vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff056b03000000f606000001000200Dava, kredi karti borcunun ödenmemesi nedeniyle yapilan takibe itirazin iptali istemidir. T.C. BURSA BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI 7. HUKUK DAIRESI E. 2020/84 K. 2022/892 T. 28.4.2022 KREDI KARTI BORCUNUN ÖDENMEMESI NEDENIYLE YAPILAN TAKIBE ITIRAZIN IPTALI Mahkemece Hükme Esas Alinan Bilirkisi Raporunda Yapilandirilan Kredi Kartinin Borcunun Toplam 23.025,36 TL Olarak Hesaplanmasina Ragmen Bu Hesaplama Uyarinca Bilesik Faiz Yasagina Uygun Rapor Düzenlenip Düzenlenmedigi Denetlenilemedigi Gibi Davalinin Yapilandirmada Öngörülen Ödemeleri Gerçeklestirmedigi Için Sözlesmenin Geçersiz Kalmasina Ragmen Yapilandirma Öncesi Borcun Hesaplanmamasinin Dogru Görülmedigi YAPILANDIRMA SÖZLESMESI Kredi Karti Borcu/Itirazin Iptali - Davalinin Yapilandirmada Öngörülen Ödemeleri Gerçeklestirmedigi Için Sözlesmenin Geçersiz Kalmasina Ragmen Yapilandirma Öncesi Borcun Hesaplanmamasinin Dogru Görülmedigi/Bu Durumda Yapilandirma Sözlesmesi Ortadan Kalkmis Olup Davaci Alacaginin Yapilandirma Hiç Yapilmamis Gibi Hesaplanmasi Gerektigi BILESIK FAIZ Kredi Karti Borcu/Itirazin Iptali - Bilirkisiden Ek Rapor Alinarak Tüketici Islemlerindeki Bilesik Faiz Yasagi da Gözetilerek Yapilandirilan Borç Faizden Arindirilmis Sekilde Hesaplanarak Takip Tarihi Itibariyle Davalinin Ödemekle Yükümlü Oldugu Borç Miktari Belirlenip Ayrica Davalinin Kredi Karti Aidat Ücreti ve Hesap Isletim Ücretine Iliskin Itirazlari da Degerlendirilerek Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerektigi 2004/m.67,68 6502/m.4/7,28 DAVA ÖZETI : Dava, kredi karti borcunun ödenmemesi nedeniyle yapilan takibe itirazin iptali istemidir. Mahkemece hükme esas alinan 01/04/2019 tarihli bilirkisi raporunda, yapilandirilan kredi kartinin borcunun ana para tutarinin 18.403,84.-TL olup, 4.621,52.-TL de faiz olmak üzere toplam 23.025,36.-TL olarak hesaplanmasina ragmen bu hesaplama uyarinca bilesik faiz yasagina uygun rapor düzenlenip düzenlenmedigi denetlenilemedigi gibi davalinin yapilandirmada öngörülen ödemeleri gerçeklestirmedigi için sözlesmenin geçersiz kalmasina ragmen yapilandirma öncesi borcun hesaplanmamasi dogru görülmemistir. Bu durumda yapilandirma sözlesmesi ortadan kalkmis olup davaci alacaginin yapilandirma hiç yapilmamis gibi hesaplanmasi ve davalinin yapilandirma sözlesmesine göre veya varsa sözlesme disi yaptigi ödemelerle ödeme tarihlerine göre borçtan düsülmeli ve davaci bankanin takip tarihi itibariyle alacagi hesaplanmalidir. Bilirkisiden ek rapor alinarak 6502 sayili Tüketicinin Korunmasi Hakkindaki Kanunun 4/7.maddesindeki tüketici islemlerindeki bilesik faiz yasagi da gözetilerek yapilandirilan borç faizden arindirilmis sekilde hesaplanarak takip tarihi itibariyle davalinin ödemekle yükümlü oldugu borç miktari belirlenip ayrica, davalinin kredi karti aidat ücreti ve hesap isletim ücretine iliskin itirazlari da degerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasi dogru görülmemistir. Davaci tarafindan, davali aleyhine açilan davanin yapilan yargilamasi sonunda mahalli mahkemesince davanin kismen kabulüne dair verilen karara karsi süresi içinde davali vekili tarafindan istinaf kanun yoluna basvurulmasi üzerine yapilan ön inceleme sonunda, incelemenin durusma açilmadan karar verilmesi mümkün hallerden oldugu anlasilmakla dosya incelendi. KARAR: Davaci vekili dava dilekçesinde, müvekkili banka tarafindan kredi kartlari üyelik sözlesmesine binaen davaliya