vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdfff02801000000b901000001000600T.C. Yargitay Ceza Genel Kurulu 2017/144 E. , 2021/107 K. "Içtihat Metni" Karari Veren Yargitay Dairesi : 1. Ceza Dairesi Mahkemesi :Agir Ceza Sayisi : 54-143 Sanik ... hakkinda katilan magdure ...'ya yönelik kasten öldürme suçuna tesebbüsten açilan kamu davasinda yapilan yargilama sonucunda, sanigin eyleminin kasten yaralama suçunu olusturdugu kabul edilerek TCK'nin 86/1, 86/3-a-b-e, 87/1-d, 62, 53, 63 ve 54. maddeleri uyarinca 5 yil hapis cezasi ile cezalandirilmasina, hak yoksunluguna, mahsuba ve müsadereye iliskin Kirikkale Agir Ceza Mahkemesince verilen 08.01.2013 tarihli ve 41-6 sayili hükmün sanik müdafisi ve katilan magdure vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine dosyayi inceleyen Yargitay 1. Ceza Dairesince 29.01.2015 tarih ve 5985-328 sayi ile; "... Olus ve dosya kapsamina göre; sanik ... ile katilan ...’in kari koca olup aralarinda bosanma davasi bulundugu, müsterek çocuklari olan ...’nin velayetinin geçici olarak anneye verildigi, baba ile de sahsi hâl tesis edildigi, olay tarihinde sanigin kizi magdure ile görüsmek için Sivas'a gittigi, çocugu teslim aldiktan sonra annesine vermeyerek Ankara'ya götürmek üzere otobüse bindigi, katilan annenin polise haber vermesi üzerine, polislerce otobüsün Keskin’de durduruldugu, sanigin islemlerin tamamlanmasini beklerken kizinin tuvaleti geldigi bahanesiyle tuvalete götürdügü, daha sonra üzerini kirlettigi gerekçesiyle nezaretçi polise hissettirmeden çay ocagindan biçak alarak tekrar kizinin yanina tuvalete döndügü, katilan magdureyi biçakla sol koltuk alti, sol meme basi, boyun ve göbek hizasindan 4 isabet ile yaraladigi göbek hizasina isabet eden biçak yarasinin yasamsal tehlike olusmasina neden oldugu, nezaretçi polisin çocugun bagirma sesleri üzerine içeri girdigi ve saniga engel oldugu, magdurenin yaralanmasi sonucu ameliyat ile hayata döndürüldügü olayda; 1)Gerek, sanigin ilk sorusturma asamasindaki beyaninda amacinin, öldürmek oldugunu söylemesi ve gerekse engel hâl göz önüne alinarak sanigin eyleminin öldürmeye tesebbüs olarak kabulü ile TCK'nin 82/1-d-e ve 62. maddeleri ile cezalandirilmasi gerekirken, yazili sekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulmasi, 2)Türkiye Cumhuriyeti Anayasasi'nin 90. maddesi son fikrasi ve Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin 6/3-c maddesi uyarinca, 5271 sayili CMK’nin 150, 234 ve 239. maddeleri geregince, sanik ve katilan magdure için baro tarafindan görevlendirilen zorunlu müdafi ücretlerinin saniktan tahsiline karar verilmesi," isabetsizliginden bozulmasina karar verilmistir. Kirikkale Agir Ceza Mahkemesi 08.09.2015 tarih ve 54-143 sayi ile; "...Mahkememizce yapilan degerlendirmede; sanigin aksi ispat edilemeyen savunmalarina göre öncelikle biçak ile kendi bogazini kestigi, daha sonra magdureye biçak sallamaya basladigi, sonra yeniden kendisini biçak ile yaralamaya basladigi, polis memuru tanik ...' un beyanina göre olayin gerçeklestigi tuvaletin kapisinin tam olarak kapali olmadigi ve magdurenin bagirmasi üzerine tanigin tuvalete girdigi, içeriye girdiginde sanik ...'yi yerde yatar vaziyette ve yarali hâlde, magdureyi ise babasinin bacaklarinin üzerinde oturur vaziyette gördügü anlasilmistir. Yargitay 1. Ceza Dairesinin 29.01.2015 tarih ve 2013/5985 esas, 2015/328 karar sayili bozma ilaminda sanigin ilk sorusturma asamasinda beyaninda amacinin öldürmek oldugunu söyledigi belirtilmis ise de, Yargitay Ceza Genel Kurulunun 29.11.2005 tarih, 2005/7-144 E.- 2005/150 K. sayili kararinda da belirtildigi üzere, CMK'nin 213. maddesinde sanigin hâkim veya mahkeme huzurunda yaptigi açiklamalar ile Cumhuriyet savcilari tarafindan alinan ifadelerin durusmada okunabilmesi kabul edilerek, süphelinin kollukça alinan ifadesine iliskin tutanagin durusmada okunabilmesi için, kollukta ifade alindigi sirada müdafisinin hazir bulunmasi kosulu aranmistir. Dolayisiyla, sanigin müdafisi huzurunda alinmayan ve sanik tarafindan gerek savcilik gerekse hâkim huzurunda kabul edilmeyen 11.09.2010 tarihli Emniyette vermis oldugu ifadesinin bu nedenle hükme esas alinmasi mümkün olmamistir. Yine bozma ilaminda 'engel hal' den söz edilmis ise de, yukarida da bahsedildigi üzere, polis memuru tanik ...'un olayin gerçeklestigi tuvaletin kapisinin tam olarak kapali olmadigi ve magdurenin bagirmasi üzerine tanigin tuvalete girdigi, içeriye girdiginde sanik ...'yi yerde yatar ve yarali hâlde, magdur çocugu ise babasinin bacaklarinin üzerinde oturur vaziyette gördügü biçimindeki beyani ve sanigin yine yukarida bahsedilen aksi ispatlanamayan savunmasina göre, sanigin önce kendi bogazini kestikten sonra kizina biçak salladigi, daha sonra yeniden kendisini biçaklamaya basladigi, tanik ...'un içeriye girdigi sirada sanigin eylemini tamamlamis oldugu anlasilmaktadir. Bu durumda sanigin kizina yönelik biçaklama eylemini tanigin içeriye girmesi nedeniyle biraktigi, bir baska ifadeyle tanigin içeri girmemesi hâlinde sanigin eylemini devam ettirecegi yönünde süpheden uzak somut ve inandirici herhangi bir delile rastlanmamistir. Bunun yaninda tüm dosya kapsami, olayin meydana geldigi yer ve magdurede olusan yaralarin niteligi göz önüne alindiginda sanigin öldürme kastinin olmasi hâlinde elindeki öldürmeye elverisli biçakla zayif ve savunmasiz durumdaki magdureyi daha etkili ve hayati bölgelerine denk gelecek sekilde vurarak öldürmesinin mümkün iken böyle bir yola tevessül etmedigi, sanigin çocugu olan magdureyi öldürmesi için yeterli bir sebep de bulunmadigi, bu açiklamalar isiginda öldürme kastiyla hareket ettigine iliskin savunmasinin aksini ispat edecek kesin delil elde edilemeyen sanigin eylemi mahkememizce 'kasten nitelikli yaralama' olarak degerlendirilerek, Yargitay 1. Ceza Dairesinin 29.01.2015 tarih ve 2013/5985 esas, 2015/328 karar sayili bozma ilamina karsi direnilmesine..." seklindeki gerekçeyle bozma nedenlerine direnerek önceki hüküm gibi sanigin kasten yaralama suçundan cezalandirilmasina karar vermistir. Bu hükmün de sanik müdafisi ve katilan magdure vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine, Yargitay Cumhuriyet Bassavciliginin 10.11.2015 tarihli ve 348190 sayili "bozma" istekli teblignamesiyle Yargitay Birinci Baskanligina gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1086-708 sayi ile 6763 sayili Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayili Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarinca kararina direnilen daireye gönderilmis, ayni madde uyarinca inceleme yapan Yargitay 1. Ceza Dairesince 15.02.2017 tarih ve 194-448 sayi ile direnme kararinin yerinde görülmemesi üzerine Yargitay Birinci Baskanligina gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca degerlendirilmis ve açiklanan nedenlerle karara baglanmistir. TÜRK MILLETI ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasinda olusan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyusmazlik; 1- Sanigin eyleminin kasten öldürmeye tesebbüs mü yoksa kasten yaralama suçunu mu olusturup olusturmadigi, 2- 5271 sayili CMK’nin 150, 234 ve 239. maddeleri geregince sanik ve magdura zorunlu olarak atanan müdafi ve vekil ücretlerinin mahkûmiyet hükümleri ile birlikte yargilama giderlerine dahil edilerek saniktan tahsiline karar verilmesinin mümkün olup olmadiginin, Belirlenmesine iliskindir. Incelenen dosya kapsamindan; Sivas Aile Mahkemesince 27.08.2010 tarih ve 755 sayi ile; davaci ...'in 27.08.2010 tarihli dilekçesi ile esi Fuat'a karsi bosanma davasi açtigi, dava süresince müsterek çocuklari ...'nin yasi da gözetilerek davaci annesinin yaninda birakilmasina, küçügün yasi da dikkate alinarak her ayin 1. ve 3. hafta sonu Pazar günü ile Ramazan ve Kurban Bayraminin 2. günleri sabah saat 10.00 ila aksam saat 18.00 arasinda baba tarafindan anne konutundan alinmak ve teslim saatinde anne konutuna teslim edilmek suretiyle tedbiren kisisel iliski tesisine karar verildigi, Sivas Icra Müdürlügünün 10.09.2010 tarihli ve 7032 sayili çocuk teslim tutanagina göre; katilan magdurenin annesi katilanin ikametinden iki polis memuru, bir bilirkisi ve icra memuru marifetiyle teslim alinarak babasi saniga teslim edildiginin anlasildigi, 10.09.2010 tarihinde saat 20.50’de düzenlenen tutanakta; ayni tarihte saat 20.45 siralarinda Polis Merkezine gelen katilan ... “Esi ile bosanma asamasinda olduklarini, bosanma sonuçlanana kadar kizlari katilan magdure ...'nin velayetini mahkemenin kendisine verdigini, her ayin 1. ve 3. Pazar günleri ile dini bayramlarin 2. günlerinde saat 10.00-18.00 arasinda esinin görmesi yönünde karar verildigini, esinin çocugunu saat 10.00 siralarinda icra memurlari ve polisle gelerek teslim aldigini, saat 18.00’de teslim etmesi gerekirken bu saate kadar teslim etmedigini, kizini getirmeyen esi sanik ...’dan davaci ve sikâyetçi oldugunu” belirterek müracaatta bulundugunun belirtildigi, 11.09.2010 tarihinde saat 16.35’te düzenlenen ihbar tutanaginda; ayni tarihte saat 16.20 siralarinda Kirikkale Haber Merkezi, Kayseri Inci firmasina ait ...plakali yolcu otobüsünün Kayseri istikametinden Keskin ilçesine dogru geldigi, otobüsün içerisinde sanik ... ve ... isimli küçügün oldugu, sanigin esiyle ayrilma asamasinda olduklari, kizi olan ...’nin velayetinin annesinde oldugu, sanigin öz kizini kaçirarak otobüsle Keskin ilçesine dogru geldiginin anons edilmesi üzerine, durumun Kirsehir-Kirikkale Devlet Karayolu üzerinde sabit bekleme görevi ifade eden ekiplere telefon araciligiyla bildirildigi bilgilerine yer verildigi, 11.09.2010 tarihinde saat 17.30’da düzenlenen tutanakta; ayni tarihte saat 16.20 siralarinda Ramazan Bayrami sebebiyle emniyet tedbirleri geregi görevli olan ekiplere Grup Amir Vekilinin telefonla bildirdigi ...plaka sayili Inci Turizme ait araç içerisinde ... isimli çocugun Sivas ilinden babasi sanik tarafindan velayeti olmadan annesinden kaçirildigi ve annesinin çocugun kaçirilmasi olayi ile ilgili olarak Sivas Il Emniyet Müdürlügüne müracaati bulundugu, sahsin ...plakali Inci Turizme ait araç içerisinde Kayseri istikametinden Keskin istikametine seyir hâlinde oldugu, belirtilen araç durdurularak sahsin ve çocugun yakalanmasinin bildirildigi, gerekli tedbirlerin alindigi, saat 16.40 siralarinda ...plakali aracin durduruldugu, araç içerisinde yapilan kimlik kontrolünde 1982 dogumlu sanigin yakalandigi, yanindaki 3-4 yasindaki kiz çocugunun “Adinin ... oldugunu, kimliginin yaninda bulunmadigini,” söylemesi üzerine gerekli adli islemler yapilmak üzere sanik ve katilan magdurenin Asayis Büro Ekiplerine teslim edildigi, 11.09.2010 tarihinde saat 17.00’de düzenlenen tutanakta; ayni tarihte saat 16.20 siralarinda ...plaka sayili Inci Turizme ait araç içerisinde Sivas ilinden babasi sanik tarafindan katilan magdurenin annesinden kaçirilmasi olayi ile ilgili yakalanan sanigin S.N.C. Poliz Merkezi Grup Amirligi odasinda yapilan üst aramasinda; herhangi bir suç unsuruna rastlanilmadigi, sanigin kendisine ait olan çantasinda yapilan aramada, 9 adet çesitli çocuk giysisi, ambalaji açilmamis 3 adet tek kutu içerisinde tiras biçagi, 1 adet pembe renkli çakmak, 1 adet kutu içerisinde islak mendil, 2 adet not defteri, bir adet kutu içerisinde kullanilmis kolonya, 1 adet plastik sise su, bir adet açik gofret, iki adet yesil elma, 1 adet yesil renkli namaz tespihi, iki adet kalem, bir adet dua kitabi, giysilerin altinda dört kat gazeteye sarili sekilde üzerinde “Koch Messer” markali yazi ibaresi bulunan kesici kismi 21 cm sap kismi 12 cm sap olmak üzere toplam 33 cm uzunlugunda biçagin bulundugu ve muhafaza altina alindigi bilgilerine yer verildigi, 11.09.2010 tarihinde saat 18.00’de düzenlenen olay tutanaginda; ayni gün saat 16.35, 17.00 ve 17.30’da düzenlenen tutanak içerikleri ile ayni olup devaminda sanik ve katilan magdureye bayram münasebeti sebebiyle seker ve kolonya ikram edildigi, daha sonra Sivas Çocuk Sube Müdürlügü görevlisi polis memuru ile irtibata geçildigi, çocugun annesinin ek ifadesi alindiktan sonra çocugu almak için Keskin ilçesine gelecegi bilgisinin verildigi, tam o esnada da katilan magdurenin babasi saniga hitaben “Baba tuvaletim geldi.” demesi üzerine sanigin da görevlilere “Çocugun tuvalet ihtiyaci geldigini, tuvaletin nerede oldugunu?” sordugu, Grup Amir vekili tarafindan sanik ve katilan magdurenin yanina polis memuru tanik ... görevlendirilerek Ilçe Emniyet Müdürlügü lokaline gönderildigi, bu esnada polis memuru Ugur Okur’un suç No: 365’in vukuatini yazmak için ifade alma odasina geçtigi, polis memuru Mevlüt Erevik’te konu ile mütalaa yapmak için idari büro odasinda bulunan Polis Merkezi Amir Yardimcisi polis memuru Salih Gürgen’in yanina geçtigi, aradan birkaç dakika geçtikten sonra polis memuru Mevlüt Erevik’in telsizin sesini açmak için grup odasina geçtigi esnada sanigin esyalarinin bulundugu çantayi grup odasinin karsisinda bulunan mutfak olarak kullanilmakta olan odanin içerisinde çöp kovasinin üzerine biraktigi ve içerisinden kiyafetler seçtigini görmesi üzerine saniga “Ne yaptigini?” sordugu, sanigin da “Çocugun üzerine çis yaptigini ve üzerini degistirmek üzere kiyafet aldigini” söyledigi, bunun üzerine polis Mevlüt Erevik’in de “Mutfakta almasina gerek olmadigini” söylemesi üzerine sanigin “Külot almak istedigini, bu yüzden çantayi mutfak bölümüne aldigini” söyledigi, bunun üzerine polis memuru Mevlüt Erevik’in sanigin yaninda bekledigi, sahsin külot ve tayt türü kiyafetleri aldiktan sonra çantayi çöp kovasinin üzerinde birakarak tekrar lokal bölümüne geçtigi, aradan birkaç dakika geçtikten sonra o anda istirahatli durumda olan ve Polis Lokalinde bulunan polis memuru tanik ...’nin bagirarak yardim istedigi, bunun üzerine Polis Merkezinden seri bir sekilde çikildigi, katilan magdurenin polis memuru tanik ...’nin kucaginda kanli vaziyette görüldügü, çocugun 85 93 kod numarali ekiple Keskin Devlet Hastanesine ivedi bir sekilde intikal ettirildigi, daha sonra Polis Lokaline girildiginde sanigin baygin ve üzeri kanli bir sekilde tuvalette yattigi, polis memuru tanik ... tarafindan sanigin tuvaletten çikarmaya çalistiginin görüldügü, görevlilerin de yardimiyla sahis tuvaletten disariya çikarildigi ve 112 ekipleri aranarak ambulans talep edildigi, olay yerine ambulansin intikalinin saglandigi, sanigin polis memuru ... revakatinde ambulansa alinarak hastaneye sevk edildigi, 11.09.2010 tarihli olay yeri inceleme raporu; olayin Polis Merkez Amirliginin bekleme salonu içerisinde bulunan giris kapisinin saginda dip kösesi iç kisminda misafir salonuna çikan merdivenlerin saginda bulunan plastik kapili tuvalette meydana geldigi, misafir salonuna giriste karsida bulunan koltuklarin iç duvar kismina dogru yitilmis sekilde, tuvalet girisinde paspas