vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdfff52801000000aa02000001000200Avukatlik Kanununun 174. maddesinde “Avukatin azli halinde ücretin tamami verilir. Su kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayi azledilmis ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil isleminin hakli nedene dayandiginin kanitlanmasi halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü degildir. Hakli azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanip, kesinlesen islerden dolayi ücrete hak kazanir. Azil islemi bir bütün olup bir dosyada azlin hakli, digerinde haksiz oldugu da kabul edilemez. T.C. Yargitay 3. Hukuk Dairesi 2020/4892 E. , 2020/7646 K. IÇTIHAT METNI MAHKEMESI :ASLIYE HUKUK MAHKEMESI Taraflar arasindaki alacak davasinin mahkemece yapilan yargilamasi sonucunda, davanin kismen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davaci ve davalilar vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kagitlar okunup geregi düsünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davaci, isçilik alacaklarinin tahsili ile ilgili dava ve isleri takip etmek üzere davalilara vekaletname verdigini, açilan davanin lehine sonuçlandigini, ancak bu süreçte borçlunun iflas ettigini, davalilarin vekalet görevinin gereklerini geregi gibi ifa etmemeleri nedeniyle öncelikli olan isçi alacaginin iflas masasinca 4. siraya kaydedildigini, azlettigi davalilarin bu karara karsi süresinde itirazda bulunmamalari nedeniyle ugradigi hak kaybindan dogan zarardan müstereken sorumlu olduklarini ileri sürerek fazlaya iliskin haklari sakli kalmak kaydiyla 7.267,00 TL’ nin 1.4.2009 tarihinden, 9.045,00 TL’ nin ise 1.10.2011 tarihinden itibaren isleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemistir. Davalilardan ... ve ... vekilleri, davanin öncelilkle zamanasimindan reddi gerektigini aksi halde müvekkillerinin yasaya aykiri sekilde vekillik görevlerini ihmal etmedigini ve kötüye kullanmadigini, görevlerini geregi gibi yerine getirdiklerini belirterek davanin reddini istemistir. Davali ... vekili, davalinin avukatlik ortakligindan 2006 tarihi itibariyle ayrildigini, davanin öncelikle husumetten reddini aksi halde davacinin davali ...’u ilk ödeme için ibra ettigini, vekalet ücreti düsülmeksizin tüm alacak üzerinden taleplerinin de yersiz oldugunu beyan ederek davanin esastan reddini dilemistir. Mahkemece, sira cetveline itiraz davasinin açilacagi sürenin bitiminden itibaren hesaplanan 5 yillik zamanasimi süresinin doldugu gerekçesi ile davanin usulden reddine iliskin kararin davaci tarafindan temyizi üzerine, (kapatilan) 13. Hukuk Dairesinin 2015/22590 esas, 2015/35436 karar sayili ilami ile dava konusu olayda, davalilarin, zarar dogurdugu iddia edilen eylemle ilgili olarak müvekkili olan davaciya hesap verdigi ispat edilmediginden, azilden itibaren isleyecek zamanasimi süresinin dava tarihi itibari ile doldugundan söz edilemeyecegi, mahkemece isin esasi incelenip, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazili sekilde hüküm kurulmus olmasinin dogru görülmedigi” belirtilerek bozulmustur. Mahkemece, bozma ilamina uyulmak suretiyle yapilan yargilama neticesinde, davanin kismen kabulüne, dava konusu 10.637,67-TL 'nin dava tarihi olan 24/03/2014 tarihinden itibaren isleyecek yasal faizi ile birlikte davalilardan müstereken ve müteselsilen alinarak davaciya verilmesine, 2.734,00-TL yönünden dava konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadigina karar verilmis, hüküm tüm taraflar vekillerince temyiz edilmistir. 1-Dosyadaki yazilara, kararin dayandigi delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tüm davalilar vekillerinin temyiz itirazlarinin reddi gerekmistir. 