Hasarlı Trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem, Davanın ticari nitelikte kabul edilmesi

vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdffb18002000000f004000001000100

T.C.

IZMIR BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

4. HUKUK DAIRESI

Esas Numarasi: 2021/3162

Karar Numarasi: 2022/96

Karar Tarihi: 18.01.2022

MADDI TAZMINAT ISTEMI

HASARLI TRAFIK KAZASINDAN KAYNAKLANAN HAKSIZ EYLEM

DAVANIN TICARI NITELIKTE OLMASI

ARABULUCULUK SARTI

ÖZETI: Uyusmazlik, hasarli trafik kazasindan kaynaklanan haksiz eylem nedeniyle maddi tazminat istegine iliskindir. Somut olayda, davacinin tacir olmayan gerçek kisi oldugu davaciya ait araca davali sirkete ait aracin dava disi sürücüsünün kusurlu eylemi ile çaptigindan bahisle araçtaki deger kaybi, ikame araç bedeli ve eksper masraflarindan kaynaklanan maddi zararin dava konusu edildigi baska bir anlatimla davanin haksiz eyleme dayandigi ve Ticaret Kanunu’nda belirtilen nitelikte bir ticari davadan söz edilemez. Dava dilekçesinde gösterilen davalilar isleten ve TTK sigorta hükümlerine göre zarar gören gerçek kisi davaciya karsi müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumlu davalilar arasinda ise zorunlu dava arkadasligi degil, ihtiyari dava arkadasligi bulunmaktadir. Sigorta hükümleri TTK'da düzenlendiginden, diger davali sigorta hakkindaki dava mutlak ticari dava iken, haksiz fiil sorumlulari olan isleten davali hakkindaki dava, mutlak ticari dava olmadigi gibi, davali sigorta hakkindaki dava tefrik edilerek ayri bir esasa kayit edilmistir. Davali isleten bakimindan Ticaret Kanunu’nda belirtilen nitelikte bir ticari davadan söz edilemeyeceginden, ilk derece mahkemesince davanin ticari dava kabul edilerek zorunlu arabuluculuk dava sarti gerçeklesmediginden usulden reddine karar verilmesi isabetsiz oldugundan, davaci vekilinin istinaf istemi yerinde bulunmustur. Davaci vekilinin istinaf basvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesince taraflarin davanin esasi ile ilgili tüm delillerinin toplanip degerlendirilmesi gerekmektedir.

INCELEME RAPORU

INCELENEN DOSYANIN MAHKEMESI : Izmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

NUMARASI : 2019/632 Esas - 2019/1335 Karar

DAVA : Maddi Tazminat

ISTINAF TALEP TARIHI: 25/02/2020 Davali - 26/02/2020 Davali

Taraflar arasindaki davanin yapilan yargilamasi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarida tarih ve numarasi gösterilen kararina karsi istinaf basvurusunda bulunulmakla, dosyada durusma yapilmasini gerektiren eksiklik görülmediginden 6100 sayili HMK'nun 353/1-a bendi uyarinca istinaf incelemesinin durusmasiz yapilmasina karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E G I D Ü S Ü N Ü L D Ü

TARAFLARIN IDDIA, SAVUNMA ILE YARGILAMA SÜRECI

Davaci vekili dava dilekçesinde özetle; 05/01/2019 tarihinde sürücü .... sevk ve idaresindeki .... plakali araci ile seyir halinde iken müvekkiline ait .... plaka araca çarpmasi sonucu durdugunu, durdugu esnada arkadan gelen .... plakali aracin da .... plakali araca çarpmasi sonucu zincirleme trafik kazasi meydana geldigini, meydana gelen kazada kaza tespit tutanagina göre .... plakali araç sürücü .... 'nin asli kusurlu oldugunu, meydana gelen kazada müvekkilinin aracinda 4.000TL deger kaybi tespit edildigini, .... plakali aracin davali sirkete ait oldugu ve .... sirketinde trafik poliçesi ile teminat kapsaminda oldugunu, kaza sonrasi meydana gelen hasarin giderilmesi için aracin servise birakildigini, davali .... 'nin sorumlulugu bulunmak üzere ikame bedelinin talep edilmesi gerektigini, açiklanan nedenlerle fazlaya iliskin haklari sakli kalmak kaydiyla 100 TL deger kaybi tazminatinin ve 285,75 TL eksper hizmet bedelinin davali .... den, ve davali .... 'den tahsiline, 100 TL ikame araç bedelinin davali .... 'den yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmistir.