ve fayanslar üzerinde damla damla kana benzeyen kirmizi renkli leke ve fayanslari bölen orta bölümde beyaz renkli çimentonun üzerinde yerde sag duvar dip kismina 37 cm ve 30 cm uzaklikta iki adet 1 TL oldugu, tuvaletin içerisinde giris kapisinin sag dip kösesine 52 cm uzaklikta giris kapsinin sagindan üçüncü fayans üzerinde Türkiye 27 ibareli siyah ve koyu pembe renkli çocuk ayakkabisi, giris kapisina 73 cm uzaklikta, uç kismi kirik sag dip ve tuvalet tasina dogru yerde kirmizi renkli yaklasik 50 cm uzunlugunda kirmizi renkli siyah sapli tuvalet firçasi sopasi, tuvalet tasinin orta kismina düsmüs anahtarlik, tuvaletin sol dip kisminda tuvalet firçasinin arkasinda siyah sapli, sap kismi 13 cm, uç metal keskin kismi yaklasik 12 cm uzunlugunda üzerinde “Karani” ibareli ve üç adet yildiz isareti bulunan bir adet biçak ve plastik dograma giris kapisinin arkasinda ibareleri tam okunamayan tuvalet tasinin dibinde siyah ve pembe renkli çocuk ayakkabisi ve 5 cm uzaklikta dip duvar dibinde koyu pembe renkli yirtilmis çocuk elbisesi, giriste sag tarafta fayans üzerinde kirmizi renkli lekeler ile olusmus ayakkabi izi ve orta bölümde ve giris kapisinin önünde tuvaletin iç kismina dogru yogun sekilde akmis ve damlamis kana benzeyen kirmizi renkli lekelerin oldugu, olay yerindeki bulgularin numaralandirildigi, fotograf ve kamera görüntülerinin çekildigi, raporun asli, kroki, olay yerinde çekilen fotograf ve kamera görüntülerinin adli emanete teslim edilmek üzere sorusturmaci birim görevlilerine teslim edildigi bilgilerine yer verildigi, Katilan magdure hakkinda Kirikkale Üniversitesi Tip Fakültesi Hastanesince düzenlenen 11.09.2010 tarihli geçici raporda; katilan magdurenin genel durumunun kötü, suurunun açik, tansiyonunun 90/60 mmHG, koopere, oryante, zayif, nabzinin 115/dak, solunumunun 24/dak, umblicus hizasinda 3x1 cm boyutlu kesi, omentum disarida, boyun sol yan tarafta 1 cm’lik yüzeysel kesi, gögüs sol meme bas hizasinda 3x2 cm’lik kesi, sol midaksiller hat ile ksifoid kesisme noktasina uyan bölgede yaklasik 2 cm’lik kesi oldugu tespitlerine yer verildigi, Cumhuriyet Üniversitesi Saglik Hizmetleri Arastirma ve Uygulama Hastanesince düzenlenen 13.01.2011 tarihli adli raporda; katilan magdurenin 11.09.2010 yatis, 14.09.2010 çikis tarihli Kirikkale Üniversitesi Tip Fakültesi Süleyman Demirel Arastirma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Cerrahisi tarafindan düzenlenmis olan epikriz raporunun incelenmesinde, ön servikalde 1,5-2 cm’lik yüzeysel kesi, toraks ön duvarinda 2-3 cm’lik yüzeysel kesi, her iki hemitoraks solunumuna esit katildigi, subkostal 2 cm’lik yüzeysel kesi, batinda hassasiyet, defans ve rebound olmadigi, suprapubik 3-4 cm’lik derin kesisi oldugu, GAA servikal, toraks ön duvari, subkostal bölgedeki mevcut yüzeysel yaralanma primer onarildigi, suprapubik bölgedeki mevcut kesiden omentum herni, kesi büyütülerek kanlanmasi iyi olan omentum karin içine redükte edildigi, batin içi kirli mayi, kanama ve batin içi organ perforasyonu gözlenmedigi, hemogram takiplerinde düsüklük saptanmadiginin kayitli oldugu, yaralanmanin kisinin yasamini tehlikeye sokan bir duruma neden oldugu, basit bir tibbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadigi tespitlerine yer verildigi, Cumhuriyet Üniversitesi Saglik Hizmetleri Arastirma ve Uygulama Hastanesince düzenlenen 20.11.2012 tarihli raporda; katilan magdurenin 16.10.2012 tarihinde yapilan muayenesinde; annesi katilandan alinan bilgilere göre suan herhangi bir yakinmasinin olmadigi, ancak olaydan sonra saldirganlasmaya basladigi ve çocuk psikiyatrisine gittigi, ismini bilmedigi iki tane ilaç kullandigini, harici muayenesinde, boyun ön yüz sol fossa jugularis üzerinde 1 cm’lik matür skar, sol meme alti bölgede 2 cm’lik sütür izleri içeren yara, batin sol kadranda 1 cm’lik matür skar, yaklasik 10 cm göbek altinda sütür izleri içeren 3 cm’lik matür skar oldugunun saptandigi, duyularindan veya organlarindan birinin islevinin sürekli zayiflamasina veya yitirilmesine neden olmadigi, yüzünde sabit ize veya sürekli degisiklige neden olmadigi tespitlerine yer verildigi, Sanik hakkinda Kirikkale Yüksek Ihtisas Hastanesi Bastabipligince düzenlenen raporda; genel durumu iyi, bilinci açik, koopere, oryante, toraks; pectoral bölge ( gögüs ön duvari) parasternal sag ve sol bölgelerde yerlesimli yaklasik 0,5 cm’lik oblik, yatay yerlesimli 6 adet kesici-delici alet yaralanmasi ile olusmus olan kesilerin mevcut oldugu, sol klavikula alti sol parasterpol yaklasik 0,5 cm’lik yan yana dizilimli 2 adet kesici-delici alet yaralanmasinin mevcut oldugu, hastanin mammarial bölgelerde (sag ve solda) yaklasik 0,5 cm’lik kesici-delici alet yaralanmalarinin mevcut oldugu, hastanin intihar egilimi oldugundan yatakli bir Akil ve Ruh Sagligi Servisine acilen naklinin uygun oldugu, mevcut hâliyle hayati tehlikesinin olmadigi, yaralanmanin basit bir tibbî müdahale ile giderilebilir nitelikte oldugunun bildirildigi, Bolu Izzet Baysal Ruh Sagligi ve Hastaliklari Hastanesince verilen 15.10.2010 tarihli raporda; sanigin 12.09.2010-13.10.2010 tarihleri arasinda hastanelerinde yatarak tedavi gördügü, yapilan görüsme, klinik gözlem, psikolojik degerlendirme ve sosyal inceleme sonucu “Baska türlü adlandirilamayan Anksiyete bozuklugu+B küme kisilik özelliklerine” sahip oldugunun bildirildigi, Bolu Izzet Baysal Ruh Sagligi ve Hastaliklari Hastanesince 22.12.2010 tarihinde düzenlenen raporda; sanigin isledigi öne sürülen çocugun kaçirilmasi ve alikonulmasi, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülügün ihlali suçu ile ilgili olarak suç tarihinde ceza sorumlulugunun tam olup TCK’nin 32. maddesinden yararlanamayacaginin bildirildigi, Adli Tip Kurumu Baskanligi Gözlem Ihtisas Dairesince düzenlenen 18.11.2011 tarihli ve 4. Ihtisas Kurulunca düzenlenen 23.12.2011 tarihli raporlarda; sanikta cezai sorumlulugunu müessir ve kiside suur ve harekât serbestisini ortadan kaldiracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akil hastaligi ve zeka geriligi saptanmadigi, adli dosya tetkikinde sanigin mezkur suçu isledigi sirada fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarini idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranislarini yönlendirme yetenegini ortadan kaldiracak boyutta bir akil arizasinin içinde olduguna delalet edecek herhangi bir tibbî bulgu ve belgeye de rastlanmadiginin, bu duruma göre sanigin 11.09.2010 tarihinde sanigin bulundugu suça karsi cezai sorumlulugunun tam oldugunun bildirildigi, Adli Tip Kurumu Baskanligi Genel Kurulunun 03.05.2012 tarihli raporunda; sanigin 11.09.2010 tarihinde sanigi bulundugu suça karsi cezai sorumlulugunun tam oldugunun bildirildigi, Keskin Cumhuriyet Bassavciliginin 16.04.2011 tarihli ve 210 sayili karari ile sanik ... hakkinda çocugun kaçirilmasi ve alikonulmasi suçundan kovusturmaya yer olmadigina dair karar verildigi, Katilan ... (Ada) 10.09.2010 ve 25.09.2010 tarihlerinde Kollukta; 10.09.2010 tarihinde saat 10.00 siralarinda esi sanigin icra ve polis memurlari ile birlikte ikametine geldiklerini, ortak çocuklari katilan magdureyi gerekli islemleri tutanaga baglayip ayni tarihte saat 18.00 siralarinda teslim edilmek üzere esi saniga teslim ettigini, bu saate kadar katilan magdureyi bir önceki gibi yine getirmedigini, cep telefonunu defalarca aramasina ragmen açmadigini, ikametinde de bulunmamasi üzerine sikâyetçi olmak üzere Polis Merkezine geldigini, polis memurlarinin evine gelerek kizi katilan magdurenin esi sanik tarafindan Keskin ilçesinde kaçirilmak isterken yakalandigini söylediklerini, 11.09.2010 tarihinde Kollukta; sanigin esi oldugunu, aralarinda bosanma davasi bulundugunu, 4,5 yillik evli olduklarini, bosanma davasindan dolayi müsterek kizlarinin velayetini mahkemesinin kendisine verdigini, esinin hiçbir iste çalismadigini, aralarinda huzursuzluk oldugunu, esinin kendisine göre psikolojik sorunlari da bulundugunu, sürekli eline makas ve biçak almak suretiyle kendisini ölümle tehdit ettigini, bu olaylardan dolayi bosanmak için mahkemeye müracaat ettigini, yaklasik 25 gündür esi saniktan ayri yasadigini, esinin Sivas ilinde kendi evinde oturdugunu, sanigin 4 gün önce kizi katilan magdureyi Ankara iline kaçirdigini, kizinin bulunarak kendisine teslim edildigini, sanigin 10.09.2010 tarihinde saat 10.00 siralarinda icra ve polis memurlari ile gelerek çocugu teslim aldigini, ayni gün saat 18.00’e kadar kizini teslim etmedigi için Sivas ilinde Karakola giderek esi sanigin kizi katilan magdureyi kaçirdigini düsünerek sikâyetçi oldugunu, 11.09.2010 tarihinde saat 17.00 siralarinda Sivas ilinde iken görevli polis memurlarinin telefonla kizi katilan magdurenin bulundugunu, Kirikkale ilinde oldugunu söylediklerini, kizi katilan magdureyi teslim almak için Kirikkale ili, Keskin ilçesi, Polis Merkezine geldiginde görevlilerin kizi katilan magdurenin biçakla yaralandigini ve Kirikkale Tip Fakültesi Hastanesinde tedavi gördügünü söylediklerini, kizini kaçiran, biçakla yaralan ve Sivas Aile Mahkemesinin 2010/755 esas sayili kararini ihlal eden esi saniktan davaci ve sikâyetçi oldugunu, Savcilikta; sanikla yaklasik 4,5 yildir resmî nikâhla evli oldugunu, bu evliliklerinden ... isimli müsterek çocuklarinin bulundugunu, yaklasik 1-1,5 ay kadar önce siddetli geçimsizlik sebebiyle bosanmaya karar verdiklerini, Sivas Aile Mahkemesine basvurduklarini, bosanma davalarinin hâlâ devam ettigini, mahkemenin kizi katilan magdurenin velayetini geçici olarak kendine verdigini, sanigin da çocugu ayin birinci ve üçüncü hafta sonlari görme hakkinin oldugunu, sanigin bu hakkini kullandigi ilk haftada çocugunu Ankara’ya kaçirdigini, daha sonra Ramazan Bayraminin 2. günündeki çocuk görme hakkini kullandigini ve çocugu tekrar kaçirdigini, polise müracaat ettigini, bunun üzerine sanigin Ankara’ya giderken Kirikkale ili, Keskin ilçesi civarinda polisler tarafindan yakalandigini, sanik ve katilan magdureyi polislerin Keskin Ilçe Emniyet Müdürlügüne götürdüklerini, sanigin çocugu tuvalete götürecegini söylerek tuvalette katilan magdureyi 4 yerinden biçaklayip kendi bogazini da hafifçe yaraladigini, her ikisini de hastaneye kaldirdiklarini, katilan magdurenin Kirikkale Üniversitesi Hastanesinde bir hafta kaldiktan sonra Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesine sevk edildigini, bu olaylara iliskin Keskin Emniyetinde sikâyetçi olarak beyanina basvuruldugunu, Istinabe olunan Mahkemede; Sivas’ta annesinin yaninda kaldigini, sanigin hâlen bosanma davasi devam eden eski esi oldugunu, davalarinin Sivas Aile Mahkemesinde devam ettigini, 10.09.2010 tarihinde sanigin icra memurlari ile birlikte annesinin evine geldigini, eve geldiginde kendisini görmedigini, kizi katilan magdureyi polis memurlarina teslim ettigini, sanigin ayni gün aksam saat 18.00 siralarinda kizini geri getirmesi gerektigini, ancak getirmedigini, bunun üzerine Karakola giderek saniktan sikâyetçi oldugunu, ertesi günü annesinin telefonundan polislerin arayarak kizinin bulundugunu söylediklerini, abisi ile birlikte Kirikkale ili, Keskin Ilçe Emniyet Müdürlügüne gittiklerini, polislerin kendisine “Sanigin kizini ve kendisini yaraladigini, kizinin Kirikkale Tip Fakültesinde tedavi altinda oldugunu,” söylediklerini, daha sonra kizi katilan magdureyi alarak Sivas’a gittigini, kizinin tedavisinin bir süre devam ettigini, Bozmadan sonra istinabe olunan Mahkemede; önceki ifadelerine ek olarak yaralanma anini görmedigini, yaralanmasindan dolayi kizi katilan magdurenin sol gögüs kisminin altinda kalp hizasinda yine bunun biraz altinda sol tarafinda, bogazinda ve batin kisminda kesi izleri oldugunu, sanigin öldürmek amaciyla kizini yaraladigini, ancak eylemini tamamlayamadigini, Tanik ... Kollukta ve istinabe olunan Mahkemede benzer sekilde; olay günü Polis Merkezi çevre koruma nöbeti bittikten sonra grup amirinin odasinda bekledigi sirada telsizden bir anons geldigini, anonsta “Kayseri ilinden Inci Turizme ait yolcu otobüsünün içerisinde Fuat ve ... isimli iki sahsin oldugu ve bu sahislarin alinmasi gerektiginin” söylendigini, durumu grup amirleri Mevlüt Erevik’e bildirdigini, kisa bir süre sonra Polis Merkez Amirligine Fuat ve ... isimli sahislarin getirildigini, yapilan üst aramalarinda sanigin üzerinde bir biçak ele geçirildigini, biçagi alarak grup odasinda bulunan masanin alt çekmecesine koydugunu, bu arada sanigin kizi katilan magdureyi sürekli öptügünü, oksadigini “Canim kizim,” dedigini, sanigin polis memuru Ugur Okar’a “Kizimin tuvaleti geldi, tuvalete götürebilir miyim?” diye sordugunu, polis memuru arkadasinin izin verdigini, birlikte bekleme salonuna gittiklerini, sanik ve kizi katilan magdurenin tuvalete girdigini, kendisinin kapinin önünde bekledigini, tahminen bir iki dakika sonra sanigin kendisine “Çocuk üzerine çis yapmis, üzerini degistirmem gerekiyor, çantanin içerisinde elbiseleri var, alip getirebilir miyim?” diye sordugunu, elbiseleri almak için bekleme salonunun girisine kadar birlikte yürüdüklerini, bu sirada katilan magdurenin tuvalette kaldigini, yaklasik bir dakika sonra sanigin elinde katilan magdurenin elbiseleri ile geldigini, tuvaletin içerisine girdigini, tuvaletin kapisinin aralik oldugunu, tahminen bir iki dakika sonra çocugun içeriden “Baba, baba” diye bagirdigini duydugunu, kapiyi itekledigini, ancak sanik kapinin arkasinda dayali oldugundan kapiyi tam olarak açamadigini, ikinci defa kuvvetlice iteklediginde kapiyi açtigini, sanigi yerde yatar vaziyette, yarali, sol elinde biçak ile gördügünü, katilan magdurenin ise babasi sanigin dizlerinin üzerinde oturdugunu, sanigin ve katilan magdurenin üzerinde kan izleri oldugunu, bunun üzerine durumu polis memuru tanik Ibrahim’e bildirdigini, sanigin elindeki biçagi aldigini, diger polis memuru tanik Ibrahim’le kiz çocugunu tuvaletten çikarttiklarini, sanigin boyun kisminda kan birikintilerinin oldugunu ve ambulans çagirdiklarini, Tanik ... Kollukta ve istinabe olunan Mahkemede benzer sekilde; olayla ilgili daha önce verdigi ifadesini aynen tekrar ettigini, olay günü istirahatli oldugu için Emniyet Müdürlügüne ait bekleme salonunda televizyon izledigini, bu arada sanigin ve kizi katilan magdurenin bekleme salonuna geldiklerini, oradan tuvalete geçtiklerini, yanlarinda polis memuru tanik ...’un oldugunu ve tuvaletin önünde bekledigini, iki üç dakika geçtikten sonra sanigin elinde turuncu renkli bir çocuk elbisesi ile çikarak polis merkezine dogru gittigini, polis memuru tanik Mehmet’in de saniga bekleme salonunun kapisina kadar eslik ettigini, sanigin polis merkezine dogru gittigini, elinde pembe renkli bir çocuk elbisesi ile tekrar tuvalete girdigini, tanik Mehmet’in tuvaletin önünde bekledigini, 3-4 dakika sonra tuvaletten kiz çocugunun aglama sesi geldigini, tanik Mehmet’in kapiyi zorlayarak açtigini ve kendisine hitaben “Abi kos, yardim et.” diye bagirdigini, olay yerine geldiginde sanigin elindeki biçakla kizi katilan magdureyi zarar verdigini gördügünü, tuvalet kismina vardiginda sanigin da yarali bir sekilde sol elinde biçakla yerde yattigini, sanigin elinden biçagi aldiklarini ve ambulans çagirdiklarini, Ifade etmislerdir. Sanik ... 