu imkânlar arasindadir. Tazminatin ödenmesi gerekip gerekmedigi, taraflarin olaydaki kusur dereceleri ya da idarenin kusursuz sorumlulugu sartlarinin olup olmadigi hususlari derece mahkemesinin takdirinde olmakla birlikte tazminatin salt bireysel kusur sartina tabi kilinmasi, Anayasa'nin 35. maddesinin geregi olan orantililik denetiminin yapilmasini daha bastan engellemektedir (benzer degerlendirmeler için bkz. Recep Tarhan ve Afife Tarhan, B. No: 2014/1546, 2/2/2017, § 76). 63. Somut olayda ilk derece mahkemesi, ilgili mevzuati yorumlamis ve ihalenin resmî bir makam tarafindan yapilmasinin basvurucuda hakli bir güven olusturacagi kanaatiyle meydana gelen sonuçtan devletin kusursuz sorumlulugunun bulundugu sonucuna varmistir. Buna karsin idarenin sorumlulugunu yalnizca Icra Müdürlügü görevlilerinin kusurunun bulunmasi sartiyla sinirlayan Dairenin yorumu ise basvurucuya hile ve kusurunun bulunmadigi bir islemle yüklenen külfetin hafifletilerek dengelenmesini önlemistir. Öte yandan böyle bir olayda idari kusura dayali iddianin incelenebilecegi diger bir etkili yolun tespit edilememesi karsisinda (bkz. §§ 37-39) icra dairesindeki görevlilerin bireysel kusuru bulunmasa dahi aracin mevcut nitelikleri tespit edilip alicilarin bunu ögrenmelerine firsat taninmadan sartnameye uygun olmayan bir aracin ihalesinin yapilmasinin da idari isleyis yönüyle kusur olarak degerlendirilip degerlendirilemeyeceginin bu davada tartisilmasi da gerekir. 64. Sonuç olarak Dairenin, dava konusu araçta yapilan sasi numarasi degisikliginin ancak alaninda uzman kisilerce anlasilabilecek nitelikte oldugu ve Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurlu eylemi bulunmadigi gerekçesiyle idarenin tazmin sorumlulugunun bulunmadigi yolundaki yorumu dolayisiyla basvurucu, ugradigi zarari ve idarenin islem ve eylemleriyle zarar arasindaki illiyet baginin varligini ispatlayarak tazminat elde etme ve bu suretle yüklendigi külfetin dengelemesi imkânindan mahrum kalmistir. Buna göre hem ihale sartnamesine uygun olmayan bir araç için ihale düzenlenmesi hem de basvurucunun idarenin düzenledigi açik artirmada iyi niyetli olarak satin aldigi ve kendisine teslim edilen çalinti aracin yine idarece kendisinden geri alinmasina ragmen tarafina herhangi bir ödeme yapilmamasinin basvurucunun mülkiyet hakkina müdahale teskil ettigi, bu müdahale sebebiyle olusan zararin ise giderilmedigi anlasilmaktadir. Dolayisiyla müdahale ile basvurucuya sahsi olarak asiri bir külfetin yüklendigi, kamu yarari amaci ile mülkiyet hakkinin korunmasi arasinda olmasi gereken adil dengenin basvurucu aleyhine bozuldugu ve müdahalenin ölçülü olmadigi sonucuna varilmistir. 65. Açiklanan gerekçelerle Anayasa’nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi gerekir. C. 6216 Sayili Kanun'un 50. Maddesi Yönünden 66. 6216 sayili Kanun'un 50. maddesinin ilgili kismi söyledir: “(1) Esas inceleme sonunda, basvurucunun hakkinin ihlal edildigine ya da edilmedigine karar verilir. Ihlal karari verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yapilmasi gerekenlere hükmedilir… (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararindan kaynaklanmissa, ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldirmak için yeniden yargilama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmayan hâllerde basvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açilmasi yolu gösterilebilir. Yeniden yargilama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararinda açikladigi ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldiracak sekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.” 67. Basvurucu, ihlalin tespit edilmesini istemis ve tazminat talebinde bulunmustur. 68. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Dogan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararinda ihlal sonucuna varildiginda ihlalin nasil ortadan kaldirilacagi hususunda genel ilkeler belirlenmistir. Anayasa Mahkemesi diger bir kararinda ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararinin yerine getirilmemesinin sonuçlarina da deginmis ve bu durumun ihlalin devami anlamina gelecegi gibi ilgili hakkin ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacagina isaret etmistir (Aligül Alkaya ve digerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019). 69. Bireysel basvuru kapsaminda bir temel hakkin ihlal edildigine karar verildigi takdirde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirildigindan söz edilebilmesi için temel kural, mümkün oldugunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin saglanmasidir. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynagi belirlenerek devam eden ihlalin durdurulmasi, ihlale neden olan karar veya islemin ve bunlarin yol açtigi sonuçlarin ortadan kaldirilmasi, varsa ihlalin sebep oldugu maddi ve manevi zararlarin giderilmesi, ayrica bu baglamda uygun görülen diger tedbirlerin alinmasi gerekmektedir (Mehmet Dogan, §§ 55, 57). 70. Ihlalin mahkeme kararindan kaynaklandigi veya mahkemenin ihlali gideremedigi durumlarda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayili Kanun’un 50. maddesinin (2) numarali fikrasi ile Anayasa Mahkemesi Içtüzügü'nün 79. maddesinin (1) numarali fikrasinin (a) bendi uyarinca ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere kararin bir örneginin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder. Anilan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farkli olarak ihlali ortadan kaldirmak amaciyla yeniden yargilama sonucunu doguran ve bireysel basvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi tarafindan ihlal kararina bagli olarak yeniden yargilama karari verildiginde usul hukukundaki yargilamanin yenilenmesi kurumundan farkli olarak ilgili mahkemenin yeniden yargilama sebebinin varligini kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadir. Dolayisiyla böyle bir kararin kendisine ulastigi mahkemenin yasal yükümlülügü, ilgilinin talebini beklemeksizin Anayasa Mahkemesinin ihlal karari nedeniyle yeniden yargilama karari vererek devam eden ihlalin sonuçlarini gidermek üzere gereken islemleri yerine getirmektir (Mehmet Dogan, §§ 58, 59; Aligül Alkaya ve digerleri (2), §§ 57-59, 66, 67). 71. Incelenen basvuruda, devletin mülkiyet hakkina iliskin pozitif yükümlülükleri kapsaminda mülkiyet hakkinin ihlal edildigi sonucuna varilmistir. Buna göre ihlalin Daire kararindan kaynaklandigi anlasilmaktadir. 72. Bu durumda mülkiyet hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmaktadir. Yapilacak yeniden yargilama ise bireysel basvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayili Kanun'un 50. maddesinin (2) numarali fikrasina göre ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasina yöneliktir. Bu kapsamda yapilmasi gereken is, yeniden yargilama karari verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulastiran nedenleri gideren, ihlal kararinda belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararin bir örneginin yeniden yargilama yapilmak üzere Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir. 73. Ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilamanin yeterli bir giderim saglayacagi anlasildigindan tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir. 74. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harçtan olusan yargilama giderinin basvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir. VI. HÜKÜM Açiklanan gerekçelerle; A. Mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin KABUL EDILEBILIR OLDUGUNA, B. Anayasa’nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin IHLAL EDILDIGINE, C. Kararin bir örneginin mülkiyet hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2016/436, K.2018/89) GÖNDERILMESINE, D. Basvurucunun tazminat talebinin REDDINE, E. 294,70 TL harçtan olusan yargilama giderinin basvurucuya ÖDENMESINE, F. Ödemenin, kararin tebligini takiben basvurucunun Hazine ve Maliye Bakanligina basvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapilmasina, ödemede gecikme olmasi hâlinde bu sürenin sona erdigi tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAIZ UYGULANMASINA, G. Kararin bir örneginin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine (E.2018/627) ve Adalet Bakanligina GÖNDERILMESINE 15/9/2021 tarihinde OYBIRLIGIYLE karar verildi. hukikihaber.net
Olaylar
Basvurucu, Icra Müdürlügünden satin aldigi aracin çalinti çikmasi nedeniyle ugradigi zararlarin tazmini ve aracin maliki olarak kaydinin silinmesi talebiyle Adalet Bakanligi ve Defterdarlik Muhakemat Müdürlügü aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmistir. Mahkeme davanin kabulüne ve basvurucunun ödemis oldugu araç bedeli ve yaptigi masraflarin davalilardan alinarak basvurucuya verilmesine hükmetmistir.