kredi karti tanimlandigini, davalinin kendisine verilen kredi kartini kullandigini ancak süresi içerisinde geri ödemede bulunmadigini, yasa uyarinca davaliya iadeli taahhütlü mektupla 01/01/2015 tarihinde ihtarname keside edildigini ve ödenmeyen bakiyenin faizi ve bu tutara BSMV eklenmek sureti ile birlikte 30 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde yasal yollara basvurulacaginin bildirildigini, söz konusu ihtarnamenin 08/01/2015 tarihinde davalinin esine teblig edildigini, davalinin ihtarnameye, ihtara esas alacaga, dayanak belgelere ve imzalara itirazda bulunmadigini, davalinin kalan borcunu ödemedigini, ilgili alacak tutari hakkinda Bursa . Icra Müdürlügü'nün ... esas sayili dosyasi ile takibe geçildigini, davalinin 25/02/2015 tarihinde borca, faiz ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurdugunu, borçlunun itirazindan sonra 24/07/2015 tarihinde 250,00.-TL ödeme yaptigini, davalinin bu sekilde kötü niyetle hareket ettigini belirterek, takibe itirazin iptaline, takibin devamina, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatina karar verilmesini talep ve dava etmistir. Davali vekili cevap dilekçesinde, icra dosyasina yapilan itirazlarini tekrarla müvekkiline uygulanan faizin fahis oldugunu, alacaga yansitilan isletim ücretinin, yillik kart aidatlari gibi yan kalemlerinde Tüketici Kanunu'na göre alinmasinin yasal olmadigini beyanla usul ve esas açisindan davanin reddine karar verilmesini istemistir. Mahkemece, bilirkisi raporu hükme esas alinarak davanin kismen kabulüne, Bursa Icra Müdürlügü'nün esas sayili takip dosyasinda davalinin ** numarali kredi karti için 18.403,84.-TL asil alacak, 134,42.-TL akdi faiz, 6,72 akdi faiz bsmv, 843,73.-TL temerrüt faizi, 42,19.-TL temerrüt faizi bsmv, 5,25.-TL masraf yönünden itirazinin iptaline, 18.403,84.-TL asil alacaga takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar %30,24 ve degisen oranlarda temerrüt faizi, bu faizin %5 BSMV'si, icra giderleri, icra vekalet ücreti, TBK'nun 100. maddesi dikkate alinmak suretiyle devamina, fazlaya iliskin talebin reddine, kabul edilen alacagin %20'si oraninda 3.680,76.-TL icra inkar tazminatinin davalidan alinarak davaciya verilmesine, karar verilmistir. Davali vekili istinafa basvuru dilekçesinde, davacinin müvekkili aleyhine 18.403,84.-TL için takip baslattigini, müvekkiline uygulanan faizin fahis olup alacaga yansitilan isletim ücreti yillik kart aidati gibi kalemlerin alinmasinin mümkün olmadigini, davaci taraf ve müvekkili arasinda yeni bir sözlesme yapildiginin beyan edildigini, beyan edilen sözlesmenin dosyaya sunulmadigini, bilirkisi raporunda da bu hususun belirtildigini, müvekkilinin takip baslatilan borcu yeni bir kredi kullanarak kapattigini, bu kredi ile ilgili davacinin kredi sözlesmesini ibraz etmedigini, müvekkilinin bilirkisinin de belirttigi gibi kredi karti borcunu kapattigini, davacinin IIK'nun 68/b maddesi uyarinca noter kanaliyla usulüne uygun ihtarname keside etmedigini, müvekkilinin temerrüde de düsmedigini, iadeli taahhütlü mektup gönderdigini, bu nedenle ihtarnamenin usulsüz oldugunu ve davanin reddinin gerektigini, 30 günlük ödeme süresi verilmesi gerektigini, usulüne uygun temerrüde düsürülmeyen müvekkili hakkinda 6502 sayili Kanunun 28.maddesi geregince takip yapilmasinin mümkün olmadigini, kredi karti borcunun banka tarafindan kapatildigini ve tüketici sözlesmesi kapsaminda yapilandirma kredisi kullanildigini beyan etmesine ragmen geri dönüp kredi kartlarina göre faiz hesabi yapildigini, 