11.09.2010 tarihinde saat 23.00 siralarinda Kirikkale Hastanesi Acil Müsahede odasinda müdafisi olmaksizin alinan savunmasinda; 10.09.2010 tarihinde bosanmak üzere oldugu esi katilana geçici olarak velayeti verilen öz kizi katilan magdureyi görüsmek için aldigini, ayni gün katilan magdureyi saat 18.00 siralarinda annesi katilana teslim etmesi gerekirken teslim etmeyerek 11.09.2010 tarihinde Sivas’tan otobüs ile Kayseri iline geçtigini, bir süre burada akrabasinin yaninda kaldiktan sonra Inci Turizm firmasina ait otobüsle saat 13.30 siralarinda Ankara ilinde ikamet eden annesinin yanina gitmek için otobüse bindigini, Kirikkale ili, Keskin ilçesi civarinda görevli polis memurlarinin kimlik kontrolü sonrasinda kizini ve kendisini otobüsten indirerek sivil ekip otoyla Polis Merkezine götürdüklerini, otobüsten inerken öz kizi katilan magdureyi bir daha göremeyecegi korkusuna kapilarak kizindan ayrilmamak için kendisinin ve kizinin canina kiymayi düsündügünü, Polis Merkezine geldikten sonra üstünün, kizinin ve kendisinin esyalarinin bulundugu el çantasinin arandigini, çantasinin içerisinde annesine hediye olarak aldigi gazete kagidina sarili biçagi aldiklarini, çantayi da polislerin bulundugu odaya koyduklarini, polislerin koydugu yerden çantasini alarak odanin karsisinda bulunan çay ocagi görünümlü yerin içinde bulunan üstü kapakli çöp kovasinin üstüne koydugunu, içeride otururken kizi katilan magdurenin “Babacigim çisim geldi.” demesi üzerine orada bulunan polis memuruna “Kizini tuvalete götürüp götüremeyecegini” sordugunu, polis memurunun odadaki baska bir polis memurunu yanina vererek kizi magdureyi tuvalete götürmesine izin verdigini, görevli polis memuru ile birlikte kizini tuvalete götürdügünü, tuvalete girdiklerinde çocugun üzerine çisini yaptigini ve islattigini gördügünü, kendisi ile birlikte gelen polis memuruna durumu anlattigini, "Polis Merkezindeki çantada kizinin esyalarinin oldugunu, kizina ait esyalari alarak kizinin üzerini degistirmek istedigini,” söyledigini, çantanin yanina gittigini, içerisinden elbisesini aldigini ve kizi katilan magdureyi bir daha göremeyecegi endisesi içinde bulundugunu, çocugundan ayrilip bir daha görüsememek ve bir baskasina baba demesine hazmedemeyeceginden çocugunu ve kendisini öldürmeye karar verdigini, kizi katilan magdureyi ve kendisini öldürmeye yarayacak bir kesici veya delici alet aramaya basladigini, çay ocaginda bulunan çekmecinin gözüne ilistigini, çekmeceyi açtiginda siyah sapli bir ekmek biçagi gördügünü ve yerinden alarak pantolonunun sol ön cebine koydugunu, pantolonunun cebi büyük oldugu için biçagin görünmeyecek sekilde cebine sigdigini, elindeki çocugunun elbisesi ile tuvaletteki kizi katilan magdurenin yanina döndügünü, kizinin tuvalet ihtiyacini giderdikten sonra yaninda getirdigi elbiseyi kizina giydirdigini, bir süre çocugunun gözlerine baktigini, kizini bir daha göremeyecek olma korkusu ve duygusuna tekrar kapildigini, cebindeki biçagi çikarttigini, biçagi önce kendi bogazina sürttügünü, bogazindan kan gelmeye basladigini, daha sonra öldürmek amaciyla biçagi kizina rastgele salladigini, kizi katilan magdurenin aglamaya ve “Baba, baba” diye bagirmaya basladigini, kendisinin de bu sirada kendini öldürmek amaciyla vücuduna rastgele biçakla vurmaya basladigi esnada görevli polis memurunun tuvalet kabinine girdigini ve çocugu kucagina aldigini, bu sirada bilincini kaybettigini, gerisini hatirlamadigini, çocugunu bir daha göremeyecegi ve bir baskasina baba demesini hazmedemeyecegi için kizi katilan magdureyi ve kendisini öldürmek istedigini, 28.10.2010 tarihinde Savcilikta; daha önce konuya iliskin emniyette ifade verdigini, bu ifadeyi aynen tekrar ve kabul ettigini, esiyle bosanma davasi süresince tek çocugu olan katilan magdurenin esinin memleketi Sivas’ta esi ve ailesi ile birlikte bulundugunu, görmek amaciyla Icra Müdürlügü kanaliyla teslim aldigini, esi katilanin abilerinin çocugun kendilerine verilmesi konusunda baski yaptiklarini, çocugu teslim aldiktan sonra önce Kayseri’ye halasinin yanina, daha sonra Ankara’ya babasi ve annesinin yanlarina gitmek maksadiyla otobüse bindiklerini, emniyet görevlilerinin Keskin ilçesinde otobüsü durdurduklarini, kendisini Emniyete aldiklarini, üç ay süre ile çocugunu görmedigini, çocugun tekrar elinden alinip onu göremeyecegi korkusunun hâkim oldugunu, Kayseri'de bulunduklarini telefonda esi katilana söyledigini, o esnada esi katilanin kendisine “Bu çocuga baskasina baba dedirtecegim, baskasiyla evlenecegim.” dedigini, esi katilanin bu beyanlari ve kizi katilan magdureyi tekrar görememe korkusu ile Keskin Ilçe Emniyet Müdürlügünde bulundugu sirada bu korkuyla kizi katilan magdureyi baskasinin bakim ve gözetimine birakmamak için Emniyetin lokalindeki çekmecede bulunan biçagi aldigini, polis memurlarini kizi katilan magdureyi tuvalete götürme bahanesiyle yanindan uzaklastirdigini, o esnadan biçakla önce kendine birkaç kez vurdugunu, daha sonra kizi katilan magdureye vurdugunu, fakat kendine biçakla zarar verdikten sonra kizi katilan magdureye vurdugunu hatirlamadigini, isteyerek yapmadigini ve pisman oldugunu, Tutuklanmasi talebiyle sevk edildigi Sulh Ceza Mahkemesinde; Cumhuriyet Bassavciliginda müdafisi huzurunda vermis oldugu ifadesini aynen tekrar ettigini, esi katilanla bosanma asamasinda oldugunu ve kendisine “Baskasiyla evlenecegini, çocugumuzun da baskasina baba diyecegini” söyledigini, Sivas’tan icra memuru kanaliyla kizi katilan magdureyi aldigini, Keskin ilçesinde otobüs çevirmesinde yakalandigini, Keskin Emniyetinde kizi katilan magdureyi bir daha göremeyecegi korkusuyla çekmecede bulunan biçakla kendisini yaraladigini, kendine bes alti biçak darbesi vurdugunu, sonrasinda katilan magdureye vurdugunu hatirlamadigini, pisman oldugunu, kesinlikle kizi katilan magdureye zarar vermek istemedigini, Mahkemede; daha önce Ankara’da çalistigini, esi katilanin istedigi üzerine Sivas’a tasindigini, önce is bulamadigini, daha sonra kafede çalismaya basladigini, esiyle aralarinda anlasmazlik oldugunu, esinin Sivasli oldugunu, sik sik annesinin yanina gittigini ve gelmedigini, hâlen de aralarinda bosanma davasi oldugunu, esi katilanin kizlari katilan magdureyi göstermek istemedigini, kizi katilan magdureyi Sivas’tan polislerin yardimi ile alip Ankara’ya giderken Keskin de Karakola aldiklarini, esi katilanin kizi katilan magdureyi kaçirdigi seklinde sikâyetçi oldugunu, katilan magdureyi öldürmek gibi bir düsüncesi olamayacagini, polisler çevirince bunalima girdigini, tezgâhin üzerindeki biçagi alip kendine vurdugunu, ancak kizi katilan magdureye vurup vurmadigini hatirlamadigini, hazirlik ifadesinin kismen dogru oldugunu, ancak bazi kisimlarinin yanlis anlasildigini, biçagi tezgâhin üzerinde görünce bir sey hatirlayamaz oldugunu, kizi katilan magdureye vurdugunu hatirlamadigini, Bozma sonrasi Mahkemede; Yargitay bozma ilamina uyulmamasini talep ettigini, önceki savunmalarini aynen tekrar ettigini, kizi katilan magdureyi canindan daha çok sevdigini, su an hayatta tutunacagi hiçbir sey olmadigini, kasten hiçbir sey yapmadigini, önceki kararda direnilmesini talep ettigini, olay aninda kendisini kaybettigini, olayin tuvalette meydana geldigini, etrafinda kimse olmadigini, Savunmustur. Uyusmazlik konularinin ayri ayri degerlendirilmesinde yarar bulunmaktadir. 1-Sanigin eyleminin kasten öldürme suçuna tesebbüs mü yoksa kasten yaralama suçunu mu olusturduguna iliskin uyusmazlik konusunun incelenmesinde; 5237 sayili Türk Ceza Kanunu’nun "Suça tesebbüs" baslikli 35. maddesinde; “Kisi, islemeyi kastettigi bir suçu elverisli hareketlerle dogrudan dogruya icraya baslayip da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise tesebbüsten dolayi sorumlu tutulur” hükmü yer almaktadir. Buna göre suça tesebbüs, islenmesi kast olunan bir suçun icrasina elverisli araçlarla baslanmasindan sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasidir. Maddenin açik hükmüne göre, icra hareketlerinin yarida kalmasi ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi disindaki engel nedenlerden ileri gelmelidir. Öte yandan, suça tesebbüsle ilgili degerlendirme yapilabilmesi, failin hangi suçu islemeyi kastettiginin belirlenmesini gerektirir ki buna "subjektif unsur" denir. Failin gerçeklestirdigi davranis ile bir suçu islemeye tesebbüs edip etmedigini, eger etmisse hangi suça tesebbüs ettigini belirleyebilmek için öncelikle kastin varliginin belirlenmesi gerekmektedir. Baska bir deyisle, tipki tamamlanmis suçta oldugu gibi, tesebbüs asamasinda kalan suçta da, islenmek istenen suç tipindeki bütün unsurlar failce bilinmelidir. (Içel Suç Teorisi, Kayihan Içel, Füsun Sokullu-Akinci, Izzet Özgenç, Adem Sözüer, Fatih S. Mahmutoglu, Yener Ünver 2. Kitap, 2. Baski, Istanbul, 2000, s.315.) Bu husus, Yargitay Ceza Genel Kurulunun 765 sayili TCK'nin yürürlükte oldugu dönemde verilmis olup kabul edilen ilkeler açisindan 5237 sayili TCK'nin tesebbüse iliskin 35. maddesi yönüyle de varligini devam ettiren 04.06.1990 tarihli ve 101-156 sayili kararinda da; “Tesebbüste aranan kast, icrasina baslanmis cürmü tesebbüs asamasinda birakma kasti olmayip, söz konusu suçu tamamlamaya yönelmis kasttir” seklinde açiklanmistir. Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna tesebbüs arasindaki ayirici kriter manevi unsurun farkliligina dayandigindan, sanigin kastinin öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mi yönelik oldugunun çözülmesi gerekmektedir. 5237 sayili TCK’nin 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanimindaki unsurlarinin bilerek ve istenerek gerçeklestirilmesi olan ve failin iç dünyasini ilgilendiren kast, dis dünyaya yansiyan davranislara bakilarak, daha açik bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sirasi ve olay sonrasi davranislari ölçü alinarak belirlenmelidir. Ilkeleri, Yargitay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarinda açiklandigi üzere, bir eylemin kasten öldürmeye tesebbüs mü, yoksa kasten yaralama mi sayilacaginin belirlenmesinde; fail ile magdur arasinda husumet bulunup bulunmadigi, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandigi saldiri aletinin niteligi, darbe sayisi ve siddeti, magdurun vücudunda meydana getirilen yaralarin yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkâni olup olmadigi, failin fiiline kendiliginden mi, yoksa engel bir nedenden dolayi mi son verdigi gibi ölçütler esas alinmalidir. Kastin belirlenmesi açisindan her bir olayda kullanilmasi gereken ölçütler farklilik gösterebileceginden, tüm bu olgularin olaysal olarak ele alinmasi gerekmektedir. Bu açiklamalar isiginda uyusmazlik konusu degerlendirildiginde; Sanik ... ile katilan ... (Ada) Ülker’in 20.07.2006 tarihinde resmî nikâhla evlendikleri, bu evliliklerinden 2007 dogumlu müsterek çocuklari katilan magdure ...’nin bulundugu, sanik ve katilanin aralarinda geçimsizlik sebebiyle bosanma davasi oldugu, Sivas Aile Mahkemesinin 27.08.2010 tarih ve 755 degisik is sayili karari ile müsterek çocuklari olan katilan magdurenin velayetinin geçici olarak bosanma davasi süresince annesi katilana verildigi, babasi sanik ile de kisisel iliski tesis edildigi, bu karara istinaden sanigin Sivas Icra Müdürlügünün 10.09.2010 tarih ve 7032 sayili çocuk teslim tutanagi ile katilan magdureyi teslim aldigi, ayni gün saat 18.00’e kadar katilan magdureyi teslim etmesi gerekirken teslim etmedigi, katilan ...'in ayni gün saat 20.45 siralarinda Sivas Emniyet Müdürlügüne giderek kizi katilan magdurenin sanik tarafindan kaçirildigini belirterek ihbarda bulundugu, sanigin önce katilan magdure ile Kayseri iline gittigi, daha sonra 11.09.2010 tarihinde saat 13.00’de Kayseri Inci Turizm firmasina ait ...plakali otobüsle Ankara iline gideceginin ögrenildigi, Kirikkale ili, Keskin ilçesi sinirlarinda sabit bekleme görevi ifa eden ekiplerce saat 16.50 siralarinda otobüsün durduruldugu, sanik ve katilan magdurenin gerekli islemler yapilmak üzere Keskin Emniyet Müdürlügüne götürüldügü, islemlerin tamamlanmasini beklerken sanigin kizi katilan magdurenin “Tuvaleti geldigini, tuvaletin nerede oldugunu” polis memurlarina sordugu, sanik ve katilan magdurenin polis memuru tanik ... refakatinde Ilçe Emniyet Müdürlügü lokalinde bulunan tuvalete gittikleri, polis memurunun kapida bekledigi, sanigin bir süre sonra tuvaletten çikarak katilan magdurenin üzerini kirlettigini, çantasindan kiyafet almasi gerektigi gerekçesiyle polis memuru tanik Mehmet'e hissettirmeden çay ocaginin çekmecesinden biçak aldigi, biçak ve elbise ile tekrar tuvaletin içerisinde kendini bekleyen kizi katilan magdurenin yanina döndügü, önce biçakla kendi boynunu yüzeysel yaraladigi, daha sonra katilan magdureyi biçakla sol koltuk alti, sol meme basi, boyun ve göbek hizasindan 4 isabetle yaraladigi, göbek hizasina isabet eden biçak yarasinin yasamsal tehlike olusturacak sekilde oldugu, katilan magdurenin “Baba, baba” diye bagirmasi üzerine polis memuru tanik Mehmet'in içeriye girdigi ve saniga engel oldugu olayda; Sanigin kizi katilan magdureyi tekrar göremeyecegini ve baskasina “Baba” demesini hazmedemeyecegini düsünerek Polis Merkezinde islemlerin tamamlanmasini bekledigi esnada kizi katilan magdureyi ve kendisini öldürmeye karar verdigi, kizi katilan magdurenin tuvaleti geldigi gerekçesiyle nezaretçi polis esliginde kizini tuvalete götürdügü, belli bir süre sonra kizi katilan magdurenin üzerini kirlettigi bahanesiyle tuvaletten çikarak polis memuruna hissettirmeden lokalin çay ocagindan biçak aldigi, tekrar kendisini tuvalette bekleyen savunmasiz 3 yas içerisindeki kizi katilan magdurenin yanina döndügü, katilan magdureyi sap kismi 13 cm, kesici kismi 12 cm olan öldürme suçuna elverisli biçakla sol koltuk alti, sol meme basi, boyun ve göbek hizasindan 4 isabet ile yaraladigi, göbekteki biçak yarasinin yasamsal tehlike olusmasina neden oldugu, nezaretçi polisin katilan magdurenin cani yandigi için “Baba, baba” diye bagirmasi üzerine içeriye girdigi ve saniga engel oldugu hususunun sanigin Savci huzurunda aynen tekrar ve kabul ettigini beyan ettigi 11.09.2010 tarihli sorusturma asamasindaki savunmasi ile de sabit oldugunun anlasilmasi karsisinda, sanigin olay öncesi, olay esnasi ve sonrasindaki davranislari bir bütün olarak degerlendirildiginde eylemine bagli olarak ortaya çikan kastinin kasten öldürme suçuna yönelik oldugunun kabulü gerekmektedir. Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararina konu hükmünü sanigin eyleminin kasten öldürme suçuna tesebbüsü olusturdugunun gözetilmemesi isabetsizliginden bozulmasina karar verilmelidir. Çogunluk görüsüne katilmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi de; sanigin eyleminin kasten yaralama suçunu olusturdugu düsüncesiyle karsi oy kullanmislardir. 2- 5271 sayili CMK’nin 150, 234 ve 239. maddeleri geregince sanik ve magdura zorunlu olarak atanan müdafi ve vekil ücretlerinin mahkûmiyet hükümleri ile birlikte yargilama giderlerine dahil edilerek saniktan tahsiline karar verilmesinin mümkün olup olmadiginin; Incelenen dosya kapsamindan; Kirikkale Cumhuriyet Bassavciliginca düzenlenen 28.02.2011 tarihli ve 639-28 sayili iddianame ile, sanik ...’nin üzerine atili nitelikli kasten öldürme suçuna tesebbüs ettigi gerekçesiyle TCK’nin 82/1-d-e, 35, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarinca cezalandirilmasina karar verilmesi istemiyle kamu davasi açildigi, Mahkemece saniga CMK’nin 150/3. maddesi uyarinca yargilama asamasinda zorunlu müdafi tayin edildigi, Mahkemece yasi küçük katilan magdureye CMK’nin 234/2. maddesi uyarinca zorunlu vekil görevlendirildigi , Sanigin dosyaya yansiyan bir geliri bulunmadigi, Anlasilmaktadir. Savunma hakki, Anayasamizin 36. maddesinde güvence altina alinmis ve herkesin mesru vasita ve yollardan yararlanmak suretiyle yargi mercileri önünde davaci veya davali olarak iddia ve savunma hakkina sahip oldugu belirtilmistir. Sanik bu hakkini bizzat kullanabilecegi gibi müdafisi araciligi ile de kullanabilir. Bu açidan, savunma hakki “mesru bir yol”, müdafi de savunma hakkinin kullanilmasi bakimindan “mesru bir araçtir" (Nur Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, Kazanci Hukuk Yayinlari, Istanbul, 1984, s. 13.). 5271 sayili CMK’nin 2/1-c maddesinde “süpheli veya sanigin ceza muhakemesinde savunmasini yapan avukati” olarak tanimlanan müdafi, toplumsal savunmayi gerçeklestirmek amaciyla süpheli veya sanik lehine hareket edip hukuki yardimda bulunan ve gerçegin ortaya çikarilmasini saglayan kamusal bir muhakeme süjesidir (Nurullah Kunter-Feridun Yenisey-Ayse Nuhoglu, Muhakeme Hukuku Dali Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 18. Baski, Beta Yayinevi, Istanbul 2010, s. 401 vd.; Nur Centel-Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayinevi, 12. Baski, Istanbul 2015, s. 180 vd.; Bahri Öztürk-Durmus Tezcan-Mustafa Ruhan Erdem-Özge Sirma-Yasemin Saygilar Kirit-Özdem Özaydin-Esra Alan Akcan-Efser Erdem, Nazari ve Uygulamali Ceza Muhakemesi Hukuku, 9. Baski, Seçkin Yayinevi, Ankara 2015, s. 245 vd.; Erdener Yurtcan, Ceza Yargilamasi Hukuku, 12. Baski, Beta Yayinevi, Istanbul 2007, s. 184; Sinan Kocaoglu, Müdafi, 2. Baski, Seçkin Yayinevi, Ankara 2012, s. 57.). Süpheli veya sanigin müdafisi araciligiyla savunulmasi hususunda tercih yapma imkânina sahip oldugu hâllerde görev yapan müdafi ihtiyari müdafi, görevlendirilmesi hususunda süpheli veya sanigin iradesinin önem tasimadigi hâllerde görev yapan müdafi ise zorunlu müdafidir. Görüldügü gibi müdafinin zorunlu veya ihtiyari olmasi, süpheli veya sanigin istemine ya da istemi olup olmadigina bakilmaksizin yani iradesi dikkate alinmadan atanip atanmadigina bakilarak belirlenmektedir (Kunter-Yenisey-Nuhoglu, s. 409; Centel-Zafer, s. 187; Yurtcan, s.192; Kocaoglu, s.120.). 1412 sayili CMUK, kisisel savunmada kural olarak ihtiyari müdafilik sistemini benimsemis ve sinirli bazi hâllerde zorunlu müdafilik sistemini getirmisken; 5271 sayili CMK zorunlu müdafilik sistemini, önemli ölçüde genisletmistir. 5271 sayili CMK'ya göre; müdafisi bulunmayan süpheli veya sanigin, çocuk, kendini savunamayacak derecede malul veya sagir ve dilsiz olmasi (150/2. md.), sorusturma veya kovusturma konusu suçun cezasinin alt sinirinin bes yildan fazla hapis cezasini gerektirmesi (150/3. md.), resmî bir kurumda kusur yeteneginin arastirilmasi için gözlem altina alinmasina karar verilecek olmasi (74/2. md.), tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmesi (101/3. md.), davranislari nedeniyle, hazir bulunmasinin durusmanin düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacagi anlasilan sanigin yoklugunda durusma yapilmasi (204/1. md.) ve kaçak sanik hakkinda durusma yapilmasi (247/4. md.) hâllerinde, süpheli veya sanigin istemi bulunmasa hatta açikça müdafi istemedigini beyan etse bile müdafi görevlendirme zorunlulugu bulunmaktadir. 5271 sayili CMK'nin 150/3. maddesinin yürürlüge giren ilk seklinde üst siniri en az bes yil hapis cezasini gerektiren suçlar bakimindan zorunlu müdafi görevlendirilmesi kabul edilmis iken, 19.12.2006 tarihli Resmî Gazete'de yayimlanarak yürürlüge giren 5560 sayili Kanun'un 21. maddesiyle bu süre "alt siniri bes yildan fazla hapis cezasini gerektiren" seklinde degistirilmistir. Yargilamanin yapildigi tarih itibariyla CMK’nin “Müdafiin Görevlendirilmesi” baslikli 150. maddesinde; “(1) Süpheli veya saniktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Süpheli veya sanik, müdafi seçebilecek durumda olmadigini beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir. (2) Müdafii bulunmayan süpheli veya sanik; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sagir ve dilsiz ise, istemi aranmaksizin bir müdafi görevlendirilir. (3) Alt siniri en az bes yil olan fazla hapis cezasini gerektiren suçlardan dolayi yapilan sorusturma ve kovusturmada ikinci fikra hükmü uygulanir. (4) Zorunlu müdafilikle ilgili diger hususlar, Türkiye Barolar Birliginin görüsü alinarak çikarilacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadir. CMK’nin “ Magdur ve sikâyetçinin haklari” baslikli 234. maddesinde; “(2) Magdur, onsekiz yasini doldurmamis, sagir veya dilsiz ya da meramini ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksizin bir vekil görevlendirilir.” hükmü yer almaktadir. CMK'nin 150. maddesinin ikinci ve üçüncü fikralari uyarinca görevlendirilecek zorunlu müdafinin ücreti ile CMK’nin 234/2. maddesi uyarinca atanan zorunlu vekil ücretinin niteligi ve kime yükleneceginin degerlendirilmesine geçince; 5320 sayili Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Sekli Hakkinda Kanun'un 13. maddesinin birinci fikrasinda; "Ceza Muhakemesi Kanunu geregince sorusturma ve kovusturma makamlarinin istemi üzerine baro tarafindan görevlendirilen müdafi ve vekile, avukatlik ücret tarifesinden ayrik olarak, Türkiye Barolar Birliginin görüsü de alinarak Adalet ve Maliye bakanliklari tarafindan birlikte tespit edilecek ücret, Adalet Bakanligi bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret, yargilama giderlerinden sayilir.", Ceza Muhakemesi Kanunu Geregince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri Ile Yapilacak Ödemelerin Usul ve Esaslarina Iliskin Yönetmelik'in 5. maddesinin ikinci fikrasinda; "Süpheli veya sanik; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malûl veya sagir ve dilsiz ise ya da hakkinda alt siniri bes yildan fazla hapis cezasini gerektiren bir suçtan dolayi sorusturma ya da kovusturma yapiliyorsa istemi aranmaksizin barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir. Ancak bunun için süpheli veya sanigin müdafiinin olmamasi sarttir.", 5. maddesinin üçüncü fikrasinda; "Ikinci fikrada sayilan hâllerde kovusturma asamasinda saniga iddianamenin tebligi için çikarilan çagri kâgidina ayrica 'teblig tarihinden itibaren yedi gün içinde müdafii bulunup bulunmadigini bildirmesi, bildirimde bulunmadigi takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesinin istenecegi, görevlendirilen müdafie ödenecek ücretin yargilama giderlerinden sayilacagi ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edilecegi' hususunu hatirlatan mesruhat verilir..." , 8. maddesinde; "(1) Ceza Muhakemesi Kanunu geregince baro tarafindan görevlendirilen müdafi veya vekile Avukatlik Asgari Ücret Tarifesinden ayrik olarak hazirlanacak 'Ceza Muhakemesi Kanunu Geregince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapilacak Ödemelere Iliskin Tarife' geregince ödenecek meblâg Adalet Bakanligi bütçesinde bu amaçla ayrilan ödenekten karsilanir. (2) Müdafi veya vekilin görevi geregi yaptigi zorunlu yol giderleri ile kendisi tarafindan karsilanmasi durumunda temyiz, istinaf ve itiraz harçlari ayrica ödenir. (3) Müdafi veya vekile Tarife geregince ödenen meblâg, zorunlu yol giderleri ve müdafi veya vekil tarafindan ödenen temyiz, istinaf ve itiraz harçlari yargilama giderlerinden sayilir.", CMK'nin "Yargilama Giderleri” baslikli 324. maddesinin birinci fikrasinda; “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlik ücretleri ile sorusturma ve kovusturma evrelerinde yargilamanin yürütülmesi amaciyla Devlet Hazinesinden yapilan her türlü harcamalar ve taraflarca yapilan ödemeler yargilama giderleridir.”, Dördüncü fikrasinda; "Devlete ait yargilama giderlerine iliskin kararlar, Harçlar Kanunu hükümlerine göre; kisisel haklara iliskin kararlar, 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayili Icra ve Iflâs Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir. Devlete ait yargilama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayili Amme Alacaklarinin Tahsil Usulü Hakkinda Kanunun 106 nci maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olmasi halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.", Ayni Kanun'un "Sanigin Yükümlülügü" baslikli 325. maddesinin birinci fikrasinda; "Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargilama giderleri saniga yüklenir." , Seklinde hükümler bulunmaktadir. Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasi'nin 90. maddesinin besinci fikrasinda yer alan "Usulüne göre yürürlüge konulmus milletlerarasi antlasmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkinda Anayasaya aykirilik iddiasi ile Anayasa Mahkemesine basvurulamaz. Usulüne göre yürürlüge konulmus temel hak ve özgürlüklere iliskin milletlerarasi antlasmalarda kanunlarin ayni konuda farkli hükümler içermesi nedeniyle çikabilecek uyusmazliklarda milletlerarasi antlasma hükümleri esas alinir." hükmü uyarinca iç hukukumuzun uyulmasi zorunlu bir parçasi hâline gelen 19.03.1954 tarihli Resmî Gazete'de yayimlanan 10.03.1954 tarihli ve 6366 sayili Kanun ile onaylanmis bulunan Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin "Adil Yargilanma hakki" baslikli 6/3-c maddesinde; "Bir suç ile itham edilen herkes asagidaki asgari haklara sahiptir: ... c) Kendisini bizzat savunmak veya seçecegi bir müdafinin yardimindan yararlanmak; eger avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldügünde, resen atanacak bir avukatin yardimindan ücretsiz olarak yararlanabilmek," hükmü düzenlenmistir. Görüldügü üzere, mevzuatimizda yer alan hükümlere göre zorunlu müdafi ücreti yargilama gideri kabul edilerek hakkinda ceza veya güvenlik tedbirine hükmedilen saniga yükletilmekteyken, AIHS ancak belirli sartlarin gerçeklesmesi durumunda sanigin müdafiden ücretsiz olarak yararlanmasini öngörmektedir. Temel hak ve hürriyetlerden olup AIHM'nin 25.09.1992 tarihli ve 13191/87 Basvuru no'lu Pham Hoang/Fransa kararinda adil yargilanma kavraminin görünüm sekillerinden biri kabul ettigi ücretsiz müdafi hakki baglaminda ve Anayasa'nin 90. maddesinin besinci fikrasi gözetildiginde mahkemece somut olaya uygulanmasi gereken hüküm, AIHS'nin 6/3-c maddesidir. AIHS'in 6/3-c maddesinde yer alan ücretsiz müdafi hakki mutlak bir hak olmayip sanigin malî imkâninin uygun olmamasi ve adaletin selameti sartlarina tabi tutulmustur. "Sanigin malî imkanlardan yoksun olmasi” ifadesinden ne anlasilmasi gerektigi sözlesme hükümleriyle belirlenmemis olup degerlendirme, paranin satin alma gücü ve ülke ekonomisi gibi sartlar gözönüne alinarak yapilmalidir. Sanigin malî durumunun müdafi ücretini karsilamak için uygun oldugu durumlarda ise söz konusu kisiye adli yardim verilmesine matuf olarak ayrica adaletin selameti degerlendirmesi yapilmasina gerek yoktur (Campbell ve Fell/ Birlesik Krallik, 28.06.1984 Basvuru no: 7819/77-7878/77). "Adaletin selameti" ifadesi bakimindan AIHM içtihatlarinda muhtemel cezanin agirligi (Quaranta/ Isviçre, 24.04.1992, Basvuru no:12744/87; Twalib/ Yunanistan, 09.06.1998, Basvuru no: 24294/94 ); özgürlükten mahrum birakilma ihtimali (Benham/ Birlesik Krallik, 09.06.1998, Basvuru no:12744/87) gibi bazi belirlemeler yapilmaktadir. Bu açiklamalar isiginda uyusmazlik konusu degerlendirildiginde; Temel hak ve hürriyetlerden olan ücretsiz müdafi hakkina iliskin yasal mevzuat ile AIHS'nin farkli hükümler içermesi sebebiyle Anayasa’nin 90. maddesinin besinci fikrasi uyarinca somut olayda AIHS'nin 6/3-c maddesi hükmünün uygulanmasi gerekmekte olup dosyaya yansiyan bir geliri olmadigi ve kendi beyanlarina göre de sabit bir gelirleri bulunmayan sanik ...’nin mali imkânlardan yoksun olmasi ve saniga CMK’nin 150. maddesinin üçüncü fikrasi uyarinca talebi olmaksizin zorunlu olarak müdafi atanmasi ve yine mahkemece yasi küçük katilan magdureye CMK'nin 234/2. maddesi uyarinca zorunlu vekil atanmasi karsisinda, zorunlu müdafi ve vekil ücretinin yargilama giderlerine dâhil edilerek saniktan tahsiline karar verilemeyecegi kabul edilmelidir. Bu itibarla bu uyusmazlik konusu bakimindan da Yerel Mahkemesinin direnme kararina konu hükmünün bozulmasina karar verilmelidir. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayili Resmî Gazete'de yayimlanan 08.10.2015 tarihli ve 140-85 sayili karari ile, TCK'nin 53. maddesinin bazi hükümlerinin iptal edilmesi karsisinda, sanik hakkinda belirtilen maddenin uygulanmasi bakimindan mahkemece yeniden degerlendirme yapilmasinda da zorunluluk bulunmaktadir. SONUÇ: Açiklanan nedenlerle; 1- Kirikkale Agir Ceza Mahkemesinin 08.09.2015 tarihli ve 54-143 sayili direnme kararina konu mahkûmiyet hükmünün; A) Sanigin eyleminin kasten öldürme suçuna tesebbüsü olusturdugunun gözetilmemesi, B) Mali imkâni bulunmayan saniga ve çocuk magdura CMK’nin 150/3. ve 234/2. maddesi uyarinca atanan zorunlu müdafi ve vekil ücretlerinin yargilama giderlerine dahil edilerek saniktan tahsiline karar verilmesi, C) Hükümden sonra 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayili Resmî Gazete'de yayimlanarak yürürlüge giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 140-85 sayili karari ile, TCK’nin 53. maddesinin bazi hükümlerinin iptal edilmesi karsisinda, sanik hakkinda belirtilen maddenin uygulanmasi bakimindan, yeniden degerlendirme yapilmasinda zorunluluk bulunmasi, nedenleriyle BOZULMASINA, 2- Dosyanin, mahalline gönderilmek üzere Yargitay Cumhuriyet Bassavciligina TEVDI EDILMESINE, 16.03.2021 tarihinde yapilan müzakerede birinci uyusmazlik yönünden oy çoklugu, ikinci uyusmazlik bakimindan ise oy birligiyle karar verildi.