Taraflar anilan karara karsi istinaf yoluna basvurmustur. Istinaf taleplerini inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi karari ile dava konusu araçta yapilan sasi numarasi degisikliginin ancak alaninda uzman kisilerce anlasilabilecek nitelikte oldugu ve Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurunun bulunmadigi gerekçesiyle hükmün kaldirilmasina ve davanin reddine kesin olarak karar vermistir.
Iddialar
Basvurucu, icra müdürlügü tarafindan yapilan açik ihaleyle satin alinan aracin ihale öncesi islenen bir suçla baglantili olarak herhangi bir bedel ödenmeden geri alinmasi nedeniyle mülkiyet hakkinin ihlal edildigini ileri sürmüstür.
Mahkemenin Degerlendirmesi
Rizaen ödenmeyen alacaklarin tahsili amaciyla olusturulan ve bu çerçevede kamu gücü yetkileriyle donatilan cebri icra organlarinin, bu görevini yerine getirirken alacakli, borçlu ve hacizli mali satin alan tüm taraflarin menfaatlerinin ve icra islemine konu mülkün korunmasina yönelik birtakim tedbirler almasi gerekebilir.
Resmî ihale ile satilan aracin satisi sirasinda araçta hukuki ve maddi ayibin varliginin devlete yüklenen pozitif yükümlülüklerle iliskili olmadigi söylenemez. Bu kapsamda trafik sicilinin gerçege uygun tutulmamasi nedeniyle olusan kayit ve maddi vaka uygunsuzlugu ve bu uygunsuzluk nedeniyle sicile güven ilkesinin islevsiz kilinmasi gibi icra ve ihale sürecinin öncesine yönelik ve idareye izafe edilebilecek islem, eylem ve eylemsizliklerin de idarenin pozitif yükümlülügüyle ilintili oldugu açiktir.
Öte yandan iyi yönetisim ilkesi geregi uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket etmeleri gerekmekte olan kamu görevlilerinin, bu ilkenin dikte ettigi bir gerçeklik olarak ihalenin taraflarinin magduriyetlerini önleyebilme noktasinda kullanabilecekleri çesitli enstrümanlar mevcuttur. Bu kapsamda aracin trafige tescili, muayenesi ve ihale asamalarinda yer alan kamu görevlilerinin iyi yönetisim ilkesi uyarinca hareket ederek araçtaki usulsüzlügü ortaya çikarma yükümlülügü ve buna bagli olarak ihalenin bu sekilde sonuçlanmasina engel olma imkânlari bulunmaktadir.
Somut olayda idari mercilerin kullanisli idari ve hukuki enstrümanlarindan yararlanamamalari nedeniyle basvurucunun zarar görmesine engel olunamamistir. Buna göre de olayda devlet yetkililerinin basvurucunun mülkiyet hakkini korumak için ellerinden geleni yapmadiklari ortaya çikmakta ve idarenin "denetim ve kontrol yükümlülügü"nü ihmal ettigi de anlasilmaktadir.
Sonuç olarak Bölge Adliye Mahkemesinin, dava konusu araçta yapilan sasi numarasi degisikliginin ancak alaninda uzman kisilerce anlasilabilecek nitelikte oldugu ve Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurlu eylemi bulunmadigi gerekçesiyle idarenin tazmin sorumlulugunun bulunmadigi yolundaki yorumu dolayisiyla basvurucu, ugradigi zarari ve idarenin islem ve eylemleriyle zarar arasindaki illiyet baginin varligini ispatlayarak tazminat elde etme ve bu suretle yüklendigi külfeti dengeleme imkânindan mahrum kalmistir. Dolayisiyla müdahale ile basvurucuya sahsi olarak asiri bir külfetin yüklendigi, kamu yarari amaci ile mülkiyet hakkinin korunmasi arasinda olmasi gereken adil dengenin basvurucu aleyhine bozuldugu ve müdahalenin ölçülü olmadigi sonucuna varilmistir.
Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar vermistir.
TÜRKIYE CUMHURIYETI
ANAYASA MAHKEMESI
BIRINCI BÖLÜM
KARAR
V. O. BASVURUSU
(Basvuru Numarasi: 2018/35120)
Karar Tarihi: 15/9/2021
R.G. Tarih ve Sayi: 9/12/2021-31684
Baskan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Yusuf Sevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTES
Raportör
M. Emin SAHINER
Basvurucu
Vedat OGUZ
I. BASVURUNUN KONUSU
1. Basvuru, icra müdürlügü tarafindan yapilan açik ihaleyle satin alinan aracin ihale öncesi islenen bir suçla baglantili olarak herhangi bir bedel ödenmeden geri alinmasi nedeniyle mülkiyet hakkinin ihlal edildigi iddiasina iliskindir.
II. BASVURU SÜRECI
2. Basvuru 22/11/2018 tarihinde yapilmistir.
3. Basvuru, basvuru formu ve eklerinin idari yönden yapilan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmustur.
4. Komisyonca basvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafindan yapilmasina karar verilmistir.
5. Bölüm Baskani tarafindan basvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapilmasina karar verilmistir.
6. Basvuru belgelerinin bir örnegi bilgi için Adalet Bakanligina (Bakanlik) gönderilmistir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Uyusmazligin Arka Plani
7. Basvuru formu ve eklerinde ifade edildigi sekliyle olaylar özetle söyledir:
8. Basvurucu, Batman 1. Icra Müdürlügünün (Icra Müdürlügü) 11/10/2015 tarihli ihalesine katilarak 4.200 TL bedelle 1994 model bir otomobil satin almistir.
9. Müteakiben ihale islemi 18/10/2015 tarihinde kesinlesmek suretiyle tamamlandiktan ve basvurucu adina tescil islemleri yapildiktan sonra araç basvurucuya 2/11/2015 tarihinde teslim edilmistir. Basvurucu bu araç için ihale bedeli ve masrafi disinda yedieminlik, nakliye ve sigorta ücreti ile bakim ve masraf giderleri ödedigini ifade etmektedir.
