vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff2871020000009d04000001000200Sendika isminin yeni kurulan baska bir sendika tarafindan kullanilmasi nedeni ile isim hakkina tecavüz önlenmesi istemi, Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesi. T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAIRESI Esas Numarasi: 2021/11835 Karar Numarasi: 2021/16749 Karar Tarihi: 21.12.2021 ISIM HAKKINA YAPILAN TECAVÜZÜN ÖNLENMESI ISTEMI GÖREVLI MAHKEMENIN BELIRLENMESI DAVA DOSYASININ GÖREVLI ASLIYE HUKUK MAHKEMESINE GÖNDERILMESI DAVA ÖZETI: Dava, bir kisilik hakki olarak adin korunmasi baglaminda isim hakkina yapilan tecavüzün önlenmesi istemine iliskindir. Dava Türk Medeni Kanunu kapsaminda adin korunmasina iliskin olup uyusmazlik Sendikalar ve Toplu Is Sözlesmesi Kanunu’ndan kaynaklanmadigindan, somut uyusmazlikta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi oldugu açiktir. Bu itibarla mahkemece görevsizlik sebebiyle davanin usulden reddi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu görevsizlik veya yetkisizlik karari üzerine yapilacak islemler maddesinde öngörülen usul dahilinde dava dosyasinin görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir. BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI : ... 30. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : TESPIT Taraflar arasinda görülen dava sonucunda verilen kararin, temyizen incelenmesi davaci vekili tarafindan istenilmekle, temyiz talebinin süresinde oldugu anlasildi. Dava dosyasi için Tetkik Hakimi tarafindan düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, geregi konusulup düsünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davaci Isteminin Özeti: Davaci vekili özetle, müvekkil Sendikanin 27.02.2014 tarihinde kuruldugunu ve 6 yili askin süredir Iskollari Yönetmeliginin 17 nolu Saglik ve Sosyal Hizmetler iskolunda faaliyet gösteren Hak Isçi Sendikalari Konfederasyonu bünyesinde yer alan, saygin ve köklü bir kurulus oldugunu, müvekkili Sendikadan sonra kurulan ve neredeyse ayni ismi tasiyan davali “... " Sendikasinin bu ismi edinmesi ve kullanmasinin kanuna, yerlesik Yargitay içtihatlarina aykirilik teskil ettigini, davali Sendikanin tüm platformlarda “... Saglik-Sen’’ ismini kullandigini, müvekkili sendikanin isim hakkinin açik ve süpheye mahal vermeyecek sekilde ihlal edildigini, müvekkili Sendikanin isim hakkinin ihlali niteligindeki satasmanin önlenmesi gerektigini, müvekkili ... Saglik ve Sosyal Hizmet Isçileri Sendikasinin (... Saglik-Is) 27.02.2014 tarihinde kuruldugunu, davali Sendikanin müvekkili Sendikadan daha sonraki bir tarihte kuruldugunu, sendika isimlerinin birbirine bu denli yakin olmasinin karisikliklara neden oldugunu, isçilerin üye olmak istediklerinde hataya düsme ihtimalinin çok yüksek oldugunu, isçilerin çogu zaman hataya düstügünü, yapmis olduklari yanlis sendika üyeliklerinin toplu is sözlesmesinden yararlanma konusunda telafisi mümkün olmayan hak kayiplarina sebebiyet verdigini, isim benzerligi hususunun haksiz rekabete yol açtigini, müvekkili Sendikanin T.C Saglik Bakanligi ve bagli isyerlerinde, T.C. Aile, Çalisma ve Sosyal Hizmetler Bakanligi ve bagli isyerlerinde ve ülke çapinda birçok üniversite hastanesinde toplu is sözlesmesi yapan, yapmaya yetkili olan sendika oldugunu, ancak isçilerin toplu is sözlesmesinden faydalanmak için yetkili olan müvekkili ... Saglik-Is Sendikasina üye olmak isterken isim benzerligi sebebi ile davali ...