T.C.
Yargitay
Ceza Genel Kurulu
2017/144 E. , 2021/107 K.
"Içtihat Metni"
Karari Veren Yargitay Dairesi : 1. Ceza Dairesi Mahkemesi :Agir Ceza Sayisi : 54-143
Sanik ... hakkinda katilan magdure ...'ya yönelik kasten öldürme suçuna tesebbüsten açilan kamu davasinda yapilan yargilama sonucunda, sanigin eyleminin kasten yaralama suçunu olusturdugu kabul edilerek TCK'nin 86/1, 86/3-a-b-e, 87/1-d, 62, 53, 63 ve 54. maddeleri uyarinca 5 yil hapis cezasi ile cezalandirilmasina, hak yoksunluguna, mahsuba ve müsadereye iliskin Kirikkale Agir Ceza Mahkemesince verilen 08.01.2013 tarihli ve 41-6 sayili hükmün sanik müdafisi ve katilan magdure vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine dosyayi inceleyen Yargitay 1. Ceza Dairesince 29.01.2015 tarih ve 5985-328 sayi ile;
"... Olus ve dosya kapsamina göre; sanik ... ile katilan ...’in kari koca olup aralarinda bosanma davasi bulundugu, müsterek çocuklari olan ...’nin velayetinin geçici olarak anneye verildigi, baba ile de sahsi hâl tesis edildigi, olay tarihinde sanigin kizi magdure ile görüsmek için Sivas'a gittigi, çocugu teslim aldiktan sonra annesine vermeyerek Ankara'ya götürmek üzere otobüse bindigi, katilan annenin polise haber vermesi üzerine, polislerce otobüsün Keskin’de durduruldugu, sanigin islemlerin tamamlanmasini beklerken kizinin tuvaleti geldigi bahanesiyle tuvalete götürdügü, daha sonra üzerini kirlettigi gerekçesiyle nezaretçi polise hissettirmeden çay ocagindan biçak alarak tekrar kizinin yanina tuvalete döndügü, katilan magdureyi biçakla sol koltuk alti, sol meme basi, boyun ve göbek hizasindan 4 isabet ile yaraladigi göbek hizasina isabet eden biçak yarasinin yasamsal tehlike olusmasina neden oldugu, nezaretçi polisin çocugun bagirma sesleri üzerine içeri girdigi ve saniga engel oldugu, magdurenin yaralanmasi sonucu ameliyat ile hayata döndürüldügü olayda;
1)Gerek, sanigin ilk sorusturma asamasindaki beyaninda amacinin, öldürmek oldugunu söylemesi ve gerekse engel hâl göz önüne alinarak sanigin eyleminin öldürmeye tesebbüs olarak kabulü ile TCK'nin 82/1-d-e ve 62. maddeleri ile cezalandirilmasi gerekirken, yazili sekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulmasi,
2)Türkiye Cumhuriyeti Anayasasi'nin 90. maddesi son fikrasi ve Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin 6/3-c maddesi uyarinca, 5271 sayili CMK’nin 150, 234 ve 239. maddeleri geregince, sanik ve katilan magdure için baro tarafindan görevlendirilen zorunlu müdafi ücretlerinin saniktan tahsiline karar verilmesi," isabetsizliginden bozulmasina karar verilmistir.
Kirikkale Agir Ceza Mahkemesi 08.09.2015 tarih ve 54-143 sayi ile;
"...Mahkememizce yapilan degerlendirmede; sanigin aksi ispat edilemeyen savunmalarina göre öncelikle biçak ile kendi bogazini kestigi, daha sonra magdureye biçak sallamaya basladigi, sonra yeniden kendisini biçak ile yaralamaya basladigi, polis memuru tanik ...' un beyanina göre olayin gerçeklestigi tuvaletin kapisinin tam olarak kapali olmadigi ve magdurenin bagirmasi üzerine tanigin tuvalete girdigi, içeriye girdiginde sanik ...'yi yerde yatar vaziyette ve yarali hâlde, magdureyi ise babasinin bacaklarinin üzerinde oturur vaziyette gördügü anlasilmistir.
Yargitay 1. Ceza Dairesinin 29.01.2015 tarih ve 2013/5985 esas, 2015/328 karar sayili bozma ilaminda sanigin ilk sorusturma asamasinda beyaninda amacinin öldürmek oldugunu söyledigi belirtilmis ise de, Yargitay Ceza Genel Kurulunun 29.11.2005 tarih, 2005/7-144 E.- 2005/150 K. sayili kararinda da belirtildigi üzere,
CMK'nin 213. maddesinde sanigin hâkim veya mahkeme huzurunda yaptigi açiklamalar ile Cumhuriyet savcilari tarafindan alinan ifadelerin durusmada okunabilmesi kabul edilerek, süphelinin kollukça alinan ifadesine iliskin tutanagin durusmada okunabilmesi için, kollukta ifade alindigi sirada müdafisinin hazir bulunmasi kosulu aranmistir. Dolayisiyla, sanigin müdafisi huzurunda alinmayan ve sanik tarafindan gerek savcilik gerekse hâkim huzurunda kabul edilmeyen 11.09.2010 tarihli Emniyette vermis oldugu ifadesinin bu nedenle hükme esas alinmasi mümkün olmamistir.
Yine bozma ilaminda 'engel hal' den söz edilmis ise de, yukarida da bahsedildigi üzere, polis memuru tanik ...'un olayin gerçeklestigi tuvaletin kapisinin tam olarak kapali olmadigi ve magdurenin bagirmasi üzerine tanigin tuvalete girdigi, içeriye girdiginde sanik ...'yi yerde yatar ve yarali hâlde, magdur çocugu ise babasinin bacaklarinin üzerinde oturur vaziyette gördügü biçimindeki beyani ve sanigin yine yukarida bahsedilen aksi ispatlanamayan savunmasina göre, sanigin önce kendi bogazini kestikten sonra kizina biçak salladigi, daha sonra yeniden kendisini biçaklamaya basladigi, tanik ...'un içeriye girdigi sirada sanigin eylemini tamamlamis oldugu anlasilmaktadir. Bu durumda sanigin kizina yönelik biçaklama eylemini tanigin içeriye girmesi nedeniyle biraktigi, bir baska ifadeyle tanigin içeri girmemesi hâlinde sanigin eylemini devam ettirecegi yönünde süpheden uzak somut ve inandirici herhangi bir delile rastlanmamistir.
Bunun yaninda tüm dosya kapsami, olayin meydana geldigi yer ve magdurede olusan yaralarin niteligi göz önüne alindiginda sanigin öldürme kastinin olmasi hâlinde elindeki öldürmeye elverisli biçakla zayif ve savunmasiz durumdaki magdureyi daha etkili ve hayati bölgelerine denk gelecek sekilde vurarak öldürmesinin mümkün iken böyle bir yola tevessül etmedigi, sanigin çocugu olan magdureyi öldürmesi için yeterli bir sebep de bulunmadigi, bu açiklamalar isiginda öldürme kastiyla hareket ettigine iliskin savunmasinin aksini ispat edecek kesin delil elde edilemeyen sanigin eylemi mahkememizce 'kasten nitelikli yaralama' olarak degerlendirilerek, Yargitay 1. Ceza Dairesinin 29.01.2015 tarih ve 2013/5985 esas, 2015/328 karar sayili bozma ilamina karsi direnilmesine..." seklindeki gerekçeyle bozma nedenlerine direnerek önceki hüküm gibi sanigin kasten yaralama suçundan cezalandirilmasina karar vermistir.
Bu hükmün de sanik müdafisi ve katilan magdure vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine, Yargitay Cumhuriyet Bassavciliginin 10.11.2015 tarihli ve 348190 sayili "bozma" istekli teblignamesiyle Yargitay Birinci Baskanligina gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1086-708 sayi ile 6763 sayili Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayili Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarinca kararina direnilen daireye gönderilmis, ayni madde uyarinca inceleme yapan Yargitay 1. Ceza Dairesince 15.02.2017 tarih ve 194-448 sayi ile direnme kararinin yerinde görülmemesi üzerine Yargitay Birinci Baskanligina gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca degerlendirilmis ve açiklanan nedenlerle karara baglanmistir.
TÜRK MILLETI ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasinda olusan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyusmazlik;
1- Sanigin eyleminin kasten öldürmeye tesebbüs mü yoksa kasten yaralama suçunu mu olusturup olusturmadigi,
2- 5271 sayili CMK’nin 150, 234 ve 239. maddeleri geregince sanik ve magdura zorunlu olarak atanan müdafi ve vekil ücretlerinin mahkûmiyet hükümleri ile birlikte yargilama giderlerine dahil edilerek saniktan tahsiline karar verilmesinin mümkün olup olmadiginin,
Belirlenmesine iliskindir.
Incelenen dosya kapsamindan;
Sivas Aile Mahkemesince 27.08.2010 tarih ve 755 sayi ile; davaci ...'in 27.08.2010 tarihli dilekçesi ile esi Fuat'a karsi bosanma davasi açtigi, dava süresince müsterek çocuklari ...'nin yasi da gözetilerek davaci annesinin yaninda birakilmasina, küçügün yasi da dikkate alinarak her ayin 1. ve 3. hafta sonu Pazar günü ile Ramazan ve Kurban Bayraminin 2. günleri sabah saat 10.00 ila aksam saat 18.00 arasinda baba tarafindan anne konutundan alinmak ve teslim saatinde anne konutuna teslim edilmek suretiyle tedbiren kisisel iliski tesisine karar verildigi,
Sivas Icra Müdürlügünün 10.09.2010 tarihli ve 7032 sayili çocuk teslim tutanagina göre; katilan magdurenin annesi katilanin ikametinden iki polis memuru, bir bilirkisi ve icra memuru marifetiyle teslim alinarak babasi saniga teslim edildiginin anlasildigi,
10.09.2010 tarihinde saat 20.50’de düzenlenen tutanakta; ayni tarihte saat 20.45 siralarinda Polis Merkezine gelen katilan ... “Esi ile bosanma asamasinda olduklarini, bosanma sonuçlanana kadar kizlari katilan magdure ...'nin velayetini mahkemenin kendisine verdigini, her ayin 1. ve 3. Pazar günleri ile dini bayramlarin 2. günlerinde saat 10.00-18.00 arasinda esinin görmesi yönünde karar verildigini, esinin çocugunu saat 10.00 siralarinda icra memurlari ve polisle gelerek teslim aldigini, saat 18.00’de teslim etmesi gerekirken bu saate kadar teslim etmedigini, kizini getirmeyen esi sanik ...’dan davaci ve sikâyetçi oldugunu” belirterek müracaatta bulundugunun belirtildigi,
11.09.2010 tarihinde saat 16.35’te düzenlenen ihbar tutanaginda; ayni tarihte saat 16.20 siralarinda Kirikkale Haber Merkezi, Kayseri Inci firmasina ait ...plakali yolcu otobüsünün Kayseri istikametinden Keskin ilçesine dogru geldigi, otobüsün içerisinde sanik ... ve ... isimli küçügün oldugu, sanigin esiyle ayrilma asamasinda olduklari, kizi olan ...’nin velayetinin annesinde oldugu, sanigin öz kizini kaçirarak otobüsle Keskin ilçesine dogru geldiginin anons edilmesi üzerine, durumun Kirsehir-Kirikkale Devlet Karayolu üzerinde sabit bekleme görevi ifade eden ekiplere telefon araciligiyla bildirildigi bilgilerine yer verildigi,
11.09.2010 tarihinde saat 17.30’da düzenlenen tutanakta; ayni tarihte saat 16.20 siralarinda Ramazan Bayrami sebebiyle emniyet tedbirleri geregi görevli olan ekiplere Grup Amir Vekilinin telefonla bildirdigi ...plaka sayili Inci Turizme ait araç içerisinde ... isimli çocugun Sivas ilinden babasi sanik tarafindan velayeti olmadan annesinden kaçirildigi ve annesinin çocugun kaçirilmasi olayi ile ilgili olarak Sivas Il Emniyet Müdürlügüne müracaati bulundugu, sahsin ...plakali Inci Turizme ait araç içerisinde Kayseri istikametinden Keskin istikametine seyir hâlinde oldugu, belirtilen araç durdurularak sahsin ve çocugun yakalanmasinin bildirildigi, gerekli tedbirlerin alindigi, saat 16.40 siralarinda ...plakali aracin durduruldugu, araç içerisinde yapilan kimlik kontrolünde 1982 dogumlu sanigin yakalandigi, yanindaki 3-4 yasindaki kiz çocugunun “Adinin ... oldugunu, kimliginin yaninda bulunmadigini,” söylemesi üzerine gerekli adli islemler yapilmak üzere sanik ve katilan magdurenin Asayis Büro Ekiplerine teslim edildigi,
11.09.2010 tarihinde saat 17.00’de düzenlenen tutanakta; ayni tarihte saat 16.20 siralarinda ...plaka sayili Inci Turizme ait araç içerisinde Sivas ilinden babasi sanik tarafindan katilan magdurenin annesinden kaçirilmasi olayi ile ilgili yakalanan sanigin S.N.C. Poliz Merkezi Grup Amirligi odasinda yapilan üst aramasinda; herhangi bir suç unsuruna rastlanilmadigi, sanigin kendisine ait olan çantasinda yapilan aramada, 9 adet çesitli çocuk giysisi, ambalaji açilmamis 3 adet tek kutu içerisinde tiras biçagi, 1 adet pembe renkli çakmak, 1 adet kutu içerisinde islak mendil, 2 adet not defteri, bir adet kutu içerisinde kullanilmis kolonya, 1 adet plastik sise su, bir adet açik gofret, iki adet yesil elma, 1 adet yesil renkli namaz tespihi, iki adet kalem, bir adet dua kitabi, giysilerin altinda dört kat gazeteye sarili sekilde üzerinde “Koch Messer” markali yazi ibaresi bulunan kesici kismi 21 cm sap kismi 12 cm sap olmak üzere toplam 33 cm uzunlugunda biçagin bulundugu ve muhafaza altina alindigi bilgilerine yer verildigi,
11.09.2010 tarihinde saat 18.00’de düzenlenen olay tutanaginda; ayni gün saat 16.35, 17.00 ve 17.30’da düzenlenen tutanak içerikleri ile ayni olup devaminda sanik ve katilan magdureye bayram münasebeti sebebiyle seker ve kolonya ikram edildigi, daha sonra Sivas Çocuk Sube Müdürlügü görevlisi polis memuru ile irtibata geçildigi, çocugun annesinin ek ifadesi alindiktan sonra çocugu almak için Keskin ilçesine gelecegi bilgisinin verildigi, tam o esnada da katilan magdurenin babasi saniga hitaben “Baba tuvaletim geldi.” demesi üzerine sanigin da görevlilere “Çocugun tuvalet ihtiyaci geldigini, tuvaletin nerede oldugunu?” sordugu, Grup Amir vekili tarafindan sanik ve katilan magdurenin yanina polis memuru tanik ... görevlendirilerek Ilçe Emniyet Müdürlügü lokaline gönderildigi, bu esnada polis memuru Ugur Okur’un suç No: 365’in vukuatini yazmak için ifade alma odasina geçtigi, polis memuru Mevlüt Erevik’te konu ile mütalaa yapmak için idari büro odasinda bulunan Polis Merkezi Amir Yardimcisi polis memuru Salih Gürgen’in yanina geçtigi, aradan birkaç dakika geçtikten sonra polis memuru Mevlüt Erevik’in telsizin sesini açmak için grup odasina geçtigi esnada sanigin esyalarinin bulundugu çantayi grup odasinin karsisinda bulunan mutfak olarak kullanilmakta olan odanin içerisinde çöp kovasinin üzerine biraktigi ve içerisinden kiyafetler seçtigini görmesi üzerine saniga “Ne yaptigini?” sordugu, sanigin da “Çocugun üzerine çis yaptigini ve üzerini degistirmek üzere kiyafet aldigini” söyledigi, bunun üzerine polis Mevlüt Erevik’in de “Mutfakta almasina gerek olmadigini” söylemesi üzerine sanigin “Külot almak istedigini, bu yüzden çantayi mutfak bölümüne aldigini” söyledigi, bunun üzerine polis memuru Mevlüt Erevik’in sanigin yaninda bekledigi, sahsin külot ve tayt türü kiyafetleri aldiktan sonra çantayi çöp kovasinin üzerinde birakarak tekrar lokal bölümüne geçtigi, aradan birkaç dakika geçtikten sonra o anda istirahatli durumda olan ve Polis Lokalinde bulunan polis memuru tanik ...’nin bagirarak yardim istedigi, bunun üzerine Polis Merkezinden seri bir sekilde çikildigi, katilan magdurenin polis memuru tanik ...’nin kucaginda kanli vaziyette görüldügü, çocugun 85 93 kod numarali ekiple Keskin Devlet Hastanesine ivedi bir sekilde intikal ettirildigi, daha sonra Polis Lokaline girildiginde sanigin baygin ve üzeri kanli bir sekilde tuvalette yattigi, polis memuru tanik ... tarafindan sanigin tuvaletten çikarmaya çalistiginin görüldügü, görevlilerin de yardimiyla sahis tuvaletten disariya çikarildigi ve 112 ekipleri aranarak ambulans talep edildigi, olay yerine ambulansin intikalinin saglandigi, sanigin polis memuru ... revakatinde ambulansa alinarak hastaneye sevk edildigi,