10. Basvurucu, araci muayene için araç muayene istasyonuna götürdügünde sase numarasinin bulundugu yerde oynanma oldugu gerekçesiyle Muratpasa Trafik Sube Müdürlügüne yönlendirilmistir. Müdürlükçe yapilan incelemede de aracin sasi numarasinin araç ruhsatinda yer alan numaradan farkli oldugu tespit edilmistir.
11. Müdürlükçe aracin teslimi için Türk Mühendis ve Mimar Odalari Birligi Makina Mühendisleri Odasi Antalya Subesinden rapor edinilmesi sart kosuldugundan basvurucu bu defa 4/12/2015 tarihinde anilan Odaya bu hususta rapor temini için müracaat etmistir. Makina Mühendisleri Odasi, sasi numarasi okunamadigi için araci 9/12/2015 tarihinde Antalya Kriminal Polis Laboratuvari Müdürlügüne sevk etmistir. Laboratuvar Müdürlügü de araci inceleme sonucunda rapor temin edilene kadar basvurucuya teslim etmistir.
12. Kriminal incelemeden geçen aracin orjinal sasi ve motor numaralarina göre 13/9/2012 tarihinde Diyarbakir'dan çalinan 21 EN ... plakali 1996 model otomobile ait oldugunu tespit eden Antalya Emniyet Müdürlügü Asayis Subesi Hirsizlik Büro Amirligi 24/12/2015 tarihinde yasal sahibine teslim edilmek üzere araci muhafaza altina almistir.
B. Bireysel Basvuruya Konu Tazminat Davasi Süreci
13. Basvurucu, Icra Müdürlügünden satin aldigi 72 AY ... plakali aracin çalinti çikmasi nedeniyle ugradigi zararlarin tazmini ve aracin maliki olarak kaydinin silinmesi talebiyle 14/10/2016 tarihinde Bakanlik ve Defterdarlik Muhakemat Müdürlügü aleyhine Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmistir.
14. Mahkeme 13/2/2018 tarihli karari ile davanin kabulüne ve 10.735,73 TL'nin davalilardan alinarak basvurucuya verilmesine hükmetmistir. Karar gerekçesinde; basvurucunun aracin plaka ve sasi numaralarini bir ekspere kontrol ettirme yükümlügünün bulunmadigina ve devletin kusursuz sorumluluk ilkesi geregince tazmin yükümlülügünün bulunduguna isaret edilmistir. Diger yandan mahkeme kararinda basvurucunun aracin maliki olarak kaydinin silinmesine yönelik talebine iliskin herhangi bir hükme yer verilmemistir.
15. Taraflar anilan karara karsi istinaf yoluna basvurmustur. Istinaf taleplerini inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi (Daire) 2/10/2018 tarihli karari ile dava konusu araçta yapilan sasi numarasi degisikliginin ancak alaninda uzman kisilerce anlasilabilecek nitelikte oldugu ve Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurunun bulunmadigi gerekçesiyle hükmün kaldirilmasina ve davanin reddine kesin olarak karar vermistir.
16. Nihai karar 9/11/2018 tarihinde basvurucuya teblig edilmistir.
17. Basvurucu 22/11/2018 tarihinde bireysel basvuruda bulunmustur.
IV. ILGILI HUKUK
A. Ulusal Hukuk
18. 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayili Icra ve Iflas Kanunu’nun "Sorumluluk" kenar baslikli 5. maddesi söyledir:
"Icra ve Iflas Dairesi görevlilerinin kusurlarindan dogan tazminat davalari, ancak idare aleyhine açilabilir. Devletin, zararin meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakki saklidir. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakilir."
19. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayili Türk Medeni Kanunu’nun "Resmî belgelerle ispat" kenar baslikli 7. maddesi söyledir:
“Resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olgularin dogruluguna kanit olusturur.
Bunlarin içeriginin dogru olmadiginin ispati, kanunlarda baska bir hüküm bulunmadikça herhangi bir sekle bagli degildir.”
20. 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayili Karayollari Trafik Kanunu'nun "Tescil belgesi alma zorunlulugu" kenar baslikli 19. maddesinin ilk fikrasi söyledir:
"Araç sahipleri araçlarini yönetmelikte belirtilen esaslara göre yetkili kurulusa tescil ettirmek ve tescil belgesi almak zorundadirlar."
21. 2918 sayili Kanun’un "Araçlarin satis, devir ve tescili ile bu islemlerle ilgili yetki ve sorumluluk" kenar baslikli 20. maddesinin birinci fikrasinin (d) bendi söyledir:
“Tescil edilmis araçlarin her çesit satis ve devirleri .... araç sahibi adina düzenlenmis tescil belgesi… esas alinarak noterlerce yapilir...”
22. 31/1/2018 tarihli ve 30318 sayili Resmî Gazete'de yayimlanan Araçlarin Satis, Devir ve Tescil Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkinda Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Tanimlar" kenar baslikli 3. maddesinin ilgili kismi söyledir:
"(1) Bu Yönetmelige göre;
...
6) Muayene istasyonu: Araçlarin niteliklerini tespit ve kontrol edebilecek cihaz ve personeli bulunan ve teknik kontrolü yapilan yerdir.
..."
23. Yönetmelik'in "Tescile yetkili kuruluslar" kenar baslikli 9. maddesinin ilgili kismi söyledir:
"Cumhurbaskanligi ve Basbakanlik araçlarindan kendilerince belirlenenler ile Milli Istihbarat Teskilati, Emniyet Genel Müdürlügü, Jandarma Genel Komutanligi, Sahil Güvenlik Komutanligi, diplomatik ve konsüler misyonlar ile uluslararasi kuruluslar ve bunlarin diplomatik ve konsüler muafiyeti bulunan mensuplarinin ve güvenlik gerekçesiyle Içisleri Bakaninin onayiyla kapsama alinacak araçlara dair her türlü tescil islemi ile belge ve plakalarini verme islemi, araçlarin özel tahsisli plaka islemleri ve tüm sivil plaka islemleri Emniyet Genel Müdürlügü ve bagli trafik tescil kuruluslarinca yapilir, araç tescil belgesi ve plaka basim talep belgesi verilir."
B. Uluslararasi Hukuk
24. Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'ne (Sözlesme) ek 1 No.lu Protokol'ün "Mülkiyetin korunmasi" kenar baslikli 1. maddesi söyledir:
"Her gerçek ve tüzel kisinin mal ve mülk dokunulmazligina saygi gösterilmesini isteme hakki vardir. Bir kimse, ancak kamu yarari sebebiyle ve yasada öngörülen kosullara ve uluslararasi hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun birakilabilir.
Yukaridaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararina uygun olarak kullanilmasini düzenlemek veya vergilerin ya da baska katkilarin veya para cezalarinin ödenmesini saglamak için gerekli gördükleri yasalari uygulama konusunda sahip olduklari hakka halel getirmez."