-Sen Sendikasina üye oldugunu, isim benzerliginin, 17 nolu Saglik ve Sosyal Hizmetler iskolunda bu denli büyük STK olan müvekkili sendikanin hitap ettigi kitlesel isçi yogunlugundan davali sendikanin haksiz yere nemalanmasina sebebiyet verdigini, 6356 sayili Sendikalar ve Toplu Is Sözlesmesi Kanunu’nun “Diger Kanunlarin Uygulanmasi” baslikli 80. maddesinin 1. fikrasinda “Kuruluslar hakkinda, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayili Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayili Dernekler Kanununun bu Kanuna aykiri almayan hükümleri uygulanir.” denildigini, 6356 sayili Yasada isim hakkinin korunmasina yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadigini, Ancak 4721 sayili Yasanin 26. maddesinde isim hakkinin korunmasinin düzenlendigini, anilan maddenin “Adinin kullanilmasi çekismeli olan kisi, hakkinin tespitini dava edebilir. Adi haksiz olarak kullanilan kisi buna son verilmesini; haksiz kullanan kusurlu ise aynca maddi zararinin giderilmesini ve ugradigi haksizligin niteligi gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir” seklinde düzenlendigini, isçilerin toplu is sözlesmelerinden yararlanmasi sendika üyeligi ile mümkün oldugundan, isçilerin ilk bakildiginda ayirt edilmeyecek sekilde ismi müvekkili sendikaya benzeyen davali sendikaya üye olmalari durumunda telafisi mümkün olmayan zararlara ugrayabildigini, sistem üzerinde bu durumu ayirt etmekte zorlanacak yahut teknolojiyi yeteri kadar kullanamayan bir isçinin isim benzerligi ile davali Sendikaya hatali üyelik yapmasinin kaçinilmaz oldugunu ileri sürerek davali tarafça isim hakkina yapilan tecavüzün önlenmesine ve bu isimle yapilan faaliyetlerin durdurulmasina karar verilmesini talep etmistir. Davali Cevabinin Özeti: Davali vekili, davanin reddine karar verilmesini talep etmistir. Ilk Derece Mahkemesi Kararinin Özeti: Mahkemece, davanin reddine karar verilmistir. Istinaf basvurusu: Ilk Derece Mahkemesinin kararina karsi, davaci vekili istinaf basvurusunda bulunmustur. Bölge Adliye Mahkemesi Kararinin Özeti: Bölge Adliye Mahkemesince, Ilk Derece Mahkemesi kararinin usul ve esas yönünden hukuka uygun oldugu gerekçesiyle istinaf basvurusunun esastan reddine karar verilmistir. Temyiz: Karari, davaci vekili temyiz etmistir. Gerekçe: Mahkemenin, davanin esasi hakkinda yargilama yapabilmesi (davayi esastan inceleyebilmesi) için varligi veya yoklugu gerekli olan hâllere dava sartlari denir. Dava sartlari ise 6100 sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114 üncü maddesinde belirtilmis olup, anilan düzenlemenin birinci fikrasinin (c) bendinde mahkemenin görevli olmasi dava sarti olarak düzenlenmistir. Görev kurallari kamu düzenine iliskin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her seyden önce görevli olmalidir. Görevsiz mahkemede açilan davanin dava sarti yoklugundan usulden reddi gerekir (Pekcanitez, H./ Özekes, M./ Akkan, M./ Korkmaz, H.T.: Medeni Usul Hukuku, Cilt II, ... 2017, s. 930). Dava sartlarinin amaci, bir davanin esasi hakkinda incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün sartlari ve bunlarin incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davalarin daha çabuk, basit ve ekonomik bir sekilde sonuçlanmasina yardimci olmaktir (Kuru, B.: Istinaf Sistemine Göre Yazilmis Medeni Usul Hukuku, ... 2016, s 190). Bu noktadan hareketle, uyusmazlik yönünden görevli mahkeme kavraminin açiklanmasi da gerekmektedir. Genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteligi veya degerine göre o yerdeki ayni yargi koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafindan bakilabilecegini belirtir. Bilindigi üzere, ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrilmislardir. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakilacagi ve genel mahkemelerde bakilacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakilacagi hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kurallari denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasindaki iliskinin bir görev iliskisi oldugu ve görevle ilgili kurallarin kamu düzenine iliskin bulundugu konusunda ögretide ve uygulamada duraksama yoktur. Genel mahkemelerin bakacaklari davalar, belirli kisi ve is gruplarina göre sinirlandirilmamis olup aksi belirtilmedikçe medeni yargilama hukukuna giren her türlü ise bakmakla görevlidirler. Açik kanun hükmü ile özel mahkemelerde görülecegi belirtilmemis olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer. Buna karsilik özel mahkemeler, belirli kisiler arasinda çikan veya belirli uyusmazliklara bakmakla görevlidir. Diger bir ifadeyle, özel mahkemeler özel kanunlarla kurulmus olup özel kanunlarda belirtilen davalari yürütür. Yukarida belirtildigi üzere, göreve iliskin kurallar kamu düzenine iliskin olup HMK’nin 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olmasi dava sartidir. HMK’nin 115 inci maddesine göre ise dava sartlarinin mevcut olup olmadigi, taraflarca ileri sürülüp sürülmedigine bakilmaksizin yargilamanin her asamasinda mahkemece kendiliginden gözetilir. Diger taraftan görevsiz mahkeme davanin esasi hakkinda karar veremez. Bu nedenle, dava açilirken dayanilan hukukî ve maddi olgularin göreve etkili oldugu durumda öncelikle hukukî niteleme yapilmali ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz oldugu kanisina varilirsa davanin usulden reddine karar verilmelidir. Bu durumda kararda görevli mahkemenin hangi mahkeme oldugu belirtilmeli ve dava dosyasinin bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20). HMK’nin “Asliye hukuk mahkemelerinin görevi” baslikli 2 nci maddesi de; “(1) Dava konusunun deger ve miktarina bakilmaksizin malvarligi haklarina iliskin davalarla, sahis varligina iliskin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadikça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diger kanunlarda aksine düzenleme bulunmadikça, asliye hukuk mahkemesi diger dava ve isler bakimindan da görevlidir.” Seklindedir. Is Mahkemelerinin görevi ise 7036 sayili Is Mahkemeleri Kanunu’nun 5 inci maddesinde düzenlenmistir. Söz konusu hüküm ise; “(1) Is mahkemeleri; a) 5953 sayili Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayili Kanuna tabi gemiadamlari, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayili Is Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayili Türk Borçlar Kanununun Ikinci Kisminin Altinci Bölümünde düzenlenen hizmet sözlesmelerine tabi isçiler ile isveren veya isveren vekilleri arasinda, is iliskisi nedeniyle sözlesmeden veya kanundan dogan her türlü hukuk uyusmazliklarina, b) Idari para cezalarina itirazlar ile 5510 sayili Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamindaki uyusmazliklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye Is Kurumunun taraf oldugu is ve sosyal güvenlik mevzuatindan kaynaklanan uyusmazliklara, c) Diger kanunlarda is mahkemelerinin görevli oldugu belirtilen uyusmazliklara, iliskin dava ve islere bakar.” Seklindedir. Diger taraftan 6356 sayili Kanun’un 79 uncu maddesine göre de “Bu Kanunun uygulanmasindan dogan uyusmazliklar is davalarina bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerde görülür.” Bu genel açiklamalar isiginda somut uyusmazlikta görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava, bir kisilik hakki olarak adin korunmasi baglaminda isim hakkina yapilan tecavüzün önlenmesi istemine iliskindir. 6356 sayili Sendikalar ve Toplu Is Sözlesmesi Kanunu’nun 2/1-g maddesinde sendikalar “Isçilerin veya isverenlerin çalisma iliskilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çikarlarini korumak ve gelistirmek için en az yedi isçi veya isverenin bir araya gelerek bir iskolunda faaliyette bulunmak üzere olusturduklari tüzel kisilige sahip kuruluslar” olarak tanimlanmistir. 