vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdffab80020000002b04000001000700Itiraz Konusu Kural Itiraz konusu kuralda, özel egitim personeli olacak kisilerin dolandiricilik veya sahtecilik suçlarindan dolayi haklarinda kovusturma bulunmamasi öngörülmektedir. Basvuru Gerekçesi Basvuruda özetle; itiraz konusu kuralin masumiyet karinesine aykiri oldugu, henüz hakkinda kesinlesmis bir mahkeme karari bulunmayan kisinin özel egitim kurumlarinda çalismasinin engellendigi belirtilerek kuralin Anayasa’ya aykiri oldugu ileri sürülmüstür. Mahkemenin Degerlendirmesi 5580 sayili Kanun’un 4. maddesinin birinci fikrasinda yer alan sartlari tasimayan kisilerin özel egitim kurumu personeli olarak çalisabilmesinin mümkün olmadigi gözetildiginde kuralla çalisma hakki ve özgürlügüne yönelik bir sinirlama getirildigi anlasilmaktadir. Anayasa’nin 13. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere sinirlama getiren düzenlemelerin kanunla yapilmasi, Anayasa’da öngörülen sinirlama sebebine uygun ve ölçülü olmasi gerekir. Bu kapsamda çalisma hakki ve özgürlügünü sinirlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin seklen var olmasi yeterli olmayip kurallarin keyfîlige izin vermeyecek sekilde belirli, ulasilabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliginde olmasi gerekir. Öte yandan Anayasa’nin 48. ve 49. maddelerinde çalisma hakki ve özgürlügü için herhangi bir sinirlama nedeni öngörülmemis olmakla birlikte özel sinirlama nedeni öngörülmemis haklarin da o hakkin dogasindan kaynaklanan bazi sinirlarinin bulundugu kabul edilmektedir. Ayrica Anayasa'nin baska maddelerinde yer alan hak ve özgürlükler ile devlete yüklenen ödevler, özel sinirlama sebebi gösterilmemis hak ve özgürlüklere sinir teskil edebilir. 5580 sayili Kanun’un 6., 9. ve 11. maddeleri uyarinca özel ögretim kurumlarinda verilecek egitim ve ögretimin 1739 sayili Milli Egitim Temel Kanunu’nda ifade edilen Türk milli egitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak yürütülecegi, bu kurumlarda görev yapan yönetici ve ögretmenlerin görevleri sirasinda suç islemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karsi islenen suçlardan dolayi 5237 sayili Türk Ceza Kanunu’nun uygulanacagi ve ceza kovusturmasi bakimindan kamu görevlisi sayilacaklari, bu kurumlarin ve kurum personelinin Millî Egitim Bakanliginin denetimi ve gözetimi altinda oldugu gözönünde bulunduruldugunda özel ögretim kurumlarinda görev alacak personel hakkinda kovusturma bulunmamasi sartini öngören kuralin kamu düzeninin saglanmasi biçimindeki mesru amaca yönelik oldugu anlasilmaktadir. Kuralla özel egitim kurumlarinda görev alacak personel hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçundan dolayi kovusturma bulunmamasi sartinin öngörülmesinin bu personele toplumun ve bireylerin güvenle yaklasmasina katki saglayacagi ve bunu destekleyecegi gözetildiginde kuralin kamu düzeninin korunmasi amacina ulasma bakimindan elverisli olmadigi söylenemez. Ancak kuralin ölçülülük ilkesine uygun olabilmesi için elverisli bir sinirlama getirmesi yeterli olmayip, sinirlamanin gereklilik ilkesine de uygun olmasi gerekir. Kuralla ulasilmak istenen amaca, özel ögretim kurumlarina alim yönünden ilgili makamlara takdir yetkisi tanimak ya da ilgili makamlara kovusturma sonuna kadar bekleme yetkisi vermek, halihazirda görev yapan personel yönünden ise kovusturma durumunun is sözlesmelerinin askida kalmasi hâllerinden biri olarak kabulü gibi daha hafif tedbirlerle ulasilmasi mümkündür. Nitekim buna benzer tedbirler çesitli meslek gruplari bakimindan mevzuatta düzenlenmistir. Bu itibarla kamu yararinin saglanmasi amacina daha hafif bir sinirlamayla ulasilmasi mümkünken kisiler hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçlarindan kovusturma bulunmamasi seklindeki sinirlamanin gerekli, dolayisiyla ölçülü oldugu söylenemez. Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle kuralin Anayasa’ya aykiri olduguna ve iptaline karar vermistir. --- ANAYASA MAHKEMESI KARARI Esas Sayisi : 2021/117 Karar Sayisi : 2022/10 Karar Tarihi : 26/1/2022 R.G. Tarih-Sayisi : 12/4/2022-31807 ITIRAZ YOLUNA BASVURAN: Gaziantep Bölge Idare Mahkemesi Dördüncü Idari Dava Dairesi ITIRAZIN KONUSU: 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayili Özel Ögretim Kurumlari Kanunu’nun 4. maddesinin 9/5/2018 tarihli ve 7141 sayili Kanun’un 11. maddesiyle degistirilen birinci fikrasinda yer alan “…veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi,…” ibaresinin Anayasa’nin 38. maddesine aykiriligi ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir. OLAY: Özel bir egitim kurumunda ögretmen olarak görev yapan davacinin ögretmenlik görevine son verilmesine yönelik idari islemin iptali talebiyle açilan davada itiraz konusu kuralin Anayasa’ya aykiri oldugu kanisina varan Mahkeme, iptali için basvurmustur. I. IPTALI ISTENEN KANUN HÜKMÜ Kanun’un itiraz konusu kuralin da yer aldigi 4. maddesi söyledir: “Kurucu/kurucu temsilcisinin nitelikleri ve kurum binalari MADDE 4- (Degisik birinci fikra: 9/5/2018-7141/11 md.) Özel ögretim kurumlarinin gerçek kisi kurucularinda, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlarinda, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayili Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmis olsa bile kasten islenen bir suçtan dolayi bir yil veya daha fazla süreyle hapis cezasi ya da affa ugramis olsa bile Devletin egemenlik alametlerine ve organlarinin sayginligina karsi suçlar, Devletin güvenligine