25. Avrupa Insan Haklari Mahkemesi (AIHM) Sözlesme'ye ek (1) No.lu Protokol'ün 1. maddesinde güvenceye baglanan mülkiyet hakkinin pozitif yükümlülükleri de içerdigini kabul etmektedir (Kotov/Rusya, [BD] B. No: 54522/00, 3/4/2012, §§ 109-115; Öneryildiz/Türkiye [BD], B. No: 48939/99, 30/11/2004, § 134; Broniowski/Polonya [BD], B. No: 31443/96, 22/6/2004, § 143; Dzugayeva/Rusya, B. No: 44971/04, 12/2/2013, § 26). AIHM, bu hükümle koruma altina alinan mülkiyet hakkinin gerçek ve etkili kullaniminin sadece devletin müdahale etmeme ödevine bagli olmadigini fakat ayni zamanda özellikle basvurucunun kamu otoritelerinden mesru olarak alinmasini bekledigi önlemler ile mülkünden etkin bir biçimde yararlanmasi arasinda dogrudan bir baglantinin bulundugu durumlarda koruyucu pozitif önlemler alinmasini da gerektirdigini ifade etmektedir. Öte yandan AIHM'e göre özel kisiler arasindaki iliskilerde bile devlete pozitif yükümlülük yükleyen kamusal menfaatler söz konusu olabilir (Kotov/Rusya, § 109).
26. AIHM, bu baglamda mülkiyetten barisçil yararlanma hakkina kamu otoriteleri disindaki kisilerce müdahale edilmesi durumunda devletin pozitif yükümlülügünün koruyucu/önleyici ve düzeltici ödevler biçiminde ikiye ayrilacagini ifade etmektedir. AIHM'e göre bu durumda Sözlesme'ye taraf devletler, iç hukuk sisteminde mülkiyet hakkinin yasalar tarafindan tatmin edici bir sekilde korunmasinin güvence altina alinmasi ve hakkina müdahale edilen kisinin -gerekmesi durumunda- meydana gelen zararinin giderilmesine yönelik talepler dâhil olmak üzere hakkini arayabilecegi düzeltici mekanizmalarin temin edilmesi yükümlülügü altindadirlar (Blumberga/Litvanya, B. No: 70930/01, 14/10/2008, § 67).
27. AIHM, devletin pozitif yükümlülüklerinin mahiyeti ve kapsaminin olayin somut kosullarina göre farklilasabilecegini düsünmektedir (Kotov/Rusya, § 111). AIHM'e göre devletin olayin somut kosullarina göre saglama yükümlülügü altina girdigi düzeltici önlemler, zarar gören tarafin hakkini savunabilmesi imkâni taniyan uygun yasal mekanizmalarin olusturulmasini içermektedir. (1) No.lu Protokol'ün 1. maddesi açik bir biçimde usule iliskin yükümlülükler içermemekte ise de bu hüküm, gerek devletin müdahil oldugu uyusmazliklarda gerekse iki özel kisi arasindaki uyusmazliklarda devlete usule iliskin yükümlülükler yüklemektedir (Kotov/Rusya, § 114).
28. Öte yandan AIHM ölçülülük baglaminda dile getirdigi iyi yönetisim ilkesinin kamu yarari kapsaminda bir mesele söz konusu oldugunda, kamu makamlarinin uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket etmesini gerektirdigini vurgulamistir (Bogdel/Litvanya, B. No: 41248/06, 26/11/2013, § 65; Krstic/Sirbistan, B. No: 45394/06, 10/12/2013, § 78). Ancak AIHM'e göre eski bir yanlisin düzeltilmesi geregi, mesruiyeti kamu otoritesinin eylemine dayali olarak birey tarafindan iyi niyetle kazanilmis yeni bir hakka orantisiz bir sekilde müdahale etmemelidir. Baska bir ifadeyle kendi prosedürlerine uymayan ya da onlara bagli kalmayan devlet makamlarinin, yanlis davranislarindan fayda elde etmelerine ya da yükümlülüklerinden kaçmalarina izin verilmemelidir (Bogdel/Litvanya, § 66). AIHM, mülkiyetin hatali olarak baskasina devredilmesi suretiyle yoksun birakmaya yol açilan müdahaleler yönünden iyi yönetisim ilkesinin kamu makamlarina hatalarini uygun bir biçimde düzeltme yükümlülügü getirdigi gibi ayrica iyi niyetli mülk sahibine yeterli bir tazminat ödenmesini veya uygun bir baska giderim saglanmasini da gerektirebilecegini kabul etmistir (Bogdel/Litvanya, § 66; benzer yöndeki degerlendirmeler için bkz. Moskal/Polonya, B. No: 10373/05, 15/9/2009, § 69; Pincová ve Pinc/Çek Cumhuriyeti, B. No: 36548/97, 5/11/2002, § 53; Toscuta ve digerleri/Romanya, B. No: 36900/03, 25/11/2008, § 38).
29. AIHM, kontrol tedbiri söz konusu oldugunda tazminat ödenmemesinin her durumda ihlal anlamina gelmedigini, buna karsin müdahale yoksun birakma olarak belirlenirse tazminat ödenmemesinin dogrudan ihlal sonucuna ulasilabilecegini kabul etmektedir. Nitekim AIHM Borisov/Ukrayna (B. No: 2371/11, 4/3/2021) kararinda basvurusu konusu olayda kontrol tipi bir müdahale oldugu tespit edildigi için iyi yönetisim ilkeleri çerçevesinde basvurucunun kusur durumu ile kamu makamlarinin tutum ve davranislarini ayrintili biçimde inceleyerek ihlal sonucuna ulasmistir. Kararin içeriginde müdahalenin ölçülülügü yönünden iyi yönetisim ilkelerine atif yapilmistir. Buna göre kamu makamlarinca yapilan bir hatanin düzeltilmesi gerektiginde risklere hatayi yapan devlet tarafindan katlanilmasi ve bireylere karsilastiklari giderlerin yükletilmemesi gerektigi açiklanmistir. Mevcut davada basvurucunun mülkü insaat düzenlemelerine uygun olmadigi gerekçesiyle bir mahkeme kararina dayali olarak yiktirilmistir. AIHM’e göre olaydaki kontrol tedbiri, ciddi ve basvurucunun mülkünün yok olmasina sebep olacak derecede agir bir tedbirdir. Kamu makamlarinin davranisi ile ilgili olarak ise Yüksek Mahkemenin ihtilaf konusu yikim kararini askiya aldigi ancak kararin gecikmeli olarak verildigi ve verildigi tarihte ise mülkün zaten icra görevlilerince yiktirilmis oldugu belirtilmistir. Daha sonra da yikim karari kanuna aykiri ve temelsiz oldugu için iptal edilmistir. Yüksek Mahkemenin bu gecikmis tepkisi, icra görevlilerinin yikim emrini uygulamaktaki çabukluguyla belirgin bir tezat olusturmaktadir. Hâlbuki yikim eyleminin geri döndürülemez niteligini anlamis olmalari gerekirdi. Üstelik basvurucunun açikça ileri sürdügü gerekçelerle yikim kararinin askiya alinabilmesi konusunda takdir yetkileri de bulunmaktaydi. Bu kosullar kontrol tedbirinin agirligina ragmen kamu makamlarinin vaktinde, uygun ve tutarli davranmadiklarini göstermektedir. Ayrica herhangi bir kusuru oldugu tespit edilemeyen basvurucuya mülkünün hatali olarak yiktirilmasi nedeniyle bir tazminat da teklif edilmemistir (Borisov/Ukrayna, §§ 43-69).
