vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdffaaa9030000004502000001000200Taraflar arasindaki sözlesmenin haksiz sekilde feshedildigi ve bu çerçevede davacinin kisilik haklarinin ihlâl edildigi ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmustur. Kabin amiri olarak görev yapan davacinin is sözlesmesinin feshine iliskin davaliya ait ihtarnamede, davacinin sadakat yükümlülügü ve taraflar arasindaki güven iliskisini zedeler mahiyette hareketlerde bulundugu iddialarina yer verilmis, bu çerçevede usulsüz islemlerle haksiz kazanç elde edilmesi fesih nedeni olarak kabul edilmistir. Manevi tazminat sorumlulugunun dogmasi için davalinin sözlesmenin feshine gerekçe kildigi iddialarini dosya kapsami itibariyle ispatlayamamis olmasi tek basina manevi tazminati gerektirir bir durum sayilamaz. Davalinin, is yeri kural ve uygulamalarina aykiri davrandigi düsüncesiyle gerçeklestirdigi anlasilan fesih eyleminin davacinin kisilik haklarini zedeler mahiyette olmadigi kabul edilmelidir. T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/13-598 K. 2021/1345 T. 4.11.2021 HAKSIZ FESIH NEDENIYLE TAZMINAT Kabin Amiri Olarak Görev Yapan Davacinin Is Sözlesmesinin Feshine Iliskin Davaliya Ait Ihtarnamede Davacinin Sadakat Yükümlülügü ve Taraflar Arasindaki Güven Iliskisini Zedeler Mahiyette Hareketlerde Bulundugu Iddialarina Yer Verildigi/Davalinin Is Yeri Kural ve Uygulamalarina Aykiri Davrandigi Düsüncesiyle Gerçeklestirdigi Anlasilan Fesih Eyleminin Davacinin Kisilik Haklarini Zedeler Mahiyette Olmadiginin Kabul Edilmesi Geregi KISILIK HAKLARININ IHLALI Is Sözlesmesinin Feshi Nedeniyle Tazminat - Kabin Amiri Olarak Görev Yapan Davacinin Is Sözlesmesinin Feshine Iliskin Davaliya Ait Ihtarnamede Davacinin Sadakat Yükümlülügü ve Taraflar Arasindaki Güven Iliskisini Zedeler Mahiyette Hareketlerde Bulundugu Iddialarina Yer Verildigi/Manevi Tazminat Sorumlulugunun Dogmasi Için Davalinin Sözlesmenin Feshine Gerekçe Kildigi Iddialarini Ispatlayamamis Olmasinin Tek Basina Manevi Tazminati Gerektirir Bir Durum Sayilamayacagi IS SÖZLESMESININ FESHI Manevi Tazminat - Kabin Amiri Olarak Görev Yapan Davacinin Is Sözlesmesinin Feshine Iliskin Davaliya Ait Ihtarnamede Davacinin Sadakat Yükümlülügü ve Taraflar Arasindaki Güven Iliskisini Zedeler Mahiyette Hareketlerde Bulundugu Iddialarina Yer Verildigi, Davalinin Is Yeri Kural ve Uygulamalarina Aykiri Davrandigi Düsüncesiyle Gerçeklestirdigi Anlasilan Fesih Eyleminin Davacinin Kisilik Haklarini Zedeler Mahiyette Olmadiginin Kabul Edilmesi Geregi 6098/m.434 ÖZET : Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik; kabin personeli olarak çalisan davacinin is sözlesmesinin davali isverence haksiz feshedildiginin mahkeme ve Özel Daire arasinda çekismesiz oldugu olayda dosya kapsami itibariyle manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir kosullarin mevcut olup olmadigi noktasinda toplanmaktadir. Somut olayda taraflar arasindaki sözlesmenin haksiz sekilde feshedildigi ve bu çerçevede davacinin kisilik haklarinin ihlâl edildigi ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmustur. Kabin amiri olarak görev yapan davacinin is sözlesmesinin feshine iliskin davaliya ait ihtarnamede, davacinin sadakat yükümlülügü ve taraflar arasindaki güven iliskisini zedeler mahiyette hareketlerde bulundugu iddialarina yer verilmis, bu çerçevede usulsüz islemlerle haksiz kazanç elde edilmesi fesih nedeni olarak kabul edilmistir. Manevi tazminat sorumlulugunun dogmasi için davalinin sözlesmenin feshine gerekçe kildigi iddialarini dosya kapsami itibariyle ispatlayamamis olmasi tek basina manevi tazminati gerektirir bir durum sayilamaz. Davalinin, is yeri kural ve uygulamalarina aykiri davrandigi düsüncesiyle gerçeklestirdigi anlasilan fesih eyleminin davacinin kisilik haklarini zedeler mahiyette olmadigi kabul edilmelidir. DAVA : 1. Taraflar arasindaki “maddi ve manevi tazminat” davasindan dolayi yapilan yargilama sonunda, Istanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanin kismen kabulüne iliskin karar davali vekilinin temyizi üzerine Yargitay (kapatilan) 13. Hukuk Dairesince yapilan inceleme sonunda bozulmus, Mahkemece Özel Daire bozma kararina karsi direnilmistir. 2. Direnme karari davali vekili tarafindan temyiz edilmistir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra geregi görüsüldü: KARAR : I. YARGILAMA SÜRECI Davaci Istemi: 4. Davaci vekili; müvekkilinin 10.05.2002 tarihinden beri davali sirkette hostes olarak çalistigini, çok basarili oldugunu, sözlesmenin en son 10.05.2011 tarihinde yenilendigini ancak sonrasinda davacinin uçuslar arasinda yapilan satislarda haksiz kazanç elde ettigi gerekçesiyle is sözlesmesinin feshedildigini, asilsiz ithamlarin müvekkilini onarilamaz sekilde manevi zarara ve maddi kayiplara ugrattigini ileri sürerek 10.000TL maddi, 75.000TL manevi tazminatin davalidan tahsiline karar verilmesini talep etmis, 08.11.2013 tarihli islah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 