karsi suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin isleyisine karsi suçlar, millî savunmaya karsi suçlar, Devlet sirlarina karsi suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüsvet, hirsizlik, dolandiricilik, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karistirma, edimin ifasina fesat karistirma, suçtan kaynaklanan malvarligi degerlerini aklama, kaçakçilik suçlari, cinsel dokunulmazliga karsi suçlar ve 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayili Suç Gelirlerinin Aklanmasinin Önlenmesi Hakkinda Kanun kapsaminda islenen suçlardan ceza almamis olmasi veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi, terör örgütlerine ya da Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenligine karsi faaliyette bulunduguna karar verilen yapi, olusum veya gruplara üyeligi, mensubiyeti ya da iltisaki yahut bunlarla irtibati olmamasi sarti aranir. Kurum binalarinin nitelikleri, bu binalarda açilabilecek kurumlar ile her tür tesis ve donanima iliskin standartlar Bakanlikça belirlenir. Meyhane, kahvehane, kiraathane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açik yerler ile açik alkollü içki satilan yerlerin, okul binalarindan kapidan kapiya en az yüz metre uzaklikta bulunmasi zorunludur. Özel egitime muhtaç bireylerin devam ettikleri ögretim kurumlari ile okullar disindaki diger özel ögretim kurumlarinda bu zorunluluk aranmaz. Ancak, söz konusu özel ögretim kurumlariyla yukarida belirtilen türdeki is yerleri ayni binada bulunamaz. Turizmin yogun oldugu yörelerde bulunan okullarin tatil oldugu dönemlerde, yukarida belirtilen is yerleri ile okullar arasinda yüz metre uzaklik sarti aranmaz. Uzaklikla ilgili esaslar Içisleri, Çevre ve Sehircilik, Millî Egitim, Saglik, Kültür ve Turizm bakanliklarinin müstereken hazirlayacaklari yönetmelikle belirlenir.” II. ILK INCELEME 1. Anayasa Mahkemesi Içtüzügü hükümleri uyarinca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Ridvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Sevki HAKYEMEZ, Yildiz SEFERINOGLU, Selahaddin MENTES, Basri BAGCI ve Irfan FIDAN’in katilimlariyla 4/11/2021 tarihinde yapilan ilk inceleme toplantisinda öncelikle sinirlama sorunu görüsülmüstür. 2. Anayasa’nin 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayili Anayasa Mahkemesinin Kurulusu ve Yargilama Usulleri Hakkinda Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaskanligi kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykiri görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdügü aykirilik iddiasinin ciddi oldugu kanisina varmasi durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine basvurmaya yetkilidir. Ancak anilan maddeler uyarinca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine basvurabilmesi için elinde yöntemince açilmis ve mahkemenin görevine giren bir davanin bulunmasi, iptali talep edilen kuralin da o davada uygulanacak olmasi gerekir. Uygulanacak kural ise bakilmakta olan davanin degisik evrelerinde ortaya çikan sorunlarin çözümünde veya davayi sonuçlandirmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardir. 3. Itiraz yoluna basvuran Mahkeme, 5580 sayili Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fikrasinda yer alan “…veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi,…” ibaresinin iptalini talep etmistir. Kural, özel ögretim kurumlarinin gerçek kisi kurucularinda, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlarinda, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; devletin egemenlik alametlerine ve organlarinin sayginligina karsi suçlar, devletin güvenligine karsi suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin isleyisine karsi suçlar, millî savunmaya karsi suçlar, devlet sirlarina karsi suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüsvet, hirsizlik, dolandiricilik, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karistirma, edimin ifasina fesat karistirma, suçtan kaynaklanan malvarligi degerlerini aklama, kaçakçilik suçlari, cinsel dokunulmazliga karsi suçlar ile 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayili Suç Gelirlerinin Aklanmasinin Önlenmesi Hakkinda Kanun kapsaminda islenen suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi sartini öngörmektedir. 4. Bakilmakta olan davanin konusu ise özel bir egitim kurumunda ögretmen olarak görev yapan davaci hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçlarindan kovusturma bulunmasi nedeniyle davacinin ögretmenlik görevine son verilmesine yönelik idari islemin iptali talebine iliskindir. 5. Itiraz konusu kural, özel egitim kurumlarindaki personele iliskin dolandiricilik ve sahtecilik suçunun yani sira bakilmakta olan davada uygulanma imkâni olmayan özel ögretim kurumlarinin gerçek kisi kuruculari, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlari ve kurucu temsilcileri ile fikrada sayilan diger suçlar bakimindan da geçerli, ortak kural niteligindedir. Bu itibarla bakilmakta olan davanin konusu gözetilerek itiraz konusu kurala iliskin esas incelemenin “…personelinde;…” ve “…dolandiricilik, sahtecilik,…” ibareleri yönünden yapilmasi gerekir. 