V. INCELEME VE GEREKÇE
30. Mahkemenin 15/9/2021 tarihinde yapmis oldugu toplantida basvuru incelenip geregi düsünüldü:
A. Basvurucunun Iddialari
31. Basvurucu, hiçbir hile ve kusurunun bulunmadigi ve tamamen devlet kurumlarina güvenerek katildigi ihale sonucu prosedüre uygun olarak satin aldigi aracin -ancak uzman bir kisi tarafindan anlasilacak sasi degisikligi nedeniyle kendisine herhangi bir bedel ödemeden- geri alinmasindan yakinmaktadir. Basvurucu, yargilama sonucunda hiçbir kusurunun bulunmadigi kabul edilmesine karsin idarenin de kusurunun bulunmadigi gerekçesiyle tazminat talebinin reddedilmesinin haksizlik oldugunu iddia etmektedir. Basvurucu sonuç olarak araci devlet dairesinin düzenlemis oldugu ihalede satin aldigini ve aracin sasi numarasi üzerinde degisiklik yapilmis olmasinin devletin sorumlulugunu gerektirdigi hâlde aracin bu nedenle elinden alinmasi ve zararinin tazmin edilmemesi dolayisiyla adil yargilanma ve mülkiyet haklarinin ihlal edildigini ileri sürmüstür.
B. Degerlendirme
32. Anayasa’nin "Mülkiyet hakki" kenar baslikli 35. maddesi söyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarina sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yarari amaciyla, kanunla sinirlanabilir.
Mülkiyet hakkinin kullanilmasi toplum yararina aykiri olamaz.”
33. Anayasa Mahkemesi, olaylarin basvurucu tarafindan yapilan hukuki nitelendirmesi ile bagli olmayip olay ve olgularin hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).
34. Basvurucu, adil yargilanma hakkinin da ihlal edildigini ileri sürmekte ise de ihaleyle satin alinan aracin herhangi bir bedel ödenmeden geri alindigi yönündeki sikâyetin esas itibariyla mülkiyet hakkini ilgilendirdigi anlasildigindan basvurucunun sikâyetinin mülkiyet hakkinin ihlali iddiasi kapsaminda incelenmesi gerektigi degerlendirilmistir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
35. Anayasa'nin 148. maddesinin üçüncü fikrasi ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayili Anayasa Mahkemesinin Kurulusu ve Yargilama Usulleri Hakkinda Kanun'un 45. maddesinin (2) numarali fikrasinda bireysel basvuruda bulunulmadan önce ihlal iddiasinin dayanagi olan islem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüs olan idari ve yargisal basvuru yollarinin tamaminin tüketilmis olmasi gerektigi belirtilmistir. Temel hak ihlallerini öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olmasi, kanun yollarinin tüketilmesi kosulunu zorunlu kilar (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, §§ 19, 20; Güher Ergun ve digerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 26).
36. Basvuru yollarinin tüketilmesi gereginden söz edilebilmesi için öncelikle hukuk sisteminde, hakkinin ihlal edildigini iddia eden kisinin basvurabilecegi idari veya yargisal bir hukuki yolun öngörülmüs olmasi gerekmektedir. Ayrica bu hukuki yolun iddia edilen ihlalin sonuçlarini giderici, etkili ve basvurucu açisindan makul bir çabayla ulasilabilir nitelikte olmasi ve sadece kâgit üzerinde kalmayip fiilen de islerlige sahip bulunmasi gerekmektedir. Olmayan bir hukuki yolun tüketilmesi basvurucudan beklenemeyecegi gibi hukuken veya fiilen etkili bulunmayan, ihlalin sonuçlarini düzeltici bir vasif tasimayan veya asiri ve olagan olmayan birtakim seklî kosullarin öngörülmesi nedeniyle fiilen erisilebilir ve kullanilabilir olmaktan uzaklasan basvuru yollarinin tüketilmesi zorunlulugu bulunmamaktadir (Fatma Yildirim, B. No: 2014/6577, 16/2/2017, § 39).
37. Somut olayda basvurucu, devlet dairesinin düzenlemis oldugu ihalede satin aldigi aracin ihale öncesinde suça konu edilmis olmasinin idarenin sorumlulugunu gerektirdigini ileri sürmekte; buna karsin yargilama sonunda idareye herhangi bir sorumluluk izafe edilmemesinden sikâyet etmektedir. Bu durumda, bireysel basvuru konusu yargilama disinda basvurucunun bu sikâyetinin incelenebilecegi etkili ve objektif olarak sonuç alici bir basvuru yolunun bulunup bulunmadiginin tespiti gerekmektedir.
38. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayili Idari Yargilama Usulü Kanunu'nun 12. maddesiyle, ilgililere haklarini ihlal eden somut olay örneginde hukuki ayipli malin satisina iliskin ihale karari ya da yaniltici trafik tescil islem gibi idari islemler dolayisiyla idari mahkemelere dogrudan dogruya tam yargi davasi imkâni getirilmistir.
39. Bu durumda basvurucuya suçla baglantili bir aracin icra yoluyla satisi nedeniyle meydana geldigi iddia edilen zararin tazmini istemiyle idare aleyhine tam yargi davasinin açilmasinin teorik olarak mümkün oldugu söylenebilir. Ancak hâlihazirda konuyla ilintili yargi içtihatlari incelendiginde 2577 sayili Kanun'un 12. maddesi uyarinca açilacak tam yargi davasinin basarili olacagini gösteren somut bir veri tespit edilememistir. Bu nedenle basvuruya konu iddiaya iliskin olarak 2577 sayili Kanun'un 12. maddesinde öngörülen tam yargi davasi açma yolunun tüketilmesi zorunlulugundan söz edilemez.
40. Açikça dayanaktan yoksun olmadigi ve kabul edilemezligine karar verilmesini gerektirecek baska bir neden de bulunmadigi anlasilan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin kabul edilebilir olduguna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
41. Somut olayda basvurucu, Icra Müdürlügünün ihalesine katilarak 4.200 TL bedelle bir otomobil satin almistir. Basvurucu bu araç için ihale bedeli ve birtakim giderler (bkz. § 9) yaptigini iddia etmistir. Emniyet birimlerince aracin sasi numarasinin degistirildiginin ve çalinti oldugunun ortaya çikarilmasi sonucu araç basvurucudan alinmistir. Bunun üzerine basvurucu, aracin çalinti çikmasi nedeniyle ugradigi zararin tazmini ve aracin maliki olarak kaydinin silinmesi için idareye karsi dava açmistir. Ilk derece mahkemesi devletin kusursuz sorumlulugu ilkesi geregi basvurucunun tazminat davasinin kabulüne karar vermistir. Anilan karara karsi istinaf yoluna basvurulmasi üzerine Daire ise dava konusu araçtaki sasi numarasi degisikliginin ancak uzman bir kisi tarafindan anlasilabileceginden Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurunun bulunmadigina iliskin degerlendirmeyle ilk derece mahkemesinin kararinin kaldirilmasina ve davanin reddine karar vermistir.
