vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff26bf02000000f105000001000100Davaci davalilarin kendisini saf disi birakarak sulh olduklarini, bu halde vekil edenin yani sira karsi tarafin da vekalet ücretinden sorumlu oldugunu belirterek, eldeki dava ile takip ettigi dava ve islerin simdilik bir kismindan dogan vekalet ücretinin bu sorumluluk hükümlerince tespiti ile davalilardan müstereken ve müteselsilen tahsilini istemistir. T.C. Yargitay Hukuk Genel Kurulu 2017/772 E., 2017/564 K. "Içtihat Metni" MAHKEMESI :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasindaki “alacak” davasindan dolayi yapilan yargilama sonunda; Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanin kismen kabulüne dair verilen 17.11.2011 gün ve 2010/99 E.- 2011/463 K. sayili kararin temyiz incelemesinin taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargitay 13. Hukuk Dairesinin 11.06.2013 gün ve 2013/2545 E.- 2013/15734 K. sayili karari ile; "...Davaci, davali ... ile 14.7.2003 tarihinde vekalet ücret sözlesmesi imzaladigini, davaliya 20’ye yakin davada hukuki yardimda bulundugunu, ancak is bu davanin konusunun, sadece Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 esas sayili dosyasi ile verilen karar ve Ankara 31. icra Müdürlügünün 2009/11115 esas sayili dosyasindan yapilan hukuki yardim oldugunu, takip sirasinda taraflar arasinda baslayan uzlasma görüsmelerinin 17.11.2009 tarihinde sulhle sonuçlandigini, 18.11.2009 tarihinde de davali ... tarafindan azledildigini, vekalet ücretinin ise ödenmedigini, Avukatlik Kanununun 165. maddesi geregince her iki davalinin da müteselsilen sorumlu olduklarini ileri sürerek, fazlaya iliskin haklari sakli kalmak üzere simdilik 50.000 TL ücret alacaginin, yasal faizi ile birlikte davalilardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemis, islah dilekçesi ile de talep miktarini 214.100,80 TL’ye çikarmistir. Davalilar, davacinin hakli olarak azledildigini, sulh sözlesmesi bulunmadigi gibi, davanin ve icra dosyasinin da takipsiz birakilmadigini savunarak, davanin reddini dilemislerdir. Mahkemece, 11.4.2011 tarihli bilirkisi raporu hükme esas alinarak, davacinin azlinin hakli bir nedene dayanmadigi, Avukatlik Kanununun 174/2. maddesi geregince avukatlik ücretini hak ettigi, ancak sözlesmenin ücrete iliskin bölümünün geçersiz bulundugu, davalilarin Avukatlik Kanunu 165. maddesi geregince davaci alacagindan müstereken ve müteselsilen sorumlu olduklari, davacinin takdiren % 15 oraninda 214.100,80 TL üzerinden ücret talep edebilecegi” gerekçesiyle davanin kismen kabulüne, 214.100,80 TL'nin, 18.11.2009 tarihinden itibaren degisken oranlardaki yasal faizi ile birlikte davalilardan müstereken ve müteselsilen alinip davaciya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmis, hüküm, taraflarca ayri ayri temyiz edilmistir. 1-Dava, vekalet ücreti alacaginin tahsili istemine iliskin olup, davacinin, davalilardan ...’e vekaleten diger davaliya karsi Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2008/75 esas sayili dosyasi üzerinden dava açtigi, 782.861,44 TL’nin tahsiline karar verilmesi üzerine de, Ankara 31. Icra Müdürlügünün 2009/11115 esas sayili dosyasi ile ilamli icra takibi baslattigi, bu sirada davalilar arasinda 17.11.2009 tarihli protokolün düzenlendigi, 18.11.2009 tarihinde ise davacinin azledildigi uyusmazlik konusu olmayip, davaci Avukatlik Kanununun 165. maddesi geregince, vekalet ücretinin davalilardan müteselsilen tahsili istemiyle eldeki davayi açmistir. Davaci avukat tarafindan takip edilen dava ve icra takibi sirasinda davalilar arasinda 17.11.2009 tarihli sulh protokolünün düzenlendigi ve bu protokolün, davali Kooperatifin 17.1.2010 tarihli Genel Kurulunda da onaylandigi, davacinin ise protokolün yapildigi günün ertesinde 18.11.2009 tarihinde haksiz olarak azledildigi dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden anlasilmaktadir. Avukatlik Kanununun 165. maddesinde, “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasinda anlasma ile sonuçlanan ve takipsiz birakilan islerde her iki taraf, avukatlik ücretinin ödenmesi hususunda avukata karsi müteselsilen sorumludurlar.” Hükmü mevcut olup, davaci, vekalet ücretlerini Avukatlik Kanununun 165. maddesi geregince her iki davalidan da talep etmekte hakli ise de, öncelikle davalilar arasinda sulh olunan miktarin tespiti ile, davaciya ödenecek olan vekalet ücretlerinin de, tespit olunacak bu miktar üzerinde takdir edilmesi gerektigi kabul edilmelidir. Davalilar arasinda kat karsiligi insaat sözlesmesi bulunmakta olup, is bu davada ücret talebine konu olan, söz konusu eser sözlesmesinden kaynaklanan kira kaybi alacagina iliskin dava ve icra takibinden baska, ayni taraflar arasinda ve ayni sözlesme iliskisi içinde “tapu iptal tescil” “eksik ve ayipli isten kaynaklanan tazminat” gibi baska davalarin da bulundugu, bu davalarin da yine davaci avukat tarafindan takip edildigi, ancak söz konusu davalara iliskin vekalet ücreti talebi sakli tutularak, eldeki davaya konu yapilmadigi görülmektedir. 17.11.2010 tarihli sulh protokolünde, sulh olunan miktar ve bu sözlesmeyle davali ...’e saglanan menfaat açikça anlasilamadigi gibi, esasen davalilar arasindaki kat karsiligi insaat sözlesmesinden kaynaklanan tüm ihtilaf ve davalarin sulh kapsaminda bir bütün olarak degerlendirilerek sonuçlandirildigi anlasildigindan, davaliya sulhle kazandirilan menfaatin tespitinde, sulh kapsamindaki ayni sözlesmeden kaynaklanan tüm dava ve islerin birlikte degerlendirilmesi gerektigi de kuskusuzdur. O halde açiklanan tüm bu nedenlerle, sulh protokolünün imzalandigi tarih itibariyle, davalilar arasindaki sulh kapsaminda bulunan tüm dava ve isler birlikte degerlendirilerek, davali ...’e söz konusu bu sulh nedeniyle kazandirilan menfaatin tespiti ile, daha sonra da ücret talebine esas olan Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2008/75 esas sayili dava ve Ankara 31. Icra Müdürlügüne ait 2009/11115 esas sayili icra takibi nedeniyle adi geçen davaliya saglanan menfaatin tespiti ve tespit edilecek bu miktar üzerinden, vekalet ücretlerinin takdiri ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açiklanan hususlar göz ardi edilmek suretiyle, yazili sekilde karar verilmis olmasi, usul ve yasaya aykiri olup, bozmayi gerektirir. 2-Bozma nedenine göre taraflarin diger temyiz itirazlarinin incelenmesine bu asamada gerek görülmemistir..." gerekçesi ile hüküm bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapilan yargilama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmistir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararinin süresinde temyiz edildigi anlasildiktan ve dosyadaki kagitlar okunduktan sonra geregi görüsüldü: Dava; vekalet ücreti alacaginin tahsili istemine iliskindir. Davaci vekili davalilarin kendisini saf disi birakarak sulh olmalarinin hemen sonrasi müvekkilinin haksiz sekilde azledilmis olmasi karsisinda Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 esas sayili dosyasi ve Ankara 31. Icra Dairesinin 2009/11115 esas sayili dosyasindan yapilan hukuki yardim için ödenmesi gereken vekalet ücretinin davalilardan müstereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmistir. Davali ... mirasçilari vekili davaci avukatin hakli olarak azledildigini, bu sebeple vekalet ücreti alacagi iddiasinin yerinde olmadigini savunmustur. Davali Kooperatif vekili ise iddia edildigi sekilde sulhe varilmasinin söz konusu olmadigini, diger davali ile ihtilaflarin devam ettigini, dava ve icra dosyalarinin halen derdest oldugunu, bu nedenle Avukatlik Kanununun 165. maddesinde belirtilen müteselsil sorumluluk hükümlerine basvurulamayacagini savunarak davanin reddi gerektigini belirtmistir. Mahkemece azlin haksiz oldugu sonucuna varilarak davacinin Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 E. sayili dosyasinda ve Ankara 31. Icra Dairesinin 2009/11115 sayili takibi üzerinden Avukatlik Kanunun 164. maddesi