2-Davacinin temyiz itirazlari yönünden; Davaci, eldeki dava ile davalilarin vekalet görevinin gereklerini geregi gibi ifa etmemeleri nedeniyle, öncelikli olan isçilik alacaginin iflas masasinca 4. siraya kaydedildigini, davalilarin bu karara karsi süresinde itirazda bulunmamalari nedeniyle ugradigi hak kaybindan dogan zarardan müstereken sorumlu olduklarini ileri sürerek, iflas masasinda birinci sira alacaklilara yapilan ödemeler için, alacagi miktarlarin, ödeme tarihlerinden itibaren isleyecek faiz ile birlikte davalilardan müstereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmistir. Mahkemece, davacinin alacagindan, davalilarin akdi ve yasal vekalet ücretlerinin mahsubu gerektigi gerekçesiyle bilirkisi tarafindan hesaplanan vekalet ücretlerini alacaktan mahsup edilerek karar verilmistir. Avukatlik Kanununun 174. maddesinde “Avukatin azli halinde ücretin tamami verilir. Su kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayi azledilmis ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil isleminin hakli nedene dayandiginin kanitlanmasi halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü degildir. Dairemizin köklesmis içtihatlarina göre hakli azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanip, kesinlesen islerden dolayi ücrete hak kazanir. Azil islemi bir bütün olup bir dosyada azlin hakli, digerinde haksiz oldugu da kabul edilemez. Somut olayda, davacinin davalilari azlinin hakli oldugu, davalilarin takip ettigi isçilik alacaklarina iliskin dava dosyasi ile buna iliskin takiplerden azlin yapildigi tarihe kadar kesinlesmis olanlar hakkinda vekalet ücretine hak kazanacaklari hususu açiktir. Bu açiklamalar isiginda, davalilarin hak kazanacagi vekalet ücretleri hakkinda Mahkemece yapilan inceleme eksiktir. Bu husus bozma sebebi yapilmistir. Yine, davali ... tarafindan yargilama asamasinda davaciya, asil ve faiz borcu olarak havale edilen ödemeler için bilirkisi incelemesi yaptirilarak sonucuna göre, yapilan bu ödemeler için asil alacaktan mahsubu ile bu kisimlar hakkinda karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayali hüküm tesisi usul ve yasaya aykiri olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarida birinci bentte açiklanan nedenlerle tüm davalilarin temyiz itirazlarinin reddine; ikinci bentte açiklanan nedenlerle hükmün davaci yararina BOZULMASINA, pesin alinan temyiz harcinin istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayili HMK'nin geçici madde 3 atfiyla 1086 sayili HUMK'nin 440.maddesi geregince karar düzeltme yolu kapali olmak üzere, 10/12/2020 tarihinde oy birligi ile karar verildi.
Su kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayi azledilmis ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil isleminin hakli nedene dayandiginin kanitlanmasi halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü degildir. Hakli azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanip, kesinlesen islerden dolayi ücrete hak kazanir. Azil islemi bir bütün olup bir dosyada azlin hakli, digerinde haksiz oldugu da kabul edilemez.
T.C.
Yargitay
3. Hukuk Dairesi
2020/4892 E. , 2020/7646 K.
MAHKEMESI :ASLIYE HUKUK MAHKEMESI
Taraflar arasindaki alacak davasinin mahkemece yapilan yargilamasi sonucunda, davanin kismen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davaci ve davalilar vekili tarafindan temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kagitlar okunup geregi düsünüldü:
Davaci, isçilik alacaklarinin tahsili ile ilgili dava ve isleri takip etmek üzere davalilara vekaletname verdigini, açilan davanin lehine sonuçlandigini, ancak bu süreçte borçlunun iflas ettigini, davalilarin vekalet görevinin gereklerini geregi gibi ifa etmemeleri nedeniyle öncelikli olan isçi alacaginin iflas masasinca 4. siraya kaydedildigini, azlettigi davalilarin bu karara karsi süresinde itirazda bulunmamalari nedeniyle ugradigi hak kaybindan dogan zarardan müstereken sorumlu olduklarini ileri sürerek fazlaya iliskin haklari sakli kalmak kaydiyla 7.267,00 TL’ nin 1.4.2009 tarihinden, 9.045,00 TL’ nin ise 1.10.2011 tarihinden itibaren isleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemistir.
Davalilardan ... ve ... vekilleri, davanin öncelilkle zamanasimindan reddi gerektigini aksi halde müvekkillerinin yasaya aykiri sekilde vekillik görevlerini ihmal etmedigini ve kötüye kullanmadigini, görevlerini geregi gibi yerine getirdiklerini belirterek davanin reddini istemistir.
Davali ... vekili, davalinin avukatlik ortakligindan 2006 tarihi itibariyle ayrildigini, davanin öncelikle husumetten reddini aksi halde davacinin davali ...’u ilk ödeme için ibra ettigini, vekalet ücreti düsülmeksizin tüm alacak üzerinden taleplerinin de yersiz oldugunu beyan ederek davanin esastan reddini dilemistir.