55.225,47TL'ye yükseltmistir. Davali Cevabi: 5. Davali vekili; davacinin sadakat yükümlülügüne aykiri ve usulsüz davranislarla haksiz menfaat temin ettigi gibi sirket ve yönetim hakkinda kötü konustugunun sirketin diger çalisanlari tarafindan bildirilmesi üzerine is sözlesmesinin hakli nedenlerle feshedildigini, bu nedenle maddi tazminat talebinde bulunulamayacagini, manevi tazminat kosullarinin da olusmadigini belirterek davanin reddini savunmustur. Mahkeme Karari: 6. Istanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.12.2013 tarihli ve 2011/415 E., 2013/779 K. sayili karariyla; dinlenen tüm davali taniklarinin hâlen ayni sirkette çalistiklari, ihbar mektuplarini kendiliginden degil davalinin talebi üzerine verildikleri, isveren ile aralarinin bozulmamasi endisesi tasidiklari ve tarafsizliklarinin kuskulu oldugu, bu hâliyle davalinin is sözlesmesinin hakli nedenle feshedildigi iddiasinin soyut iddiadan ibaret kaldigi, aksi düsünülse bile davacinin yillardir davali nezdinde çalistigi ve sorusturma tarihinden çok önceki eylemlerinden hiçbir islem yapilmamisken is sözlesmesine son verilmesinin adaletli olmadigi, haksiz ithamla isten çikarilmanin davacida büyük bir elem ve istirap yarattigi gerekçesiyle davanin kismen kabulüne, 50.000TL manevi tazminat ile (kidem ve ihbar tazminati toplamindan olusan) 44.099,64TL maddi tazminatin davalidan tahsiline karar verilmistir. Özel Daire Bozma Karari: 7. Mahkemenin yukarida belirtilen kararina karsi süresi içinde davali vekili temyiz isteminde bulunmustur. 8. Yargitay 13. Hukuk Dairesinin 22.12.2014 tarihli ve 2014/16775 E., 2014/41124 K. sayili karar ile; “1- Dosyadaki yazilara, kararin dayandigi delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasina göre davalinin sair temyiz itirazlarinin reddi gerekir. 2-) Davacinin hizmet akdi 23.05.2011 tarihinde feshedilmis olup, bu tarihte 818 Sayili Borçlar yasasi yürürlükte olup, 6098 Sayili kanun yürürlüge girmemistir. Bu nedenle davada 6098 Sayili Kanun'un 434. maddesi uygulanarak fesih hakkinin kötüye kullanildigi gerekçesiyle bilirkisi tarafindan hesaplanan ihbar tazminatinin üç kati oraninda tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykiri olup bozma nedenidir. 3-) Manevi tazminata hükmedilebilmesi için; sahsiyet hakkinin hukuka aykiri bir sekilde zarara ugramasi gerekir. Kisilik haklarinin zarar görmedigi hallerde, eylem hukuka aykiri olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanakli degildir. Davali G. Ekspres Havacilik A.S. davaciya gönderdigi fesih ihbarnamesinde, davacinin sadakat yükümlülügüne aykiri davranislarda bulundugu, bu durumun sirketin çalisma barisini olumsuz etkiledigi, dogruluk ve bagliliga uymadigi seklinde beyanda bulunarak sözlesmeyi feshetmis olup; bu beyan davacinin sahsiyet haklarini haleldar edecek nitelikte degildir.Bu nedenle, manevi tazminat talebi yönünden de davanin reddine karar verilmesi gerekirken yazili sekilde kismen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykiri olup bozma nedenidir...” gerekçesi ile karar bozulmustur. Direnme Karari: 9. Mahkemece 15.03.2016 tarihli ve 2015/460 E., 2016/107 K. sayili karar ile; maddi tazminata iliskin bozma nedenine uyulmus, manevi tazminat talebi yönünden ise ilk karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme karari verilmistir. Direnme Kararinin Temyizi: 10. Direnme karari süresi içinde davali vekili tarafindan temyiz edilmistir. II. UYUSMAZLIK 11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik; kabin personeli olarak çalisan davacinin is sözlesmesinin davali is verence haksiz feshedildiginin Mahkeme ve Özel Daire arasinda çekismesiz oldugu olayda dosya kapsami itibariyle manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir kosullarin mevcut olup olmadigi noktasinda toplanmaktadir. III. GEREKÇE 12. Uyusmazligin çözümüne geçilmeden önce, konuya iliskin yasal düzenleme ve ilkelerin ortaya konulmasinda yarar vardir: 13. 4721 Sayili Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 24. maddesinde; “Hukuka aykiri olarak kisilik hakkina saldirilan kimse, hâkimden, saldirida bulunanlara karsi korunmasini isteyebilir. Kisilik hakki zedelenen kimsenin rizasi, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdigi yetkinin kullanilmasi sebeplerinden biriyle hakli kilinmadikça, kisilik haklarina yapilan her saldiri hukuka aykiridir.” hükmü yer almaktadir. 14. Dava konusu eylemlerin gerçeklestigi tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayili Borçlar Kanunu'nun (BK) “Sahsi menfaatlerin haleldar olmasi” baslikli 49. maddesinde ise; “Sahsiyet hakki hukuka aykiri bir sekilde tecavüze ugrayan kisi, ugradigi manevi zarara karsilik manevi tazminat namiyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Hâkim, manevi tazminatin miktarini tayin ederken, taraflarin sifatini, isgal ettikleri makami ve diger sosyal ve ekonomik durumlarini da dikkate alir. Hâkim, bu tazminatin ödenmesi yerine, diger bir tazmin sureti ikame veya ilave edebilecegi gibi tecavüzü kinayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararin basin yolu ile ilanina da hükmedebilir.” düzenlemesine yer verilmistir. 