Davali vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasindaki davanin ticari bir dava oldugunu, konusu alacak olan her türlü ticari davada TTK. nun degisik 5/A maddesi uyarinca dava açilmadan önce ara bulucuya zorunlu basvuru sarti getirildigini, davaci tarafin her ne kadar davalilardan .... hakkinda arabulucuya basvurmus ise de; müvekkili sirket yönünden arabulucuya basvuru sartini yerine getirmedigini, müvekkili yönünden davanin HMK.nun 115/2 maddesi geregince usulden reddi gerektigini, davaci tarafin dava dilekçesinin 9.fikrasinda ikame araç bedelinin ve araçtaki deger kaybinin belirlenemedigi gerekçesiyle deger kaybi ve araç mahrumiyet zarari taleplerinin tam ve kesin olarak belirlendigi anda taleplerini HMK.nun 107.maddesi uyarinca artirmak üzere simdilik 100,00 TL deger kaybi 100,00 TL araç mahrumiyet zarari talebinde bulundugunu, davaci tarafin talep ettigi alacaklarini belirlemesi objektif olarak mümkün iken alacaginin belirsiz oldugu iddiasinda bulunamayacagini, davanin bu bakimdan da usulden reddi gerektigini, ayrica tek tarafli yaptirilan bilirkisi incelemesini kabul etmediklerini öncelikle davanin HMK. nun 115/2 maddesi uyarinca dava sarti yoklugundan davanin reddine, dava belirsiz alacak davasi olarak açilmis olmakla davanin hukuki yarar yoklugundan reddine, davaci tarafin araçta deger kaybi olustugu ve belgeye dayanmayan ikame araç kiralandigi iddialari yerinde olmadigindan davanin esastan reddine karar verilmesini savunmustur.

Ilk derece mahkemesinde verilen kararda özetle; 2019/364 Esas sayili dosyasinin 18/12/2019 tarihli durusmasinda verilen ara karar geregi dosyanin davali .... yönünden tefrikine karar verildigi, 6102 S.Y TTK'ya 7155 Sayili Yasanin 20.maddesi ile eklenen madde 5/A maddesi ile "(1) Bu kanunun 4. maddesinde ve diger kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranin ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkinda dava açilmadan önce arabulucuya basvurulmus olmasi dava sartidir." düzenlemesinin getirildigini, 6325 s.y. Hukuk Uyusmazliklarinda Arabulucuk Kanununa 7155 sayili yasanin 23.maddesi ile eklenen 18/A maddesi ile "(1) Ilgili kunanlarda arabulucuya basvurulmus olmasi dava sarti olarak kabul edilmis ise arabuluculuk sürecinde; davaci, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlasmaya varilamadigina iliskin son tutanaginin aslini veya arabulucu tarafindan onaylanmis bir örnegini dava dilekçesine eklemek zorunda oldugu, bu zorunluluga uyulmamasi halinde mahkemece davaciya, son tutanagin bir haftalik kesin süre içinde mahkemeye sunulmasi gerektigi, aksi takdirde davanin usulden reddedilecegi ihtarini içeren davetiye gönderildigi, ihtarin geregi yerine getirilmez ise dava dilekçesi karsi tarafa teblige çikarilmaksizin davanin usulden reddine karar verildigi, arabulucuya basvurulmadan dava açildiginin anlasilmasi halinde herhangi bir islem yapilmaksizin davani, dava sarti yoklugu sebebiyle usulden reddine karar verilir" hükmüne yer verildigi, 6100 s.y. HMK'nun 115/1 fikrasi uyarinca "Mahkeme dava sartlarinin mevcut olup olmadigini, davanin her asamasinda kendigilinden arastirir. Taraflar da dava sarti noksanligini her zaman ileri sürebilirler.", 115/2 fikrasi uyarinca "Mahkeme, dava sarti noksanligini tespit ederse davanin usulden reddine karar verir." denildigi, somut olayda, dava dilekçesi içeriginden davali .... yönünden arabulucuya basvurulduguna dair bir açiklama bulunmadigi gibi Uyap sisteminden yapilan incelemede ayrintili dosya bilgilerinin içeriginde de arabulucuk basvurusuna dair bir kaydin mevcut olmadigi, böylelikle arabulucuya basvurulmadan dava açildigi anlasilmakla, 6325 sayili yasanin 18/A-2 bendi uyarinca herhangi bir islem yapilmaksizin (Izmir Bölge Adliye Mahkemesi 'nin 24/10/2019 tarihli, 2019/2104 dosya no, 2019/1989 karar nolu ilami gözetilerek) davanin dava sarti yoklugu nedeniyle usulden reddine karar verilmistir.