çerçevesinde hesaplanan akdi ve yasal vekalet ücretinden, önceden tahsil edilip davaci vekilin uhdesinde kalan bedelin mahsubuyla bulunan 214.100,80 TL yönünden davanin kismen kabulüne karar verilmistir. Davalilar ve davaci vekillerinin temyiz itirazlari üzerine hüküm Özel Dairece yukarida karar basliginda yazili gerekçelerle bozulmustur. Yerel Mahkeme taraflar arasindaki sulh sözlesmesinin dava konusu edilmeyen hukuki yardimlari da kapsadigi kabul edilse bile haksiz olarak vekillikten azledildigi Yargitay’in da kabulünde olan davaci avukatin katilmadigi sulh protokolüne göre emek ve mesaisinin karsiliginin hesaplanamayacagi, sadece dava konusu alacak miktari üzerinden vekalet ücretinin hesaplanmasi gerektigi gerekçesiyle önceki kararda direnilmistir. Direnme karari taraf vekillerince temyiz edilmistir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik vekilin haksiz azli halinde Avukatlik Kanununun 164. ve 165. maddesi çerçevesinde vekil eden ve hasminin vekile karsi sorumlu olduklari ücretin tespitinde, içeriginin yalnizca bir kismi ile ilgili hukuki yardimin dava konusu edildigi sulh protokolü kapsaminda bulunan tüm dava ve isler dolayisi ile temin edilen menfaatin tespitinin gerekli olup olmadigi noktasinda toplanmaktadir. 1136 sayili Avukatlik Kanunun 174. maddesine göre avukat hakli bir nedenle azledildigi takdirde ücrete hak kazanamaz ise de haksiz azil halinde; anilan madde uyarinca avukatlik ücretinin tamaminin ödenmesi gerekir. Haksiz azledilen vekilin avukatlik ücreti, ücret sözlesmesinde kararlastirilan ücretin tamamidir. Ücret sözlesmesi yapilmamis veya yapilmis olmasina ragmen sözlesme veya ücrete iliskin hükmü hukuken geçersiz ise Avukatlik Kanununun 163/son maddesi hükmünce Avukatlik Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanacak ücretin ödenmesi gerekir. Eldeki davada davaci avukatin davalilarin sulh protokolünü imza etmelerinin hemen akabinde vekil eden tarafindan haksiz sekilde azledildigi hem Yerel Mahkeme hem de Özel Dairenin kabulündedir. Yerel Mahkeme ve Özel Daire arasindaki anlasmazlik, sulh protokolü sonrasi haksiz sekilde vekillikten azledilen avukata karsi vekalet ücreti yönünden müvekkili ve hasimi olan davalilarin sorumlu oldugu miktarin ne suretle belirlenmesi gerektigi hususundadir. 1136 sayili Avukatlik Kanununun “Ücret dolayisiyle müteselsil sorumluluk” basligini tasiyan 165. maddesi; “(Degisik madde: 02.05.2001 - 4667/78. md.) Is sahibinin birden çok olmasi halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasinda anlasmayla sonuçlanan ve takipsiz birakilan islerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayilirlar.” hükmünü içermektedir. Bu halde ödenecek ücret, hem avukatin vekil eden ile yaptigi sözlesmede belirli ücreti ve hem de yargilama gideri olan ve mahkemece Avukatlik Asgari Ücret Tarifesi uyarinca karsi tarafa yükletilecek olan vekalet ücretini kapsar. Nitekim ayni ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 07.11.2012 gün, E:2012/13-218, K: 2012/759; 10.03.1982 gün ve E:4-1468, K:259; 22.06.1983 gün ve E:1980/4-2329, K:1983/699 sayili kararlarinda da benimsenmistir. Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarindaki sözlesmeye göre kararlastirilan miktari, sayet ücret kararlastirilmamis ise Avukatlik Kanununun 164/4. maddesine göre özetle degeri para ile ölçülebilen dava ve islerde asgari ücret tarifelerinin altinda olmamak kosulu ile davanin kazanilan bölümü üzerinden yüzde on ile yüzde yirmi arasinda belirlenecek miktari, sayet degeri para ile ölçülemeyecek islerden ise Avukatlik Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek miktari ücret olarak talep etmek hakkina sahip oldugu gibi, ayrica yargilama sonunda hakli çikilan kisim üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkina sahiptir. Vekil eden avukatina belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlü olup, Avukatlik Kanununun 165. maddesi geregince avukat tarafindan takip edilen dosyada