11.09.2010 tarihli olay yeri inceleme raporu; olayin Polis Merkez Amirliginin bekleme salonu içerisinde bulunan giris kapisinin saginda dip kösesi iç kisminda misafir salonuna çikan merdivenlerin saginda bulunan plastik kapili tuvalette meydana geldigi, misafir salonuna giriste karsida bulunan koltuklarin iç duvar kismina dogru yitilmis sekilde, tuvalet girisinde paspas ve fayanslar üzerinde damla damla kana benzeyen kirmizi renkli leke ve fayanslari bölen orta bölümde beyaz renkli çimentonun üzerinde yerde sag duvar dip kismina 37 cm ve 30 cm uzaklikta iki adet 1 TL oldugu, tuvaletin içerisinde giris kapisinin sag dip kösesine 52 cm uzaklikta giris kapsinin sagindan üçüncü fayans üzerinde Türkiye 27 ibareli siyah ve koyu pembe renkli çocuk ayakkabisi, giris kapisina 73 cm uzaklikta, uç kismi kirik sag dip ve tuvalet tasina dogru yerde kirmizi renkli yaklasik 50 cm uzunlugunda kirmizi renkli siyah sapli tuvalet firçasi sopasi, tuvalet tasinin orta kismina düsmüs anahtarlik, tuvaletin sol dip kisminda tuvalet firçasinin arkasinda siyah sapli, sap kismi 13 cm, uç metal keskin kismi yaklasik 12 cm uzunlugunda üzerinde “Karani” ibareli ve üç adet yildiz isareti bulunan bir adet biçak ve plastik dograma giris kapisinin arkasinda ibareleri tam okunamayan tuvalet tasinin dibinde siyah ve pembe renkli çocuk ayakkabisi ve 5 cm uzaklikta dip duvar dibinde koyu pembe renkli yirtilmis çocuk elbisesi, giriste sag tarafta fayans üzerinde kirmizi renkli lekeler ile olusmus ayakkabi izi ve orta bölümde ve giris kapisinin önünde tuvaletin iç kismina dogru yogun sekilde akmis ve damlamis kana benzeyen kirmizi renkli lekelerin oldugu, olay yerindeki bulgularin numaralandirildigi, fotograf ve kamera görüntülerinin çekildigi, raporun asli, kroki, olay yerinde çekilen fotograf ve kamera görüntülerinin adli emanete teslim edilmek üzere sorusturmaci birim görevlilerine teslim edildigi bilgilerine yer verildigi,
Katilan magdure hakkinda Kirikkale Üniversitesi Tip Fakültesi Hastanesince düzenlenen 11.09.2010 tarihli geçici raporda; katilan magdurenin genel durumunun kötü, suurunun açik, tansiyonunun 90/60 mmHG, koopere, oryante, zayif, nabzinin 115/dak, solunumunun 24/dak, umblicus hizasinda 3x1 cm boyutlu kesi, omentum disarida, boyun sol yan tarafta 1 cm’lik yüzeysel kesi, gögüs sol meme bas hizasinda 3x2 cm’lik kesi, sol midaksiller hat ile ksifoid kesisme noktasina uyan bölgede yaklasik 2 cm’lik kesi oldugu tespitlerine yer verildigi,
Cumhuriyet Üniversitesi Saglik Hizmetleri Arastirma ve Uygulama Hastanesince düzenlenen 13.01.2011 tarihli adli raporda; katilan magdurenin 11.09.2010 yatis, 14.09.2010 çikis tarihli Kirikkale Üniversitesi Tip Fakültesi Süleyman Demirel Arastirma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Cerrahisi tarafindan düzenlenmis olan epikriz raporunun incelenmesinde, ön servikalde 1,5-2 cm’lik yüzeysel kesi, toraks ön duvarinda 2-3 cm’lik yüzeysel kesi, her iki hemitoraks solunumuna esit katildigi, subkostal 2 cm’lik yüzeysel kesi, batinda hassasiyet, defans ve rebound olmadigi, suprapubik 3-4 cm’lik derin kesisi oldugu, GAA servikal, toraks ön duvari, subkostal bölgedeki mevcut yüzeysel yaralanma primer onarildigi, suprapubik bölgedeki mevcut kesiden omentum herni, kesi büyütülerek kanlanmasi iyi olan omentum karin içine redükte edildigi, batin içi kirli mayi, kanama ve batin içi organ perforasyonu gözlenmedigi, hemogram takiplerinde düsüklük saptanmadiginin kayitli oldugu, yaralanmanin kisinin yasamini tehlikeye sokan bir duruma neden oldugu, basit bir tibbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadigi tespitlerine yer verildigi,
Cumhuriyet Üniversitesi Saglik Hizmetleri Arastirma ve Uygulama Hastanesince düzenlenen 20.11.2012 tarihli raporda; katilan magdurenin 16.10.2012 tarihinde yapilan muayenesinde; annesi katilandan alinan bilgilere göre suan herhangi bir yakinmasinin olmadigi, ancak olaydan sonra saldirganlasmaya basladigi ve çocuk psikiyatrisine gittigi, ismini bilmedigi iki tane ilaç kullandigini, harici muayenesinde, boyun ön yüz sol fossa jugularis üzerinde 1 cm’lik matür skar, sol meme alti bölgede 2 cm’lik sütür izleri içeren yara, batin sol kadranda 1 cm’lik matür skar, yaklasik 10 cm göbek altinda sütür izleri içeren 3 cm’lik matür skar oldugunun saptandigi, duyularindan veya organlarindan birinin islevinin sürekli zayiflamasina veya yitirilmesine neden olmadigi, yüzünde sabit ize veya sürekli degisiklige neden olmadigi tespitlerine yer verildigi,
Sanik hakkinda Kirikkale Yüksek Ihtisas Hastanesi Bastabipligince düzenlenen raporda; genel durumu iyi, bilinci açik, koopere, oryante, toraks; pectoral bölge ( gögüs ön duvari) parasternal sag ve sol bölgelerde yerlesimli yaklasik 0,5 cm’lik oblik, yatay yerlesimli 6 adet kesici-delici alet yaralanmasi ile olusmus olan kesilerin mevcut oldugu, sol klavikula alti sol parasterpol yaklasik 0,5 cm’lik yan yana dizilimli 2 adet kesici-delici alet yaralanmasinin mevcut oldugu, hastanin mammarial bölgelerde (sag ve solda) yaklasik 0,5 cm’lik kesici-delici alet yaralanmalarinin mevcut oldugu, hastanin intihar egilimi oldugundan yatakli bir Akil ve Ruh Sagligi Servisine acilen naklinin uygun oldugu, mevcut hâliyle hayati tehlikesinin olmadigi, yaralanmanin basit bir tibbî müdahale ile giderilebilir nitelikte oldugunun bildirildigi,
Bolu Izzet Baysal Ruh Sagligi ve Hastaliklari Hastanesince verilen 15.10.2010 tarihli raporda; sanigin 12.09.2010-13.10.2010 tarihleri arasinda hastanelerinde yatarak tedavi gördügü, yapilan görüsme, klinik gözlem, psikolojik degerlendirme ve sosyal inceleme sonucu “Baska türlü adlandirilamayan Anksiyete bozuklugu+B küme kisilik özelliklerine” sahip oldugunun bildirildigi,
Bolu Izzet Baysal Ruh Sagligi ve Hastaliklari Hastanesince 22.12.2010 tarihinde düzenlenen raporda; sanigin isledigi öne sürülen çocugun kaçirilmasi ve alikonulmasi, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülügün ihlali suçu ile ilgili olarak suç tarihinde ceza sorumlulugunun tam olup TCK’nin 32. maddesinden yararlanamayacaginin bildirildigi,
Adli Tip Kurumu Baskanligi Gözlem Ihtisas Dairesince düzenlenen 18.11.2011 tarihli ve 4. Ihtisas Kurulunca düzenlenen 23.12.2011 tarihli raporlarda; sanikta cezai sorumlulugunu müessir ve kiside suur ve harekât serbestisini ortadan kaldiracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akil hastaligi ve zeka geriligi saptanmadigi, adli dosya tetkikinde sanigin mezkur suçu isledigi sirada fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarini idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranislarini yönlendirme yetenegini ortadan kaldiracak boyutta bir akil arizasinin içinde olduguna delalet edecek herhangi bir tibbî bulgu ve belgeye de rastlanmadiginin, bu duruma göre sanigin 11.09.2010 tarihinde sanigin bulundugu suça karsi cezai sorumlulugunun tam oldugunun bildirildigi,
Adli Tip Kurumu Baskanligi Genel Kurulunun 03.05.2012 tarihli raporunda; sanigin 11.09.2010 tarihinde sanigi bulundugu suça karsi cezai sorumlulugunun tam oldugunun bildirildigi, Keskin Cumhuriyet Bassavciliginin 16.04.2011 tarihli ve 210 sayili karari ile sanik ... hakkinda çocugun kaçirilmasi ve alikonulmasi suçundan kovusturmaya yer olmadigina dair karar verildigi,
Katilan ... (Ada) 10.09.2010 ve 25.09.2010 tarihlerinde Kollukta; 10.09.2010 tarihinde saat 10.00 siralarinda esi sanigin icra ve polis memurlari ile birlikte ikametine geldiklerini, ortak çocuklari katilan magdureyi gerekli islemleri tutanaga baglayip ayni tarihte saat 18.00 siralarinda teslim edilmek üzere esi saniga teslim ettigini, bu saate kadar katilan magdureyi bir önceki gibi yine getirmedigini, cep telefonunu defalarca aramasina ragmen açmadigini, ikametinde de bulunmamasi üzerine sikâyetçi olmak üzere Polis Merkezine geldigini, polis memurlarinin evine gelerek kizi katilan magdurenin esi sanik tarafindan Keskin ilçesinde kaçirilmak isterken yakalandigini söylediklerini, 11.09.2010 tarihinde Kollukta; sanigin esi oldugunu, aralarinda bosanma davasi bulundugunu, 4,5 yillik evli olduklarini, bosanma davasindan dolayi müsterek kizlarinin velayetini mahkemesinin kendisine verdigini, esinin hiçbir iste çalismadigini, aralarinda huzursuzluk oldugunu, esinin kendisine göre psikolojik sorunlari da bulundugunu, sürekli eline makas ve biçak almak suretiyle kendisini ölümle tehdit ettigini, bu olaylardan dolayi bosanmak için mahkemeye müracaat ettigini, yaklasik 25 gündür esi saniktan ayri yasadigini, esinin Sivas ilinde kendi evinde oturdugunu, sanigin 4 gün önce kizi katilan magdureyi Ankara iline kaçirdigini, kizinin bulunarak kendisine teslim edildigini, sanigin 10.09.2010 tarihinde saat 10.00 siralarinda icra ve polis memurlari ile gelerek çocugu teslim aldigini, ayni gün saat 18.00’e kadar kizini teslim etmedigi için Sivas ilinde Karakola giderek esi sanigin kizi katilan magdureyi kaçirdigini düsünerek sikâyetçi oldugunu, 11.09.2010 tarihinde saat 17.00 siralarinda Sivas ilinde iken görevli polis memurlarinin telefonla kizi katilan magdurenin bulundugunu, Kirikkale ilinde oldugunu söylediklerini, kizi katilan magdureyi teslim almak için Kirikkale ili, Keskin ilçesi, Polis Merkezine geldiginde görevlilerin kizi katilan magdurenin biçakla yaralandigini ve Kirikkale Tip Fakültesi Hastanesinde tedavi gördügünü söylediklerini, kizini kaçiran, biçakla yaralan ve Sivas Aile Mahkemesinin 2010/755 esas sayili kararini ihlal eden esi saniktan davaci ve sikâyetçi oldugunu,
Savcilikta; sanikla yaklasik 4,5 yildir resmî nikâhla evli oldugunu, bu evliliklerinden ... isimli müsterek çocuklarinin bulundugunu, yaklasik 1-1,5 ay kadar önce siddetli geçimsizlik sebebiyle bosanmaya karar verdiklerini, Sivas Aile Mahkemesine basvurduklarini, bosanma davalarinin hâlâ devam ettigini, mahkemenin kizi katilan magdurenin velayetini geçici olarak kendine verdigini, sanigin da çocugu ayin birinci ve üçüncü hafta sonlari görme hakkinin oldugunu, sanigin bu hakkini kullandigi ilk haftada çocugunu Ankara’ya kaçirdigini, daha sonra Ramazan Bayraminin 2. günündeki çocuk görme hakkini kullandigini ve çocugu tekrar kaçirdigini, polise müracaat ettigini, bunun üzerine sanigin Ankara’ya giderken Kirikkale ili, Keskin ilçesi civarinda polisler tarafindan yakalandigini, sanik ve katilan magdureyi polislerin Keskin Ilçe Emniyet Müdürlügüne götürdüklerini, sanigin çocugu tuvalete götürecegini söylerek tuvalette katilan magdureyi 4 yerinden biçaklayip kendi bogazini da hafifçe yaraladigini, her ikisini de hastaneye kaldirdiklarini, katilan magdurenin Kirikkale Üniversitesi Hastanesinde bir hafta kaldiktan sonra Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesine sevk edildigini, bu olaylara iliskin Keskin Emniyetinde sikâyetçi olarak beyanina basvuruldugunu,
Istinabe olunan Mahkemede; Sivas’ta annesinin yaninda kaldigini, sanigin hâlen bosanma davasi devam eden eski esi oldugunu, davalarinin Sivas Aile Mahkemesinde devam ettigini, 10.09.2010 tarihinde sanigin icra memurlari ile birlikte annesinin evine geldigini, eve geldiginde kendisini görmedigini, kizi katilan magdureyi polis memurlarina teslim ettigini, sanigin ayni gün aksam saat 18.00 siralarinda kizini geri getirmesi gerektigini, ancak getirmedigini, bunun üzerine Karakola giderek saniktan sikâyetçi oldugunu, ertesi günü annesinin telefonundan polislerin arayarak kizinin bulundugunu söylediklerini, abisi ile birlikte Kirikkale ili, Keskin Ilçe Emniyet Müdürlügüne gittiklerini, polislerin kendisine “Sanigin kizini ve kendisini yaraladigini, kizinin Kirikkale Tip Fakültesinde tedavi altinda oldugunu,” söylediklerini, daha sonra kizi katilan magdureyi alarak Sivas’a gittigini, kizinin tedavisinin bir süre devam ettigini,
Bozmadan sonra istinabe olunan Mahkemede; önceki ifadelerine ek olarak yaralanma anini görmedigini, yaralanmasindan dolayi kizi katilan magdurenin sol gögüs kisminin altinda kalp hizasinda yine bunun biraz altinda sol tarafinda, bogazinda ve batin kisminda kesi izleri oldugunu, sanigin öldürmek amaciyla kizini yaraladigini, ancak eylemini tamamlayamadigini,
Tanik ... Kollukta ve istinabe olunan Mahkemede benzer sekilde; olay günü Polis Merkezi çevre koruma nöbeti bittikten sonra grup amirinin odasinda bekledigi sirada telsizden bir anons geldigini, anonsta “Kayseri ilinden Inci Turizme ait yolcu otobüsünün içerisinde Fuat ve ... isimli iki sahsin oldugu ve bu sahislarin alinmasi gerektiginin” söylendigini, durumu grup amirleri Mevlüt Erevik’e bildirdigini, kisa bir süre sonra Polis Merkez Amirligine Fuat ve ... isimli sahislarin getirildigini, yapilan üst aramalarinda sanigin üzerinde bir biçak ele geçirildigini, biçagi alarak grup odasinda bulunan masanin alt çekmecesine koydugunu, bu arada sanigin kizi katilan magdureyi sürekli öptügünü, oksadigini “Canim kizim,” dedigini, sanigin polis memuru Ugur Okar’a “Kizimin tuvaleti geldi, tuvalete götürebilir miyim?” diye sordugunu, polis memuru arkadasinin izin verdigini, birlikte bekleme salonuna gittiklerini, sanik ve kizi katilan magdurenin tuvalete girdigini, kendisinin kapinin önünde bekledigini, tahminen bir iki dakika sonra sanigin kendisine “Çocuk üzerine çis yapmis, üzerini degistirmem gerekiyor, çantanin içerisinde elbiseleri var, alip getirebilir miyim?” diye sordugunu, elbiseleri almak için bekleme salonunun girisine kadar birlikte yürüdüklerini, bu sirada katilan magdurenin tuvalette kaldigini, yaklasik bir dakika sonra sanigin elinde katilan magdurenin elbiseleri ile geldigini, tuvaletin içerisine girdigini, tuvaletin kapisinin aralik oldugunu, tahminen bir iki dakika sonra çocugun içeriden “Baba, baba” diye bagirdigini duydugunu, kapiyi itekledigini, ancak sanik kapinin arkasinda dayali oldugundan kapiyi tam olarak açamadigini, ikinci defa kuvvetlice iteklediginde kapiyi açtigini, sanigi yerde yatar vaziyette, yarali, sol elinde biçak ile gördügünü, katilan magdurenin ise babasi sanigin dizlerinin üzerinde oturdugunu, sanigin ve katilan magdurenin üzerinde kan izleri oldugunu, bunun üzerine durumu polis memuru tanik Ibrahim’e bildirdigini, sanigin elindeki biçagi aldigini, diger polis memuru tanik Ibrahim’le kiz çocugunu tuvaletten çikarttiklarini, sanigin boyun kisminda kan birikintilerinin oldugunu ve ambulans çagirdiklarini,
Tanik ... Kollukta ve istinabe olunan Mahkemede benzer sekilde; olayla ilgili daha önce verdigi ifadesini aynen tekrar ettigini, olay günü istirahatli oldugu için Emniyet Müdürlügüne ait bekleme salonunda televizyon izledigini, bu arada sanigin ve kizi katilan magdurenin bekleme salonuna geldiklerini, oradan tuvalete geçtiklerini, yanlarinda polis memuru tanik ...’un oldugunu ve tuvaletin önünde bekledigini, iki üç dakika geçtikten sonra sanigin elinde turuncu renkli bir çocuk elbisesi ile çikarak polis merkezine dogru gittigini, polis memuru tanik Mehmet’in de saniga bekleme salonunun kapisina kadar eslik ettigini, sanigin polis merkezine dogru gittigini, elinde pembe renkli bir çocuk elbisesi ile tekrar tuvalete girdigini, tanik Mehmet’in tuvaletin önünde bekledigini, 3-4 dakika sonra tuvaletten kiz çocugunun aglama sesi geldigini, tanik Mehmet’in kapiyi zorlayarak açtigini ve kendisine hitaben “Abi kos, yardim et.” diye bagirdigini, olay yerine geldiginde sanigin elindeki biçakla kizi katilan magdureyi zarar verdigini gördügünü, tuvalet kismina vardiginda sanigin da yarali bir sekilde sol elinde biçakla yerde yattigini, sanigin elinden biçagi aldiklarini ve ambulans çagirdiklarini,
Ifade etmislerdir.