42. Basvurucunun sikâyetinin temelini ihale yoluyla satin aldigi ve sonradan çalinti oldugu anlasilan araç nedeniyle ödedigi ihale bedeli ve masraflar iade edilmeden aracin geri alinmasi olusturmaktadir. Basvurucu; Icra Müdürlügünün ilgili Trafik Tescil Müdürlügü ile gerekli yazismalari yaparak araçta hukuki ve maddi ayip bulunup bulunmadigini tespit ettirmesi gerekirken görevini geregi gibi ifa etmemesi nedeniyle ugradigi zararin giderilmesini teminen dava açmak suretiyle kamu gücüne müracaat etmistir. Yargi mercilerinin bu tür davalardaki rolü, idarenin uygulamalarinin kusur ya da kusursuz sorumluluk ilkeleri çerçevesinde durumunu saptayarak mevcut ihtilafi çözüme baglamaktir. Dolayisiyla idarenin iyi yönetisim ilkesi çerçevesinde sistem kurgusu ile is, islem ve eylemlerinin bireylerin hukuki durumlari üzerinde olusturdugu olumsuz etkilere yönelik hukuk ihtilaflarinin çözümlenmesi amacina yönelik yargisal süreçlerdeki faaliyetler ile bizatihi idarenin uygulamalarina yönelik sikâyetlerin devletin pozitif yükümlülükleri kapsaminda incelenmesi gerekmektedir.
a. Mülkün Varligi
43. Anayasa'nin 35. maddesi kapsaminda inceleme yapilabilmesi için öncelikle somut olayda mülkün var oldugunun tespit edilmesi gerekmektedir. Anayasa'nin 35. maddesiyle güvenceye baglanan mülkiyet hakki, ekonomik deger ifade eden ve parayla degerlendirilebilen her türlü mal varligi hakkini kapsamaktadir (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20).
44. Tasinir esyada mülkiyetin devri için borçlandirici islemin yapilmasindan sonra zilyetligin naklinin (tasarruf islemi) gerçeklestirilmesi gerekir. Bu tasarruf islemi dogrudan dogruya esyanin veya aracin teslimi yahut esyanin alicinin fiilî hâkimiyetine girmesi ile gerçeklesir. Tasinir esya olan motorlu araçlar, tasidiklari önem ve risk nedeniyle hukuk düzeni tarafindan diger tasinir esyalarin tabi oldugu mülkiyetin devir seklinden farkli olarak daha siki sekil sartlarina tabi tutulmustur (Bekir Yazici [GK], B. No: 2013/3044, 17/1/2012, §§ 43, 44).
45. Trafik sicili; devlet eliyle resen tutulan, motorlu araçlarin teknik ve fiziki özellikleri ile üzerilerinde yer alan, basta mülkiyet hakki olmak üzere ayni haklari ve çesitli kisitlamalari gösteren resmî bir kayit sistemidir. Trafik sicili, 4721 sayili Kanun’un 7. maddesinde belirtilen resmî sicillerden sayilirken bu sicile dayanilarak olusturulan araç tescil belgeleri de (ruhsatname) ayni madde geregince resmî senetlerden sayilir. Dolayisiyla belgeledikleri olgularin dogruluguna kanit olusturur. Trafik sicili, içerdigi hususlarin dogruluguna iliskin karine teskil eder (Bekir Yazici, §§ 45, 46).
46. Somut olayda basvurucunun Icra Müdürlügünün 11/10/2015 tarihli ihalesiyle satin aldigi aracin mülkiyeti, ihalenin 18/10/2015 tarihinde kesinlesmesiyle basvurucuya geçmistir.
47. Anayasa'nin 35. maddesinde yer verilen mülkiyet kavrami, kapsam itibariyla 4721 sayili Kanun'da yer alan mülkiyet kavrami ile sinirli olmadigi gibi trafik siciline tescilli araç mülkiyetinin Anayasa'nin 35. maddesindeki güvence kapsamina girdigine kusku yoktur.
48. Diger yandan basvurucu, ihale kapsaminda satin aldigi araç için ödedigi ihale bedeli disinda birtakim giderler yaptigini iddia etmistir. Bu gider kalemlerinin de mülkiyet hakki kapsaminda degerlendirilmesi gerektigi açiktir.
b. Genel Ilkeler
49. Anayasa'nin 35. maddesinde bir temel hak olarak güvence altina alinmis olan mülkiyet hakkinin gerçekten ve etkili bir sekilde korunabilmesi yalnizca devletin müdahaleden kaçinmasina bagli degildir. Anayasa'nin 5. ve 35. maddeleri uyarinca devletin mülkiyet hakkinin korunmasina iliskin pozitif yükümlülükleri de bulunmaktadir. Bu pozitif yükümlülükler kimi durumlarda özel kisiler arasindaki uyusmazliklar da dâhil olmak üzere mülkiyet hakkinin korunmasi için belirli tedbirlerin alinmasini gerektirmektedir (Eyyüp Boynukara, B. No: 2013/7842, 17/2/2016, §§ 39-41; Osmanoglu Insaat Egitim Gida Temizlik Hizmetleri Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Sirketi, B. No: 2014/8649, 15/2/2017, § 44).
50. Ancak hemen belirtmek gerekir ki bazi durumlarda devletin pozitif ve negatif yükümlülüklerinin birbirinden ayrilmasi da mümkün olamamaktadir. Üstelik devletin ister pozitif isterse de negatif yükümlülükleri söz konusu olsun uygulanacak ilkeler de çogunlukla önemli ölçüde benzesmektedir (Hesna Funda Baltali ve Baltali Gida Hayvancilik San. ve Tic. Ltd. Sti. [GK], B. No: 2014/17196, 25/10/2018, § 70).
51. Mülkiyet hakkinin devlete tahmil ettigi pozitif yükümlülükler, devletin koruyucu ve düzeltici önlemler almasini gerektirebilmektedir. Koruyucu önlemler mülkiyete müdahale edilmesini önleyici; düzeltici önlemler ise müdahalenin etkilerini giderici, diger bir ifadeyle telafi edici yasal, idari ve fiilî tedbirleri kapsamaktadir. Pozitif yükümlülükler mutlak olmayip bunlarin ne tür koruyucu ve düzeltici edimleri kapsadigi ve bu edimlerin derecesi, her somut olayin kendi kosullari içinde belirlenebilir (Osmanoglu Insaat Egitim Gida Temizlik Hizmetleri Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Sirketi, § 47).
52. Koruma yükümlülügünün kapsami somut olayin öznel ve nesnel kosullari çerçevesinde belirlenmesi gerekmekle birlikte bunun devlete, idare aygitinin insan ve mali kaynaklariyla karsilamasina imkân bulunmayan birtakim ödevler yükledigi biçiminde anlasilmasi mümkün degildir. Bu baglamda koruma yükümlülügü, kamunun insan ve mali kaynaklarindan soyut bir biçimde her türlü müdahalenin önlenmesi gerektigi seklinde yorumlanamaz. Koruma tedbiri almakla ödevli idarenin olagan isleyisi çerçevesinde alabilecegi tedbirleri almak suretiyle üçüncü kisiler tarafindan gerçeklestirilen müdahalenin önlenmesinin mümkün oldugu istisnai durumlarda koruma yükümlülügünün ihlalinden söz edilebilir. Bunun disinda, yetkili makamlardan olaganin ötesinde bir tedbir almasi beklenmemelidir. Bu itibarla özellikle ani ve öngörülemeyen müdahalelerde oldugu gibi somut olayin kosullarinin -devletin özel bir önlem almasini gerektirmedigi durumlarda- soyut olarak devletin koruma yükümlülügünün varligindan bahisle pozitif yükümlülügün ihlal edildigi sonucuna ulasilamaz (Osmanoglu Insaat Egitim Gida Temizlik Hizmetleri Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limitet Sirketi, § 48).