Mahkemece, sira cetveline itiraz davasinin açilacagi sürenin bitiminden itibaren hesaplanan 5 yillik zamanasimi süresinin doldugu gerekçesi ile davanin usulden reddine iliskin kararin davaci tarafindan temyizi üzerine, (kapatilan) 13. Hukuk Dairesinin 2015/22590 esas, 2015/35436 karar sayili ilami ile dava konusu olayda, davalilarin, zarar dogurdugu iddia edilen eylemle ilgili olarak müvekkili olan davaciya hesap verdigi ispat edilmediginden, azilden itibaren isleyecek zamanasimi süresinin dava tarihi itibari ile doldugundan söz edilemeyecegi, mahkemece isin esasi incelenip, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazili sekilde hüküm kurulmus olmasinin dogru görülmedigi” belirtilerek bozulmustur.
Mahkemece, bozma ilamina uyulmak suretiyle yapilan yargilama neticesinde, davanin kismen kabulüne, dava konusu 10.637,67-TL 'nin dava tarihi olan 24/03/2014 tarihinden itibaren isleyecek yasal faizi ile birlikte davalilardan müstereken ve müteselsilen alinarak davaciya verilmesine, 2.734,00-TL yönünden dava konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadigina karar verilmis, hüküm tüm taraflar vekillerince temyiz edilmistir.
1-Dosyadaki yazilara, kararin dayandigi delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tüm davalilar vekillerinin temyiz itirazlarinin reddi gerekmistir.
2-Davacinin temyiz itirazlari yönünden;
Davaci, eldeki dava ile davalilarin vekalet görevinin gereklerini geregi gibi ifa etmemeleri nedeniyle, öncelikli olan isçilik alacaginin iflas masasinca 4. siraya kaydedildigini, davalilarin bu karara karsi süresinde itirazda bulunmamalari nedeniyle ugradigi hak kaybindan dogan zarardan müstereken sorumlu olduklarini ileri sürerek, iflas masasinda birinci sira alacaklilara yapilan ödemeler için, alacagi miktarlarin, ödeme tarihlerinden itibaren isleyecek faiz ile birlikte davalilardan müstereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmistir. Mahkemece, davacinin alacagindan, davalilarin akdi ve yasal vekalet ücretlerinin mahsubu gerektigi gerekçesiyle bilirkisi tarafindan hesaplanan vekalet ücretlerini alacaktan mahsup edilerek karar verilmistir.
Avukatlik Kanununun 174. maddesinde “Avukatin azli halinde ücretin tamami verilir. Su kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayi azledilmis ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil isleminin hakli nedene dayandiginin kanitlanmasi halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü degildir. Dairemizin köklesmis içtihatlarina göre hakli azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanip, kesinlesen islerden dolayi ücrete hak kazanir. Azil islemi bir bütün olup bir dosyada azlin hakli, digerinde haksiz oldugu da kabul edilemez. Somut olayda, davacinin davalilari azlinin hakli oldugu, davalilarin takip ettigi isçilik alacaklarina iliskin dava dosyasi ile buna iliskin takiplerden azlin yapildigi tarihe kadar kesinlesmis olanlar hakkinda vekalet ücretine hak kazanacaklari hususu açiktir. Bu açiklamalar isiginda, davalilarin hak kazanacagi vekalet ücretleri hakkinda Mahkemece yapilan inceleme eksiktir. Bu husus bozma sebebi yapilmistir. Yine, davali ... tarafindan yargilama asamasinda davaciya, asil ve faiz borcu olarak havale edilen ödemeler için bilirkisi incelemesi yaptirilarak sonucuna göre, yapilan bu ödemeler için asil alacaktan mahsubu ile bu kisimlar hakkinda karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayali hüküm tesisi usul ve yasaya aykiri olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarida birinci bentte açiklanan nedenlerle tüm davalilarin temyiz itirazlarinin reddine; ikinci bentte açiklanan nedenlerle hükmün davaci yararina BOZULMASINA, pesin alinan temyiz harcinin istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayili HMK'nin geçici madde 3 atfiyla 1086 sayili HUMK'nin 440.maddesi geregince karar düzeltme yolu kapali olmak üzere, 10/12/2020 tarihinde oy birligi ile karar verildi.