15. Ayni konu 6098 Sayili Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) “Kisilik hakkinin zedelenmesi” baslikli 58. maddesinde ise su sekilde düzenlenmistir: “Kisilik hakkinin zedelenmesinden zarar gören, ugradigi manevi zarara karsilik manevi tazminat adi altinda bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatin ödenmesi yerine, diger bir giderim biçimi kararlastirabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldiriyi kinayan bir karar verebilir ve bu kararin yayimlanmasina hükmedebilir”. 16. Bu hükümlerle koruma altina alinan kisilik haklari hukuka aykiri olarak saldiriya ugrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. 17. Burada kural olarak dogrudan dogruya zarar görme kosulu aranmaktadir. Ancak kisilik degerlerinin kapsam ve çerçevesi, yerlesik deger yargilarina ve yasam deneyimine bagli olarak belirlenmelidir. BK'nin 49. maddesi genel bir düzenleme olup öngördügü kosullar gerçeklestiginde, ruhsal uyum dengesi sarsilanin, kisilik degerlerine saldiri nedeniyle manevi tazminat isteyebilme olanagi vardir. Manevi tazminat isteminin temelinde ise, davalinin haksiz eylemi yatmaktadir. Bilindigi üzere haksiz eylemin unsurlari, hukuka aykiri fiil, kusur, zarar ve fiil ile zarar arasinda illiyet bagi bulunmasidir. Her somut olayda hâkim bu kosullarin varligini sorgulamali, var olduklari sonucuna ulasilir ise tazminat miktarinin belirlenmesinde saldiri teskil eden eylem ve olayin özelligi yaninda taraflarin kusur oranini, sifatini, isgal ettikleri makami ve diger sosyal ve ekonomik durumlarini dikkate almalidir. 18. Somut olayda taraflar arasindaki sözlesmenin haksiz sekilde feshedildigi ve bu çerçevede davacinin kisilik haklarinin ihlâl edildigi ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmustur. 19. Kabin amiri olarak görev yapan davacinin is sözlesmesinin feshine iliskin davaliya ait ihtarnamede, davacinin sadakat yükümlülügü ve taraflar arasindaki güven iliskisini zedeler mahiyette hareketlerde bulundugu iddialarina yer verilmis, bu çerçevede usulsüz islemlerle haksiz kazanç elde edilmesi fesih nedeni olarak kabul edilmistir. 20. Manevi tazminat sorumlulugunun dogmasi için yukarida açiklanan kosullarin birlikte gerçeklesmesi sart oldugu gibi davalinin sözlesmenin feshine gerekçe kildigi iddialarini dosya kapsami itibariyle ispatlayamamis olmasi da tek basina manevi tazminati gerektirir bir durum sayilamaz. Davalinin, is yeri kural ve uygulamalarina aykiri davrandigi düsüncesiyle gerçeklestirdigi anlasilan fesih eyleminin davacinin kisilik haklarini zedeler mahiyette olmadigi kabul edilmelidir. 21. Hukuk Genel Kurulunda yapilan görüsmeler sirasinda, fesih sirasinda ekibe ve yolculara ait yiyeceklerin uçus sonrasi beraberinde görütülmesi yahut yolculara satilarak haksiz kazanç elde edilmesi gibi isnat edilen olaylar ve sarf edilen sözlerin davacinin kisilik haklarini ihlâl edici nitelikte, gerek sahsî gerekse meslekî olarak rencide edici mahiyet tasidigi, bu nedenle davacinin manevi tazminat istemini hakli bulan direnme kararinin usul ve yasaya uygun oldugu ancak hükmolunan miktarin denetlenebilmesi için dosyanin Özel Daireye gönderilmesi gerektigi yönünde görüs ileri sürülmüs ise de bu görüs Kurul çogunlugu tarafindan benimsenmemistir. 22. Sonuç itibariyle Özel Daire bozma kararina uymak gerekirken direnme karari verilmesi usul ve yasaya aykiridir. Bu nedenle direnme karari bozulmalidir. SONUÇ : Açiklanan nedenlerle; Davali vekilinin temyiz itirazlarinin kabulüyle direnme kararinin Özel Daire bozma kararinda gösterilen nedenlerden dolayi 6100 Sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Geçici Madde 3” atfi uyarinca uygulanmakta olan 1086 Sayili Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi geregince BOZULMASINA, Istek hâlinde temyiz pesin harcinin yatirana geri verilmesine, Ayni Kanun'un 440. maddesi uyarinca kararin tebliginden itibaren on bes gün içerisinde karar düzeltme yolu açik olmak üzere, 04.11.2021 tarihinde oy çoklugu ile karar verildi. KARSI OY Davaci vekili 04.07.2011 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.05.2002 tarihinden beri davali sirkette hostes olarak çalistigini, çok basarili oldugunu, sözlesmenin en son 10.05.2011 tarihinde yenilendigini, ancak sonrasinda is sözlesmesinin uçuslar arasinda yapilan satislarda haksiz kazanç elde etmek gerekçesiyle feshedildiginin bildirildigini, asilsiz ithamlarin müvekkilini onarilamaz sekilde manevi zarara ve maddi kayiplara ugrattigini ileri sürerek 10.000TL maddi, 75.000TL manevi tazminatin davalidan tahsiline karar verilmesini talep etmis, 08.11.2013 tarihli islah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini 55.225,47TL'ye yükseltmistir. Davali vekili, davacinin (ürünleri bölerek satisa sunmak, satis disi materyalleri