taraflarin sulh olmalari halinde vekil eden ile avukat arasinda sözlesme bulunmamasi, sözlesmedeki ücretin geçersiz olmasi halinde gerek vekil eden gerekse hasim, sulh olunan miktar, sulh olunan miktar belli degilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktar arastirilarak bulunacak miktar, aksi takdirde dava veya icra takibine konu müddeabihin tamami üzerinden Avukatlik Kanununun 164/4.maddesine göre belirlenecek ücret nedeni ile mütesilsilen sorumlu sayilmaktadir. Baska bir anlatimla, Kanun’un 165. maddesinde düzenlenen müteselsil sorumluluk sartlarinin mevcut bulunmasi halinde avukatin vekalet ücretinin 164. madde hükümlerince tespitine esas olmak üzere öncelikle sulh anlasmasinin göz önünde bulundurulmasi, anlasmada sulh miktarinin belli olmasi halinde bu miktar üzerinden hesaplama yapilmasi, sulh miktarinin anlasmadan tespitinin mümkün olmamasi halinde sulh ile saglanan menfaatin sulh ile sonlandirilan tüm çekismeler dikkate alinarak belirlenmesi, bu suretle belirlenecek degere karsi sulh ile elde edilen menfaatin daha az oldugunu iddia ederek itiraz eden tarafin bunu ispatla mükellef oldugunun göz önünde bulundurulmasi, bu yolla menfaatin tespit edilmesinin mümkün olmamasi halinde sulhun kapsaminda kalan dava ve islerin müddeabihleri üzerinden hesaplama yapilmasi gerekmektedir. Bu açiklamalar isiginda somut olay incelendiginde; davalilar arasindaki 17.11.2009 tarihli sulh protokolünde taraflarin sulh olduklari miktar açikça yazili olmadigi gibi, protokol metninden de sulh ile saglanan menfaatin tespiti mümkün degildir. Ne var ki, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalilar arasinda davaci vekilin vekalet ücretini dava konusu ettigi Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 esas sayili dosyasi ve Ankara 31. Icra Dairesinin 2009/11115 esas sayili dosyasi disinda da çekismelerin mevcut oldugu anlasilmaktadir. Davaci avukat vekalet ücreti talebini yalnizca haksiz azil hükümlerine dayandirmamistir. Davaci davalilarin kendisini saf disi birakarak sulh olduklarini, bu halde vekil edenin yani sira karsi tarafin da vekalet ücretinden sorumlu oldugunu belirterek, eldeki dava ile takip ettigi dava ve islerin simdilik bir kismindan dogan vekalet ücretinin bu sorumluluk hükümlerince tespiti ile davalilardan müstereken ve müteselsilen tahsilini istemistir. Bu halde mahkemece öncelikle yukarida açiklanan ilkeler isiginda sulh ile saglanan tüm menfaatin tereddüte mahal vermeyecek sekilde belirlenmesi için gerekli arastirmanin yapilmasi gereklidir. Özel Dairenin bozma kararinda da bu hususa isaret edilmis ise de, bu ilke dogrultusunda yapilacak arastirma neticesinde sonuca varilamamasi halinde mahkemenin takip edilen dava ve islerin müddeabihleri üzerinden vekalet ücretinin hesaplanmasi yoluna basvurmasi gerektigi yönündeki yol gösterici açiklama bozma kararinda yer almamaktadir. Hal böyle olunca direnme kararinin açiklanan bu ilave gerekçelerle bozulmasina karar vermek gerekmistir. Sonuç itibariyle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararina bozma kararinda gösterilen gerekçeler ve yukarida açiklanan ilave nedenlerle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykiridir. Bu nedenle direnme karari bozulmalidir. S O N U Ç: Yukarida açiklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarinin kabulü ile direnme kararinin Özel Daire bozma kararinda ve yukarida gösterilen ilave nedenlerden dolayi BOZULMASINA, istek halinde temyiz pesin harcinin yatiranlara geri verilmesine, karar düzeltme yolu açik olmak üzere 29.03.2017 gününde oybirligi ile karar verildi. hukukihaber.net
Davaci davalilarin kendisini saf disi birakarak sulh olduklarini, bu halde vekil edenin yani sira karsi tarafin da vekalet ücretinden sorumlu oldugunu belirterek, eldeki dava ile takip ettigi dava ve islerin simdilik bir kismindan dogan vekalet ücretinin bu sorumluluk hükümlerince tespiti ile davalilardan müstereken ve müteselsilen tahsilini istemistir.