6502 sayili Kanunu'n 28/1.maddesi geregi taksitlere faiz isletilmesinin ve ayni Kanun'un 4/4.maddesine göre birlesik faiz isletilmesinin mümkün olmadigini, istinafa konu dosyanin Asliye Ticaret Mahkemesinden görevsizlikle gelmis olup, görevsizlik yönünden müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykiri oldugunu beyanla yerel mahkeme kararinin kaldirilmasini talep etmistir. Dava, kredi karti borcunun ödenmemesi nedeniyle yapilan takibe itirazin iptali istemidir. Taraflar arasinda kredi karti sözlesmesi oldugu hususunda bir uyusmazlik bulunmamaktadir. Davali icra dosyasina yaptigi itirazda kredi kartinin varligina iliskin bir itirazda bulunmamis, sadece borca, faiz ve ferilerine itiraz etmistir. Taraflar arasindaki uyusmazlik kredi kartlari üyelik sözlesmesinden kaynaklandigindan uyusmazligin çözümünde özel yasa niteliginde bulunan 5464 sayili “Banka Kartlari ve Kredi Kartlari Kanunu” hükümlerinin uygulanmasi gerekir. Anilan Yasa hükümlerinde, bankaya hesabi kat etme ve bunun sonucu olarak sözlesmeyi feshetme yetkisi taninmistir. Hesap kat ihtari ile alacagin tamami muaccel hale gelir ve ihtarin tebligi ve taninan süre sonunda temerrüt olusur (Y. 19. H.D.'nin 18/12/2017 tarih, 2016/14710- 2017/8044 sayili karari). Davali vekili IIK'nun 68.maddesi uyarinca davaliya noter kanaliyla ihtarname gönderilmediginden 6502 sayili Kanunun 28.maddesi uyarinca icra takibi baslatilamayacagini istinaf sebebi olarak ileri sürmüs ise de, davaya konu uyusmazligin kredi karti alacagindan kaynaklanmasi nedeniyle tüketici kredilerinde uygulanan 6502 sayili Kanunun 28.maddesinin mevcut davada uygulanmasi söz konusu olmadigi gibi taraflar arasinda tüketici islemi bulunmasi nedeniyle IIK'nun 68/b maddesi uyarinca noter araciligiyla ihtarname gönderilmesine gerek bulunmadigindan davali vekilinin bu husustaki istinaf sebepleri yerinde görülmemistir. 6100 Sayili HMK'nun 331. maddesinin 2. fikrasi ile yargilamanin tekligi esasi benimsenmis ve görevsiz/yetkisiz mahkemece yargilama giderlerine hükmedilmeyecegi kabul edilmistir. Söyle ki, görevsizlik ya da yetkisizlik hâlinde verilecek karar "usulden ret" kararidir (HMK m.115/2). Diger bir anlatimla görevsizlik ve yetkisizlik kararlari ile mahkeme davadan elini çekmis olsa da söz konusu kararlar davanin esasini çözmeyip, davaci bu kararlarin kesinlesmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye basvurarak davaya kaldigi yerden devam olunmasini saglayabilmektedir (HMK m. 20).HMK’nun 331/2.,326 ve 332. maddesi hükümleri ve ilgili maddenin gerekçesindeki, 1086 sayili HMUK'da bu konuda açik bir düzenleme bulunmamasi sebebiyle yerel mahkemeler ile Yargitay'in birbirinden farkli kararlar verdigi ve uygulamada yasanan bu karisikligin önlenmesi bakimindan maddenin ikinci fikrasinda "görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararlarindan sonra, dosyanin gönderildigi mahkemede dava görülmeye baslanmis ise yargilama giderlerine davayi gören ikinci mahkemece hükmedilecegi seklindeki ifade birlikte degerlendirildiginde henüz yargilamayi sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlari üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildigi hâllerde uyusmazligin esasi hakkinda verilecek nihai kararda haklilik durumuna göre yargilama giderlerinin hüküm altina alinmasi gerektiginden (YHGK’nun 28.2.2019 T, 2017/2-3004 E, 2019/217 K. Sy.ilami) ve bir davada usul ve esastan verilen kararlarda ayri ayri vekalet ücretine hükmedilemeyeceginden davali vekilinin vekalet ücreti ile ilgili