sahsen yolculara satmak gibi…) sadakat yükümlülügüne aykiri ve usulsüz davranislarla haksiz menfaat temin ettiginin, sirket ve yönetim hakkinda kötü konustugunun sirketin diger çalisanlari tarafindan bildirilmesi üzerine tutanak tutuldugunu ve is sözlesmesinin hakli nedenlerle feshedildigini, bu nedenle maddi tazminat talebinde bulunulamayacagi gibi manevi tazminat kosullarinin da olusmadigini belirterek davanin reddini savunmustur. Mahkemece, tüm davali taniklarinin hâlen davali nezdinde çalistiklari, ihbar mektuplari kendiliginden degil davalinin talebi üzerine verildikleri, idare ile aralarinin bozulmamasi endisesi tasidiklari ve tarafsizliklarinin kuskulu oldugu, bu hâliyle davalinin is sözlesmesinin hakli nedenle feshedildigi iddiasinin soyut iddiadan ibaret kaldigi, aksi düsünülse bile davacinin yillardir davali nezdinde çalistigi ve sorusturma tarihinden çok önceki eylemlerinden hiçbir islem yapilmamisken is sözlesmesine son verilmesinin adaletli olmadigi, haksiz ithamla isten çikarilmanin davacida büyük bir elem ve istirap yarattigi gerekçesiyle davanin kismen kabulüyle 50.000TL manevi ve 44.099,64TL (ihbar ve kidem) maddi tazminatinin davalidan tahsiline karar verilmistir. Davali vekilinin temyiz itirazlarini inceleyen Özel Daire, bozma kararinin birinci bendinde sair itirazlari yerinde görmeyerek reddetmis, ikinci bentte hizmet sözlesmesinin sonlandigi tarih itibariyle henüz 6098 Sayili Türk Borçlar Kanunu yürürlüge girmediginden 434. madde çerçevesinde fesih hakkinin kötüye kullanildigindan bahisle ihbar tazminatinin üç kati oraninda tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykiri oldugunu belirtmis, üçüncü bentte ise manevi tazminata hükmedilebilmesi için sahsiyet hakkinin hukuka aykiri bir sekilde zarara ugramasinin gerektigi, bu olmadigi takdirde eylem hukuka aykiri olsa dahi manevi tazminata hükmedilemeyecegi somut olayda davalinin gönderdigi fesih ihbarnamesinde davacinin sadakat yükümlülügüne aykiri davranislarda bulundugu ve durumun sirket çalisma barisini olumsuz etkiledigi, dogruluk ve baglilikla uyumadigi seklinde ifadelere yer verildigi, bu beyanin davacinin sahsiyet haklarini ihlâl eder mahiyet tasimadigi gözetilerek manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektigi gerekçesiyle bozma karari vermistir. Her iki taraf vekilinin karar düzeltme talepleri de yerinde görülmeyerek reddedilmistir. Bozma kararina karsi mahkeme maddi tazminata iliskin bozma nedenine uymus, manevi tazminat talebi yönünden ise ilk karar gerekçelerini açiklamak suretiyle direnme karari vermistir. Direnme karari davali vekili tarafindan temyiz edilmistir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik; kabin personeli davacinin is sözlesmesinin haksiz feshedildiginin Mahkeme ve Özel Daire arasinda çekismesiz oldugu olayda dosya kapsami itibariyle manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir kosullarin mevcut olup olmadigi noktasinda toplanmaktadir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayili Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi (6098 Sayili TBK'nin 58. maddesi) geregince, kisilik haklari hukuka aykiri olarak saldiriya ugrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Dosyada bulunan ve dava konusu olan, davacinin çalistigi davali sirket tarafindan 24.5.2011 tarihli ihtarname ile davaliya isnat edilen suçlamalar belirtilmistir. Bu suçlamalar içerisinde “ekibe ve yolcuya ait yiyecek ve içecekleri uçus sonrasi beraberinde götürmesi” hususunun ayrica degerlendirilmesi gerekir. Gerek yerel mahkeme gerekse özel daire sözlesmenin hakli nedenle feshedilmedigi konusunda hemfikir olup, özel daire ifadelerin sahsiyet haklarini ihlal etmedigi görüsünde olup Hukuk Genel Kurulu çogunluk düsüncesi de bu yöndedir. Ne varki tüm dosya kapsamindan davali tanik beyanlarina dayanmis olup, taniklar gerek yazili bildirimlerinde gerekse Mahkeme önünde ki beyanlarinda “ekibe ve yolcuya ait yiyecek ve içecekleri uçus sonrasi beraberinde götürmesi” seklinde bir beyanda bulunmadiklari açik olup, bu beyanin davali tarafindan hiç bir delil olmadan ihtarname ile davaciya bildirdigi ve bu beyanin davaciyi açikça hirsizlik ile itham ettigi anlasilmaktadir. Hâl böyle olunca hiçbir delil ve dosyaya yansiyan üçüncü kisilerce verilmis bir beyan olmadigi hâlde davacinin hirsizlik ile itham edilmesi ile kisilik haklarinin ihlali gerçeklestiginden mahkeme kararinin bu yönü ile dogru olup, (Y.9. HD,E.: 2015/27040,K. 2018/8946 benzer karari) manevi tazminat miktarinin incelenmesi için dosyanin Özel Daireye gönderilmesi gerektiginden çogunluk görüsüne katilamiyoruz. hukukihaber.net
Kabin amiri olarak görev yapan davacinin is sözlesmesinin feshine iliskin davaliya ait ihtarnamede, davacinin sadakat yükümlülügü ve taraflar arasindaki güven iliskisini zedeler mahiyette hareketlerde bulundugu iddialarina yer verilmis, bu çerçevede usulsüz islemlerle haksiz kazanç elde edilmesi fesih nedeni olarak kabul edilmistir.