ISTINAF NEDENLERI :

Davaci vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir sifati bulunmayan bir gerçek kisi oldugunu, davalinin bir ticari sirket oldugunu, talebin haksiz fiil sonrasi olusan zararin istemine iliskin oldugunu, isbu davanin mutlak ticari dava olmadigini, zira genel veya özel hiçbir kanunda haksiz fiil nedeniyle tazminat istemlerinin ticari dava oldugu hükme baglanmadigini, buna yönelik talepler yalnizca sigorta sirketlerine yöneltilmesi halinde dava sarti arabuluculuk yoluna tabi oldugunu, TTK m.4 hükmünün açik oldugunu, isbu davanin nispi ticari dava olmadigini, taraflarin her ikisinin de tacir oldugu ve uyusmazligin taraflarin ticari isletmesiyle ilgili davalar nisbi ticari dava sayilacagini, yani bir davanin nispi ticari dava sayilabilmesi için her iki tarafin da tacir olmasi ve uyusmazligin ticari isletmeleriyle ilgili hususlardan dogmus bulunmasi gerektigi, isbu davanin bu kapsamda olmadigini, dolayisiyla isbu davanin asil davadan tefrik edilerek davalarinin dava sarti arabuluculuk yoluna basvurulmamasi sebebiyle usulden reddinin hatali oldugunu, kararin kaldirilarak davalarinin kabulüne karar verilmesini talep etmistir.

Davali vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanin reddine karar verilmis olmasina ragmen davali vekili olarak lehlerine vekalet ücreti takdir edilmedigini, hatta karar basligina da vekil olduklarinin yazilmadigini, maddi hatalarin düzeltilmesi için mahkemeye 13/02/2013 tarihli dilekçe verildigini, mahkeme hatanin düzeltilmesi talebimizi dosya üzerinden karara baglamamis ve 20/03/2020 tarihine durusma günü verdigini, durusma günü dikkate alindiginda istinaf süresi geçeceginden maddi hata incelemesi sonucu beklenmeksizin karari istinaf ettiklerini, davanin reddi halinde davasini vekil marifetiyle takip eden davali lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin zorunlu oldugunu, mahkemece lehimize vekalet ücreti takdir edilmeyerek kanuna aykiri karar verildigini, ayrica tefrik karari ön inceleme asamasindan sonra verildigini, bu nedenle ön inceleme asamasi sonrasi davanin reddi halinde yarim degil tam vekalet ücreti takdiri gerektigini, kararin kaldirilarak davanin reddine karar verilmesini talep etmistir.

G E R E K Ç E

Uyusmazlik, hasarli trafik kazasindan kaynaklanan haksiz eylem nedeniyle maddi tazminat istegine iliskindir.

Ilk Derece Mahkemesince yukarida özetlenen gerekçelerle; davanin ticari dava olmasi nedeniyle zorunlu arabuluculuk dava sarti gerçeklesmediginden usulden reddine karar verilmis, bu karara davaci vekili istinaf basvurusunda bulunmustur.

01.01.2019 tarihinde yürürlüge giren 7155 sayili yasanin 20. maddesi ile 6102 sayili Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde " Bu Kanunun 4. maddesinde ve diger kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranin ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkinda dava açilmadan önce arabulucuya basvurulmus olmasi dava sartidir. " düzenlemesi getirilmis olup, bu madde hükmüne göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ve diger kanunlarda belirtilen mutlak ticari davalardan, konusu bir miktar paranin ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkinda dava açilmadan önce arabuluculuga basvurulmus olmasi dava sarti olarak kabul edilmistir. Ayrica, her iki tarafin tacir ve uyusmazligin her iki tarafin ticari isletmesiyle ilgili oldugu davalar, nisbi ticari dava olup, nisbi ticari davalardan kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri de, zorunlu arabulucu kapsamindadir. 7155 sayili yasanin 18/ A-2 maddesi uyarinca dava sarti olarak ticari davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusu oldugunda ve taraflar uyusmazlik hakkinda arabulucuya basvurmadan dava açtiginda, dosya üzerinden davanin dava sarti yoklugu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