6. Açiklanan nedenle 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayili Özel Ögretim Kurumlari Kanunu’nun 4. maddesinin 9/5/2018 tarihli ve 7141 sayili Kanun’un 11. maddesiyle degistirilen birinci fikrasinda yer alan “...veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi,...” ibaresinin esasinin incelenmesine, esasa iliskin incelemenin anilan fikrada yer alan “…personelinde;…” ve “…dolandiricilik, sahtecilik,…” ibareleri yönünden yapilmasina OYBIRLIGIYLE karar verilmistir. III. ESASIN INCELENMESI 7. Basvuru karari ve ekleri, Raportör Burak FIRAT tarafindan hazirlanan isin esasina iliskin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanilan ve ilgili görülen Anayasa kurallari ve bunlarin gerekçeleri ile diger yasama belgeleri okunup incelendikten sonra geregi görüsülüp düsünüldü: A. Itirazin Gerekçesi 8. Basvuru kararinda özetle; itiraz konusu kuralin masumiyet karinesine aykiri oldugu, henüz hakkinda kesinlesmis bir mahkeme karari bulunmayan kisinin özel egitim kurumlarinda çalismasinin engellendigi belirtilerek kuralin Anayasa’nin 38. maddesine aykiri oldugu ileri sürülmüstür. B. Anayasa’ya Aykirilik Sorunu 9. 6216 sayili Kanun’un 43. maddesi uyarinca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nin 13., 48. ve 49. maddeleri yönünden de incelenmistir. 10. Kural, özel ögretim kurumlarinin gerçek kisi kurucularinda, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlarinda, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; devletin egemenlik alametlerine ve organlarinin sayginligina karsi suçlar, devletin güvenligine karsi suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin isleyisine karsi suçlar, millî savunmaya karsi suçlar, devlet sirlarina karsi suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüsvet, hirsizlik, dolandiricilik, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karistirma, edimin ifasina fesat karistirma, suçtan kaynaklanan malvarligi degerlerini aklama, kaçakçilik suçlari, cinsel dokunulmazliga karsi suçlar ile 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayili Suç Gelirlerinin Aklanmasinin Önlenmesi Hakkinda Kanun kapsaminda islenen suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi sartinin aranacagini öngörmekte olup “…personelinde;…” ve “…dolandiricilik, sahtecilik,…” ibareleri yönünden incelenmistir. 11. Anayasa’nin 48. maddesinde “Herkes, diledigi alanda çalisma ve sözlesme hürriyetlerine sahiptir”, 49. maddesinde de “Çalisma, herkesin hakki ve ödevidir” denilmek suretiyle herkesin çalisma hakki ile özgürlügüne sahip oldugu hüküm altina alinmistir. 12. 5580 sayili Kanun’un 4. maddesinin birinci fikrasinda özel egitim kurumlarinin gerçek kisi kurucularinda, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlarinda, kurucu temsilcilerinde ve personelinde bulunmasi gereken sartlar düzenlenmistir. Itiraz konusu kural uyarinca özel egitim personeli olacak kisilerde bulunmasi gereken sart ise haklarinda dolandiricilik veya sahtecilik suçlarindan dolayi kovusturma bulunmamasidir. Buna göre anilan sarti tasimayan kisilerin özel egitim kurumu personeli olarak çalisabilmesinin mümkün olmadigi gözetildiginde kuralla çalisma hakki ve özgürlügüne yönelik bir sinirlama getirildigi anlasilmaktadir. 13. Anayasa’nin 13. maddesinde “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksizin yalnizca Anayasanin ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bagli olarak ve ancak kanunla sinirlanabilir. Bu sinirlamalar, Anayasanin sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykiri olamaz.” denilmektedir. Buna göre temel hak ve özgürlüklere sinirlama getiren düzenlemelerin kanunla yapilmasi, Anayasa’da öngörülen sinirlama sebebine uygun ve ölçülü olmasi gerekir. 14. Bu kapsamda çalisma hakki ve özgürlügünü sinirlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin seklen var olmasi yeterli olmayip kurallarin keyfîlige izin vermeyecek sekilde belirli, ulasilabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliginde olmasi gerekir. 15. Esasen temel hak ve özgürlükleri sinirlayan kanunun bu niteliklere sahip olmasi Anayasa’nin 2. maddesinde güvenceye alinan hukuk devleti ilkesinin de bir geregidir. Hukuk devletinde kanuni düzenlemelerin hem kisiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuskuya yer vermeyecek sekilde açik, net, anlasilir, uygulanabilir ve nesnel olmasi, ayrica kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarina karsi koruyucu önlem içermesi gerekir. Kanunda bulunmasi gereken bu nitelikler hukuki güvenligin saglanmasi bakimindan da zorunludur. Zira bu ilke hukuk normlarinin öngörülebilir olmasini, bireylerin tüm eylem ve islemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçinmasini gerekli kilar (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 153, 154). Dolayisiyla Anayasa’nin 13. maddesinde sinirlama ölçütü olarak belirtilen kanunilik, Anayasa’nin 2. maddesinde güvenceye alinan hukuk devleti ilkesi isiginda yorumlanmalidir. 16. Kuralin yer aldigi fikrada kovusturma bulunmamasi sarti kapsaminda hangi suçlarin özel egitim kurumu personeli olarak çalismaya engel olusturdugu açikça belirtilmistir. Bununla birlikte kurala konu dolandiricilik ve sahtecilik suçlarinin 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayili Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendigi ve kuralda yer alan “…kovusturma…” ibaresinin 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayili Kanun’un 2. maddesinde tanimlandigi gözetildiginde kuralin belirli, ulasilabilir ve öngörülebilir nitelikte oldugu ve bu yönüyle kanunilik sartini tasidigi anlasilmaktadir. 17. Öte yandan Anayasa’nin 48. ve 49. maddelerinde çalisma hakki ve özgürlügü için herhangi bir sinirlama nedeni öngörülmemis olmakla birlikte özel sinirlama nedeni öngörülmemis haklarin da o hakkin dogasindan kaynaklanan bazi sinirlarinin bulundugu kabul edilmektedir. Ayrica Anayasa'nin baska maddelerinde yer alan hak ve özgürlükler ile devlete yüklenen ödevler, özel sinirlama sebebi gösterilmemis hak ve özgürlüklere sinir teskil edebilir. 