istinaf nedeni yerinde görülmemistir. Davali tarafindan icra takip konusu yapilan borcun içinde kart aidat ücreti ile hesap isletim ücreti oldugu bu sekilde ücret alinmasinin kanuna aykiri oldugunun savunulmasina ragmen, mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz degerlendirme yapilmamistir. Taraflar arasinda düzenlenen sözlesmeye göre kullanilan kredi karti harcamalari sonucu kart kullanicisi davalinin ödeme yapmamasi üzerine kredi karti veren davaci banka tarafindan 22/08/2014 tarihinde gerçeklestirilen yapilandirma sonunda taksitlerin ödenmemesi üzerine 01/05/2015 tarihinde kredi karti hesabinda mevcut 18.403,84.-TL borcun yillik %24,24 akdi faizi ve BSMV ile birlikte 30 gün içerisinde ödenmesinin istendigi ve bu ihtarin davali borçluya teblig edildigi, ödeme yapilmamasi üzerine hesabin kat'i ile birlikte muaccel hale gelen kredi karti borcunun tahsili için Bursa 15. Icra Müdürlügü'nün 2015/3098 esas sayili dosyasinda alacakli banka tarafindan borçlu aleyhine icra takibi baslatildigi dosyadaki belgelerden anlasilmistir. Mahkemece hükme esas alinan 01/04/2019 tarihli bilirkisi raporunda, yapilandirilan kredi kartinin borcunun ana para tutarinin 18.403,84.-TL olup, 4.621,52.-TL de faiz olmak üzere toplam 23.025,36.-TL olarak hesaplanmasina ragmen bu hesaplama uyarinca bilesik faiz yasagina uygun rapor düzenlenip düzenlenmedigi denetlenilemedigi gibi davalinin yapilandirmada öngörülen ödemeleri gerçeklestirmedigi için sözlesmenin geçersiz kalmasina ragmen yapilandirma öncesi borcun hesaplanmamasi dogru görülmemistir. Bu durumda yapilandirma sözlesmesi ortadan kalkmis olup davaci alacaginin yapilandirma hiç yapilmamis gibi hesaplanmasi ve davalinin yapilandirma sözlesmesine göre veya varsa sözlesme disi yaptigi ödemelerle ödeme tarihlerine göre borçtan düsülmeli ve davaci bankanin takip tarihi itibariyle alacagi hesaplanmalidir. Bilirkisiden ek rapor alinarak 6502 sayili Tüketicinin Korunmasi Hakkindaki Kanunun 4/7.maddesindeki tüketici islemlerindeki bilesik faiz yasagi da gözetilerek yapilandirilan borç faizden arindirilmis sekilde hesaplanarak takip tarihi itibariyle davalinin ödemekle yükümlü oldugu borç miktari belirlenip ayrica, davalinin kredi karti aidat ücreti ve hesap isletim ücretine iliskin itirazlari da degerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazili sekilde hüküm kurulmasi dogru görülmediginden davali vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerindedir. HMK'nun 355.maddesi geregince istinaf yoluna basvuranin sifatina, kamu düzenine ve istinaf konusu yapilan nedenlerle sinirli olarak yapilan inceleme sonucunda, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykiri oldugundan davali vekilinin istinaf basvurusunun kabulü ile mahkeme kararinin HMK’nun 353/1-a-6 maddesi geregince kaldirilmasina, Dairemiz karari geregince davanin yeniden görülmesi için dosyanin karari veren mahkemeye gönderilmesine dair asagidaki sekilde hüküm kurulmustur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarida açiklandigi üzere; 1-Davali vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 4. Tüketici Mahkemesi'nin 07/11/2019 tarih ve 2016/528-2019/425 sayili kararinin KALDIRILMASINA, Gerekçede yapilan açiklamalar göz önünde bulundurularak yargilama yapilmak üzere dosyanin ilk derece mahkemesine GÖNDERILMESINE, 2-Davali tüketici harçtan muaf oldugundan bu hususta karar verilmesine yer olmadigina, 3-Karar teblig islemlerinin ilk derece mahkemesince yapilmasina, 4-Istinaf kanun yoluna basvuran davali tarafindan yapilan istinaf yargilama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alinmasina, 5-Istinaf incelemesi sirasinda durusma açilmadigindan vekalet ücreti takdirine yer olmadigina, Dair, durusma açilmadan dosya üzerinde yapilan inceleme sonunda 6100 sayili HMK'nun 353/1-a hükmü uyarinca kesin olmak üzere, 28.04.2022 tarihinde oy birligi ile karar verildi. kazanci.com