6356 sayili Kanun’da bir tüzel kisi olarak sendikalarin isim hakkina yapilan saldirinin önlenmesine dair bir düzenleme yer almamaktadir. 6356 sayili Kanun’un 80 inci maddesinin birinci fikrasina göre de “Kuruluslar hakkinda, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayili Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayili Dernekler Kanununun bu Kanuna aykiri olmayan hükümleri uygulanir.” Diger taraftan tüzel kisiler bakimindan da kisiligin korunmasi bakimindan 4721 sayili Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) genel hükümlerinin uygulanmasi gerektigi de açiktir. 4721 sayili TMK’nin “Adin korunmasi” baslikli 26 nci maddesi ise; “Adinin kullanilmasi çekismeli olan kisi, hakkinin tespitini dava edebilir. Adi haksiz olarak kullanilan kisi buna son verilmesini; haksiz kullanan kusurlu ise ayrica maddî zararinin giderilmesini ve ugradigi haksizligin niteligi gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir.” Seklindedir. Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, dava 4721 sayili Türk Medeni Kanunu’nun 26 nci maddesi kapsaminda adin korunmasina iliskin olup uyusmazlik 6356 sayili Kanun’dan kaynaklanmadigindan, somut uyusmazlikta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi oldugu açiktir. Bu itibarla mahkemece görevsizlik sebebiyle davanin usulden reddi ve HMK’nin 20 nci maddesinde öngörülen usul dahilinde dava dosyasinin görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, isin esasinin incelenmesi isabetsizdir. Anilan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda Ilk Derece Mahkemesince yazili sekilde hüküm tesisi ve bu karara karsi yapilan istinaf basvurusunun esastan reddi karari hatali olup bozmayi gerektirmistir. Sonuç: Temyiz olunan, Ilk Derece Mahkemesi kararina karsi istinaf basvurusunun esastan reddine iliskin Bölge Adliye Mahkemesi kararinin ORTADAN KALDIRILMASINA, Ilk Derece Mahkemesi kararinin yukarida yazili sebeplerden dolayi BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususlarin incelenmesine yer olmadigina, dosyanin karari veren Ilk Derece Mahkemesine, bozma kararinin bir örneginin karari veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, pesin alinan temyiz karar harcinin istek halinde ilgiliye iadesine, 21/12/2021 tarihinde oy birligi ile karar verildi. legalbank.net
Sendika isminin yeni kurulan baska bir sendika tarafindan kullanilmasi nedeni ile isim hakkina tecavüz önlenmesi istemi, Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesi.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAIRESI
Esas Numarasi: 2021/11835
Karar Numarasi: 2021/16749
Karar Tarihi: 21.12.2021
ISIM HAKKINA YAPILAN TECAVÜZÜN ÖNLENMESI ISTEMI
GÖREVLI MAHKEMENIN BELIRLENMESI
DAVA DOSYASININ GÖREVLI ASLIYE HUKUK MAHKEMESINE GÖNDERILMESI
DAVA ÖZETI:
Dava, bir kisilik hakki olarak adin korunmasi baglaminda isim hakkina yapilan tecavüzün önlenmesi istemine iliskindir. Dava Türk Medeni Kanunu kapsaminda adin korunmasina iliskin olup uyusmazlik Sendikalar ve Toplu Is Sözlesmesi Kanunu’ndan kaynaklanmadigindan, somut uyusmazlikta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi oldugu açiktir. Bu itibarla mahkemece görevsizlik sebebiyle davanin usulden reddi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu görevsizlik veya yetkisizlik karari üzerine yapilacak islemler maddesinde öngörülen usul dahilinde dava dosyasinin görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
BÖLGE ADLIYE
MAHKEMESI : ... 30. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPIT
Taraflar arasinda görülen dava sonucunda verilen kararin, temyizen incelenmesi davaci vekili tarafindan istenilmekle, temyiz talebinin süresinde oldugu anlasildi. Dava dosyasi için Tetkik Hakimi tarafindan düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, geregi konusulup düsünüldü:
Davaci Isteminin Özeti:
Davaci vekili özetle, müvekkil Sendikanin 27.02.2014 tarihinde kuruldugunu ve 6 yili askin süredir Iskollari Yönetmeliginin 17 nolu Saglik ve Sosyal Hizmetler iskolunda faaliyet gösteren Hak Isçi Sendikalari Konfederasyonu bünyesinde yer alan, saygin ve köklü bir kurulus oldugunu, müvekkili Sendikadan sonra kurulan ve neredeyse ayni ismi tasiyan davali “... " Sendikasinin bu ismi edinmesi ve kullanmasinin kanuna, yerlesik Yargitay içtihatlarina aykirilik teskil ettigini, davali Sendikanin tüm platformlarda “... Saglik-Sen’’ ismini kullandigini, müvekkili sendikanin isim hakkinin açik ve süpheye mahal vermeyecek sekilde ihlal edildigini, müvekkili Sendikanin isim hakkinin ihlali niteligindeki satasmanin önlenmesi gerektigini, müvekkili ... Saglik ve Sosyal Hizmet Isçileri Sendikasinin (... Saglik-Is) 27.02.2014 tarihinde kuruldugunu, davali Sendikanin müvekkili Sendikadan daha sonraki bir tarihte kuruldugunu, sendika isimlerinin birbirine bu denli yakin olmasinin karisikliklara neden oldugunu, isçilerin üye olmak istediklerinde hataya düsme ihtimalinin çok yüksek oldugunu, isçilerin çogu zaman hataya düstügünü, yapmis olduklari yanlis sendika üyeliklerinin toplu is sözlesmesinden yararlanma konusunda telafisi mümkün olmayan hak kayiplarina sebebiyet verdigini, isim benzerligi hususunun haksiz rekabete yol açtigini, müvekkili Sendikanin T.C Saglik Bakanligi ve bagli isyerlerinde, T.C. Aile, Çalisma ve Sosyal Hizmetler Bakanligi ve bagli isyerlerinde ve ülke çapinda birçok üniversite hastanesinde toplu is sözlesmesi yapan, yapmaya yetkili olan sendika oldugunu, ancak isçilerin toplu is sözlesmesinden faydalanmak için yetkili olan müvekkili ... Saglik-Is Sendikasina üye olmak isterken isim benzerligi sebebi ile davali ...-Sen Sendikasina üye oldugunu, isim benzerliginin, 17 nolu Saglik ve Sosyal Hizmetler iskolunda bu denli büyük STK olan müvekkili sendikanin hitap ettigi kitlesel isçi yogunlugundan davali sendikanin haksiz yere nemalanmasina sebebiyet verdigini, 6356 sayili Sendikalar ve Toplu Is Sözlesmesi Kanunu’nun “Diger Kanunlarin Uygulanmasi” baslikli 80. maddesinin 1. fikrasinda “Kuruluslar hakkinda, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayili Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayili Dernekler Kanununun bu Kanuna aykiri almayan hükümleri uygulanir.” denildigini, 6356 sayili Yasada isim hakkinin korunmasina yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadigini, Ancak 4721 sayili Yasanin 26. maddesinde isim hakkinin korunmasinin düzenlendigini, anilan maddenin “Adinin kullanilmasi çekismeli olan kisi, hakkinin tespitini dava edebilir. Adi haksiz olarak kullanilan kisi buna son verilmesini; haksiz kullanan kusurlu ise aynca maddi zararinin giderilmesini ve ugradigi haksizligin niteligi gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir” seklinde düzenlendigini, isçilerin toplu is sözlesmelerinden yararlanmasi sendika üyeligi ile mümkün oldugundan, isçilerin ilk bakildiginda ayirt edilmeyecek sekilde ismi müvekkili sendikaya benzeyen davali sendikaya üye olmalari durumunda telafisi mümkün olmayan zararlara ugrayabildigini, sistem üzerinde bu durumu ayirt etmekte zorlanacak yahut teknolojiyi yeteri kadar kullanamayan bir isçinin isim benzerligi ile davali Sendikaya hatali üyelik yapmasinin kaçinilmaz oldugunu ileri sürerek davali tarafça isim hakkina yapilan tecavüzün önlenmesine ve bu isimle yapilan faaliyetlerin durdurulmasina karar verilmesini talep etmistir.
Davali Cevabinin Özeti:
Davali vekili, davanin reddine karar verilmesini talep etmistir.
Ilk Derece Mahkemesi Kararinin Özeti:
Mahkemece, davanin reddine karar verilmistir.