18. Anayasa'nin 5. maddesine göre kisilerin ve toplumun refah, huzur ve mutlulugunu saglamak devletin temel amaç ve görevlerindendir. Dogrudan devlet ya da diger kamu tüzel kisileri tarafindan ya da bunlarin denetim ve gözetimleri altinda sunulan kamu hizmetlerinin dogru ve güvenilir bir sekilde yürütülmesini temin etmek suretiyle kamu düzeninin gerçeklestirilmesinin kisilerin ve toplumun refah, huzur ve güvenligini saglamaya hizmet edecegi açiktir. 5580 sayili Kanun’un 6., 9. ve 11. maddeleri uyarinca özel ögretim kurumlarinda verilecek egitim ve ögretimin 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayili Milli Egitim Temel Kanunu’nda ifade edilen Türk milli egitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak yürütülecegi, bu kurumlarda görev yapan yönetici ve ögretmenlerin görevleri sirasinda suç islemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karsi islenen suçlardan dolayi 5237 sayili Kanun’un uygulanacagi ve ceza kovusturmasi bakimindan kamu görevlisi sayilacaklari, bu kurumlarin ve kurum personelinin Milli Egitim Bakanliginin denetimi ve gözetimi altinda oldugu göz önünde bulunduruldugunda özel ögretim kurumlarinda görev alacak personel hakkinda kovusturma bulunmamasi sartini öngören kuralin kamu düzeninin saglanmasi biçimindeki mesru amaca yönelik oldugu anlasilmaktadir. 19. Anayasa’nin 13. maddesinde güvence altina alinan ölçülülük ilkesi ise elverislilik, gereklilik ve orantililik olmak üzere üç alt ilkeden olusmaktadir. Elverislilik öngörülen sinirlamanin ulasilmak istenen amaci gerçeklestirmeye elverisli olmasini, gereklilik ulasilmak istenen amaç bakimindan sinirlamanin zorunlu olmasini, orantililik ise hakka getirilen sinirlama ile ulasilmak istenen amaç arasinda makul bir dengenin gözetilmesi gerekliligini ifade etmektedir. 20. 5580 sayili Kanun’daki anilan düzenlemeler (bkz. §18) göz önüne alindiginda kanun koyucunun özel ögretim kurumlarinin yerine getirdigi görevin niteligini gözeterek özel ögretim kurumlarinda görev alacak kisilere karsi bireylerin ve toplumun güven duygusu içinde olmalarini hedefledigi anlasilmaktadir. Kuralla özel egitim kurumlarinda görev alacak personel hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçundan dolayi kovusturma bulunmamasi sartinin öngörülmesinin bu personele toplumun ve bireylerin güvenle yaklasmasina katki saglayacagi ve bunu destekleyecegi gözetildiginde kuralin kamu düzeninin korunmasi amacina ulasma bakimindan elverisli olmadigi söylenemez. Ancak kuralin ölçülülük ilkesine uygun olabilmesi için elverisli bir sinirlama getirmesi yeterli olmayip, sinirlamanin gereklilik ilkesine de uygun olmasi gerekir. 21. Anayasa Mahkemesinin yerlesik içtihadi uyarinca Anayasa’nin 13. maddesi kapsaminda bir hakka sinirlama getirilebilmesi için öngörülen sinirlama olmaksizin sinirlama amacina ulasilamamasi gerekir. Bir baska ifadeyle kuralla hedeflenen amaca ulasmak için en hafif tedbirin öngörülmesi zorunlu olup ayni amaca daha hafif bir araçla ulasilmasi mümkün ise daha agir bir araç seçilmesi gereklilik ilkesi ile çelisir ve sinirlamayi ölçüsüz hale getirir (AYM, E.2014/176, K.2015/53, 27/5/2015; E.2016/13, K.2016/127, 22/6/2016; E.2018/71, K.2018/118, 27/12/2018, §§ 26-27). 22. Kural, kisiler hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçlarindan kovusturma bulunmamasini, hem özel ögretim kurumlarina alinma sirasinda hem de bu kurumlardaki görevin yerine getirildigi dönemde bulunmasi gereken bir sart olarak öngörmektedir. Kuralla ulasilmak istenen amaca, özel ögretim kurumlarina alim yönünden ilgili makamlara takdir yetkisi tanimak ya da ilgili makamlara kovusturma sonuna kadar bekleme yetkisi vermek, halihazirda görev yapan personel yönünden ise kovusturma durumunun is sözlesmelerinin askida kalmasi hâllerinden biri olarak kabulü gibi daha hafif tedbirlerle ulasilmasi mümkündür. Nitekim buna benzer tedbirler çesitli meslek gruplari bakimindan mevzuatta düzenlenmistir. Bu itibarla kamu yararinin saglanmasi amacina daha hafif bir sinirlamayla ulasilmasi mümkünken kisiler hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçlarindan kovusturma bulunmamasi seklindeki sinirlamanin gerekli, dolayisiyla ölçülü oldugu söylenemez. 23. Açiklanan nedenlerle kural, Anayasa’nin 13., 48. ve 49. maddelerine aykiridir. Iptali gerekir. Kural, Anayasa’nin 13., 48. ve 49. maddelerine aykiri görülerek iptal edildiginden ayrica Anayasa’nin 38. maddesi yönünden incelenmemistir. IV. HÜKÜM 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayili Özel Ögretim Kurumlari Kanunu’nun 4. maddesinin 9/5/2018 tarihli ve 7141 sayili Kanun’un 11. maddesiyle degistirilen birinci fikrasinda yer alan “…veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi,…” ibaresinin, anilan fikrada yer alan “…personelinde;…” ve “…dolandiricilik, sahtecilik,…” ibareleri yönünden Anayasa’ya aykiri olduguna ve IPTALINE 26/1/2022 tarihinde OYBIRLIGIYLE karar verildi. Baskan Zühtü ARSLAN Baskanvekili Hasan Tahsin GÖKCAN Üye Engin YILDIRIM Üye Hicabi DURSUN Üye Muammer TOPAL Üye Ridvan GÜLEÇ Üye Recai AKYEL Üye Yildiz SEFERINOGLU Üye Selahaddin MENTES Üye Basri BAGCI Üye Irfan FIDAN
Itiraz Konusu Kural
Itiraz konusu kuralda, özel egitim personeli olacak kisilerin dolandiricilik veya sahtecilik suçlarindan dolayi haklarinda kovusturma bulunmamasi öngörülmektedir.