T.C.
Yargitay
Hukuk Genel Kurulu
2017/772 E., 2017/564 K.
MAHKEMESI :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasindaki “alacak” davasindan dolayi yapilan yargilama sonunda; Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanin kismen kabulüne dair verilen 17.11.2011 gün ve 2010/99 E.- 2011/463 K. sayili kararin temyiz incelemesinin taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargitay 13. Hukuk Dairesinin 11.06.2013 gün ve 2013/2545 E.- 2013/15734 K. sayili karari ile;
"...Davaci, davali ... ile 14.7.2003 tarihinde vekalet ücret sözlesmesi imzaladigini, davaliya 20’ye yakin davada hukuki yardimda bulundugunu, ancak is bu davanin konusunun, sadece Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 esas sayili dosyasi ile verilen karar ve Ankara 31. icra Müdürlügünün 2009/11115 esas sayili dosyasindan yapilan hukuki yardim oldugunu, takip sirasinda taraflar arasinda baslayan uzlasma görüsmelerinin 17.11.2009 tarihinde sulhle sonuçlandigini, 18.11.2009 tarihinde de davali ... tarafindan azledildigini, vekalet ücretinin ise ödenmedigini, Avukatlik Kanununun 165. maddesi geregince her iki davalinin da müteselsilen sorumlu olduklarini ileri sürerek, fazlaya iliskin haklari sakli kalmak üzere simdilik 50.000 TL ücret alacaginin, yasal faizi ile birlikte davalilardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemis, islah dilekçesi ile de talep miktarini 214.100,80 TL’ye çikarmistir.
Davalilar, davacinin hakli olarak azledildigini, sulh sözlesmesi bulunmadigi gibi, davanin ve icra dosyasinin da takipsiz birakilmadigini savunarak, davanin reddini dilemislerdir.
Mahkemece, 11.4.2011 tarihli bilirkisi raporu hükme esas alinarak, davacinin azlinin hakli bir nedene dayanmadigi, Avukatlik Kanununun 174/2. maddesi geregince avukatlik ücretini hak ettigi, ancak sözlesmenin ücrete iliskin bölümünün geçersiz bulundugu, davalilarin Avukatlik Kanunu 165. maddesi geregince davaci alacagindan müstereken ve müteselsilen sorumlu olduklari, davacinin takdiren % 15 oraninda 214.100,80 TL üzerinden ücret talep edebilecegi” gerekçesiyle davanin kismen kabulüne, 214.100,80 TL'nin, 18.11.2009 tarihinden itibaren degisken oranlardaki yasal faizi ile birlikte davalilardan müstereken ve müteselsilen alinip davaciya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmis, hüküm, taraflarca ayri ayri temyiz edilmistir.
1-Dava, vekalet ücreti alacaginin tahsili istemine iliskin olup, davacinin, davalilardan ...’e vekaleten diger davaliya karsi Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2008/75 esas sayili dosyasi üzerinden dava açtigi, 782.861,44 TL’nin tahsiline karar verilmesi üzerine de, Ankara 31. Icra Müdürlügünün 2009/11115 esas sayili dosyasi ile ilamli icra takibi baslattigi, bu sirada davalilar arasinda 17.11.2009 tarihli protokolün düzenlendigi, 18.11.2009 tarihinde ise davacinin azledildigi uyusmazlik konusu olmayip, davaci Avukatlik Kanununun 165. maddesi geregince, vekalet ücretinin davalilardan müteselsilen tahsili istemiyle eldeki davayi açmistir.
Davaci avukat tarafindan takip edilen dava ve icra takibi sirasinda davalilar arasinda 17.11.2009 tarihli sulh protokolünün düzenlendigi ve bu protokolün, davali Kooperatifin 17.1.2010 tarihli Genel Kurulunda da onaylandigi, davacinin ise protokolün yapildigi günün ertesinde 18.11.2009 tarihinde haksiz olarak azledildigi dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden anlasilmaktadir.