T.C. BURSA BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI 7. HUKUK DAIRESI E. 2020/84 K. 2022/892 T. 28.4.2022
Mahkemece Hükme Esas Alinan Bilirkisi Raporunda Yapilandirilan Kredi Kartinin Borcunun Toplam 23.025,36 TL Olarak Hesaplanmasina Ragmen Bu Hesaplama Uyarinca Bilesik Faiz Yasagina Uygun Rapor Düzenlenip Düzenlenmedigi Denetlenilemedigi Gibi Davalinin Yapilandirmada Öngörülen Ödemeleri Gerçeklestirmedigi Için Sözlesmenin Geçersiz Kalmasina Ragmen Yapilandirma Öncesi Borcun Hesaplanmamasinin Dogru Görülmedigi
Kredi Karti Borcu/Itirazin Iptali - Davalinin Yapilandirmada Öngörülen Ödemeleri Gerçeklestirmedigi Için Sözlesmenin Geçersiz Kalmasina Ragmen Yapilandirma Öncesi Borcun Hesaplanmamasinin Dogru Görülmedigi/Bu Durumda Yapilandirma Sözlesmesi Ortadan Kalkmis Olup Davaci Alacaginin Yapilandirma Hiç Yapilmamis Gibi Hesaplanmasi Gerektigi
BILESIK FAIZ
Kredi Karti Borcu/Itirazin Iptali - Bilirkisiden Ek Rapor Alinarak Tüketici Islemlerindeki Bilesik Faiz Yasagi da Gözetilerek Yapilandirilan Borç Faizden Arindirilmis Sekilde Hesaplanarak Takip Tarihi Itibariyle Davalinin Ödemekle Yükümlü Oldugu Borç Miktari Belirlenip Ayrica Davalinin Kredi Karti Aidat Ücreti ve Hesap Isletim Ücretine Iliskin Itirazlari da Degerlendirilerek Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerektigi
2004/m.67,68
6502/m.4/7,28
DAVA ÖZETI :
Dava, kredi karti borcunun ödenmemesi nedeniyle yapilan takibe itirazin iptali istemidir.
Mahkemece hükme esas alinan 01/04/2019 tarihli bilirkisi raporunda, yapilandirilan kredi kartinin borcunun ana para tutarinin 18.403,84.-TL olup, 4.621,52.-TL de faiz olmak üzere toplam 23.025,36.-TL olarak hesaplanmasina ragmen bu hesaplama uyarinca bilesik faiz yasagina uygun rapor düzenlenip düzenlenmedigi denetlenilemedigi gibi davalinin yapilandirmada öngörülen ödemeleri gerçeklestirmedigi için sözlesmenin geçersiz kalmasina ragmen yapilandirma öncesi borcun hesaplanmamasi dogru görülmemistir. Bu durumda yapilandirma sözlesmesi ortadan kalkmis olup davaci alacaginin yapilandirma hiç yapilmamis gibi hesaplanmasi ve davalinin yapilandirma sözlesmesine göre veya varsa sözlesme disi yaptigi ödemelerle ödeme tarihlerine göre borçtan düsülmeli ve davaci bankanin takip tarihi itibariyle alacagi hesaplanmalidir. Bilirkisiden ek rapor alinarak 6502 sayili Tüketicinin Korunmasi Hakkindaki Kanunun 4/7.maddesindeki tüketici islemlerindeki bilesik faiz yasagi da gözetilerek yapilandirilan borç faizden arindirilmis sekilde hesaplanarak takip tarihi itibariyle davalinin ödemekle yükümlü oldugu borç miktari belirlenip ayrica, davalinin kredi karti aidat ücreti ve hesap isletim ücretine iliskin itirazlari da degerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasi dogru görülmemistir.
Davaci tarafindan, davali aleyhine açilan davanin yapilan yargilamasi sonunda mahalli mahkemesince davanin kismen kabulüne dair verilen karara karsi süresi içinde davali vekili tarafindan istinaf kanun yoluna basvurulmasi üzerine yapilan ön inceleme sonunda, incelemenin durusma açilmadan karar verilmesi mümkün hallerden oldugu anlasilmakla dosya incelendi.