Basvuru Gerekçesi
Basvuruda özetle; itiraz konusu kuralin masumiyet karinesine aykiri oldugu, henüz hakkinda kesinlesmis bir mahkeme karari bulunmayan kisinin özel egitim kurumlarinda çalismasinin engellendigi belirtilerek kuralin Anayasa’ya aykiri oldugu ileri sürülmüstür.
Mahkemenin Degerlendirmesi
5580 sayili Kanun’un 4. maddesinin birinci fikrasinda yer alan sartlari tasimayan kisilerin özel egitim kurumu personeli olarak çalisabilmesinin mümkün olmadigi gözetildiginde kuralla çalisma hakki ve özgürlügüne yönelik bir sinirlama getirildigi anlasilmaktadir.
Anayasa’nin 13. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere sinirlama getiren düzenlemelerin kanunla yapilmasi, Anayasa’da öngörülen sinirlama sebebine uygun ve ölçülü olmasi gerekir. Bu kapsamda çalisma hakki ve özgürlügünü sinirlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin seklen var olmasi yeterli olmayip kurallarin keyfîlige izin vermeyecek sekilde belirli, ulasilabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliginde olmasi gerekir.
Öte yandan Anayasa’nin 48. ve 49. maddelerinde çalisma hakki ve özgürlügü için herhangi bir sinirlama nedeni öngörülmemis olmakla birlikte özel sinirlama nedeni öngörülmemis haklarin da o hakkin dogasindan kaynaklanan bazi sinirlarinin bulundugu kabul edilmektedir. Ayrica Anayasa'nin baska maddelerinde yer alan hak ve özgürlükler ile devlete yüklenen ödevler, özel sinirlama sebebi gösterilmemis hak ve özgürlüklere sinir teskil edebilir.
5580 sayili Kanun’un 6., 9. ve 11. maddeleri uyarinca özel ögretim kurumlarinda verilecek egitim ve ögretimin 1739 sayili Milli Egitim Temel Kanunu’nda ifade edilen Türk milli egitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak yürütülecegi, bu kurumlarda görev yapan yönetici ve ögretmenlerin görevleri sirasinda suç islemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karsi islenen suçlardan dolayi 5237 sayili Türk Ceza Kanunu’nun uygulanacagi ve ceza kovusturmasi bakimindan kamu görevlisi sayilacaklari, bu kurumlarin ve kurum personelinin Millî Egitim Bakanliginin denetimi ve gözetimi altinda oldugu gözönünde bulunduruldugunda özel ögretim kurumlarinda görev alacak personel hakkinda kovusturma bulunmamasi sartini öngören kuralin kamu düzeninin saglanmasi biçimindeki mesru amaca yönelik oldugu anlasilmaktadir.
Kuralla özel egitim kurumlarinda görev alacak personel hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçundan dolayi kovusturma bulunmamasi sartinin öngörülmesinin bu personele toplumun ve bireylerin güvenle yaklasmasina katki saglayacagi ve bunu destekleyecegi gözetildiginde kuralin kamu düzeninin korunmasi amacina ulasma bakimindan elverisli olmadigi söylenemez. Ancak kuralin ölçülülük ilkesine uygun olabilmesi için elverisli bir sinirlama getirmesi yeterli olmayip, sinirlamanin gereklilik ilkesine de uygun olmasi gerekir.
Kuralla ulasilmak istenen amaca, özel ögretim kurumlarina alim yönünden ilgili makamlara takdir yetkisi tanimak ya da ilgili makamlara kovusturma sonuna kadar bekleme yetkisi vermek, halihazirda görev yapan personel yönünden ise kovusturma durumunun is sözlesmelerinin askida kalmasi hâllerinden biri olarak kabulü gibi daha hafif tedbirlerle ulasilmasi mümkündür. Nitekim buna benzer tedbirler çesitli meslek gruplari bakimindan mevzuatta düzenlenmistir. Bu itibarla kamu yararinin saglanmasi amacina daha hafif bir sinirlamayla ulasilmasi mümkünken kisiler hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçlarindan kovusturma bulunmamasi seklindeki sinirlamanin gerekli, dolayisiyla ölçülü oldugu söylenemez.
Anayasa Mahkemesi açiklanan gerekçelerle kuralin Anayasa’ya aykiri olduguna ve iptaline karar vermistir.
---
ANAYASA MAHKEMESI KARARI
Esas Sayisi : 2021/117
Karar Sayisi : 2022/10
Karar Tarihi : 26/1/2022
R.G. Tarih-Sayisi : 12/4/2022-31807
ITIRAZ YOLUNA BASVURAN: Gaziantep Bölge Idare Mahkemesi Dördüncü Idari Dava Dairesi
ITIRAZIN KONUSU: 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayili Özel Ögretim Kurumlari Kanunu’nun 4. maddesinin 9/5/2018 tarihli ve 7141 sayili Kanun’un 11. maddesiyle degistirilen birinci fikrasinda yer alan “…veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi,…” ibaresinin Anayasa’nin 38. maddesine aykiriligi ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Özel bir egitim kurumunda ögretmen olarak görev yapan davacinin ögretmenlik görevine son verilmesine yönelik idari islemin iptali talebiyle açilan davada itiraz konusu kuralin Anayasa’ya aykiri oldugu kanisina varan Mahkeme, iptali için basvurmustur.