Manevi tazminat sorumlulugunun dogmasi için davalinin sözlesmenin feshine gerekçe kildigi iddialarini dosya kapsami itibariyle ispatlayamamis olmasi tek basina manevi tazminati gerektirir bir durum sayilamaz. Davalinin, is yeri kural ve uygulamalarina aykiri davrandigi düsüncesiyle gerçeklestirdigi anlasilan fesih eyleminin davacinin kisilik haklarini zedeler mahiyette olmadigi kabul edilmelidir.
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/13-598 K. 2021/1345 T. 4.11.2021
Is Sözlesmesinin Feshi Nedeniyle Tazminat - Kabin Amiri Olarak Görev Yapan Davacinin Is Sözlesmesinin Feshine Iliskin Davaliya Ait Ihtarnamede Davacinin Sadakat Yükümlülügü ve Taraflar Arasindaki Güven Iliskisini Zedeler Mahiyette Hareketlerde Bulundugu Iddialarina Yer Verildigi/Manevi Tazminat Sorumlulugunun Dogmasi Için Davalinin Sözlesmenin Feshine Gerekçe Kildigi Iddialarini Ispatlayamamis Olmasinin Tek Basina Manevi Tazminati Gerektirir Bir Durum Sayilamayacagi
Manevi Tazminat - Kabin Amiri Olarak Görev Yapan Davacinin Is Sözlesmesinin Feshine Iliskin Davaliya Ait Ihtarnamede Davacinin Sadakat Yükümlülügü ve Taraflar Arasindaki Güven Iliskisini Zedeler Mahiyette Hareketlerde Bulundugu Iddialarina Yer Verildigi, Davalinin Is Yeri Kural ve Uygulamalarina Aykiri Davrandigi Düsüncesiyle Gerçeklestirdigi Anlasilan Fesih Eyleminin Davacinin Kisilik Haklarini Zedeler Mahiyette Olmadiginin Kabul Edilmesi Geregi
6098/m.434
ÖZET :
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik; kabin personeli olarak çalisan davacinin is sözlesmesinin davali isverence haksiz feshedildiginin mahkeme ve Özel Daire arasinda çekismesiz oldugu olayda dosya kapsami itibariyle manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir kosullarin mevcut olup olmadigi noktasinda toplanmaktadir.
Somut olayda taraflar arasindaki sözlesmenin haksiz sekilde feshedildigi ve bu çerçevede davacinin kisilik haklarinin ihlâl edildigi ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmustur. Kabin amiri olarak görev yapan davacinin is sözlesmesinin feshine iliskin davaliya ait ihtarnamede, davacinin sadakat yükümlülügü ve taraflar arasindaki güven iliskisini zedeler mahiyette hareketlerde bulundugu iddialarina yer verilmis, bu çerçevede usulsüz islemlerle haksiz kazanç elde edilmesi fesih nedeni olarak kabul edilmistir.
DAVA : 1. Taraflar arasindaki “maddi ve manevi tazminat” davasindan dolayi yapilan yargilama sonunda, Istanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanin kismen kabulüne iliskin karar davali vekilinin temyizi üzerine Yargitay (kapatilan) 13. Hukuk Dairesince yapilan inceleme sonunda bozulmus, Mahkemece Özel Daire bozma kararina karsi direnilmistir.
2. Direnme karari davali vekili tarafindan temyiz edilmistir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra geregi görüsüldü:
KARAR : I. YARGILAMA SÜRECI
Davaci Istemi:
4. Davaci vekili; müvekkilinin 10.05.2002 tarihinden beri davali sirkette hostes olarak çalistigini, çok basarili oldugunu, sözlesmenin en son 10.05.2011 tarihinde yenilendigini ancak sonrasinda davacinin uçuslar arasinda yapilan satislarda haksiz kazanç elde ettigi gerekçesiyle is sözlesmesinin feshedildigini, asilsiz ithamlarin müvekkilini onarilamaz sekilde manevi zarara ve maddi kayiplara ugrattigini ileri sürerek 10.000TL maddi, 75.000TL manevi tazminatin davalidan tahsiline karar verilmesini talep etmis, 08.11.2013 tarihli islah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 55.225,47TL'ye yükseltmistir.