Davaci vekili dava dilekçesinde, müvekkili banka tarafindan kredi kartlari üyelik sözlesmesine binaen davaliya kredi karti tanimlandigini, davalinin kendisine verilen kredi kartini kullandigini ancak süresi içerisinde geri ödemede bulunmadigini, yasa uyarinca davaliya iadeli taahhütlü mektupla 01/01/2015 tarihinde ihtarname keside edildigini ve ödenmeyen bakiyenin faizi ve bu tutara BSMV eklenmek sureti ile birlikte 30 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde yasal yollara basvurulacaginin bildirildigini, söz konusu ihtarnamenin 08/01/2015 tarihinde davalinin esine teblig edildigini, davalinin ihtarnameye, ihtara esas alacaga, dayanak belgelere ve imzalara itirazda bulunmadigini, davalinin kalan borcunu ödemedigini, ilgili alacak tutari hakkinda Bursa . Icra Müdürlügü'nün ... esas sayili dosyasi ile takibe geçildigini, davalinin 25/02/2015 tarihinde borca, faiz ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurdugunu, borçlunun itirazindan sonra 24/07/2015 tarihinde 250,00.-TL ödeme yaptigini, davalinin bu sekilde kötü niyetle hareket ettigini belirterek, takibe itirazin iptaline, takibin devamina, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatina karar verilmesini talep ve dava etmistir.
Davali vekili cevap dilekçesinde, icra dosyasina yapilan itirazlarini tekrarla müvekkiline uygulanan faizin fahis oldugunu, alacaga yansitilan isletim ücretinin, yillik kart aidatlari gibi yan kalemlerinde Tüketici Kanunu'na göre alinmasinin yasal olmadigini beyanla usul ve esas açisindan davanin reddine karar verilmesini istemistir.
Mahkemece, bilirkisi raporu hükme esas alinarak davanin kismen kabulüne, Bursa Icra Müdürlügü'nün esas sayili takip dosyasinda davalinin ** numarali kredi karti için 18.403,84.-TL asil alacak, 134,42.-TL akdi faiz, 6,72 akdi faiz bsmv, 843,73.-TL temerrüt faizi, 42,19.-TL temerrüt faizi bsmv, 5,25.-TL masraf yönünden itirazinin iptaline, 18.403,84.-TL asil alacaga takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar %30,24 ve degisen oranlarda temerrüt faizi, bu faizin %5 BSMV'si, icra giderleri, icra vekalet ücreti, TBK'nun 100. maddesi dikkate alinmak suretiyle devamina, fazlaya iliskin talebin reddine, kabul edilen alacagin %20'si oraninda 3.680,76.-TL icra inkar tazminatinin davalidan alinarak davaciya verilmesine, karar verilmistir.
Davali vekili istinafa basvuru dilekçesinde, davacinin müvekkili aleyhine 18.403,84.-TL için takip baslattigini, müvekkiline uygulanan faizin fahis olup alacaga yansitilan isletim ücreti yillik kart aidati gibi kalemlerin alinmasinin mümkün olmadigini, davaci taraf ve müvekkili arasinda yeni bir sözlesme yapildiginin beyan edildigini, beyan edilen sözlesmenin dosyaya sunulmadigini, bilirkisi raporunda da bu hususun belirtildigini, müvekkilinin takip baslatilan borcu yeni bir kredi kullanarak kapattigini, bu kredi ile ilgili davacinin kredi sözlesmesini ibraz etmedigini, müvekkilinin bilirkisinin de belirttigi gibi kredi karti borcunu kapattigini, davacinin IIK'nun 68/b maddesi uyarinca noter kanaliyla usulüne uygun ihtarname keside etmedigini, müvekkilinin temerrüde de düsmedigini, iadeli taahhütlü mektup gönderdigini, bu nedenle ihtarnamenin usulsüz oldugunu ve davanin reddinin gerektigini, 30 günlük ödeme süresi verilmesi gerektigini, usulüne uygun temerrüde düsürülmeyen müvekkili hakkinda 6502 sayili Kanunun 28.maddesi geregince takip yapilmasinin mümkün olmadigini, kredi karti borcunun banka tarafindan kapatildigini ve tüketici sözlesmesi kapsaminda yapilandirma kredisi kullanildigini beyan etmesine ragmen geri dönüp kredi kartlarina göre faiz hesabi yapildigini, 6502 sayili Kanunu'n 28/1.maddesi geregi taksitlere faiz isletilmesinin ve ayni Kanun'un 4/4.maddesine göre birlesik faiz isletilmesinin mümkün olmadigini, istinafa konu dosyanin Asliye Ticaret Mahkemesinden görevsizlikle gelmis olup, görevsizlik yönünden müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykiri oldugunu beyanla yerel mahkeme kararinin kaldirilmasini talep etmistir.