Istinaf basvurusu:
Ilk Derece Mahkemesinin kararina karsi, davaci vekili istinaf basvurusunda bulunmustur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararinin Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, Ilk Derece Mahkemesi kararinin usul ve esas yönünden hukuka uygun oldugu gerekçesiyle istinaf basvurusunun esastan reddine karar verilmistir.
Temyiz:
Karari, davaci vekili temyiz etmistir.
Gerekçe:
Mahkemenin, davanin esasi hakkinda yargilama yapabilmesi (davayi esastan inceleyebilmesi) için varligi veya yoklugu gerekli olan hâllere dava sartlari denir.
Dava sartlari ise 6100 sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114 üncü maddesinde belirtilmis olup, anilan düzenlemenin birinci fikrasinin (c) bendinde mahkemenin görevli olmasi dava sarti olarak düzenlenmistir.
Görev kurallari kamu düzenine iliskin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her seyden önce görevli olmalidir. Görevsiz mahkemede açilan davanin dava sarti yoklugundan usulden reddi gerekir (Pekcanitez, H./ Özekes, M./ Akkan, M./ Korkmaz, H.T.: Medeni Usul Hukuku, Cilt II, ... 2017, s. 930).
Dava sartlarinin amaci, bir davanin esasi hakkinda incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün sartlari ve bunlarin incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davalarin daha çabuk, basit ve ekonomik bir sekilde sonuçlanmasina yardimci olmaktir (Kuru, B.: Istinaf Sistemine Göre Yazilmis Medeni Usul Hukuku, ... 2016, s 190).
Bu noktadan hareketle, uyusmazlik yönünden görevli mahkeme kavraminin açiklanmasi da gerekmektedir.
Genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteligi veya degerine göre o yerdeki ayni yargi koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafindan bakilabilecegini belirtir. Bilindigi üzere, ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrilmislardir. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakilacagi ve genel mahkemelerde bakilacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakilacagi hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kurallari denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasindaki iliskinin bir görev iliskisi oldugu ve görevle ilgili kurallarin kamu düzenine iliskin bulundugu konusunda ögretide ve uygulamada duraksama yoktur. Genel mahkemelerin bakacaklari davalar, belirli kisi ve is gruplarina göre sinirlandirilmamis olup aksi belirtilmedikçe medeni yargilama hukukuna giren her türlü ise bakmakla görevlidirler. Açik kanun hükmü ile özel mahkemelerde görülecegi belirtilmemis olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer.
Buna karsilik özel mahkemeler, belirli kisiler arasinda çikan veya belirli uyusmazliklara bakmakla görevlidir. Diger bir ifadeyle, özel mahkemeler özel kanunlarla kurulmus olup özel kanunlarda belirtilen davalari yürütür.
Yukarida belirtildigi üzere, göreve iliskin kurallar kamu düzenine iliskin olup HMK’nin 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olmasi dava sartidir. HMK’nin 115 inci maddesine göre ise dava sartlarinin mevcut olup olmadigi, taraflarca ileri sürülüp sürülmedigine bakilmaksizin yargilamanin her asamasinda mahkemece kendiliginden gözetilir. Diger taraftan görevsiz mahkeme davanin esasi hakkinda karar veremez. Bu nedenle, dava açilirken dayanilan hukukî ve maddi olgularin göreve etkili oldugu durumda öncelikle hukukî niteleme yapilmali ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz oldugu kanisina varilirsa davanin usulden reddine karar verilmelidir. Bu durumda kararda görevli mahkemenin hangi mahkeme oldugu belirtilmeli ve dava dosyasinin bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
HMK’nin “Asliye hukuk mahkemelerinin görevi” baslikli 2 nci maddesi de;
“(1) Dava konusunun deger ve miktarina bakilmaksizin malvarligi haklarina iliskin davalarla, sahis varligina iliskin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadikça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diger kanunlarda aksine düzenleme bulunmadikça, asliye hukuk mahkemesi diger dava ve isler bakimindan da görevlidir.”
Seklindedir.