Davali Cevabi:
5. Davali vekili; davacinin sadakat yükümlülügüne aykiri ve usulsüz davranislarla haksiz menfaat temin ettigi gibi sirket ve yönetim hakkinda kötü konustugunun sirketin diger çalisanlari tarafindan bildirilmesi üzerine is sözlesmesinin hakli nedenlerle feshedildigini, bu nedenle maddi tazminat talebinde bulunulamayacagini, manevi tazminat kosullarinin da olusmadigini belirterek davanin reddini savunmustur.
Mahkeme Karari:
6. Istanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.12.2013 tarihli ve 2011/415 E., 2013/779 K. sayili karariyla; dinlenen tüm davali taniklarinin hâlen ayni sirkette çalistiklari, ihbar mektuplarini kendiliginden degil davalinin talebi üzerine verildikleri, isveren ile aralarinin bozulmamasi endisesi tasidiklari ve tarafsizliklarinin kuskulu oldugu, bu hâliyle davalinin is sözlesmesinin hakli nedenle feshedildigi iddiasinin soyut iddiadan ibaret kaldigi, aksi düsünülse bile davacinin yillardir davali nezdinde çalistigi ve sorusturma tarihinden çok önceki eylemlerinden hiçbir islem yapilmamisken is sözlesmesine son verilmesinin adaletli olmadigi, haksiz ithamla isten çikarilmanin davacida büyük bir elem ve istirap yarattigi gerekçesiyle davanin kismen kabulüne, 50.000TL manevi tazminat ile (kidem ve ihbar tazminati toplamindan olusan) 44.099,64TL maddi tazminatin davalidan tahsiline karar verilmistir.
Özel Daire Bozma Karari:
7. Mahkemenin yukarida belirtilen kararina karsi süresi içinde davali vekili temyiz isteminde bulunmustur.
8. Yargitay 13. Hukuk Dairesinin 22.12.2014 tarihli ve 2014/16775 E., 2014/41124 K. sayili karar ile; “1- Dosyadaki yazilara, kararin dayandigi delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasina göre davalinin sair temyiz itirazlarinin reddi gerekir.
2-) Davacinin hizmet akdi 23.05.2011 tarihinde feshedilmis olup, bu tarihte 818 Sayili Borçlar yasasi yürürlükte olup, 6098 Sayili kanun yürürlüge girmemistir. Bu nedenle davada 6098 Sayili Kanun'un 434. maddesi uygulanarak fesih hakkinin kötüye kullanildigi gerekçesiyle bilirkisi tarafindan hesaplanan ihbar tazminatinin üç kati oraninda tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykiri olup bozma nedenidir.
3-) Manevi tazminata hükmedilebilmesi için; sahsiyet hakkinin hukuka aykiri bir sekilde zarara ugramasi gerekir. Kisilik haklarinin zarar görmedigi hallerde, eylem hukuka aykiri olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanakli degildir. Davali G. Ekspres Havacilik A.S. davaciya gönderdigi fesih ihbarnamesinde, davacinin sadakat yükümlülügüne aykiri davranislarda bulundugu, bu durumun sirketin çalisma barisini olumsuz etkiledigi, dogruluk ve bagliliga uymadigi seklinde beyanda bulunarak sözlesmeyi feshetmis olup; bu beyan davacinin sahsiyet haklarini haleldar edecek nitelikte degildir.Bu nedenle, manevi tazminat talebi yönünden de davanin reddine karar verilmesi gerekirken yazili sekilde kismen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykiri olup bozma nedenidir...” gerekçesi ile karar bozulmustur.
Direnme Karari:
9. Mahkemece 15.03.2016 tarihli ve 2015/460 E., 2016/107 K. sayili karar ile; maddi tazminata iliskin bozma nedenine uyulmus, manevi tazminat talebi yönünden ise ilk karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme karari verilmistir.
Direnme Kararinin Temyizi:
10. Direnme karari süresi içinde davali vekili tarafindan temyiz edilmistir.
II. UYUSMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik; kabin personeli olarak çalisan davacinin is sözlesmesinin davali is verence haksiz feshedildiginin Mahkeme ve Özel Daire arasinda çekismesiz oldugu olayda dosya kapsami itibariyle manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir kosullarin mevcut olup olmadigi noktasinda toplanmaktadir.
III. GEREKÇE
12. Uyusmazligin çözümüne geçilmeden önce, konuya iliskin yasal düzenleme ve ilkelerin ortaya konulmasinda yarar vardir:
13. 4721 Sayili Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 24. maddesinde;
“Hukuka aykiri olarak kisilik hakkina saldirilan kimse, hâkimden, saldirida bulunanlara karsi korunmasini isteyebilir.
Kisilik hakki zedelenen kimsenin rizasi, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdigi yetkinin kullanilmasi sebeplerinden biriyle hakli kilinmadikça, kisilik haklarina yapilan her saldiri hukuka aykiridir.” hükmü yer almaktadir.
14. Dava konusu eylemlerin gerçeklestigi tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayili Borçlar Kanunu'nun (BK) “Sahsi menfaatlerin haleldar olmasi” baslikli 49. maddesinde ise;
“Sahsiyet hakki hukuka aykiri bir sekilde tecavüze ugrayan kisi, ugradigi manevi zarara karsilik manevi tazminat namiyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.
Hâkim, manevi tazminatin miktarini tayin ederken, taraflarin sifatini, isgal ettikleri makami ve diger sosyal ve ekonomik durumlarini da dikkate alir.
Hâkim, bu tazminatin ödenmesi yerine, diger bir tazmin sureti ikame veya ilave edebilecegi gibi tecavüzü kinayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararin basin yolu ile ilanina da hükmedebilir.” düzenlemesine yer verilmistir.