Taraflar arasinda kredi karti sözlesmesi oldugu hususunda bir uyusmazlik bulunmamaktadir. Davali icra dosyasina yaptigi itirazda kredi kartinin varligina iliskin bir itirazda bulunmamis, sadece borca, faiz ve ferilerine itiraz etmistir.
Taraflar arasindaki uyusmazlik kredi kartlari üyelik sözlesmesinden kaynaklandigindan uyusmazligin çözümünde özel yasa niteliginde bulunan 5464 sayili “Banka Kartlari ve Kredi Kartlari Kanunu” hükümlerinin uygulanmasi gerekir. Anilan Yasa hükümlerinde, bankaya hesabi kat etme ve bunun sonucu olarak sözlesmeyi feshetme yetkisi taninmistir. Hesap kat ihtari ile alacagin tamami muaccel hale gelir ve ihtarin tebligi ve taninan süre sonunda temerrüt olusur (Y. 19. H.D.'nin 18/12/2017 tarih, 2016/14710- 2017/8044 sayili karari).
Davali vekili IIK'nun 68.maddesi uyarinca davaliya noter kanaliyla ihtarname gönderilmediginden 6502 sayili Kanunun 28.maddesi uyarinca icra takibi baslatilamayacagini istinaf sebebi olarak ileri sürmüs ise de, davaya konu uyusmazligin kredi karti alacagindan kaynaklanmasi nedeniyle tüketici kredilerinde uygulanan 6502 sayili Kanunun 28.maddesinin mevcut davada uygulanmasi söz konusu olmadigi gibi taraflar arasinda tüketici islemi bulunmasi nedeniyle IIK'nun 68/b maddesi uyarinca noter araciligiyla ihtarname gönderilmesine gerek bulunmadigindan davali vekilinin bu husustaki istinaf sebepleri yerinde görülmemistir.
6100 Sayili HMK'nun 331. maddesinin 2. fikrasi ile yargilamanin tekligi esasi benimsenmis ve görevsiz/yetkisiz mahkemece yargilama giderlerine hükmedilmeyecegi kabul edilmistir.
Söyle ki, görevsizlik ya da yetkisizlik hâlinde verilecek karar "usulden ret" kararidir (HMK m.115/2). Diger bir anlatimla görevsizlik ve yetkisizlik kararlari ile mahkeme davadan elini çekmis olsa da söz konusu kararlar davanin esasini çözmeyip, davaci bu kararlarin kesinlesmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye basvurarak davaya kaldigi yerden devam olunmasini saglayabilmektedir (HMK m. 20).HMK’nun 331/2.,326 ve 332. maddesi hükümleri ve ilgili maddenin gerekçesindeki, 1086 sayili HMUK'da bu konuda açik bir düzenleme bulunmamasi sebebiyle yerel mahkemeler ile Yargitay'in birbirinden farkli kararlar verdigi ve uygulamada yasanan bu karisikligin önlenmesi bakimindan maddenin ikinci fikrasinda "görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararlarindan sonra, dosyanin gönderildigi mahkemede dava görülmeye baslanmis ise yargilama giderlerine davayi gören ikinci mahkemece hükmedilecegi seklindeki ifade birlikte degerlendirildiginde henüz yargilamayi sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlari üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildigi hâllerde uyusmazligin esasi hakkinda verilecek nihai kararda haklilik durumuna göre yargilama giderlerinin hüküm altina alinmasi gerektiginden (YHGK’nun 28.2.2019 T, 2017/2-3004 E, 2019/217 K. Sy.ilami) ve bir davada usul ve esastan verilen kararlarda ayri ayri vekalet ücretine hükmedilemeyeceginden davali vekilinin vekalet ücreti ile ilgili istinaf nedeni yerinde görülmemistir.
