Boşanma davasında Kadının çalışıyor olmasının tedbir Nafakasına Engel teşkil etmeyeceği

vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff8e9400000000ad01000001000400

Bosanma davasinda kadinin çalisiyor olmasi erkegin bir gelirinin bulunmamasi veya kusurunun olmamasi tedbir nafakasina engel teskil etmeyecegine dair karar.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2017/2-1891
K. 2018/1577
T. 25.10.2018

BOSANMA

Erkegin Gelirinin Bulunmamasinin Kadinin Çalisiyor Olmasi veya Kusurlu Olmasinin Kadin Yararina Tedbir Nafakasi Hükmedilmesine Engel Teskil Eden Vakialar Olmadigi

TEDBIR NAFAKASI

Bosanma - Kadinin Tam Kusurlu Oldugu Gerekçesiyle Erkegin Davasinin Kabulüyle Taraflarin Bosanmalarina Kadinin Davasinin Ise Reddine Karar Verildigi/Kararin Sadece "Tedbir Nafakasina" Dair Olarak Bozuldugu ve Erkegin Gelirinin Bulunmamasinin Kadinin Çalisiyor Olmasi veya Kusur Durumunun Kadin Yararina Tedbir Nafakasi Hükmedilmesine Engel Teskil Eden Vakialar Olmayacagi

ERKEGIN GELIRININ BULUNMAMASININ KADININ ÇALISIYOR OLMASI VEYA TAM KUSURLU OLMASININ KADIN YARARINA TEDBIR NAFAKASI HÜKMEDILMESINE ENGEL TESKIL ETMEYECEGI 

Davaci Karsi Davali Erkegin Bosanmaya Yol Açan Olaylarda Bir Kusurunun Bulunmadigi Davali Karsi Davaci Kadinin Ise Baskasi Ile Ask ve Gönül Iliskisi Içerisine Girdigi Bu Sebeple Tam Kusurlu Oldugu Gerekçesiyle Erkegin Davasinin Kabulüyle Bosanmalarina Karar Verildigi/Kadin Yararina Tedbir Nafakasina Hükmedilecegi

4721/m.166,174

DAVA ÖZETI :

Taraflarin 20.02.2011 tarihinde evlendikleri, aralarindaki anlasmazliklar sebebiyle karsilikli olarak bosanma davasi açtiklari anlasilmaktadir. Mahkemece 23.11.2011 tarihli ara karar ile davali-karsi davaci kadin yararina 500,00 TL tedbir nafakasina hükmedilmis ise de akabinde 19.12.2011 tarihli ara karar ile "kocanin issiz oldugu, hiç bir gelirinin bulunmadigi" belirtilmek suretiyle sözü edilen tarih itibariyle tedbir nafakasinin geçici olarak durdurulmasina karar verilmistir. Nihai yargilama sonunda ise davaci-karsi davali erkegin bosanmaya yol açan olaylarda bir kusurunun bulunmadigi, davali-karsi davaci kadinin ise baskasi ile ask ve gönül iliskisi içerisine girdigi, bu sebeple tam kusurlu oldugu gerekçesiyle, erkegin davasinin kabulüyle taraflarin bosanmalarina, kadinin davasinin ise reddine karar verilmistir. Kararin temyizi üzerine Özel Dairece yapilan incelemede; mahkemenin bosanma ve kusur belirlemesine dair gerekçesi onanmak suretiyle kesinlesmis, karar sadece "tedbir nafakasina" dair olarak bozulmustur. Mahkemenin direnme gerekçesinin aksine erkegin gelirinin bulunmamasi, kadinin çalisiyor olmasi veya kusur durumu kadin yararina tedbir nafakasi hükmedilmesine engel teskil eden vakialar degildir.

DAVA : Taraflar arasindaki karsilikli “bosanma” davasindan dolayi yapilan yargilama sonunda Ankara 4. Aile Mahkemesince "davaci-karsi davali erkegin davasinin kabulüne, davali-karsi davaci kadinin davasinin reddine" dair verilen 21.09.2012 tarihli ve 2011/1096 E., 2012/1186 K. sayili karar davali - karsi davaci (kadin) vekilinin temyizi üzerine Yargitay 2. Hukuk Dairesinin 12.11.2013 tarihli ve 2013/1834 E., 2013/26011 K. sayili karari ile:

...1-Dosyadaki yazilara, kararin dayandigi delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlislik görülmemesine göre, davali-karsi davaci kadinin asagidaki bendin kapsami disinda kalan temyiz itirazlari yersizdir.