I. IPTALI ISTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralin da yer aldigi 4. maddesi söyledir:
“Kurucu/kurucu temsilcisinin nitelikleri ve kurum binalari
MADDE 4- (Degisik birinci fikra: 9/5/2018-7141/11 md.) Özel ögretim kurumlarinin gerçek kisi kurucularinda, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlarinda, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayili Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmis olsa bile kasten islenen bir suçtan dolayi bir yil veya daha fazla süreyle hapis cezasi ya da affa ugramis olsa bile Devletin egemenlik alametlerine ve organlarinin sayginligina karsi suçlar, Devletin güvenligine karsi suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin isleyisine karsi suçlar, millî savunmaya karsi suçlar, Devlet sirlarina karsi suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüsvet, hirsizlik, dolandiricilik, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karistirma, edimin ifasina fesat karistirma, suçtan kaynaklanan malvarligi degerlerini aklama, kaçakçilik suçlari, cinsel dokunulmazliga karsi suçlar ve 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayili Suç Gelirlerinin Aklanmasinin Önlenmesi Hakkinda Kanun kapsaminda islenen suçlardan ceza almamis olmasi veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi, terör örgütlerine ya da Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenligine karsi faaliyette bulunduguna karar verilen yapi, olusum veya gruplara üyeligi, mensubiyeti ya da iltisaki yahut bunlarla irtibati olmamasi sarti aranir.
Kurum binalarinin nitelikleri, bu binalarda açilabilecek kurumlar ile her tür tesis ve donanima iliskin standartlar Bakanlikça belirlenir.
Meyhane, kahvehane, kiraathane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açik yerler ile açik alkollü içki satilan yerlerin, okul binalarindan kapidan kapiya en az yüz metre uzaklikta bulunmasi zorunludur. Özel egitime muhtaç bireylerin devam ettikleri ögretim kurumlari ile okullar disindaki diger özel ögretim kurumlarinda bu zorunluluk aranmaz. Ancak, söz konusu özel ögretim kurumlariyla yukarida belirtilen türdeki is yerleri ayni binada bulunamaz.
Turizmin yogun oldugu yörelerde bulunan okullarin tatil oldugu dönemlerde, yukarida belirtilen is yerleri ile okullar arasinda yüz metre uzaklik sarti aranmaz.
Uzaklikla ilgili esaslar Içisleri, Çevre ve Sehircilik, Millî Egitim, Saglik, Kültür ve Turizm bakanliklarinin müstereken hazirlayacaklari yönetmelikle belirlenir.”
II. ILK INCELEME
1. Anayasa Mahkemesi Içtüzügü hükümleri uyarinca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Ridvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Sevki HAKYEMEZ, Yildiz SEFERINOGLU, Selahaddin MENTES, Basri BAGCI ve Irfan FIDAN’in katilimlariyla 4/11/2021 tarihinde yapilan ilk inceleme toplantisinda öncelikle sinirlama sorunu görüsülmüstür.
2. Anayasa’nin 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayili Anayasa Mahkemesinin Kurulusu ve Yargilama Usulleri Hakkinda Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaskanligi kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykiri görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdügü aykirilik iddiasinin ciddi oldugu kanisina varmasi durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine basvurmaya yetkilidir. Ancak anilan maddeler uyarinca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine basvurabilmesi için elinde yöntemince açilmis ve mahkemenin görevine giren bir davanin bulunmasi, iptali talep edilen kuralin da o davada uygulanacak olmasi gerekir. Uygulanacak kural ise bakilmakta olan davanin degisik evrelerinde ortaya çikan sorunlarin çözümünde veya davayi sonuçlandirmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardir.
3. Itiraz yoluna basvuran Mahkeme, 5580 sayili Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fikrasinda yer alan “…veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi,…” ibaresinin iptalini talep etmistir. Kural, özel ögretim kurumlarinin gerçek kisi kurucularinda, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlarinda, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; devletin egemenlik alametlerine ve organlarinin sayginligina karsi suçlar, devletin güvenligine karsi suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin isleyisine karsi suçlar, millî savunmaya karsi suçlar, devlet sirlarina karsi suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüsvet, hirsizlik, dolandiricilik, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karistirma, edimin ifasina fesat karistirma, suçtan kaynaklanan malvarligi degerlerini aklama, kaçakçilik suçlari, cinsel dokunulmazliga karsi suçlar ile 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayili Suç Gelirlerinin Aklanmasinin Önlenmesi Hakkinda Kanun kapsaminda islenen suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi sartini öngörmektedir.
4. Bakilmakta olan davanin konusu ise özel bir egitim kurumunda ögretmen olarak görev yapan davaci hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçlarindan kovusturma bulunmasi nedeniyle davacinin ögretmenlik görevine son verilmesine yönelik idari islemin iptali talebine iliskindir.
5. Itiraz konusu kural, özel egitim kurumlarindaki personele iliskin dolandiricilik ve sahtecilik suçunun yani sira bakilmakta olan davada uygulanma imkâni olmayan özel ögretim kurumlarinin gerçek kisi kuruculari, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlari ve kurucu temsilcileri ile fikrada sayilan diger suçlar bakimindan da geçerli, ortak kural niteligindedir. Bu itibarla bakilmakta olan davanin konusu gözetilerek itiraz konusu kurala iliskin esas incelemenin “…personelinde;…” ve “…dolandiricilik, sahtecilik,…” ibareleri yönünden yapilmasi gerekir.
6. Açiklanan nedenle 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayili Özel Ögretim Kurumlari Kanunu’nun 4. maddesinin 9/5/2018 tarihli ve 7141 sayili Kanun’un 11. maddesiyle degistirilen birinci fikrasinda yer alan “...veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi,...” ibaresinin esasinin incelenmesine, esasa iliskin incelemenin anilan fikrada yer alan “…personelinde;…” ve “…dolandiricilik, sahtecilik,…” ibareleri yönünden yapilmasina OYBIRLIGIYLE karar verilmistir.
