Mirasın Hükmen Reddi Talebi, Vergi Borcu, Miras reddetme süresi, Tereke mallarının gizlenmesi

vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff22cb00000000ad01000001000500

YARGITAY 14. Hukuk Dairesi 

ESAS: 2015/12078 

KARAR: 2015/9380 

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.01.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.

Davacılar, murisleri E.. E..'in vefat ettiğini, vefatı sonunda borcunu ve alacağını bilmedikleri için küçük miktarlı borçlarını kapatmaya çalıştıklarını, murislerinin sağlığında kurduğu şirketin iflas ettiğini ve yüklü miktarda borç altına girdiğini, SGK Başkanlığından ve vergi dairelerinden kendilerine gönderilen borç yazıları ile terekesinin borca batık olduğunu öğrendiklerini, murisin mirasının borca batık olması nedeniyle mirası kayıtsız ve şartsız reddettiklerini, mirasın reddine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Mahkemece, davanın kabulü ile muris E.. E..'in terekesinin TMK'nın 605. maddesi uyarınca borca batık olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Hükmü, davalı kurumlar vekilleri temyiz etmiştir.

Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez (TMK m. 610/2).

Davacıların, rızaen murisin ölümünden sonraki bir tarihte yeniden yapılandırma sonucu Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim borçlarını ödemek suretiyle mirası sahiplendikleri anlaşılmakla mirasçıların ret hakkı düşmüştür. Bu nedenle mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 8. Hukuk Dairesi 

ESAS: 2013/16680

KARAR: 2014/14147 

Y.. A.. ve M.. A.. ile S.. K.. ve Edirne Vergi Dairesi aralarındaki mirasın hükmen reddi davasının kabulüne dair Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.06.2013 gün ve 32/340 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı SGK vekili ile davalı Edirne Vergi Dairesi (Hazine) vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, davacıların murisi H..A..'ın 4.3.2012 tarihinde vefat ettiğini, murisin ortağı olduğu şirketlerin vergi borcu bulunduğunu, murisin SGK borçlarından dolayı da icra takibi yapıldığını, mirasbırakanın ölüm tarihinde terekesinin açıkça borca batık olduğunu ileri sürerek TMK'nun 605/2.maddesi uyarınca murisin mirasının reddedildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı SGK vekili; davanın yasal 3 aylık süre içerisinde açılmadığından mirasın kayıtsız şartsız kabul edilmiş sayıldığını, davacıların icra takibi yapıldıktan sonrası mirası reddetmeleri nedeni ile kötü niyetli olduklarını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Davalı Edirne Vergi Dairesi vekili; mirasçıların ölüm tarihinde terekenin durumunu bilebilecek durumda olduğundan ölüm tarihinden sonraki hak düşürücü süre içinde mirası reddetmeleri gerektiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile davacıların murisi H..A..ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesine üzerine, hüküm, davalı vekilleri tarafından süresinde ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Dava, mirasın hükmen reddine ilişkindir. Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zimnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK md. 605/2).

Somut olayda, mirasbırakan H. A.. 4.3.2012 tarihinde vefat etmiştir. Murisin ölümü ile, tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Mirasbırakanın vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Mirasbırakanın ödemeden aczinin belirlenmesi için öncelikle ölüm tarihi itibariyle malvarlığı araştırılmalıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; mirasbırakanın kendi şahsına ait yargı harç borcu ve ortağı olduğu.. Gıda Teks.Turizm İnş. Ltd. Şti ve M.. E..İnşaat Taah. Tic. Ltd. şirketlerine ait sosyal güvenlik prim borcu ile vergi borçları bulunduğu saptanmıştır. 

Hal böyle olunca, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle tüm taşınır mallarının ilgili yerlerden sorularak belirlenmesi, zabıta marifetiyle mirasbırakanın malvarlığı hakkında araştırma yapılması, terekeden mirasçılara intikal yapılıp yapılmadığının araştırılması, bundan ayrı mirasbırakının ortağı olduğu söz konusu şirketlerin faal olup olmadığını tespit edilmesi ile mirasbırakanın hissesine düşen miktarın gerektiğinde uzman bilirkişiden de yararlanılmak suretiyle belirlenmesi, ayrıca, mirasbırakanın ortak olduğu şirket borçlarından dolayı sorumluluk miktarı da tespit edilip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. 

Bundan ayrı, yukarıda değinildiği üzere mirasbırakanın ortağı olduğu limited şirketlerin vergi ve prim borçları mirasbırakanın şahsi borcu değildir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. 

Aynı Kanuna 25.05.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen Mükerrer 35. madde hükmüne göre de; tüzel kişilerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Şu halde, açıklanan yasal hükümler gereğince, mirasbırakanın, ortağı olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Öyle ise, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle, mirasbırakanın, ortağı olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve mirasbırakanın şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise, bu halde davacının borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, değilse mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu yönler araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


kararara.com



Şimdi Ara
Hemen Sor