6100 sayili Hukuk Muhakemeleri Kanununda dava arkadasligi, mecburi ve ihtiyari dava arkadasligi olmak üzere iki ana baslik altinda düzenlenmistir. 6100 sayili Kanun'un “ihtiyari dava arkadasligi” baslikli 57/3. maddesinde; davalarin temelini olusturan vakialarin ve hukuki sebeplerin ayni veya birbirine benzer olmasi hallerinde, birden çok kisinin birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açilabilecegi düzenlenmistir. Davanin, birden fazla kisi hakkinda ayni veya benzer sebepten dogmasi, yalniz hukuki sebep olmayip, bir olaya, yani ayni vakiaya ve fakat farkli hukuki sebeplere dayanilarak da birden fazla kisinin dava açmasi veya dava edilmesidir.

Karayollari Trafik Kanunu'nun 85. maddesinde "Bir motorlu aracin isletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasina yahut bir seyin zarara ugramasina sebep olursa, motorlu aracin bir tesebbüsün ünvani veya isletme adi altinda veya bu tesebbüs tarafindan kesilen biletle isletilmesi halinde, motorlu aracin isleteni ve bagli oldugu tesebbüsün sahibi, dogan zarardan müstereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" ve ayni yasanin 88. maddesinde ise "Bir motorlu aracin katildigi bir kazada, bir üçüncü kisinin ugradigi zarardan dolayi, birden fazla kisi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesine yer verilmis olup; motorlu araçlarin isletilmesi neticesi üçüncü kisinin zarar görmesi durumunda o aracin isleteni, aracin sürücüsü ve varsa tesebbüs sahibinin müstereken ve müteselsilen sorumlu oldugu, ayrica birden fazla kisinin zarari tazmin ile yükümlü olmasi durumunda, zarar görene karsi müteselsil sorumlu olduklari belirtilmistir. Bu haliyle Karayollari Trafik Kanunu, trafik kazalari neticesi dogacak zarar sorumlulugunda müteselsillik esasini benimsemistir.

6098 Sayili TBK' nin 61 ve 62. maddeleri uyarinca, birden çok kisi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya ayni zarardan çesitli sebeplerden dolayi sorumlu olduklari takdirde, haklarinda müteselsil sorumluluga iliskin hükümler uygulanir. Zarara neden olan aracin verecegi zararlari poliçe ile teminat altina alan sigorta sirketlerinin sorumlulugu ise, TTK ile sigorta genel sartlarinda düzenlenmis olup, sigorta sirketleri, yukarida belirtilen yasa hükümlerine göre, araç isleteni ve araç sürücüsü ile birlikte, zarar görene karsi müstereken ve müteselsilen sorumludur. 6098 sayili TBK'nin 162 ve 163. maddeleri uyarinca, müteselsil sorumlu borçlularin her biri, borcun tamamindan müstereken ve müteselsilen sorumlu olup, zarar gören, zararinin giderilmesini, sorumlularin tamamindan veya bir kismindan isteyebilecektir.

Somut olayda, davacinin tacir olmayan gerçek kisi oldugu davaciya ait araca davali sirkete ait aracin dava disi sürücüsünün kusurlu eylemi ile çaptigindan bahisle araçtaki deger kaybi, ikame araç bedeli ve eksper masraflarindan kaynaklanan maddi zararin dava konusu edildigi; baska bir anlatimla davanin haksiz eyleme dayandigi ve 6102 Sayili TTK un 4.maddesi içeriginde belirtilen nitelikte bir ticari davadan söz edilemez. Dava dilekçesinde gösterilen davalilar isleten ve TTK sigorta hükümlerine göre zarar gören gerçek kisi davaciya karsi müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumlu davalilar arasinda ise zorunlu dava arkadasligi degil, ihtiyari dava arkadasligi bulunmaktadir. Sigorta hükümleri TTK'da düzenlendiginden, diger davali sigorta hakkindaki dava mutlak ticari dava iken, haksiz fiil sorumlulari olan isleten davali hakkindaki dava, mutlak ticari dava olmadigi gibi, davali sigorta hakkindaki dava tefrik edilerek ayri bir esasa kayit edilmistir. Davali isleten bakimindan 6102 Sayili TTK un 4.maddesi içeriginde belirtilen nitelikte bir ticari davadan söz edilemeyeceginden, ilk derece mahkemesince davanin ticari dava kabul edilerek zorunlu arabuluculuk dava sarti gerçeklesmediginden usulden reddine karar verilmesi isabetsiz oldugundan, davaci vekilinin istinaf istemi yerinde bulunmustur.