Sanik ... 11.09.2010 tarihinde saat 23.00 siralarinda Kirikkale Hastanesi Acil Müsahede odasinda müdafisi olmaksizin alinan savunmasinda; 10.09.2010 tarihinde bosanmak üzere oldugu esi katilana geçici olarak velayeti verilen öz kizi katilan magdureyi görüsmek için aldigini, ayni gün katilan magdureyi saat 18.00 siralarinda annesi katilana teslim etmesi gerekirken teslim etmeyerek 11.09.2010 tarihinde Sivas’tan otobüs ile Kayseri iline geçtigini, bir süre burada akrabasinin yaninda kaldiktan sonra Inci Turizm firmasina ait otobüsle saat 13.30 siralarinda Ankara ilinde ikamet eden annesinin yanina gitmek için otobüse bindigini, Kirikkale ili, Keskin ilçesi civarinda görevli polis memurlarinin kimlik kontrolü sonrasinda kizini ve kendisini otobüsten indirerek sivil ekip otoyla Polis Merkezine götürdüklerini, otobüsten inerken öz kizi katilan magdureyi bir daha göremeyecegi korkusuna kapilarak kizindan ayrilmamak için kendisinin ve kizinin canina kiymayi düsündügünü, Polis Merkezine geldikten sonra üstünün, kizinin ve kendisinin esyalarinin bulundugu el çantasinin arandigini, çantasinin içerisinde annesine hediye olarak aldigi gazete kagidina sarili biçagi aldiklarini, çantayi da polislerin bulundugu odaya koyduklarini, polislerin koydugu yerden çantasini alarak odanin karsisinda bulunan çay ocagi görünümlü yerin içinde bulunan üstü kapakli çöp kovasinin üstüne koydugunu, içeride otururken kizi katilan magdurenin “Babacigim çisim geldi.” demesi üzerine orada bulunan polis memuruna “Kizini tuvalete götürüp götüremeyecegini” sordugunu, polis memurunun odadaki baska bir polis memurunu yanina vererek kizi magdureyi tuvalete götürmesine izin verdigini, görevli polis memuru ile birlikte kizini tuvalete götürdügünü, tuvalete girdiklerinde çocugun üzerine çisini yaptigini ve islattigini gördügünü, kendisi ile birlikte gelen polis memuruna durumu anlattigini, "Polis Merkezindeki çantada kizinin esyalarinin oldugunu, kizina ait esyalari alarak kizinin üzerini degistirmek istedigini,” söyledigini, çantanin yanina gittigini, içerisinden elbisesini aldigini ve kizi katilan magdureyi bir daha göremeyecegi endisesi içinde bulundugunu, çocugundan ayrilip bir daha görüsememek ve bir baskasina baba demesine hazmedemeyeceginden çocugunu ve kendisini öldürmeye karar verdigini, kizi katilan magdureyi ve kendisini öldürmeye yarayacak bir kesici veya delici alet aramaya basladigini, çay ocaginda bulunan çekmecinin gözüne ilistigini, çekmeceyi açtiginda siyah sapli bir ekmek biçagi gördügünü ve yerinden alarak pantolonunun sol ön cebine koydugunu, pantolonunun cebi büyük oldugu için biçagin görünmeyecek sekilde cebine sigdigini, elindeki çocugunun elbisesi ile tuvaletteki kizi katilan magdurenin yanina döndügünü, kizinin tuvalet ihtiyacini giderdikten sonra yaninda getirdigi elbiseyi kizina giydirdigini, bir süre çocugunun gözlerine baktigini, kizini bir daha göremeyecek olma korkusu ve duygusuna tekrar kapildigini, cebindeki biçagi çikarttigini, biçagi önce kendi bogazina sürttügünü, bogazindan kan gelmeye basladigini, daha sonra öldürmek amaciyla biçagi kizina rastgele salladigini, kizi katilan magdurenin aglamaya ve “Baba, baba” diye bagirmaya basladigini, kendisinin de bu sirada kendini öldürmek amaciyla vücuduna rastgele biçakla vurmaya basladigi esnada görevli polis memurunun tuvalet kabinine girdigini ve çocugu kucagina aldigini, bu sirada bilincini kaybettigini, gerisini hatirlamadigini, çocugunu bir daha göremeyecegi ve bir baskasina baba demesini hazmedemeyecegi için kizi katilan magdureyi ve kendisini öldürmek istedigini,
28.10.2010 tarihinde Savcilikta; daha önce konuya iliskin emniyette ifade verdigini, bu ifadeyi aynen tekrar ve kabul ettigini, esiyle bosanma davasi süresince tek çocugu olan katilan magdurenin esinin memleketi Sivas’ta esi ve ailesi ile birlikte bulundugunu, görmek amaciyla Icra Müdürlügü kanaliyla teslim aldigini, esi katilanin abilerinin çocugun kendilerine verilmesi konusunda baski yaptiklarini, çocugu teslim aldiktan sonra önce Kayseri’ye halasinin yanina, daha sonra Ankara’ya babasi ve annesinin yanlarina gitmek maksadiyla otobüse bindiklerini, emniyet görevlilerinin Keskin ilçesinde otobüsü durdurduklarini, kendisini Emniyete aldiklarini, üç ay süre ile çocugunu görmedigini, çocugun tekrar elinden alinip onu göremeyecegi korkusunun hâkim oldugunu, Kayseri'de bulunduklarini telefonda esi katilana söyledigini, o esnada esi katilanin kendisine “Bu çocuga baskasina baba dedirtecegim, baskasiyla evlenecegim.” dedigini, esi katilanin bu beyanlari ve kizi katilan magdureyi tekrar görememe korkusu ile Keskin Ilçe Emniyet Müdürlügünde bulundugu sirada bu korkuyla kizi katilan magdureyi baskasinin bakim ve gözetimine birakmamak için Emniyetin lokalindeki çekmecede bulunan biçagi aldigini, polis memurlarini kizi katilan magdureyi tuvalete götürme bahanesiyle yanindan uzaklastirdigini, o esnadan biçakla önce kendine birkaç kez vurdugunu, daha sonra kizi katilan magdureye vurdugunu, fakat kendine biçakla zarar verdikten sonra kizi katilan magdureye vurdugunu hatirlamadigini, isteyerek yapmadigini ve pisman oldugunu,
Tutuklanmasi talebiyle sevk edildigi Sulh Ceza Mahkemesinde; Cumhuriyet Bassavciliginda müdafisi huzurunda vermis oldugu ifadesini aynen tekrar ettigini, esi katilanla bosanma asamasinda oldugunu ve kendisine “Baskasiyla evlenecegini, çocugumuzun da baskasina baba diyecegini” söyledigini, Sivas’tan icra memuru kanaliyla kizi katilan magdureyi aldigini, Keskin ilçesinde otobüs çevirmesinde yakalandigini, Keskin Emniyetinde kizi katilan magdureyi bir daha göremeyecegi korkusuyla çekmecede bulunan biçakla kendisini yaraladigini, kendine bes alti biçak darbesi vurdugunu, sonrasinda katilan magdureye vurdugunu hatirlamadigini, pisman oldugunu, kesinlikle kizi katilan magdureye zarar vermek istemedigini,
Mahkemede; daha önce Ankara’da çalistigini, esi katilanin istedigi üzerine Sivas’a tasindigini, önce is bulamadigini, daha sonra kafede çalismaya basladigini, esiyle aralarinda anlasmazlik oldugunu, esinin Sivasli oldugunu, sik sik annesinin yanina gittigini ve gelmedigini, hâlen de aralarinda bosanma davasi oldugunu, esi katilanin kizlari katilan magdureyi göstermek istemedigini, kizi katilan magdureyi Sivas’tan polislerin yardimi ile alip Ankara’ya giderken Keskin de Karakola aldiklarini, esi katilanin kizi katilan magdureyi kaçirdigi seklinde sikâyetçi oldugunu, katilan magdureyi öldürmek gibi bir düsüncesi olamayacagini, polisler çevirince bunalima girdigini, tezgâhin üzerindeki biçagi alip kendine vurdugunu, ancak kizi katilan magdureye vurup vurmadigini hatirlamadigini, hazirlik ifadesinin kismen dogru oldugunu, ancak bazi kisimlarinin yanlis anlasildigini, biçagi tezgâhin üzerinde görünce bir sey hatirlayamaz oldugunu, kizi katilan magdureye vurdugunu hatirlamadigini,
Bozma sonrasi Mahkemede; Yargitay bozma ilamina uyulmamasini talep ettigini, önceki savunmalarini aynen tekrar ettigini, kizi katilan magdureyi canindan daha çok sevdigini, su an hayatta tutunacagi hiçbir sey olmadigini, kasten hiçbir sey yapmadigini, önceki kararda direnilmesini talep ettigini, olay aninda kendisini kaybettigini, olayin tuvalette meydana geldigini, etrafinda kimse olmadigini,
Savunmustur.
Uyusmazlik konularinin ayri ayri degerlendirilmesinde yarar bulunmaktadir.
1-Sanigin eyleminin kasten öldürme suçuna tesebbüs mü yoksa kasten yaralama suçunu mu olusturduguna iliskin uyusmazlik konusunun incelenmesinde;
5237 sayili Türk Ceza Kanunu’nun "Suça tesebbüs" baslikli 35. maddesinde;
“Kisi, islemeyi kastettigi bir suçu elverisli hareketlerle dogrudan dogruya icraya baslayip da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise tesebbüsten dolayi sorumlu tutulur” hükmü yer almaktadir.
Buna göre suça tesebbüs, islenmesi kast olunan bir suçun icrasina elverisli araçlarla baslanmasindan sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasidir. Maddenin açik hükmüne göre, icra hareketlerinin yarida kalmasi ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi disindaki engel nedenlerden ileri gelmelidir.
Öte yandan, suça tesebbüsle ilgili degerlendirme yapilabilmesi, failin hangi suçu islemeyi kastettiginin belirlenmesini gerektirir ki buna "subjektif unsur" denir. Failin gerçeklestirdigi davranis ile bir suçu islemeye tesebbüs edip etmedigini, eger etmisse hangi suça tesebbüs ettigini belirleyebilmek için öncelikle kastin varliginin belirlenmesi gerekmektedir. Baska bir deyisle, tipki tamamlanmis suçta oldugu gibi, tesebbüs asamasinda kalan suçta da, islenmek istenen suç tipindeki bütün unsurlar failce bilinmelidir. (Içel Suç Teorisi, Kayihan Içel, Füsun Sokullu-Akinci, Izzet Özgenç, Adem Sözüer, Fatih S. Mahmutoglu, Yener Ünver 2. Kitap, 2. Baski, Istanbul, 2000, s.315.)
Bu husus, Yargitay Ceza Genel Kurulunun 765 sayili TCK'nin yürürlükte oldugu dönemde verilmis olup kabul edilen ilkeler açisindan 5237 sayili TCK'nin tesebbüse iliskin 35. maddesi yönüyle de varligini devam ettiren 04.06.1990 tarihli ve 101-156 sayili kararinda da; “Tesebbüste aranan kast, icrasina baslanmis cürmü tesebbüs asamasinda birakma kasti olmayip, söz konusu suçu tamamlamaya yönelmis kasttir” seklinde açiklanmistir.
Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna tesebbüs arasindaki ayirici kriter manevi unsurun farkliligina dayandigindan, sanigin kastinin öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mi yönelik oldugunun çözülmesi gerekmektedir. 5237 sayili TCK’nin 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanimindaki unsurlarinin bilerek ve istenerek gerçeklestirilmesi olan ve failin iç dünyasini ilgilendiren kast, dis dünyaya yansiyan davranislara bakilarak, daha açik bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sirasi ve olay sonrasi davranislari ölçü alinarak belirlenmelidir.
Ilkeleri, Yargitay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarinda açiklandigi üzere, bir eylemin kasten öldürmeye tesebbüs mü, yoksa kasten yaralama mi sayilacaginin belirlenmesinde; fail ile magdur arasinda husumet bulunup bulunmadigi, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandigi saldiri aletinin niteligi, darbe sayisi ve siddeti, magdurun vücudunda meydana getirilen yaralarin yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkâni olup olmadigi, failin fiiline kendiliginden mi, yoksa engel bir nedenden dolayi mi son verdigi gibi ölçütler esas alinmalidir.
Kastin belirlenmesi açisindan her bir olayda kullanilmasi gereken ölçütler farklilik gösterebileceginden, tüm bu olgularin olaysal olarak ele alinmasi gerekmektedir.
Bu açiklamalar isiginda uyusmazlik konusu degerlendirildiginde;
Sanik ... ile katilan ... (Ada) Ülker’in 20.07.2006 tarihinde resmî nikâhla evlendikleri, bu evliliklerinden 2007 dogumlu müsterek çocuklari katilan magdure ...’nin bulundugu, sanik ve katilanin aralarinda geçimsizlik sebebiyle bosanma davasi oldugu, Sivas Aile Mahkemesinin 27.08.2010 tarih ve 755 degisik is sayili karari ile müsterek çocuklari olan katilan magdurenin velayetinin geçici olarak bosanma davasi süresince annesi katilana verildigi, babasi sanik ile de kisisel iliski tesis edildigi, bu karara istinaden sanigin Sivas Icra Müdürlügünün 10.09.2010 tarih ve 7032 sayili çocuk teslim tutanagi ile katilan magdureyi teslim aldigi, ayni gün saat 18.00’e kadar katilan magdureyi teslim etmesi gerekirken teslim etmedigi, katilan ...'in ayni gün saat 20.45 siralarinda Sivas Emniyet Müdürlügüne giderek kizi katilan magdurenin sanik tarafindan kaçirildigini belirterek ihbarda bulundugu, sanigin önce katilan magdure ile Kayseri iline gittigi, daha sonra 11.09.2010 tarihinde saat 13.00’de Kayseri Inci Turizm firmasina ait ...plakali otobüsle Ankara iline gideceginin ögrenildigi, Kirikkale ili, Keskin ilçesi sinirlarinda sabit bekleme görevi ifa eden ekiplerce saat 16.50 siralarinda otobüsün durduruldugu, sanik ve katilan magdurenin gerekli islemler yapilmak üzere Keskin Emniyet Müdürlügüne götürüldügü, islemlerin tamamlanmasini beklerken sanigin kizi katilan magdurenin “Tuvaleti geldigini, tuvaletin nerede oldugunu” polis memurlarina sordugu, sanik ve katilan magdurenin polis memuru tanik ... refakatinde Ilçe Emniyet Müdürlügü lokalinde bulunan tuvalete gittikleri, polis memurunun kapida bekledigi, sanigin bir süre sonra tuvaletten çikarak katilan magdurenin üzerini kirlettigini, çantasindan kiyafet almasi gerektigi gerekçesiyle polis memuru tanik Mehmet'e hissettirmeden çay ocaginin çekmecesinden biçak aldigi, biçak ve elbise ile tekrar tuvaletin içerisinde kendini bekleyen kizi katilan magdurenin yanina döndügü, önce biçakla kendi boynunu yüzeysel yaraladigi, daha sonra katilan magdureyi biçakla sol koltuk alti, sol meme basi, boyun ve göbek hizasindan 4 isabetle yaraladigi, göbek hizasina isabet eden biçak yarasinin yasamsal tehlike olusturacak sekilde oldugu, katilan magdurenin “Baba, baba” diye bagirmasi üzerine polis memuru tanik Mehmet'in içeriye girdigi ve saniga engel oldugu olayda;
Sanigin kizi katilan magdureyi tekrar göremeyecegini ve baskasina “Baba” demesini hazmedemeyecegini düsünerek Polis Merkezinde islemlerin tamamlanmasini bekledigi esnada kizi katilan magdureyi ve kendisini öldürmeye karar verdigi, kizi katilan magdurenin tuvaleti geldigi gerekçesiyle nezaretçi polis esliginde kizini tuvalete götürdügü, belli bir süre sonra kizi katilan magdurenin üzerini kirlettigi bahanesiyle tuvaletten çikarak polis memuruna hissettirmeden lokalin çay ocagindan biçak aldigi, tekrar kendisini tuvalette bekleyen savunmasiz 3 yas içerisindeki kizi katilan magdurenin yanina döndügü, katilan magdureyi sap kismi 13 cm, kesici kismi 12 cm olan öldürme suçuna elverisli biçakla sol koltuk alti, sol meme basi, boyun ve göbek hizasindan 4 isabet ile yaraladigi, göbekteki biçak yarasinin yasamsal tehlike olusmasina neden oldugu, nezaretçi polisin katilan magdurenin cani yandigi için “Baba, baba” diye bagirmasi üzerine içeriye girdigi ve saniga engel oldugu hususunun sanigin Savci huzurunda aynen tekrar ve kabul ettigini beyan ettigi 11.09.2010 tarihli sorusturma asamasindaki savunmasi ile de sabit oldugunun anlasilmasi karsisinda, sanigin olay öncesi, olay esnasi ve sonrasindaki davranislari bir bütün olarak degerlendirildiginde eylemine bagli olarak ortaya çikan kastinin kasten öldürme suçuna yönelik oldugunun kabulü gerekmektedir. Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararina konu hükmünü sanigin eyleminin kasten öldürme suçuna tesebbüsü olusturdugunun gözetilmemesi isabetsizliginden bozulmasina karar verilmelidir.