Davali tarafindan icra takip konusu yapilan borcun içinde kart aidat ücreti ile hesap isletim ücreti oldugu bu sekilde ücret alinmasinin kanuna aykiri oldugunun savunulmasina ragmen, mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz degerlendirme yapilmamistir.
Taraflar arasinda düzenlenen sözlesmeye göre kullanilan kredi karti harcamalari sonucu kart kullanicisi davalinin ödeme yapmamasi üzerine kredi karti veren davaci banka tarafindan 22/08/2014 tarihinde gerçeklestirilen yapilandirma sonunda taksitlerin ödenmemesi üzerine 01/05/2015 tarihinde kredi karti hesabinda mevcut 18.403,84.-TL borcun yillik %24,24 akdi faizi ve BSMV ile birlikte 30 gün içerisinde ödenmesinin istendigi ve bu ihtarin davali borçluya teblig edildigi, ödeme yapilmamasi üzerine hesabin kat'i ile birlikte muaccel hale gelen kredi karti borcunun tahsili için Bursa 15. Icra Müdürlügü'nün 2015/3098 esas sayili dosyasinda alacakli banka tarafindan borçlu aleyhine icra takibi baslatildigi dosyadaki belgelerden anlasilmistir.
Mahkemece hükme esas alinan 01/04/2019 tarihli bilirkisi raporunda, yapilandirilan kredi kartinin borcunun ana para tutarinin 18.403,84.-TL olup, 4.621,52.-TL de faiz olmak üzere toplam 23.025,36.-TL olarak hesaplanmasina ragmen bu hesaplama uyarinca bilesik faiz yasagina uygun rapor düzenlenip düzenlenmedigi denetlenilemedigi gibi davalinin yapilandirmada öngörülen ödemeleri gerçeklestirmedigi için sözlesmenin geçersiz kalmasina ragmen yapilandirma öncesi borcun hesaplanmamasi dogru görülmemistir. Bu durumda yapilandirma sözlesmesi ortadan kalkmis olup davaci alacaginin yapilandirma hiç yapilmamis gibi hesaplanmasi ve davalinin yapilandirma sözlesmesine göre veya varsa sözlesme disi yaptigi ödemelerle ödeme tarihlerine göre borçtan düsülmeli ve davaci bankanin takip tarihi itibariyle alacagi hesaplanmalidir. Bilirkisiden ek rapor alinarak 6502 sayili Tüketicinin Korunmasi Hakkindaki Kanunun 4/7.maddesindeki tüketici islemlerindeki bilesik faiz yasagi da gözetilerek yapilandirilan borç faizden arindirilmis sekilde hesaplanarak takip tarihi itibariyle davalinin ödemekle yükümlü oldugu borç miktari belirlenip ayrica, davalinin kredi karti aidat ücreti ve hesap isletim ücretine iliskin itirazlari da degerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazili sekilde hüküm kurulmasi dogru görülmediginden davali vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerindedir.
HMK'nun 355.maddesi geregince istinaf yoluna basvuranin sifatina, kamu düzenine ve istinaf konusu yapilan nedenlerle sinirli olarak yapilan inceleme sonucunda, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykiri oldugundan davali vekilinin istinaf basvurusunun kabulü ile mahkeme kararinin HMK’nun 353/1-a-6 maddesi geregince kaldirilmasina, Dairemiz karari geregince davanin yeniden görülmesi için dosyanin karari veren mahkemeye gönderilmesine dair asagidaki sekilde hüküm kurulmustur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarida açiklandigi üzere;
1-Davali vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 4. Tüketici Mahkemesi'nin 07/11/2019 tarih ve 2016/528-2019/425 sayili kararinin KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapilan açiklamalar göz önünde bulundurularak yargilama yapilmak üzere dosyanin ilk derece mahkemesine GÖNDERILMESINE,
2-Davali tüketici harçtan muaf oldugundan bu hususta karar verilmesine yer olmadigina,
3-Karar teblig islemlerinin ilk derece mahkemesince yapilmasina,
4-Istinaf kanun yoluna basvuran davali tarafindan yapilan istinaf yargilama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alinmasina,
5-Istinaf incelemesi sirasinda durusma açilmadigindan vekalet ücreti takdirine yer olmadigina,
Dair, durusma açilmadan dosya üzerinde yapilan inceleme sonunda 6100 sayili HMK'nun 353/1-a hükmü uyarinca kesin olmak üzere, 28.04.2022 tarihinde oy birligi ile karar verildi.
kazanci.com