Keza, 7251 Sayili Kanunun 35. maddesi ile degisik 6100 Sayili HMK'nun 353/1. fikra a-6 inci bendinde; "Mahkemece, uyusmazligin çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamis veya degerlendirilmemis olmasi (maddi olayda oldugu gibi davanin usulden reddedilmesi suretiyle hiçbir delil toplanip degerlendirilmeden karar verilmesi gibi ) ya da talebin önemli bir kismi hakkinda karar verilmemis” olmasi halinde kararin esasinin incelenmeden kararin kaldirilmasina karar verilecegi hüküm altina alinmistir.

Ayrica kabule göre de, davalinin kendisini vekil ile temsil ettirmesine ragmen karar basliginda vekilinin gösterilmemesi ve davanin usulden reddine karar verilmesine ragmen davali yararina hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT si hükümleri uyarinca vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykiri oldugundan, davali vekilinin de bu yöne deginen istinaf istemi yerinde ise de; Dairemiz kararinin niteligi geregi bu husus sonuca etkili görülmemis, ilk derece mahkemesince 6100 Sayili HMK un 305/A maddesi uyarinca 20/10/2021 tarihinde verilen ek kararin da esas hüküm ile birlikte kaldirilmasina karar verilmesi gerektiginden, davali vekilinin istinaf basvurusu konusuz kalmistir.

Hal böyle olunca yukarida açiklanan nedenler ve tüm dosya içerigine göre; davaci vekilinin istinaf basvurusunun 6100 Sayili HMK'nun 355 ve 353/1. fikrasi (a-4) bendi ve (a-6) bendi geregince kabulüne, ilk derece mahkemesince taraflarin davanin esasi ile ilgili tüm delillerinin toplanip degerlendirilmesi gerekirken; davanin ticari dava özelligi tasimadigi halde zorunlu arabuluculuk dava sarti gerçeklesmediginden bahisle, dava sarti yoklugu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi hukuka aykiri oldugundan, ilk derece mahkemesinin 30/12/2019 tarihli asil karar ile 20/10/2020 tarihli ek kararinin esasi incelenmeden kaldirilmasina, davanin yeniden görülmesi için dosyanin karari veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davali vekilinin istinaf basvurusunun konusu kalmadigindan istinaf basvurusu hakkinda karar verilmesine yer olmadigina, iliskin karar verilmesi gerektigi kanaatine varilmakla asagidaki sekilde hüküm kurulmustur.

H Ü K Ü M : Yukarida açiklanan nedenlerle;

1-Davaci vekilinin istinaf basvurusunun KABULÜNE,

2-Izmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/632 Esas - 2019/1335 Karar sayili, 30/12/2019 tarihli asil karar ile 20/10/2020 tarihli ek kararinin 6100 Sayili HMK'nun 355 ve 353/1. fikrasi (a-4) bendi ve (a-6) bendi geregince ESASI INCELENMEDEN KALDIRILMASINA,

3-Davanin yeniden görülmesi için dosyanin karari veren Izmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'ne GÖNDERILMESINE,

4-Davali vekilinin istinaf basvurusunun konusu kalmadigindan istinaf basvurusu hakkinda KARAR VERILMESINE YER OLMADIGINA,

5-Davacinin pesin yatirdigi 148,60 TL istinaf karar ve ilam harcinin istek halinde iadesine, 54,40 TL istinaf yoluna basvuru harcinin mahsubu ile Hazineye gelir kaydina,

6-Davalinin pesin yatirdigi 54,40 TL istinaf karar ve ilam harci ile 148,60 TL istinaf yoluna basvuru harcinin istek halinde iadesine,

7-Kesin olan isbu kararin taraflara tebligi ve harç tahsil / iade islemlerinin Ilk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Iliskin dosya üzerinde yapilan inceleme sonunda 6100 Sayili HMK'nun 353. Maddesi (1-a) bendi uyarinca 18/01/2022 tarihinde KESIN olmak üzere oy birligi ile karar verildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

legalbank.net



Şimdi Ara
Hemen Sor