2-)Yerel mahkeme tarafindan davali-karsi davaci kadin yararina 23.11.2011 tarihli ara karari ile aylik 500 TL. tedbir nafakasi takdir edilmis, ancak mahkemece 19.12.2011 tarihli ara karari ile davaci-karsi davali kocanin issiz olmasi ve hiçbir gelirinin bulunmadigi gerekçesiyle bu tarihten geçerli olarak tedbir nafakasinin durdurulmasina karar verilmistir. Davaci-karsi davali kocanin issiz olmasi ve gelirinin bulunmamasi hükmedilen tedbir nafakasinin tamamiyla kaldirilmasini gerektirmez. Bu durum ancak daha önce takdir edilen nafakanin indirilmesi için bir gerekçe olabilir. Bu durumda yargilama sirasinda geçim için ihtiyaçlari devam eden davali-davaci kadin yararina Türk Medeni Kanunun 169. maddesi geregince 19.12.2011 tarihinden geçerli olmak üzere tedbir nafakasina hükmedilmemesi dogru görülmemistir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapilan yargilama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmistir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek temyiz dilekçesinin süresinde verildigi anlasildiktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra geregi görüsüldü:

KARAR : Asil ve karsi dava, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 166/1. maddesi uyarinca açilan evlilik birliginin sarsilmasi nedenine dayali bosanma isteklerine iliskindir.

Davaci-karsi davali (erkek) vekili, davalinin müvekkiline güleryüz göstermedigini, tüm vaktini internette geçirdigini, hakaret ettigini, sadakatsiz davranislar içine girdigini, bu sebeple evlilik birliginin sarsildigini ileri sürerek taraflarin bosanmalarina, kararin kesinlesmesinden itibaren 25.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatin faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmistir.

Davali-karsi davaci (kadin) vekili, erkek esin birlik görevlerini yerine getirmedigini, her tartismada müvekkilini evden kovdugunu, en son davacinin agresifliginden korkan müvekkilinin annesine sigindigini, bir süre sonra evin esyalarinin satildigini ögrendigini ileri sürerek bosanmalarina karar verilmesini ve müvekkili yararina 50.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmistir.

Mahkemece, bosanmaya sebep olaylarda erkek yönünden ispatlanmis bir kusur bulunmadigi, kadinin ise evlilik birliginin kutsalligi ile bagdasmayacak sekilde üçüncü bir kisi ile ask ve gönül iliskisi içerisinde oldugu gerekçesiyle davali-karsi davaci kadinin davasinin reddine, davaci-karsi davali (erkegin) bosanma davasinin kabulüne, erkek yararina 5.000,00 TL maddi tazminat (TMK m.174/1) ve 5.000,00 TL (TMK m.174/2) manevi tazminata karar verilmis, kadinin maddi ve manevi tazminat talepleri ise reddedilmistir.

Davali-karsi davaci (kadin) vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarda baslik kisminda açiklanan gerekçe ile tedbir nafakasi yönünden bozulmustur.

Mahkemece, davaci-karsi davali erkegin çalismadigi, sabit bir gelirinin olmadigi, kadinin da dava tarihinde çalismadigi, bozmadan sonraki taraf anlatimina göre bir süre ise girip tekrar çiktigi, kadinin durusmada gözlenen görüntü ve yapisi itibariyle çalisip kazanç elde edebilecek görüntüsü oldugu belirtilerek direnme karari verilmistir.

Direnme karari davali-karsi davaci (kadin) vekili tarafindan temyiz edilmistir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik, davali-karsi davaci kadin yararina ara kararla hükmedilen tedbir nafakasinin kaldirilmasi kosullarinin olusup olusmadigi noktasinda toplanmaktadir.

4721 Sayili Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) “Geçici önlemler” baslikli 169. maddesi:

Bosanma veya ayrilik davasi açilinca hâkim, davanin devami süresince gerekli olan, özellikle eslerin barinmasina, geçimine, eslerin mallarinin yönetimine ve çocuklarin bakim ve korunmasina dair geçici önlemleri re'sen alir.” hükmünü içermektedir.