53. Devletin pozitif yükümlülükleri kapsaminda almasi gereken koruyucu önlemler arasinda idarenin iyi yönetisim ilkesine uygun hareket etme yükümlülügü de bulunmaktadir. Iyi yönetisim ilkesi, kamu yarari kapsaminda bir mesele söz konusu oldugunda kamu otoritelerinin uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket etmelerini gerektirir (Kenan Yildirim ve Turan Yildirim, B. No: 2013/711, 3/4/2014, § 68). Bu baglamda idarelerin kendi hatalarinin sonuçlarini gidermeleri ve bireylere yüklememeleri gerekir (Reis Otomotiv Ticaret ve Sanayi A.S. [GK], B. No: 2015/6728, 1/2/2018, § 100).
c. Ilkelerin Olaya Uygulanmasi
54. Basvurucunun yakindigi husus, hiçbir hile ve kusurunun bulunmadigi ve tamamen devlet kurumlarina güvenerek katildigi ihale sonucu satin aldigi aracin ancak uzman bir kisinin yardimiyla anlasilacak sasi degisikligi nedeniyle kendisine herhangi bir bedel ödenmeden geri alinmasi ve bu araç için yaptigi masraflarin da üzerinde birakilmasidir.
55. Icra müdürlükleri, mülkiyet hakkinin devlete yükledigi pozitif yükümlülükler geregince olusturulan ve özel kisilerin ödenmeyen alacaklarini kanunda öngörülen usullere uygun olarak gerektiginde zor kullanmak suretiyle tahsil ederek alacaklilara ödeyen kamu kuruluslaridir. Icra müdürlüklerinin bu görevlerinin ifasi sirasinda tesis ettigi islem ve eylemler kamu gücü islem ve eylemleri niteliginde olup bu islem ve eylemler veya eylemsizlikler nedeniyle hak ve özgürlüklerin ihlal edildigi iddialarinin icra takibinin temelindeki borç iliskisinden bagimsiz olarak degerlendirilmesi gerekmektedir (Fatma Yildirim, § 55).
56. Rizaen ödenmeyen alacaklarin tahsili amaciyla olusturulan ve bu çerçevede kamu gücü yetkileriyle donatilan cebri icra organlarinin bu görevini yerine getirirken alacakli, borçlu ve hacizli mali satin alan tüm taraflarin menfaatlerinin ve icra islemine konu mülkün korunmasina yönelik birtakim tedbirler almasi gerekebilir. Alinmasi gereken tedbirlerin neler oldugu, her somut olayin kendi kosullari içinde degisebilmektedir (benzer degerlendirmeler için bkz. Fatma Yildirim, §§ 57, 58).
57. Bununla birlikte pozitif yükümlülükler kapsaminda inceleme yapilabilmesi için öncelikle somut olayin kosullari da dikkate alinmak suretiyle basta Icra Müdürlügü olmak üzere ilgili devlet kurumlarinin ihale yoluyla satis islemine konu edilen hacizli aracin hukuki ve maddi ayiptan ari olmasinin saglanmasi seklinde pozitif bir yükümlülügünün bulunup bulunmadiginin tespiti gerekmektedir.
58. Resmî ihale ile satilan aracin satisi sirasinda araçta hukuki ve maddi ayibin varliginin devlete yüklenen pozitif yükümlülüklerle iliskili olmadigi söylenemez. Bu kapsamda trafik sicilinin gerçege uygun tutulmamasi nedeniyle olusan kayit ve maddi vaka uygunsuzlugu ve bu uygunsuzluk nedeniyle sicile güven ilkesinin islevsiz kilinmasi gibi icra ve ihale sürecinin öncesine yönelik ve idareye izafe edilebilecek islem, eylem ve eylemsizliklerin de idarenin pozitif yükümlülügüyle ilintili oldugu açiktir. Diger bir ifade ile bir aracin trafik tescil kaydinin dogru tutulmasi ve bu kayda güvenerek hareket eden iyi niyetli kisilerin mülkiyet hakkinin korunmasi devletin pozitif yükümlülügünün geregidir.
59. Bu baglamda somut olayda ihaleyi yapan Icra Müdürlügü görevlilerinin hacizli araci ihaleye çikarirken aracin niteliklerini tespit ederek satis sartnamesinde göstermesi gerektigine iliskin olarak ihaleye katilanlar yönünden hakli bir beklentinin mevcut oldugu açiktir. Nitekim icra ve ihale sürecinin tüm taraflarda yeteri kadar güven olusturmasi ve bizatihi icra ve iflas mekanizmasinin kendisinden beklenen islevi etkin olarak yerine getirebilmesi için bu beklentinin karsilanmasi elzemdir.
60. Öte yandan iyi yönetisim ilkesi geregi uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket etmeleri gerekmekte olan kamu görevlilerinin bu ilkenin dikte ettigi bir gerçeklik olarak ihalenin taraflarinin magduriyetlerini önleyebilme noktasinda kullanabilecekleri çesitli enstrümanlar mevcuttur. Bu kapsamda aracin trafige tescili, muayenesi ve ihale asamalarinda yer alan kamu görevlilerinin iyi yönetisim ilkesi uyarinca hareket ederek araçtaki usulsüzlügü ortaya çikarma yükümlülügü ve buna bagli olarak ihalenin bu sekilde sonuçlanmasina engel olma imkânlari bulunmaktadir. Buna mukabil benzeri inceleme ve tespit islemlerini yapma imkânindan önemli derecede yoksun bulunan basvurucunun kamu görevlilerinin yükümlülüklerine uygun hareket ettiklerine güvenerek ihaleye katildigi da unutulmamalidir.
61. Nitekim 2918 sayili Kanun'a göre araç sahipleri araçlarini Yönetmelik'te belirtilen esaslara göre yetkili kurulusa tescil ettirmek ve tescil belgesi almak zorundadir. Söz konusu yetkili kuruluslarin Emniyet Genel Müdürlügü ve bagli trafik tescil kuruluslari oldugu gerçegi de dikkate alinmalidir. Buna göre idarenin sicile güven ilkesinin gerekleri dogrultusunda çalinti aracin bu asamada tesciline engel olabilme yetki ve kudretine sahip oldugu açiktir. Sonuç olarak idari mercilerin kullanisli idari ve hukuki enstrümanlardan yararlanamamalari nedeniyle basvurucunun zarar görmesine engel olunamamistir. Buna göre de olayda devlet yetkililerinin basvurucunun mülkiyet hakkini korumak için ellerinden geleni yapmadiklari ortaya çikmakta ve idarenin denetim ve kontrol yükümlülügünü ihmal ettigi de anlasilmaktadir.
62. Anayasa'nin 35. maddesinde güvenceye baglanan mülkiyet hakki, kanuni dayanagi bulunan ve hukuka uygun olan müdahalelerde dahi mülk sahibinin menfaatini dengeleyici birtakim imkânlarin getirilmesini zorunlu kilmaktadir. Tazminat ödenmesi de bu imkânlar arasindadir. Tazminatin ödenmesi gerekip gerekmedigi, taraflarin olaydaki kusur dereceleri ya da idarenin kusursuz sorumlulugu sartlarinin olup olmadigi hususlari derece mahkemesinin takdirinde olmakla birlikte tazminatin salt bireysel kusur sartina tabi kilinmasi, Anayasa'nin 35. maddesinin geregi olan orantililik denetiminin yapilmasini daha bastan engellemektedir (benzer degerlendirmeler için bkz. Recep Tarhan ve Afife Tarhan, B. No: 2014/1546, 2/2/2017, § 76).