15. Ayni konu 6098 Sayili Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) “Kisilik hakkinin zedelenmesi” baslikli 58. maddesinde ise su sekilde düzenlenmistir:
“Kisilik hakkinin zedelenmesinden zarar gören, ugradigi manevi zarara karsilik manevi tazminat adi altinda bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatin ödenmesi yerine, diger bir giderim biçimi kararlastirabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldiriyi kinayan bir karar verebilir ve bu kararin yayimlanmasina hükmedebilir”.
16. Bu hükümlerle koruma altina alinan kisilik haklari hukuka aykiri olarak saldiriya ugrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.
17. Burada kural olarak dogrudan dogruya zarar görme kosulu aranmaktadir. Ancak kisilik degerlerinin kapsam ve çerçevesi, yerlesik deger yargilarina ve yasam deneyimine bagli olarak belirlenmelidir. BK'nin 49. maddesi genel bir düzenleme olup öngördügü kosullar gerçeklestiginde, ruhsal uyum dengesi sarsilanin, kisilik degerlerine saldiri nedeniyle manevi tazminat isteyebilme olanagi vardir. Manevi tazminat isteminin temelinde ise, davalinin haksiz eylemi yatmaktadir. Bilindigi üzere haksiz eylemin unsurlari, hukuka aykiri fiil, kusur, zarar ve fiil ile zarar arasinda illiyet bagi bulunmasidir. Her somut olayda hâkim bu kosullarin varligini sorgulamali, var olduklari sonucuna ulasilir ise tazminat miktarinin belirlenmesinde saldiri teskil eden eylem ve olayin özelligi yaninda taraflarin kusur oranini, sifatini, isgal ettikleri makami ve diger sosyal ve ekonomik durumlarini dikkate almalidir.
18. Somut olayda taraflar arasindaki sözlesmenin haksiz sekilde feshedildigi ve bu çerçevede davacinin kisilik haklarinin ihlâl edildigi ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmustur.
19. Kabin amiri olarak görev yapan davacinin is sözlesmesinin feshine iliskin davaliya ait ihtarnamede, davacinin sadakat yükümlülügü ve taraflar arasindaki güven iliskisini zedeler mahiyette hareketlerde bulundugu iddialarina yer verilmis, bu çerçevede usulsüz islemlerle haksiz kazanç elde edilmesi fesih nedeni olarak kabul edilmistir.
20. Manevi tazminat sorumlulugunun dogmasi için yukarida açiklanan kosullarin birlikte gerçeklesmesi sart oldugu gibi davalinin sözlesmenin feshine gerekçe kildigi iddialarini dosya kapsami itibariyle ispatlayamamis olmasi da tek basina manevi tazminati gerektirir bir durum sayilamaz. Davalinin, is yeri kural ve uygulamalarina aykiri davrandigi düsüncesiyle gerçeklestirdigi anlasilan fesih eyleminin davacinin kisilik haklarini zedeler mahiyette olmadigi kabul edilmelidir.
21. Hukuk Genel Kurulunda yapilan görüsmeler sirasinda, fesih sirasinda ekibe ve yolculara ait yiyeceklerin uçus sonrasi beraberinde görütülmesi yahut yolculara satilarak haksiz kazanç elde edilmesi gibi isnat edilen olaylar ve sarf edilen sözlerin davacinin kisilik haklarini ihlâl edici nitelikte, gerek sahsî gerekse meslekî olarak rencide edici mahiyet tasidigi, bu nedenle davacinin manevi tazminat istemini hakli bulan direnme kararinin usul ve yasaya uygun oldugu ancak hükmolunan miktarin denetlenebilmesi için dosyanin Özel Daireye gönderilmesi gerektigi yönünde görüs ileri sürülmüs ise de bu görüs Kurul çogunlugu tarafindan benimsenmemistir.
22. Sonuç itibariyle Özel Daire bozma kararina uymak gerekirken direnme karari verilmesi usul ve yasaya aykiridir. Bu nedenle direnme karari bozulmalidir.
SONUÇ : Açiklanan nedenlerle;
Davali vekilinin temyiz itirazlarinin kabulüyle direnme kararinin Özel Daire bozma kararinda gösterilen nedenlerden dolayi 6100 Sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Geçici Madde 3” atfi uyarinca uygulanmakta olan 1086 Sayili Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi geregince BOZULMASINA,
Istek hâlinde temyiz pesin harcinin yatirana geri verilmesine,
Ayni Kanun'un 440. maddesi uyarinca kararin tebliginden itibaren on bes gün içerisinde karar düzeltme yolu açik olmak üzere, 04.11.2021 tarihinde oy çoklugu ile karar verildi.
KARSI OY
Davaci vekili 04.07.2011 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.05.2002 tarihinden beri davali sirkette hostes olarak çalistigini, çok basarili oldugunu, sözlesmenin en son 10.05.2011 tarihinde yenilendigini, ancak sonrasinda is sözlesmesinin uçuslar arasinda yapilan satislarda haksiz kazanç elde etmek gerekçesiyle feshedildiginin bildirildigini, asilsiz ithamlarin müvekkilini onarilamaz sekilde manevi zarara ve maddi kayiplara ugrattigini ileri sürerek 10.000TL maddi, 75.000TL manevi tazminatin davalidan tahsiline karar verilmesini talep etmis, 08.11.2013 tarihli islah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini 55.225,47TL'ye yükseltmistir.