Avukatlik Kanununun 165. maddesinde, “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasinda anlasma ile sonuçlanan ve takipsiz birakilan islerde her iki taraf, avukatlik ücretinin ödenmesi hususunda avukata karsi müteselsilen sorumludurlar.” Hükmü mevcut olup, davaci, vekalet ücretlerini Avukatlik Kanununun 165. maddesi geregince her iki davalidan da talep etmekte hakli ise de, öncelikle davalilar arasinda sulh olunan miktarin tespiti ile, davaciya ödenecek olan vekalet ücretlerinin de, tespit olunacak bu miktar üzerinde takdir edilmesi gerektigi kabul edilmelidir.
Davalilar arasinda kat karsiligi insaat sözlesmesi bulunmakta olup, is bu davada ücret talebine konu olan, söz konusu eser sözlesmesinden kaynaklanan kira kaybi alacagina iliskin dava ve icra takibinden baska, ayni taraflar arasinda ve ayni sözlesme iliskisi içinde “tapu iptal tescil” “eksik ve ayipli isten kaynaklanan tazminat” gibi baska davalarin da bulundugu, bu davalarin da yine davaci avukat tarafindan takip edildigi, ancak söz konusu davalara iliskin vekalet ücreti talebi sakli tutularak, eldeki davaya konu yapilmadigi görülmektedir.
17.11.2010 tarihli sulh protokolünde, sulh olunan miktar ve bu sözlesmeyle davali ...’e saglanan menfaat açikça anlasilamadigi gibi, esasen davalilar arasindaki kat karsiligi insaat sözlesmesinden kaynaklanan tüm ihtilaf ve davalarin sulh kapsaminda bir bütün olarak degerlendirilerek sonuçlandirildigi anlasildigindan, davaliya sulhle kazandirilan menfaatin tespitinde, sulh kapsamindaki ayni sözlesmeden kaynaklanan tüm dava ve islerin birlikte degerlendirilmesi gerektigi de kuskusuzdur.
O halde açiklanan tüm bu nedenlerle, sulh protokolünün imzalandigi tarih itibariyle, davalilar arasindaki sulh kapsaminda bulunan tüm dava ve isler birlikte degerlendirilerek, davali ...’e söz konusu bu sulh nedeniyle kazandirilan menfaatin tespiti ile, daha sonra da ücret talebine esas olan Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2008/75 esas sayili dava ve Ankara 31. Icra Müdürlügüne ait 2009/11115 esas sayili icra takibi nedeniyle adi geçen davaliya saglanan menfaatin tespiti ve tespit edilecek bu miktar üzerinden, vekalet ücretlerinin takdiri ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açiklanan hususlar göz ardi edilmek suretiyle, yazili sekilde karar verilmis olmasi, usul ve yasaya aykiri olup, bozmayi gerektirir.
2-Bozma nedenine göre taraflarin diger temyiz itirazlarinin incelenmesine bu asamada gerek görülmemistir..."
gerekçesi ile hüküm bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapilan yargilama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmistir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararinin süresinde temyiz edildigi anlasildiktan ve dosyadaki kagitlar okunduktan sonra geregi görüsüldü:
Dava; vekalet ücreti alacaginin tahsili istemine iliskindir.
Davaci vekili davalilarin kendisini saf disi birakarak sulh olmalarinin hemen sonrasi müvekkilinin haksiz sekilde azledilmis olmasi karsisinda Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 esas sayili dosyasi ve Ankara 31. Icra Dairesinin 2009/11115 esas sayili dosyasindan yapilan hukuki yardim için ödenmesi gereken vekalet ücretinin davalilardan müstereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmistir.
Davali ... mirasçilari vekili davaci avukatin hakli olarak azledildigini, bu sebeple vekalet ücreti alacagi iddiasinin yerinde olmadigini savunmustur.
Davali Kooperatif vekili ise iddia edildigi sekilde sulhe varilmasinin söz konusu olmadigini, diger davali ile ihtilaflarin devam ettigini, dava ve icra dosyalarinin halen derdest oldugunu, bu nedenle Avukatlik Kanununun 165. maddesinde belirtilen müteselsil sorumluluk hükümlerine basvurulamayacagini savunarak davanin reddi gerektigini belirtmistir.