III. ESASIN INCELENMESI
7. Basvuru karari ve ekleri, Raportör Burak FIRAT tarafindan hazirlanan isin esasina iliskin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanilan ve ilgili görülen Anayasa kurallari ve bunlarin gerekçeleri ile diger yasama belgeleri okunup incelendikten sonra geregi görüsülüp düsünüldü:
A. Itirazin Gerekçesi
8. Basvuru kararinda özetle; itiraz konusu kuralin masumiyet karinesine aykiri oldugu, henüz hakkinda kesinlesmis bir mahkeme karari bulunmayan kisinin özel egitim kurumlarinda çalismasinin engellendigi belirtilerek kuralin Anayasa’nin 38. maddesine aykiri oldugu ileri sürülmüstür.
B. Anayasa’ya Aykirilik Sorunu
9. 6216 sayili Kanun’un 43. maddesi uyarinca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nin 13., 48. ve 49. maddeleri yönünden de incelenmistir.
10. Kural, özel ögretim kurumlarinin gerçek kisi kurucularinda, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlarinda, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; devletin egemenlik alametlerine ve organlarinin sayginligina karsi suçlar, devletin güvenligine karsi suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin isleyisine karsi suçlar, millî savunmaya karsi suçlar, devlet sirlarina karsi suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüsvet, hirsizlik, dolandiricilik, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karistirma, edimin ifasina fesat karistirma, suçtan kaynaklanan malvarligi degerlerini aklama, kaçakçilik suçlari, cinsel dokunulmazliga karsi suçlar ile 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayili Suç Gelirlerinin Aklanmasinin Önlenmesi Hakkinda Kanun kapsaminda islenen suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi sartinin aranacagini öngörmekte olup “…personelinde;…” ve “…dolandiricilik, sahtecilik,…” ibareleri yönünden incelenmistir.
11. Anayasa’nin 48. maddesinde “Herkes, diledigi alanda çalisma ve sözlesme hürriyetlerine sahiptir”, 49. maddesinde de “Çalisma, herkesin hakki ve ödevidir” denilmek suretiyle herkesin çalisma hakki ile özgürlügüne sahip oldugu hüküm altina alinmistir.
12. 5580 sayili Kanun’un 4. maddesinin birinci fikrasinda özel egitim kurumlarinin gerçek kisi kurucularinda, tüzel kisi kurucularinin yönetim organlarinda, kurucu temsilcilerinde ve personelinde bulunmasi gereken sartlar düzenlenmistir. Itiraz konusu kural uyarinca özel egitim personeli olacak kisilerde bulunmasi gereken sart ise haklarinda dolandiricilik veya sahtecilik suçlarindan dolayi kovusturma bulunmamasidir. Buna göre anilan sarti tasimayan kisilerin özel egitim kurumu personeli olarak çalisabilmesinin mümkün olmadigi gözetildiginde kuralla çalisma hakki ve özgürlügüne yönelik bir sinirlama getirildigi anlasilmaktadir.
13. Anayasa’nin 13. maddesinde “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksizin yalnizca Anayasanin ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bagli olarak ve ancak kanunla sinirlanabilir. Bu sinirlamalar, Anayasanin sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykiri olamaz.” denilmektedir. Buna göre temel hak ve özgürlüklere sinirlama getiren düzenlemelerin kanunla yapilmasi, Anayasa’da öngörülen sinirlama sebebine uygun ve ölçülü olmasi gerekir.
14. Bu kapsamda çalisma hakki ve özgürlügünü sinirlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin seklen var olmasi yeterli olmayip kurallarin keyfîlige izin vermeyecek sekilde belirli, ulasilabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliginde olmasi gerekir.
15. Esasen temel hak ve özgürlükleri sinirlayan kanunun bu niteliklere sahip olmasi Anayasa’nin 2. maddesinde güvenceye alinan hukuk devleti ilkesinin de bir geregidir. Hukuk devletinde kanuni düzenlemelerin hem kisiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuskuya yer vermeyecek sekilde açik, net, anlasilir, uygulanabilir ve nesnel olmasi, ayrica kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarina karsi koruyucu önlem içermesi gerekir. Kanunda bulunmasi gereken bu nitelikler hukuki güvenligin saglanmasi bakimindan da zorunludur. Zira bu ilke hukuk normlarinin öngörülebilir olmasini, bireylerin tüm eylem ve islemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçinmasini gerekli kilar (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 153, 154). Dolayisiyla Anayasa’nin 13. maddesinde sinirlama ölçütü olarak belirtilen kanunilik, Anayasa’nin 2. maddesinde güvenceye alinan hukuk devleti ilkesi isiginda yorumlanmalidir.
16. Kuralin yer aldigi fikrada kovusturma bulunmamasi sarti kapsaminda hangi suçlarin özel egitim kurumu personeli olarak çalismaya engel olusturdugu açikça belirtilmistir. Bununla birlikte kurala konu dolandiricilik ve sahtecilik suçlarinin 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayili Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendigi ve kuralda yer alan “…kovusturma…” ibaresinin 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayili Kanun’un 2. maddesinde tanimlandigi gözetildiginde kuralin belirli, ulasilabilir ve öngörülebilir nitelikte oldugu ve bu yönüyle kanunilik sartini tasidigi anlasilmaktadir.
17. Öte yandan Anayasa’nin 48. ve 49. maddelerinde çalisma hakki ve özgürlügü için herhangi bir sinirlama nedeni öngörülmemis olmakla birlikte özel sinirlama nedeni öngörülmemis haklarin da o hakkin dogasindan kaynaklanan bazi sinirlarinin bulundugu kabul edilmektedir. Ayrica Anayasa'nin baska maddelerinde yer alan hak ve özgürlükler ile devlete yüklenen ödevler, özel sinirlama sebebi gösterilmemis hak ve özgürlüklere sinir teskil edebilir.