Is Mahkemelerinin görevi ise 7036 sayili Is Mahkemeleri Kanunu’nun 5 inci maddesinde düzenlenmistir. Söz konusu hüküm ise;
“(1) Is mahkemeleri;
a) 5953 sayili Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayili Kanuna tabi gemiadamlari, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayili Is Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayili Türk Borçlar Kanununun Ikinci Kisminin Altinci Bölümünde düzenlenen hizmet sözlesmelerine tabi isçiler ile isveren veya isveren vekilleri arasinda, is iliskisi nedeniyle sözlesmeden veya kanundan dogan her türlü hukuk uyusmazliklarina,
b) Idari para cezalarina itirazlar ile 5510 sayili Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamindaki uyusmazliklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye Is Kurumunun taraf oldugu is ve sosyal güvenlik mevzuatindan kaynaklanan uyusmazliklara,
c) Diger kanunlarda is mahkemelerinin görevli oldugu belirtilen uyusmazliklara,
iliskin dava ve islere bakar.”
Diger taraftan 6356 sayili Kanun’un 79 uncu maddesine göre de “Bu Kanunun uygulanmasindan dogan uyusmazliklar is davalarina bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerde görülür.”
Bu genel açiklamalar isiginda somut uyusmazlikta görevli mahkeme belirlenmelidir.
Dava, bir kisilik hakki olarak adin korunmasi baglaminda isim hakkina yapilan tecavüzün önlenmesi istemine iliskindir.
6356 sayili Sendikalar ve Toplu Is Sözlesmesi Kanunu’nun 2/1-g maddesinde sendikalar “Isçilerin veya isverenlerin çalisma iliskilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çikarlarini korumak ve gelistirmek için en az yedi isçi veya isverenin bir araya gelerek bir iskolunda faaliyette bulunmak üzere olusturduklari tüzel kisilige sahip kuruluslar” olarak tanimlanmistir.
6356 sayili Kanun’da bir tüzel kisi olarak sendikalarin isim hakkina yapilan saldirinin önlenmesine dair bir düzenleme yer almamaktadir. 6356 sayili Kanun’un 80 inci maddesinin birinci fikrasina göre de “Kuruluslar hakkinda, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayili Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayili Dernekler Kanununun bu Kanuna aykiri olmayan hükümleri uygulanir.”
Diger taraftan tüzel kisiler bakimindan da kisiligin korunmasi bakimindan 4721 sayili Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) genel hükümlerinin uygulanmasi gerektigi de açiktir.
4721 sayili TMK’nin “Adin korunmasi” baslikli 26 nci maddesi ise;
“Adinin kullanilmasi çekismeli olan kisi, hakkinin tespitini dava edebilir.
Adi haksiz olarak kullanilan kisi buna son verilmesini; haksiz kullanan kusurlu ise ayrica maddî zararinin giderilmesini ve ugradigi haksizligin niteligi gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir.”
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, dava 4721 sayili Türk Medeni Kanunu’nun 26 nci maddesi kapsaminda adin korunmasina iliskin olup uyusmazlik 6356 sayili Kanun’dan kaynaklanmadigindan, somut uyusmazlikta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi oldugu açiktir. Bu itibarla mahkemece görevsizlik sebebiyle davanin usulden reddi ve HMK’nin 20 nci maddesinde öngörülen usul dahilinde dava dosyasinin görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, isin esasinin incelenmesi isabetsizdir.
Anilan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda Ilk Derece Mahkemesince yazili sekilde hüküm tesisi ve bu karara karsi yapilan istinaf basvurusunun esastan reddi karari hatali olup bozmayi gerektirmistir.
Sonuç:
Temyiz olunan, Ilk Derece Mahkemesi kararina karsi istinaf basvurusunun esastan reddine iliskin Bölge Adliye Mahkemesi kararinin ORTADAN KALDIRILMASINA, Ilk Derece Mahkemesi kararinin yukarida yazili sebeplerden dolayi BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususlarin incelenmesine yer olmadigina, dosyanin karari veren Ilk Derece Mahkemesine, bozma kararinin bir örneginin karari veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, pesin alinan temyiz karar harcinin istek halinde ilgiliye iadesine, 21/12/2021 tarihinde oy birligi ile karar verildi.
legalbank.net