Çogunluk görüsüne katilmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi de; sanigin eyleminin kasten yaralama suçunu olusturdugu düsüncesiyle karsi oy kullanmislardir.
2- 5271 sayili CMK’nin 150, 234 ve 239. maddeleri geregince sanik ve magdura zorunlu olarak atanan müdafi ve vekil ücretlerinin mahkûmiyet hükümleri ile birlikte yargilama giderlerine dahil edilerek saniktan tahsiline karar verilmesinin mümkün olup olmadiginin;
Kirikkale Cumhuriyet Bassavciliginca düzenlenen 28.02.2011 tarihli ve 639-28 sayili iddianame ile, sanik ...’nin üzerine atili nitelikli kasten öldürme suçuna tesebbüs ettigi gerekçesiyle TCK’nin 82/1-d-e, 35, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarinca cezalandirilmasina karar verilmesi istemiyle kamu davasi açildigi,
Mahkemece saniga CMK’nin 150/3. maddesi uyarinca yargilama asamasinda zorunlu müdafi tayin edildigi,
Mahkemece yasi küçük katilan magdureye CMK’nin 234/2. maddesi uyarinca zorunlu vekil görevlendirildigi ,
Sanigin dosyaya yansiyan bir geliri bulunmadigi,
Anlasilmaktadir.
Savunma hakki, Anayasamizin 36. maddesinde güvence altina alinmis ve herkesin mesru vasita ve yollardan yararlanmak suretiyle yargi mercileri önünde davaci veya davali olarak iddia ve savunma hakkina sahip oldugu belirtilmistir. Sanik bu hakkini bizzat kullanabilecegi gibi müdafisi araciligi ile de kullanabilir. Bu açidan, savunma hakki “mesru bir yol”, müdafi de savunma hakkinin kullanilmasi bakimindan “mesru bir araçtir" (Nur Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, Kazanci Hukuk Yayinlari, Istanbul, 1984, s. 13.).
5271 sayili CMK’nin 2/1-c maddesinde “süpheli veya sanigin ceza muhakemesinde savunmasini yapan avukati” olarak tanimlanan müdafi, toplumsal savunmayi gerçeklestirmek amaciyla süpheli veya sanik lehine hareket edip hukuki yardimda bulunan ve gerçegin ortaya çikarilmasini saglayan kamusal bir muhakeme süjesidir (Nurullah Kunter-Feridun Yenisey-Ayse Nuhoglu, Muhakeme Hukuku Dali Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 18. Baski, Beta Yayinevi, Istanbul 2010, s. 401 vd.; Nur Centel-Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayinevi, 12. Baski, Istanbul 2015, s. 180 vd.; Bahri Öztürk-Durmus Tezcan-Mustafa Ruhan Erdem-Özge Sirma-Yasemin Saygilar Kirit-Özdem Özaydin-Esra Alan Akcan-Efser Erdem, Nazari ve Uygulamali Ceza Muhakemesi Hukuku, 9. Baski, Seçkin Yayinevi, Ankara 2015, s. 245 vd.; Erdener Yurtcan, Ceza Yargilamasi Hukuku, 12. Baski, Beta Yayinevi, Istanbul 2007, s. 184; Sinan Kocaoglu, Müdafi, 2. Baski, Seçkin Yayinevi, Ankara 2012, s. 57.).
Süpheli veya sanigin müdafisi araciligiyla savunulmasi hususunda tercih yapma imkânina sahip oldugu hâllerde görev yapan müdafi ihtiyari müdafi, görevlendirilmesi hususunda süpheli veya sanigin iradesinin önem tasimadigi hâllerde görev yapan müdafi ise zorunlu müdafidir. Görüldügü gibi müdafinin zorunlu veya ihtiyari olmasi, süpheli veya sanigin istemine ya da istemi olup olmadigina bakilmaksizin yani iradesi dikkate alinmadan atanip atanmadigina bakilarak belirlenmektedir (Kunter-Yenisey-Nuhoglu, s. 409; Centel-Zafer, s. 187; Yurtcan, s.192; Kocaoglu, s.120.).
1412 sayili CMUK, kisisel savunmada kural olarak ihtiyari müdafilik sistemini benimsemis ve sinirli bazi hâllerde zorunlu müdafilik sistemini getirmisken; 5271 sayili CMK zorunlu müdafilik sistemini, önemli ölçüde genisletmistir. 5271 sayili CMK'ya göre; müdafisi bulunmayan süpheli veya sanigin, çocuk, kendini savunamayacak derecede malul veya sagir ve dilsiz olmasi (150/2. md.), sorusturma veya kovusturma konusu suçun cezasinin alt sinirinin bes yildan fazla hapis cezasini gerektirmesi (150/3. md.), resmî bir kurumda kusur yeteneginin arastirilmasi için gözlem altina alinmasina karar verilecek olmasi (74/2. md.), tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmesi (101/3. md.), davranislari nedeniyle, hazir bulunmasinin durusmanin düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacagi anlasilan sanigin yoklugunda durusma yapilmasi (204/1. md.) ve kaçak sanik hakkinda durusma yapilmasi (247/4. md.) hâllerinde, süpheli veya sanigin istemi bulunmasa hatta açikça müdafi istemedigini beyan etse bile müdafi görevlendirme zorunlulugu bulunmaktadir. 5271 sayili CMK'nin 150/3. maddesinin yürürlüge giren ilk seklinde üst siniri en az bes yil hapis cezasini gerektiren suçlar bakimindan zorunlu müdafi görevlendirilmesi kabul edilmis iken, 19.12.2006 tarihli Resmî Gazete'de yayimlanarak yürürlüge giren 5560 sayili Kanun'un 21. maddesiyle bu süre "alt siniri bes yildan fazla hapis cezasini gerektiren" seklinde degistirilmistir.
Yargilamanin yapildigi tarih itibariyla CMK’nin “Müdafiin Görevlendirilmesi” baslikli 150. maddesinde;
“(1) Süpheli veya saniktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Süpheli veya sanik, müdafi seçebilecek durumda olmadigini beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan süpheli veya sanik; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sagir ve dilsiz ise, istemi aranmaksizin bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt siniri en az bes yil olan fazla hapis cezasini gerektiren suçlardan dolayi yapilan sorusturma ve kovusturmada ikinci fikra hükmü uygulanir.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diger hususlar, Türkiye Barolar Birliginin görüsü alinarak çikarilacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadir.
CMK’nin “ Magdur ve sikâyetçinin haklari” baslikli 234. maddesinde;
“(2) Magdur, onsekiz yasini doldurmamis, sagir veya dilsiz ya da meramini ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksizin bir vekil görevlendirilir.” hükmü yer almaktadir.
CMK'nin 150. maddesinin ikinci ve üçüncü fikralari uyarinca görevlendirilecek zorunlu müdafinin ücreti ile CMK’nin 234/2. maddesi uyarinca atanan zorunlu vekil ücretinin niteligi ve kime yükleneceginin degerlendirilmesine geçince; 5320 sayili Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Sekli Hakkinda Kanun'un 13. maddesinin birinci fikrasinda; "Ceza Muhakemesi Kanunu geregince sorusturma ve kovusturma makamlarinin istemi üzerine baro tarafindan görevlendirilen müdafi ve vekile, avukatlik ücret tarifesinden ayrik olarak, Türkiye Barolar Birliginin görüsü de alinarak Adalet ve Maliye bakanliklari tarafindan birlikte tespit edilecek ücret, Adalet Bakanligi bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret, yargilama giderlerinden sayilir.",
Ceza Muhakemesi Kanunu Geregince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri Ile Yapilacak Ödemelerin Usul ve Esaslarina Iliskin Yönetmelik'in 5. maddesinin ikinci fikrasinda; "Süpheli veya sanik; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malûl veya sagir ve dilsiz ise ya da hakkinda alt siniri bes yildan fazla hapis cezasini gerektiren bir suçtan dolayi sorusturma ya da kovusturma yapiliyorsa istemi aranmaksizin barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir. Ancak bunun için süpheli veya sanigin müdafiinin olmamasi sarttir.",
5. maddesinin üçüncü fikrasinda; "Ikinci fikrada sayilan hâllerde kovusturma asamasinda saniga iddianamenin tebligi için çikarilan çagri kâgidina ayrica 'teblig tarihinden itibaren yedi gün içinde müdafii bulunup bulunmadigini bildirmesi, bildirimde bulunmadigi takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesinin istenecegi, görevlendirilen müdafie ödenecek ücretin yargilama giderlerinden sayilacagi ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edilecegi' hususunu hatirlatan mesruhat verilir..." ,
8. maddesinde; "(1) Ceza Muhakemesi Kanunu geregince baro tarafindan görevlendirilen müdafi veya vekile Avukatlik Asgari Ücret Tarifesinden ayrik olarak hazirlanacak 'Ceza Muhakemesi Kanunu Geregince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapilacak Ödemelere Iliskin Tarife' geregince ödenecek meblâg Adalet Bakanligi bütçesinde bu amaçla ayrilan ödenekten karsilanir.
(2) Müdafi veya vekilin görevi geregi yaptigi zorunlu yol giderleri ile kendisi tarafindan karsilanmasi durumunda temyiz, istinaf ve itiraz harçlari ayrica ödenir.
(3) Müdafi veya vekile Tarife geregince ödenen meblâg, zorunlu yol giderleri ve müdafi veya vekil tarafindan ödenen temyiz, istinaf ve itiraz harçlari yargilama giderlerinden sayilir.",
CMK'nin "Yargilama Giderleri” baslikli 324. maddesinin birinci fikrasinda; “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlik ücretleri ile sorusturma ve kovusturma evrelerinde yargilamanin yürütülmesi amaciyla Devlet Hazinesinden yapilan her türlü harcamalar ve taraflarca yapilan ödemeler yargilama giderleridir.”,
Dördüncü fikrasinda; "Devlete ait yargilama giderlerine iliskin kararlar, Harçlar Kanunu hükümlerine göre; kisisel haklara iliskin kararlar, 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayili Icra ve Iflâs Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir. Devlete ait yargilama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayili Amme Alacaklarinin Tahsil Usulü Hakkinda Kanunun 106 nci maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olmasi halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.",
Ayni Kanun'un "Sanigin Yükümlülügü" baslikli 325. maddesinin birinci fikrasinda; "Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargilama giderleri saniga yüklenir." , Seklinde hükümler bulunmaktadir.
Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasi'nin 90. maddesinin besinci fikrasinda yer alan "Usulüne göre yürürlüge konulmus milletlerarasi antlasmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkinda Anayasaya aykirilik iddiasi ile Anayasa Mahkemesine basvurulamaz. Usulüne göre yürürlüge konulmus temel hak ve özgürlüklere iliskin milletlerarasi antlasmalarda kanunlarin ayni konuda farkli hükümler içermesi nedeniyle çikabilecek uyusmazliklarda milletlerarasi antlasma hükümleri esas alinir." hükmü uyarinca iç hukukumuzun uyulmasi zorunlu bir parçasi hâline gelen 19.03.1954 tarihli Resmî Gazete'de yayimlanan 10.03.1954 tarihli ve 6366 sayili Kanun ile onaylanmis bulunan Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin "Adil Yargilanma hakki" baslikli 6/3-c maddesinde;
"Bir suç ile itham edilen herkes asagidaki asgari haklara sahiptir: ...
c) Kendisini bizzat savunmak veya seçecegi bir müdafinin yardimindan yararlanmak; eger avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldügünde, resen atanacak bir avukatin yardimindan ücretsiz olarak yararlanabilmek," hükmü düzenlenmistir.
Görüldügü üzere, mevzuatimizda yer alan hükümlere göre zorunlu müdafi ücreti yargilama gideri kabul edilerek hakkinda ceza veya güvenlik tedbirine hükmedilen saniga yükletilmekteyken, AIHS ancak belirli sartlarin gerçeklesmesi durumunda sanigin müdafiden ücretsiz olarak yararlanmasini öngörmektedir. Temel hak ve hürriyetlerden olup AIHM'nin 25.09.1992 tarihli ve 13191/87 Basvuru no'lu Pham Hoang/Fransa kararinda adil yargilanma kavraminin görünüm sekillerinden biri kabul ettigi ücretsiz müdafi hakki baglaminda ve Anayasa'nin 90. maddesinin besinci fikrasi gözetildiginde mahkemece somut olaya uygulanmasi gereken hüküm, AIHS'nin 6/3-c maddesidir.
AIHS'in 6/3-c maddesinde yer alan ücretsiz müdafi hakki mutlak bir hak olmayip sanigin malî imkâninin uygun olmamasi ve adaletin selameti sartlarina tabi tutulmustur.
"Sanigin malî imkanlardan yoksun olmasi” ifadesinden ne anlasilmasi gerektigi sözlesme hükümleriyle belirlenmemis olup degerlendirme, paranin satin alma gücü ve ülke ekonomisi gibi sartlar gözönüne alinarak yapilmalidir. Sanigin malî durumunun müdafi ücretini karsilamak için uygun oldugu durumlarda ise söz konusu kisiye adli yardim verilmesine matuf olarak ayrica adaletin selameti degerlendirmesi yapilmasina gerek yoktur (Campbell ve Fell/ Birlesik Krallik, 28.06.1984 Basvuru no: 7819/77-7878/77).
"Adaletin selameti" ifadesi bakimindan AIHM içtihatlarinda muhtemel cezanin agirligi (Quaranta/ Isviçre, 24.04.1992, Basvuru no:12744/87; Twalib/ Yunanistan, 09.06.1998, Basvuru no: 24294/94 ); özgürlükten mahrum birakilma ihtimali (Benham/ Birlesik Krallik, 09.06.1998, Basvuru no:12744/87) gibi bazi belirlemeler yapilmaktadir.
Temel hak ve hürriyetlerden olan ücretsiz müdafi hakkina iliskin yasal mevzuat ile AIHS'nin farkli hükümler içermesi sebebiyle Anayasa’nin 90. maddesinin besinci fikrasi uyarinca somut olayda AIHS'nin 6/3-c maddesi hükmünün uygulanmasi gerekmekte olup dosyaya yansiyan bir geliri olmadigi ve kendi beyanlarina göre de sabit bir gelirleri bulunmayan sanik ...’nin mali imkânlardan yoksun olmasi ve saniga CMK’nin 150. maddesinin üçüncü fikrasi uyarinca talebi olmaksizin zorunlu olarak müdafi atanmasi ve yine mahkemece yasi küçük katilan magdureye CMK'nin 234/2. maddesi uyarinca zorunlu vekil atanmasi karsisinda, zorunlu müdafi ve vekil ücretinin yargilama giderlerine dâhil edilerek saniktan tahsiline karar verilemeyecegi kabul edilmelidir.
Bu itibarla bu uyusmazlik konusu bakimindan da Yerel Mahkemesinin direnme kararina konu hükmünün bozulmasina karar verilmelidir.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayili Resmî Gazete'de yayimlanan 08.10.2015 tarihli ve 140-85 sayili karari ile, TCK'nin 53. maddesinin bazi hükümlerinin iptal edilmesi karsisinda, sanik hakkinda belirtilen maddenin uygulanmasi bakimindan mahkemece yeniden degerlendirme yapilmasinda da zorunluluk bulunmaktadir.
SONUÇ:
Açiklanan nedenlerle;
1- Kirikkale Agir Ceza Mahkemesinin 08.09.2015 tarihli ve 54-143 sayili direnme kararina konu mahkûmiyet hükmünün;
A) Sanigin eyleminin kasten öldürme suçuna tesebbüsü olusturdugunun gözetilmemesi,
B) Mali imkâni bulunmayan saniga ve çocuk magdura CMK’nin 150/3. ve 234/2. maddesi uyarinca atanan zorunlu müdafi ve vekil ücretlerinin yargilama giderlerine dahil edilerek saniktan tahsiline karar verilmesi,
C) Hükümden sonra 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayili Resmî Gazete'de yayimlanarak yürürlüge giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 140-85 sayili karari ile, TCK’nin 53. maddesinin bazi hükümlerinin iptal edilmesi karsisinda, sanik hakkinda belirtilen maddenin uygulanmasi bakimindan, yeniden degerlendirme yapilmasinda zorunluluk bulunmasi, nedenleriyle BOZULMASINA,
2- Dosyanin, mahalline gönderilmek üzere Yargitay Cumhuriyet Bassavciligina TEVDI EDILMESINE, 16.03.2021 tarihinde yapilan müzakerede birinci uyusmazlik yönünden oy çoklugu, ikinci uyusmazlik bakimindan ise oy birligiyle karar verildi.