Bu madde, yasal gerekçesinde de isaret olundugu üzere, yürürlükten kaldirilan 743 Sayili Medeni Kanunu'nun 137. maddesinin sadelestirilmis sekli olup, mahiyeti itibariyle herhangi bir degisiklige ugramamistir. Böylece, öteden beri uygulanagelen bu hükme göre hâkimin, bu konuda bir talebin varligini aramaksizin, davanin devami süresince gerekli olan, özellikle eslerin barinmasina, geçimine, mallarinin yönetimine dair geçici önlemleri resen almasi gerekir.

Bu geçici önlemlerden birisi de tedbir nafakasidir.

Tedbir nafakasi, talebe bagli olmaksizin (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanin basindan itibaren karar kesinlesene kadar hüküm altina alinir.

Dolayisiyla tedbir nafakasi takdirine dair kararin, davanin açildigi tarih itibariyle taraflarin ekonomik ve sosyal durumlarina dair arastirma sonuçlarinin dosyaya gelisini takiben hemen verilmesi gerekir.

Bosanma ve ayrilik davalarinda, taraflarin kusur durumu hiçbir sekilde tedbir nafakasinin takdirine etkili bir unsur degildir. Kusurlu es yararina dahi, bu tedbirlerin alinmasi mümkündür. Yine, her iki tarafin da gelirinin bulunmasi tedbir nafakasi verilmesini engelleyici bir hâl degildir. Ancak eslerin ekonomik güçlerinin birbirine yakin olmasi durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakasi verme zorunlulugunun ortadan kalkacagi söylenebilir.

Ayrica belirtilmelidir ki, Yargitay içtihatlari ile bir baskasi ile evlilik disi birliktelik yasayan ese tedbir nafakasi verilmeyecegi hususu benimsenmistir.

TMK'nin 169. maddesi uyarinca takdir edilen tedbir nafakasi, açilan bosanma davasi kapsaminda alinan geçici nitelikteki bir önlem olarak hâkim tarafindan yargilama sirasinda kaldirilmadigi takdirde bosanma davasinda verilen kararin kesinlesmesi ile kendiliginden sona erer.

Bu ilkeler kapsaminda somut olay degerlendirildiginde, taraflarin 20.02.2011 tarihinde evlendikleri, aralarindaki anlasmazliklar sebebiyle karsilikli olarak bosanma davasi açtiklari anlasilmaktadir. Mahkemece 23.11.2011 tarihli ara karar ile davali-karsi davaci kadin yararina 500,00 TL tedbir nafakasina hükmedilmis ise de akabinde 19.12.2011 tarihli ara karar ile "kocanin issiz oldugu, hiç bir gelirinin bulunmadigi" belirtilmek suretiyle sözü edilen tarih itibariyle tedbir nafakasinin geçici olarak durdurulmasina karar verilmistir. Nihai yargilama sonunda ise davaci-karsi davali erkegin bosanmaya yol açan olaylarda bir kusurunun bulunmadigi, davali-karsi davaci kadinin ise baskasi ile ask ve gönül iliskisi içerisine girdigi, bu sebeple tam kusurlu oldugu gerekçesiyle, erkegin davasinin kabulüyle taraflarin bosanmalarina, kadinin davasinin ise reddine karar verilmistir. Kararin temyizi üzerine Özel Dairece yapilan incelemede; mahkemenin bosanma ve kusur belirlemesine dair gerekçesi onanmak suretiyle kesinlesmis, karar sadece "tedbir nafakasina" dair olarak bozulmustur. Yukarida da açiklandigi üzere mahkemenin direnme gerekçesinin aksine erkegin gelirinin bulunmamasi, kadinin çalisiyor olmasi veya kusur durumu kadin yararina tedbir nafakasi hükmedilmesine engel teskil eden vakialar degildir.

Hâl böyle olunca taraflarin karsilikli iddia ve savunmalarina, dosyadaki tutanak ve kanitlara, bozma kararinda açiklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararina uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykiridir.

Bu sebeple direnme karari bozulmalidir.

SONUÇ : Davali-karsi davaci (kadin) vekilinin temyiz itirazlarinin kabulüyle direnme kararinin Özel Daire bozma kararinda gösterilen nedenlerden dolayi 6100 Sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 Sayili Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi geregince BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz pesin harcinin yatirana iadesine, ayni Kanun'un 440. maddesi uyarinca tebligden itibaren on bes günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açik olmak üzere 25.10.2018 tarihinde oybirligi ile karar verildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

kazanci.com.tr



Şimdi Ara
Hemen Sor