Mahkemece azlin haksiz oldugu sonucuna varilarak davacinin Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 E. sayili dosyasinda ve Ankara 31. Icra Dairesinin 2009/11115 sayili takibi üzerinden Avukatlik Kanunun 164. maddesi çerçevesinde hesaplanan akdi ve yasal vekalet ücretinden, önceden tahsil edilip davaci vekilin uhdesinde kalan bedelin mahsubuyla bulunan 214.100,80 TL yönünden davanin kismen kabulüne karar verilmistir.
Davalilar ve davaci vekillerinin temyiz itirazlari üzerine hüküm Özel Dairece yukarida karar basliginda yazili gerekçelerle bozulmustur.
Yerel Mahkeme taraflar arasindaki sulh sözlesmesinin dava konusu edilmeyen hukuki yardimlari da kapsadigi kabul edilse bile haksiz olarak vekillikten azledildigi Yargitay’in da kabulünde olan davaci avukatin katilmadigi sulh protokolüne göre emek ve mesaisinin karsiliginin hesaplanamayacagi, sadece dava konusu alacak miktari üzerinden vekalet ücretinin hesaplanmasi gerektigi gerekçesiyle önceki kararda direnilmistir.
Direnme karari taraf vekillerince temyiz edilmistir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik vekilin haksiz azli halinde Avukatlik Kanununun 164. ve 165. maddesi çerçevesinde vekil eden ve hasminin vekile karsi sorumlu olduklari ücretin tespitinde, içeriginin yalnizca bir kismi ile ilgili hukuki yardimin dava konusu edildigi sulh protokolü kapsaminda bulunan tüm dava ve isler dolayisi ile temin edilen menfaatin tespitinin gerekli olup olmadigi noktasinda toplanmaktadir.
1136 sayili Avukatlik Kanunun 174. maddesine göre avukat hakli bir nedenle azledildigi takdirde ücrete hak kazanamaz ise de haksiz azil halinde; anilan madde uyarinca avukatlik ücretinin tamaminin ödenmesi gerekir. Haksiz azledilen vekilin avukatlik ücreti, ücret sözlesmesinde kararlastirilan ücretin tamamidir. Ücret sözlesmesi yapilmamis veya yapilmis olmasina ragmen sözlesme veya ücrete iliskin hükmü hukuken geçersiz ise Avukatlik Kanununun 163/son maddesi hükmünce Avukatlik Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanacak ücretin ödenmesi gerekir.
Eldeki davada davaci avukatin davalilarin sulh protokolünü imza etmelerinin hemen akabinde vekil eden tarafindan haksiz sekilde azledildigi hem Yerel Mahkeme hem de Özel Dairenin kabulündedir.
Yerel Mahkeme ve Özel Daire arasindaki anlasmazlik, sulh protokolü sonrasi haksiz sekilde vekillikten azledilen avukata karsi vekalet ücreti yönünden müvekkili ve hasimi olan davalilarin sorumlu oldugu miktarin ne suretle belirlenmesi gerektigi hususundadir.
1136 sayili Avukatlik Kanununun “Ücret dolayisiyle müteselsil sorumluluk” basligini tasiyan 165. maddesi; “(Degisik madde: 02.05.2001 - 4667/78. md.) Is sahibinin birden çok olmasi halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasinda anlasmayla sonuçlanan ve takipsiz birakilan islerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayilirlar.” hükmünü içermektedir.
Bu halde ödenecek ücret, hem avukatin vekil eden ile yaptigi sözlesmede belirli ücreti ve hem de yargilama gideri olan ve mahkemece Avukatlik Asgari Ücret Tarifesi uyarinca karsi tarafa yükletilecek olan vekalet ücretini kapsar.
Nitekim ayni ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 07.11.2012 gün, E:2012/13-218, K: 2012/759; 10.03.1982 gün ve E:4-1468, K:259; 22.06.1983 gün ve E:1980/4-2329, K:1983/699 sayili kararlarinda da benimsenmistir.
Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarindaki sözlesmeye göre kararlastirilan miktari, sayet ücret kararlastirilmamis ise Avukatlik Kanununun 164/4. maddesine göre özetle degeri para ile ölçülebilen dava ve islerde asgari ücret tarifelerinin altinda olmamak kosulu ile davanin kazanilan bölümü üzerinden yüzde on ile yüzde yirmi arasinda belirlenecek miktari, sayet degeri para ile ölçülemeyecek islerden ise Avukatlik Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek miktari ücret olarak talep etmek hakkina sahip oldugu gibi, ayrica yargilama sonunda hakli çikilan kisim üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkina sahiptir. Vekil eden avukatina belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlü olup, Avukatlik Kanununun 165. maddesi geregince avukat tarafindan takip edilen dosyada taraflarin sulh olmalari halinde vekil eden ile avukat arasinda sözlesme bulunmamasi, sözlesmedeki ücretin geçersiz olmasi halinde gerek vekil eden gerekse hasim, sulh olunan miktar, sulh olunan miktar belli degilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktar arastirilarak bulunacak miktar, aksi takdirde dava veya icra takibine konu müddeabihin tamami üzerinden Avukatlik Kanununun 164/4.maddesine göre belirlenecek ücret nedeni ile mütesilsilen sorumlu sayilmaktadir.
Baska bir anlatimla, Kanun’un 165. maddesinde düzenlenen müteselsil sorumluluk sartlarinin mevcut bulunmasi halinde avukatin vekalet ücretinin 164. madde hükümlerince tespitine esas olmak üzere öncelikle sulh anlasmasinin göz önünde bulundurulmasi, anlasmada sulh miktarinin belli olmasi halinde bu miktar üzerinden hesaplama yapilmasi, sulh miktarinin anlasmadan tespitinin mümkün olmamasi halinde sulh ile saglanan menfaatin sulh ile sonlandirilan tüm çekismeler dikkate alinarak belirlenmesi, bu suretle belirlenecek degere karsi sulh ile elde edilen menfaatin daha az oldugunu iddia ederek itiraz eden tarafin bunu ispatla mükellef oldugunun göz önünde bulundurulmasi, bu yolla menfaatin tespit edilmesinin mümkün olmamasi halinde sulhun kapsaminda kalan dava ve islerin müddeabihleri üzerinden hesaplama yapilmasi gerekmektedir.
Bu açiklamalar isiginda somut olay incelendiginde; davalilar arasindaki 17.11.2009 tarihli sulh protokolünde taraflarin sulh olduklari miktar açikça yazili olmadigi gibi, protokol metninden de sulh ile saglanan menfaatin tespiti mümkün degildir. Ne var ki, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalilar arasinda davaci vekilin vekalet ücretini dava konusu ettigi Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 esas sayili dosyasi ve Ankara 31. Icra Dairesinin 2009/11115 esas sayili dosyasi disinda da çekismelerin mevcut oldugu anlasilmaktadir. Davaci avukat vekalet ücreti talebini yalnizca haksiz azil hükümlerine dayandirmamistir. Davaci davalilarin kendisini saf disi birakarak sulh olduklarini, bu halde vekil edenin yani sira karsi tarafin da vekalet ücretinden sorumlu oldugunu belirterek, eldeki dava ile takip ettigi dava ve islerin simdilik bir kismindan dogan vekalet ücretinin bu sorumluluk hükümlerince tespiti ile davalilardan müstereken ve müteselsilen tahsilini istemistir. Bu halde mahkemece öncelikle yukarida açiklanan ilkeler isiginda sulh ile saglanan tüm menfaatin tereddüte mahal vermeyecek sekilde belirlenmesi için gerekli arastirmanin yapilmasi gereklidir. Özel Dairenin bozma kararinda da bu hususa isaret edilmis ise de, bu ilke dogrultusunda yapilacak arastirma neticesinde sonuca varilamamasi halinde mahkemenin takip edilen dava ve islerin müddeabihleri üzerinden vekalet ücretinin hesaplanmasi yoluna basvurmasi gerektigi yönündeki yol gösterici açiklama bozma kararinda yer almamaktadir.
Hal böyle olunca direnme kararinin açiklanan bu ilave gerekçelerle bozulmasina karar vermek gerekmistir.
Sonuç itibariyle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararina bozma kararinda gösterilen gerekçeler ve yukarida açiklanan ilave nedenlerle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykiridir.
Bu nedenle direnme karari bozulmalidir.
S O N U Ç: Yukarida açiklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarinin kabulü ile direnme kararinin Özel Daire bozma kararinda ve yukarida gösterilen ilave nedenlerden dolayi BOZULMASINA, istek halinde temyiz pesin harcinin yatiranlara geri verilmesine, karar düzeltme yolu açik olmak üzere 29.03.2017 gününde oybirligi ile karar verildi.
hukukihaber.net