63. Somut olayda ilk derece mahkemesi, ilgili mevzuati yorumlamis ve ihalenin resmî bir makam tarafindan yapilmasinin basvurucuda hakli bir güven olusturacagi kanaatiyle meydana gelen sonuçtan devletin kusursuz sorumlulugunun bulundugu sonucuna varmistir. Buna karsin idarenin sorumlulugunu yalnizca Icra Müdürlügü görevlilerinin kusurunun bulunmasi sartiyla sinirlayan Dairenin yorumu ise basvurucuya hile ve kusurunun bulunmadigi bir islemle yüklenen külfetin hafifletilerek dengelenmesini önlemistir. Öte yandan böyle bir olayda idari kusura dayali iddianin incelenebilecegi diger bir etkili yolun tespit edilememesi karsisinda (bkz. §§ 37-39) icra dairesindeki görevlilerin bireysel kusuru bulunmasa dahi aracin mevcut nitelikleri tespit edilip alicilarin bunu ögrenmelerine firsat taninmadan sartnameye uygun olmayan bir aracin ihalesinin yapilmasinin da idari isleyis yönüyle kusur olarak degerlendirilip degerlendirilemeyeceginin bu davada tartisilmasi da gerekir.
64. Sonuç olarak Dairenin, dava konusu araçta yapilan sasi numarasi degisikliginin ancak alaninda uzman kisilerce anlasilabilecek nitelikte oldugu ve Icra Müdürlügünün herhangi bir kusurlu eylemi bulunmadigi gerekçesiyle idarenin tazmin sorumlulugunun bulunmadigi yolundaki yorumu dolayisiyla basvurucu, ugradigi zarari ve idarenin islem ve eylemleriyle zarar arasindaki illiyet baginin varligini ispatlayarak tazminat elde etme ve bu suretle yüklendigi külfetin dengelemesi imkânindan mahrum kalmistir. Buna göre hem ihale sartnamesine uygun olmayan bir araç için ihale düzenlenmesi hem de basvurucunun idarenin düzenledigi açik artirmada iyi niyetli olarak satin aldigi ve kendisine teslim edilen çalinti aracin yine idarece kendisinden geri alinmasina ragmen tarafina herhangi bir ödeme yapilmamasinin basvurucunun mülkiyet hakkina müdahale teskil ettigi, bu müdahale sebebiyle olusan zararin ise giderilmedigi anlasilmaktadir. Dolayisiyla müdahale ile basvurucuya sahsi olarak asiri bir külfetin yüklendigi, kamu yarari amaci ile mülkiyet hakkinin korunmasi arasinda olmasi gereken adil dengenin basvurucu aleyhine bozuldugu ve müdahalenin ölçülü olmadigi sonucuna varilmistir.
65. Açiklanan gerekçelerle Anayasa’nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayili Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
66. 6216 sayili Kanun'un 50. maddesinin ilgili kismi söyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, basvurucunun hakkinin ihlal edildigine ya da edilmedigine karar verilir. Ihlal karari verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yapilmasi gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararindan kaynaklanmissa, ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldirmak için yeniden yargilama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmayan hâllerde basvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açilmasi yolu gösterilebilir. Yeniden yargilama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararinda açikladigi ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldiracak sekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
67. Basvurucu, ihlalin tespit edilmesini istemis ve tazminat talebinde bulunmustur.
68. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Dogan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararinda ihlal sonucuna varildiginda ihlalin nasil ortadan kaldirilacagi hususunda genel ilkeler belirlenmistir. Anayasa Mahkemesi diger bir kararinda ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararinin yerine getirilmemesinin sonuçlarina da deginmis ve bu durumun ihlalin devami anlamina gelecegi gibi ilgili hakkin ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacagina isaret etmistir (Aligül Alkaya ve digerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).
69. Bireysel basvuru kapsaminda bir temel hakkin ihlal edildigine karar verildigi takdirde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirildigindan söz edilebilmesi için temel kural, mümkün oldugunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin saglanmasidir. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynagi belirlenerek devam eden ihlalin durdurulmasi, ihlale neden olan karar veya islemin ve bunlarin yol açtigi sonuçlarin ortadan kaldirilmasi, varsa ihlalin sebep oldugu maddi ve manevi zararlarin giderilmesi, ayrica bu baglamda uygun görülen diger tedbirlerin alinmasi gerekmektedir (Mehmet Dogan, §§ 55, 57).
70. Ihlalin mahkeme kararindan kaynaklandigi veya mahkemenin ihlali gideremedigi durumlarda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayili Kanun’un 50. maddesinin (2) numarali fikrasi ile Anayasa Mahkemesi Içtüzügü'nün 79. maddesinin (1) numarali fikrasinin (a) bendi uyarinca ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere kararin bir örneginin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder. Anilan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farkli olarak ihlali ortadan kaldirmak amaciyla yeniden yargilama sonucunu doguran ve bireysel basvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi tarafindan ihlal kararina bagli olarak yeniden yargilama karari verildiginde usul hukukundaki yargilamanin yenilenmesi kurumundan farkli olarak ilgili mahkemenin yeniden yargilama sebebinin varligini kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadir. Dolayisiyla böyle bir kararin kendisine ulastigi mahkemenin yasal yükümlülügü, ilgilinin talebini beklemeksizin Anayasa Mahkemesinin ihlal karari nedeniyle yeniden yargilama karari vererek devam eden ihlalin sonuçlarini gidermek üzere gereken islemleri yerine getirmektir (Mehmet Dogan, §§ 58, 59; Aligül Alkaya ve digerleri (2), §§ 57-59, 66, 67).
71. Incelenen basvuruda, devletin mülkiyet hakkina iliskin pozitif yükümlülükleri kapsaminda mülkiyet hakkinin ihlal edildigi sonucuna varilmistir. Buna göre ihlalin Daire kararindan kaynaklandigi anlasilmaktadir.
72. Bu durumda mülkiyet hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmaktadir. Yapilacak yeniden yargilama ise bireysel basvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayili Kanun'un 50. maddesinin (2) numarali fikrasina göre ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasina yöneliktir. Bu kapsamda yapilmasi gereken is, yeniden yargilama karari verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulastiran nedenleri gideren, ihlal kararinda belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararin bir örneginin yeniden yargilama yapilmak üzere Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
73. Ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilamanin yeterli bir giderim saglayacagi anlasildigindan tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir.
74. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harçtan olusan yargilama giderinin basvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açiklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkinin ihlal edildigine iliskin iddianin KABUL EDILEBILIR OLDUGUNA,
B. Anayasa’nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin IHLAL EDILDIGINE,
C. Kararin bir örneginin mülkiyet hakkinin ihlalinin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmak üzere Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2016/436, K.2018/89) GÖNDERILMESINE,
D. Basvurucunun tazminat talebinin REDDINE,
E. 294,70 TL harçtan olusan yargilama giderinin basvurucuya ÖDENMESINE,
F. Ödemenin, kararin tebligini takiben basvurucunun Hazine ve Maliye Bakanligina basvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapilmasina, ödemede gecikme olmasi hâlinde bu sürenin sona erdigi tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAIZ UYGULANMASINA,
G. Kararin bir örneginin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine (E.2018/627) ve Adalet Bakanligina GÖNDERILMESINE 15/9/2021 tarihinde OYBIRLIGIYLE karar verildi.
hukikihaber.net