Davali vekili, davacinin (ürünleri bölerek satisa sunmak, satis disi materyalleri sahsen yolculara satmak gibi…) sadakat yükümlülügüne aykiri ve usulsüz davranislarla haksiz menfaat temin ettiginin, sirket ve yönetim hakkinda kötü konustugunun sirketin diger çalisanlari tarafindan bildirilmesi üzerine tutanak tutuldugunu ve is sözlesmesinin hakli nedenlerle feshedildigini, bu nedenle maddi tazminat talebinde bulunulamayacagi gibi manevi tazminat kosullarinin da olusmadigini belirterek davanin reddini savunmustur.
Mahkemece, tüm davali taniklarinin hâlen davali nezdinde çalistiklari, ihbar mektuplari kendiliginden degil davalinin talebi üzerine verildikleri, idare ile aralarinin bozulmamasi endisesi tasidiklari ve tarafsizliklarinin kuskulu oldugu, bu hâliyle davalinin is sözlesmesinin hakli nedenle feshedildigi iddiasinin soyut iddiadan ibaret kaldigi, aksi düsünülse bile davacinin yillardir davali nezdinde çalistigi ve sorusturma tarihinden çok önceki eylemlerinden hiçbir islem yapilmamisken is sözlesmesine son verilmesinin adaletli olmadigi, haksiz ithamla isten çikarilmanin davacida büyük bir elem ve istirap yarattigi gerekçesiyle davanin kismen kabulüyle 50.000TL manevi ve 44.099,64TL (ihbar ve kidem) maddi tazminatinin davalidan tahsiline karar verilmistir.
Davali vekilinin temyiz itirazlarini inceleyen Özel Daire, bozma kararinin birinci bendinde sair itirazlari yerinde görmeyerek reddetmis, ikinci bentte hizmet sözlesmesinin sonlandigi tarih itibariyle henüz 6098 Sayili Türk Borçlar Kanunu yürürlüge girmediginden 434. madde çerçevesinde fesih hakkinin kötüye kullanildigindan bahisle ihbar tazminatinin üç kati oraninda tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykiri oldugunu belirtmis, üçüncü bentte ise manevi tazminata hükmedilebilmesi için sahsiyet hakkinin hukuka aykiri bir sekilde zarara ugramasinin gerektigi, bu olmadigi takdirde eylem hukuka aykiri olsa dahi manevi tazminata hükmedilemeyecegi somut olayda davalinin gönderdigi fesih ihbarnamesinde davacinin sadakat yükümlülügüne aykiri davranislarda bulundugu ve durumun sirket çalisma barisini olumsuz etkiledigi, dogruluk ve baglilikla uyumadigi seklinde ifadelere yer verildigi, bu beyanin davacinin sahsiyet haklarini ihlâl eder mahiyet tasimadigi gözetilerek manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektigi gerekçesiyle bozma karari vermistir. Her iki taraf vekilinin karar düzeltme talepleri de yerinde görülmeyerek reddedilmistir. Bozma kararina karsi mahkeme maddi tazminata iliskin bozma nedenine uymus, manevi tazminat talebi yönünden ise ilk karar gerekçelerini açiklamak suretiyle direnme karari vermistir.
Direnme karari davali vekili tarafindan temyiz edilmistir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyusmazlik; kabin personeli davacinin is sözlesmesinin haksiz feshedildiginin Mahkeme ve Özel Daire arasinda çekismesiz oldugu olayda dosya kapsami itibariyle manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir kosullarin mevcut olup olmadigi noktasinda toplanmaktadir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayili Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi (6098 Sayili TBK'nin 58. maddesi) geregince, kisilik haklari hukuka aykiri olarak saldiriya ugrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.
Dosyada bulunan ve dava konusu olan, davacinin çalistigi davali sirket tarafindan 24.5.2011 tarihli ihtarname ile davaliya isnat edilen suçlamalar belirtilmistir. Bu suçlamalar içerisinde “ekibe ve yolcuya ait yiyecek ve içecekleri uçus sonrasi beraberinde götürmesi” hususunun ayrica degerlendirilmesi gerekir. Gerek yerel mahkeme gerekse özel daire sözlesmenin hakli nedenle feshedilmedigi konusunda hemfikir olup, özel daire ifadelerin sahsiyet haklarini ihlal etmedigi görüsünde olup Hukuk Genel Kurulu çogunluk düsüncesi de bu yöndedir. Ne varki tüm dosya kapsamindan davali tanik beyanlarina dayanmis olup, taniklar gerek yazili bildirimlerinde gerekse Mahkeme önünde ki beyanlarinda “ekibe ve yolcuya ait yiyecek ve içecekleri uçus sonrasi beraberinde götürmesi” seklinde bir beyanda bulunmadiklari açik olup, bu beyanin davali tarafindan hiç bir delil olmadan ihtarname ile davaciya bildirdigi ve bu beyanin davaciyi açikça hirsizlik ile itham ettigi anlasilmaktadir. Hâl böyle olunca hiçbir delil ve dosyaya yansiyan üçüncü kisilerce verilmis bir beyan olmadigi hâlde davacinin hirsizlik ile itham edilmesi ile kisilik haklarinin ihlali gerçeklestiginden mahkeme kararinin bu yönü ile dogru olup, (Y.9. HD,E.: 2015/27040,K. 2018/8946 benzer karari) manevi tazminat miktarinin incelenmesi için dosyanin Özel Daireye gönderilmesi gerektiginden çogunluk görüsüne katilamiyoruz.
hukukihaber.net