18. Anayasa'nin 5. maddesine göre kisilerin ve toplumun refah, huzur ve mutlulugunu saglamak devletin temel amaç ve görevlerindendir. Dogrudan devlet ya da diger kamu tüzel kisileri tarafindan ya da bunlarin denetim ve gözetimleri altinda sunulan kamu hizmetlerinin dogru ve güvenilir bir sekilde yürütülmesini temin etmek suretiyle kamu düzeninin gerçeklestirilmesinin kisilerin ve toplumun refah, huzur ve güvenligini saglamaya hizmet edecegi açiktir. 5580 sayili Kanun’un 6., 9. ve 11. maddeleri uyarinca özel ögretim kurumlarinda verilecek egitim ve ögretimin 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayili Milli Egitim Temel Kanunu’nda ifade edilen Türk milli egitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak yürütülecegi, bu kurumlarda görev yapan yönetici ve ögretmenlerin görevleri sirasinda suç islemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karsi islenen suçlardan dolayi 5237 sayili Kanun’un uygulanacagi ve ceza kovusturmasi bakimindan kamu görevlisi sayilacaklari, bu kurumlarin ve kurum personelinin Milli Egitim Bakanliginin denetimi ve gözetimi altinda oldugu göz önünde bulunduruldugunda özel ögretim kurumlarinda görev alacak personel hakkinda kovusturma bulunmamasi sartini öngören kuralin kamu düzeninin saglanmasi biçimindeki mesru amaca yönelik oldugu anlasilmaktadir.
19. Anayasa’nin 13. maddesinde güvence altina alinan ölçülülük ilkesi ise elverislilik, gereklilik ve orantililik olmak üzere üç alt ilkeden olusmaktadir. Elverislilik öngörülen sinirlamanin ulasilmak istenen amaci gerçeklestirmeye elverisli olmasini, gereklilik ulasilmak istenen amaç bakimindan sinirlamanin zorunlu olmasini, orantililik ise hakka getirilen sinirlama ile ulasilmak istenen amaç arasinda makul bir dengenin gözetilmesi gerekliligini ifade etmektedir.
20. 5580 sayili Kanun’daki anilan düzenlemeler (bkz. §18) göz önüne alindiginda kanun koyucunun özel ögretim kurumlarinin yerine getirdigi görevin niteligini gözeterek özel ögretim kurumlarinda görev alacak kisilere karsi bireylerin ve toplumun güven duygusu içinde olmalarini hedefledigi anlasilmaktadir. Kuralla özel egitim kurumlarinda görev alacak personel hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçundan dolayi kovusturma bulunmamasi sartinin öngörülmesinin bu personele toplumun ve bireylerin güvenle yaklasmasina katki saglayacagi ve bunu destekleyecegi gözetildiginde kuralin kamu düzeninin korunmasi amacina ulasma bakimindan elverisli olmadigi söylenemez. Ancak kuralin ölçülülük ilkesine uygun olabilmesi için elverisli bir sinirlama getirmesi yeterli olmayip, sinirlamanin gereklilik ilkesine de uygun olmasi gerekir.
21. Anayasa Mahkemesinin yerlesik içtihadi uyarinca Anayasa’nin 13. maddesi kapsaminda bir hakka sinirlama getirilebilmesi için öngörülen sinirlama olmaksizin sinirlama amacina ulasilamamasi gerekir. Bir baska ifadeyle kuralla hedeflenen amaca ulasmak için en hafif tedbirin öngörülmesi zorunlu olup ayni amaca daha hafif bir araçla ulasilmasi mümkün ise daha agir bir araç seçilmesi gereklilik ilkesi ile çelisir ve sinirlamayi ölçüsüz hale getirir (AYM, E.2014/176, K.2015/53, 27/5/2015; E.2016/13, K.2016/127, 22/6/2016; E.2018/71, K.2018/118, 27/12/2018, §§ 26-27).
22. Kural, kisiler hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçlarindan kovusturma bulunmamasini, hem özel ögretim kurumlarina alinma sirasinda hem de bu kurumlardaki görevin yerine getirildigi dönemde bulunmasi gereken bir sart olarak öngörmektedir. Kuralla ulasilmak istenen amaca, özel ögretim kurumlarina alim yönünden ilgili makamlara takdir yetkisi tanimak ya da ilgili makamlara kovusturma sonuna kadar bekleme yetkisi vermek, halihazirda görev yapan personel yönünden ise kovusturma durumunun is sözlesmelerinin askida kalmasi hâllerinden biri olarak kabulü gibi daha hafif tedbirlerle ulasilmasi mümkündür. Nitekim buna benzer tedbirler çesitli meslek gruplari bakimindan mevzuatta düzenlenmistir. Bu itibarla kamu yararinin saglanmasi amacina daha hafif bir sinirlamayla ulasilmasi mümkünken kisiler hakkinda dolandiricilik ve sahtecilik suçlarindan kovusturma bulunmamasi seklindeki sinirlamanin gerekli, dolayisiyla ölçülü oldugu söylenemez.
23. Açiklanan nedenlerle kural, Anayasa’nin 13., 48. ve 49. maddelerine aykiridir. Iptali gerekir.
Kural, Anayasa’nin 13., 48. ve 49. maddelerine aykiri görülerek iptal edildiginden ayrica Anayasa’nin 38. maddesi yönünden incelenmemistir.
IV. HÜKÜM
8/2/2007 tarihli ve 5580 sayili Özel Ögretim Kurumlari Kanunu’nun 4. maddesinin 9/5/2018 tarihli ve 7141 sayili Kanun’un 11. maddesiyle degistirilen birinci fikrasinda yer alan “…veya haklarinda bu suçlardan dolayi kovusturma bulunmamasi,…” ibaresinin, anilan fikrada yer alan “…personelinde;…” ve “…dolandiricilik, sahtecilik,…” ibareleri yönünden Anayasa’ya aykiri olduguna ve IPTALINE 26/1/2022 tarihinde OYBIRLIGIYLE karar verildi.
Baskan
Zühtü ARSLAN
Baskanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üye
Engin YILDIRIM
Hicabi DURSUN
Muammer TOPAL
Ridvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yildiz SEFERINOGLU
Selahaddin MENTES
Basri BAGCI
Irfan FIDAN